T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

 

ESAS NO       : 2020/322

KARAR NO   : 2020/354      

KARAR TR    : 28/05/2020

 

ÖZET: Davacı şirket tarafından sigortası yapılan taşıtın geçirdiği trafik kazası sonucu oluşan hasar sebebiyle davacı tarafından ödenen bedelin davalı idareye düştüğü belirtilen kısmının rücuen tahsili amacıyla başlatılan ilamsız icra takibinde, davalının takibe itiraz ettiğinden bahisle, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla alacağa ödeme tarihinden takip tarihine kadar işlemiş faize ve borcun ferilerine yapılan itirazın iptali ile takibin devamına, asıl alacağa yasal faiz işletilmesine, davalının % 20'den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesi istemiyle açılan davanın, ADLİ YARGI YERİNDE görülmesi gerektiği hk.

 

 

 

 

 

 

 

K A R A R

 

          Davacı      : S.J. Sigorta A.Ş.

          Vekili     : Av. İ.Ç.

          Davalı   : İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı

          Vekili     : Av. E.E.

 

          O L A Y: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket nezdinde sigortalı 34 ... 0987 plakalı aracın 19.11.2016 tarihinde seyir halinde iken karşı istikametten gelen 34 ... 38 plakalı araç ile çarpışması sonucunda meydana gelen trafik kazasında sigortalı araçta oluşan hasar nedeniyle sigortalıya 21.800,00 TL ödendiğini, kazanın meydana geldiği yolun davalının yetki ve sorumluluğunda olduğunu, kazanın meydana gelmesinde davalının da sorumluluğu bulunduğunu, sigortalıya ödenen tazminatın davalının kusuruna isabet kısmının rücuen tahsili için davalı aleyhine icra müdürlüğü nezdinde ilamsız icra takibine başlandığını, davalının takibe itiraz ettiğini belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla alacağa ödeme tarihinden takip tarihine kadar işlemiş faize ve borcun ferilerine yapılan itirazın iptali ile takibin devamına, asıl alacağa yasal faiz işletilmesine, davalının % 20'den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesi istemiyle adli yargı yerinde dava açmıştır.

          İSTANBUL 7. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ: 12.2.2019 gün ve E:2018/324, K:2019/69 sayılı kararıyla davada idari yargı yerinin görevli olduğundan bahisle yargı yolu yokluğu bakımından görevsiz olduğunu belirterek dava dilekçesinin reddine karar vermiştir. Karara karşı yapılan istinaf kanun yoluna başvurusu, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi'nce 8.11.2019 tarihinde kesin olmak üzere esastan reddedilmiş ve kararın kesinleştiği anlaşılmıştır.

          Davacı vekili aynı taleple bu kez idari yargı yerinde dava açmıştır.

          İSTANBUL 7. İDARE MAHKEMESİ: E: 2020/581 sayılı dosyasında, 17.3.2020 günlü kararıyla, bu uyuşmazlığın görüm ve çözümünde 2918 sayılı Kanun hükümleri çerçevesinde adli yargının görevli olduğu sonucuna varıldığından bahisle 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanun’un 19.maddesi uyarınca görevli yargı merciinin belirlenmesi amacıyla Mahkememize başvurulmasına karar vermiş, başvuru, Mahkememizce 14.5.2020 tarihinde kayıt altına alınmıştır.

          İNCELEME VE GEREKÇE:

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Hicabi DURSUN’un Başkanlığında, Üyeler: Şükrü BOZER, Mehmet AKSU, Birol SONER, Aydemir TUNÇ, Nurdane TOPUZ ve Ahmet ARSLAN'ın katılımlarıyla yapılan28.5.2020 günlü toplantısında:

          I-İLK İNCELEME:

          Dosya üzerinde 2247 sayılı Kanun'un 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre;İstanbul 7. İdare Mahkemesi'nce, 2247 sayılı Kanun'un 19. maddesine göre başvuruda bulunulmuş olduğu ve usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

          II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim Burak Cenk İLHAN’ın, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Halil İbrahim ÇİFTÇİ ile Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın davada adli yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

          Davanın; davacı şirket tarafından sigortası yapılan taşıtın geçirdiği trafik kazası sonucu oluşan hasar sebebiyle davacı tarafından ödenen bedelin davalı idareye düştüğü belirtilen kısmının rücuen tahsili amacıyla başlatılan ilamsız icra takibinde, davalının takibe itiraz ettiğinden bahisle, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla alacağa ödeme tarihinden takip tarihine kadar işlemiş faize ve borcun ferilerine yapılan itirazın iptali ile takibin devamına, asıl alacağa yasal faiz işletilmesine, davalının %20'den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesi istemiyle açıldığı anlaşılmıştır.

