T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

          HUKUK BÖLÜMÜ

          ESAS      NO : 2017/525

          KARAR  NO : 2017/764

          KARAR  TR  : 27.11.2017

        

 

ÖZET : Mahalli İdareler Başkontrolörlerince yapılan denetim sonucu düzenlenen denetim raporu ile belediyede 657 sayılı Yasaya tabi Hukuk İşleri Müdür vekili olarak görev yapan davalıya Toplu İş Sözleşmesi uyarınca fazla ödendiği saptanan vekalet ücretinin, dava tarihine kadar işlemiş olan faizi ile birlikte tahsili istemiyle açılan davanın, ADLİ YARGI YERİNDE görülmesi gerektiği hk.

 

 

 

 

 

K  A  R  A  R

 

 

Davacı             : Milas Belediye Başkanlığı   

Vekili              : Av. H..B.

Davalı             :  Z.Ç.

 

 

O L A Y         :Davacı Belediye Başkanlığı vekili dava dilekçesinde özetle; Mahalli İdareler Başkontrolörlerince yapılan denetim sonucu düzenlenen 13.11.2014 tarihli denetim raporu ile belediyede 657 sayılı Yasaya tabi hukuk işleri müdür vekili olarak görev yapan davalıya Toplu İş Sözleşmesi uyarınca fazla ödendiği saptanan 94.507,48.-TL vekalet ücretinin, dava tarihine kadar işlemiş faizi olan 28.476,38.-TL ile birlikte ilgiliden tahsili amacıyla adli yargı yerinde dava açmıştır.

Davalı şahıs süresi içerisinde verdiği cevap dilekçesinde görev itirazında bulunmuştur.  

MİLAS 3. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ : 20.4.2017 gün E:2016/264 sayı ile, uyuşmazlığın Adli yargının görev alanına girdiği anlaşılmakla, davalı asilin dava şartı yokluğundan görevsizlik kararı verilmesi talebinin reddine, mahkemelerinin görevli olduğunun kabulüne karar vermiştir.

Davalının idari yargı yararına olumlu görev uyuşmazlığı çıkartılması yolunda süresi içinde verdiği dilekçesi üzerine dava dosyası Danıştay Başsavcılığına gönderilmiştir.

DANIŞTAY BAŞSAVCISI: Davacı Belediye ile Tüm Belediye ve Yerel Yönetim Hizmetleri Emekçileri Sendikası arasında 01.01.2012 tarihinde bu tarihle 31.12.2015 tarihine kadar dört yıl süreli Toplu İş Sözleşmesi imzalandığı, bu sözleşmenin 15. maddesinin 2. fıkrasında, "Mahkemeler ve İcra Müdürlüklerince avukatlık asgari ücret tarifesine göre Belediyemiz lehine takdir olunan avukatlık vekalet ücretlerinde 1136 sayılı Avukatlık Kanunu'nun 164/son maddesi aynen uygulanır." kuralına yer verildiği, bu sözleşme uyarınca davalıya vekalet ücreti ödendiği, 13.11.2014 tarihinde Mahalli İdareler Başkontrolörlerince yapılan denetim sonucu düzenlenen denetim raporunda, vekalet ücretinin 4688 sayılı Kanunun 28. maddesinde belirtilen haklar arasında sayılmadığı, bu nedenle toplu sözleşme ile düzenlenemeyeceği, 659 sayılı Genel Bütçe Kapsamındaki Kamu İdareleri ve Özel Bütçeli İdarelerde Hukuk Hizmetlerinin Yürütülmesine İlişkin Kanun Hükmünde Kararname'nin 14. maddesine belirtilen limitin üzerinde ödeme yapılmasını doğuracak hükümler konulamayacağı, bu maddede belirtilen limit haricinde yapılan avukatlık vekalet ücreti ödemelerinin kamu zararı olduğu, bu zararın da 2011-2014 yıllarında toplam 94.507,48.-TL olduğunun belirtilmesi üzerine davacı idare vekili tarafından, kamu zararı olduğu ileri sürülen söz konusu tutarın tahsili amacıyla bakılan davanın açıldığı; bu durumda, davacı Belediye ile anılan Sendika arasında imzalanan toplu sözleşme ile oluşan idari düzenlemeye dayanılarak davalıya ödenen avukatlık vekalet ücretinden kaynaklanan davaya konu uyuşmazlığın görüm ve çözümünün idari yargı yerine ait bulunduğu gerekçesiyle, 2247 sayılı Yasa'nın 10'uncu maddesi uyarınca, olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılmasına ve dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmesine karar vermiştir.

Başkanlıkça, 2247 sayılı Yasanın 13. maddesine göre Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısının da yazılı düşüncesi istenilmiştir.

YARGITAY CUMHURİYET BAŞSAVCISI: Kamu Görevlileri Sendikaları ve Toplu Sözleşme Kanunu hükümlerine dayanılarak hazırlanan toplu iş sözleşmeleri, işçi statüsünde olmayan kamu görevlilerinin geneline ve hizmet kollarına dönük mali ve sosyal haklara ilişkin olduğundan, yapılan bu işlemin idari nitelik taşıdığı; yapılan toplu sözleşmeler ile Devlet ve kamu görevlileri mevzuat hükümleri yerine, müzakere yolu ile çalışma koşullarını görüşmek suretiyle bir anlamda idarenin yetkisini paylaştıklarının anlaşılması karşısında, bu yönü ile dava konusu sözleşmenin de sendikaların katılımı ile yapılan idare hukuku ilke ve kurallarına tabi kendisine özgü idari sözleşme (düzenleme) olduğu; bu nedenle, davacı Belediye ile anılan sendika arasında imzalanan toplu sözleşme ile oluşan idari düzenlemeye dayanılarak davalıya ödenen avukatlık vekalet ücretinden kaynaklanan davaya konu uyuşmazlığın idari yargı yerinde görülmesi gerektiği; bu nedenle, Danıştay Başsavcılığının 2247 sayılı Kanunun 10. maddesi gereğince yapmış olduğu başvurunun kabulü ile Milas 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin görevlilik kararının kaldırılmasına karar verilmesi gerektiği yönünde düşünce vermiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE:

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Nuri NECİPOĞLU’nun Başkanlığında, Üyeler: Şükrü BOZER, Mehmet AKSU, Ahmet Tevfik ERGİNBAY, Alaittin Ali ÖĞÜŞ, Süleyman Hilmi AYDIN ve Turgay Tuncay VARLI’nın katılımlarıyla yapılan 27.11.2017 günlü toplantısında:

            l-İLK İNCELEME: Başvuru yazısı ve dava dosyası örneği üzerinde 2247 sayılı Yasa'nın 27. maddesi gereğince yapılan incelemeye göre, davalının anılan Yasanın 10/2 maddesinde öngörülen yönteme uygun olarak yaptığı görev itirazının reddedilmesi ve 12/1. maddede belirtilen süre içinde başvuruda bulunması üzerine Danıştay Başsavcısı'nca 10.maddede öngörülen biçimde, olumlu görev uyuşmazlığı çıkarıldığı anlaşılmaktadır. Usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim Gülşen AKAR PEHLİVAN’ın, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Halil İbrahim ÇİFTÇİ ile Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın davada adli yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Dava; Mahalli İdareler Başkontrolörlerince yapılan denetim sonucu düzenlenen denetim raporu ile belediyede 657 sayılı Yasaya tabi Hukuk İşleri Müdür vekili olarak görev yapan davalıya Toplu İş Sözleşmesi uyarınca fazla ödendiği saptanan 94.507,48.-TL vekalet ücretinin, dava tarihine kadar işlemiş faizi olan 28.476,38.-TL ile birlikte tahsili istemiyle açılmıştır.

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun "İdari dava türleri ve idari yargı yetkisinin sınırı” başlığını taşıyan 2. maddesinin birinci fıkrasında, “1. (Değişik: 10/6/1994 - 4001/1 md.) İdari dava türleri şunlardır:

(İptal: Ana.Mah.nin 21/9/1995 tarih ve E:1995/27, K:1995/47 sayılı kararı ile; Yeniden Düzenleme: 8/6/2000 - 4577/5 md.) İdarî işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlâl edilenler tarafından açılan iptal davaları,

İdari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları,

(Değişik: 18/12/1999-4492/6 md.) Tahkim yolu öngörülen imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklar hariç, kamu hizmetlerinden birinin yürütülmesi için yapılan her türlü idari sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin davalar" hükmüne yer verilmiştir.

İdari davalardan olan iptal ve tam yargı davalarında davalı daima idaredir. Bir başka deyişle, idari yargı yerinde açılan bir iptal ya da tam yargı davasına bakılabilmesi için, diğer dava koşullarının yanı sıra, davanın idare aleyhine açılmış olması gerekmekte; idari yargı yerinde gerçek kişiler aleyhine dava açılabilmesine hukuken olanak bulunmamaktadır.

Bu durumda, davanın, ortada idarece kamu gücüne dayalı olarak ve idari usul ve esaslara göre re'sen ve tek yanlı biçimde tesis edilmiş bir işlem veya eyleminden dolayı hak ve menfaati ihlâl edilenler tarafından idare aleyhine açılmış 2577 sayılı Yasa'nın 2. maddesinde belirtilen davalardan biri olmayıp; davacı idare tarafından, sehven ödendiği ileri sürülen vekalet ücretinin iadesi istemiyle gerçek kişi aleyhine açılan dava olması karşısında, idari yargının görevine giren bir dava bulunduğundan söz etmek olanaksızdır.

Buna göre, idarenin, alacak istemiyle gerçek kişi aleyhine açtığı davanın, özel hukuk hükümleri çerçevesinde görüm ve çözümünde adli yargı yeri görevlidir.

Açıklanan nedenlerle, Danıştay Başsavcılığınca yapılan 4.7.2017 gün E:2017/64 sayılı başvurunun reddi gerekmiştir.

 

S O N U Ç   : Davanın çözümünde ADLİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Danıştay Başsavcılığınca yapılan 4.7.2017 gün E:2017/64 sayılı BAŞVURUNUN REDDİNE, 27.11.2017 gününde OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

 

Başkan

Nuri

NECİPOĞLU

 

 

 

Üye

Şükrü

BOZER

 

 

 

 

 

 

Üye

Alaittin Ali

ÖĞÜŞ

Üye

Mehmet

AKSU

 

 

 

 

 

 

Üye

Süleyman Hilmi

AYDIN

Üye

Ahmet Tevfik

ERGİNBAY

 

 

 

 

 

 

Üye

Turgay Tuncay

VARLI