2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun "İlamsız takip" başlıklı Üçüncü Bap, 42-49. maddelerinde takip yöntemleri gösterilmiş; değişik 58. maddesinde, takip talebinin icra dairesine yazı ile veya sözlü olarak veya elektronik ortamda yapılacağına işaret edilmiş, değişik 60. maddesine göre, takip talebi üzerine icra müdürünce ödeme emri düzenleneceği ve 62-65. maddelerde itiraza ilişkin hükümlere yer verilmiş olup, değişik 66. maddede, süresi içinde yapılan itirazın takibi durduracağı kurala bağlanmıştır.

İtiraz nedeniyle takibin durması üzerine alacaklıya, itirazın iptali için Kanunda iki yola başvurma olanağı tanınmış olup, bunlardan birincisi, 67. maddeye göre mahkemeye başvurmak, ikincisi ise 68, ek 68/a ve ek 68/b maddelerine göre tetkik merciinden itirazın kaldırılmasını istemektir.

İncelenen uyuşmazlıkta alacaklı konumundaki davacı tarafından, değişik 67. maddeye göre mahkemeye başvurmak suretiyle itirazın iptali davası açılmıştır.

Söz konusu 67. madde: "Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.

Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu, takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı, diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde kırkından aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.

İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır.

Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır" hükümlerini taşımaktadır.

      Anılan Kanunun değişik 1. maddesinin birinci fıkrasında, "Her asliye mahkemesinin yargı çevresinde yeteri kadar icra dairesi bulunur" denilmekte olup, yukarıda hükmü yazılı 67. maddede sözü edilen "mahkeme" ile icra dairesinin bulunduğu yargı çevresi bakımından bağlı olduğu asliye mahkemesinin anlaşılması ve takip hukukuna özgü bulunan itirazın iptali davasının asliye mahkemesinde görülmesi gerektiği açıktır.

Öte yandan, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun "İdari Dava Türleri ve İdari Yargı Yetkisinin Sınırı" başlıklı 2. maddesinde, idari dava türleri: a)İdari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan iptal davaları, b)İdari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları, c)Tahkim yolu öngörülen imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklar hariç, kamu hizmetlerinden birinin yürütülmesi için yapılan her türlü idari sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin davalar olarak sayılmıştır.uyuşmazlıklara ilişkin davalar olarak sayılmıştır.

Bu duruma göre, İcra ve İflas Kanunu’nun değişik 67. maddesine göre açılan itirazın iptali davasının görüm ve çözümünde adli yargı yerinin görevli olduğu sonucuna varılmıştır. Kaldı ki davanın idarenin hizmet kusuru sonucu oluşan trafik kazasından kaynaklanan rücuan tazminat davası olarak kabulü halinde de, Mahkememizin yerleşik içtihatları gereği 2918 sayılı Kanun uyarınca açılan her türlü sorumluluk davalarında adli yargı görevlidir.

Açıklanan nedenlerle davanın görüm ve çözümü adli yargı yerinin görevine girdiğinden, İstanbul 7. İdare Mahkemesi'nin başvurusunun kabulü ile İstanbul 7. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin12.2.2019 gün ve E:2018/324, K:2019/69 sayılı sayılı görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir.

 

S O N U Ç : Davanın çözümünde ADLİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle   İstanbul 7. İdare Mahkemesi'nin BAŞVURUSUNUN KABULÜ ile İstanbul 7. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 12.2.2019 gün ve E:2018/324, K:2019/69 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 28.5.2020 gününde OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

 

      Başkan                               Üye                               Üye                              Üye

      Hicabi                              Şükrü                          Mehmet                          Birol    

    DURSUN                           BOZER                         AKSU                         SONER          

 

 

                                                  Üye                                Üye                              Üye    

                                              Aydemir                        Nurdane                         Ahmet

                                                TUNÇ                           TOPUZ                       ARSLAN