Hukuk Bölümü 2005/71 E., 2005/116 K.

  • GÖREVLİ MERCİİLERİN UYUŞMAZLIK MAHKEMESİNE BAŞVURMALARI
  • 2247 S. UYUŞMAZLIK MAHKEMESİNİN KURULUŞ VE İŞLEYİŞİ HAK... [ Madde 19 ]
  • 2247 S. UYUŞMAZLIK MAHKEMESİNİN KURULUŞ VE İŞLEYİŞİ HAK... [ Madde 27 ]
  • 2577 S. İDARİ YARGILAMA USULÜ KANUNU [ Madde 2 ]
  • 2577 S. İDARİ YARGILAMA USULÜ KANUNU [ Madde 3 ]
  • 4046 S. ÖZELLEŞTİRME UYGULAMALARI HAKKINDA KANUN [ Madde 12 ]
  • "İçtihat Metni"

    O L A Y: A) Davacı Şirket vekili, özelleştirme kapsamında bulunan Filyos Ateş Tuğlası San, ve Tic. A.Ş.'nin hisselerinin tamamının Özelleştirme İdaresi Başkanlığı ile müvekkili Şirket arasında 13.5.1997 tarihinde akdedilen Hisse Satış Sözleşmesi yoluyla satın alındığını; 18.180.000 USD satış bedelinin, 4.537.500 USD'lik kısmının peşin ödendiğini ve kalanı için: 7.375.307 USD tutarında Osmanlı Bankası A.Ş. Zonguldak Şb. ve aynı tutarda Garanti Bankası A.Ş. Zonguldak Şb. tarafından düzenlenen iki adet teminat mektubu verildiğini; taksitlere mahsuben 1.809.944 USD tutarında ödeme yapıldıktan sonra bakiyenin ödenmesinde acze düşülmesi nedeniyle 2000 yılında yapılan ek sözleşme ile taksitlerin yeniden vadelendirildiği; daha sonra alıcı Şirket ve şahısların döviz cinsinden olan borçlarının acze düştükleri tarih itibariyle Türk Lirasına çevrilmesi ve buna da TEFE oranında faiz uygulanması yolundaki Özelleştirme İdaresi Başkanlığının 9.8.2002 gün ve 2002/45 sayılı kararı doğrultusunda, müvekkil Şirkete ait borcun 9.8.2002 tarihi itibariyle Türk Lirasına çevrildiğini ve taraflarca varılan anlaşmaya göre ilk taksit ödemesinin 5.11.2003 tarihi olduğunu; bu nedenle, 25.3.2003 tarihi itibariyle müvekkil Şirketin vadesi geçmiş bir borcunun bulunmadığını ileri sürerek, Özelleştirme İdaresi Başkanlığına karşı adli ve idari yargı mahkemeleri nezdinde açılacak davalara kadar geçerli olmak üzere, Osmanlı ve Garanti Bankalarının Zonguldak Şubelerince müvekkil Şirket adına davalıya verilen teminat mektuplarının nakde çevrilmemesi için ihtiyati tedbir kararı verilmesi istemiyle, 25.3.2003 gününde Çaycuma Asliye Hukuk Mahkemesine başvuruda bulunmuştur.

    ÇAYCUMA 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ; 25.3.2003 gün ve E:2003/16, K:2003/13 D.İş sayı ile, tedbir isteyen vekilinin talebinin kabulüne, Garanti ve Osmanlı Bankalarının Zonguldak Şubelerince verilen talep konusu teminat mektuplarının nakde çevrilmemesi için ihtiyati tedbir konulmasına karar vermiştir.

    B) Davacı Şirket vekili, müvekkil Şirketin muaccel hale gelmiş taksit borcunun bulunmadığının tespitine ve dava sonuna kadar Çaycuma 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin E:2003/16 D.İş sayılı dosyasında K.2003/13 sayı ile verilen ihtiyatı tedbir kararının devamına karar verilmesi istemiyle, 11.4.2003 gününde adli yargı yerinde dava açmış; 2.6.2003 gününde mahkeme kaydına giren dilekçe ile de, davalı idarece fabrika sahasının sit alanında olduğunun gizlendiğini ve hisse devri gerçekleştirilen şirket kayıtları yanıltıcı olduğundan satış bedelinin objektif değerinden çok yüksek belirlendiğini öne sürerek, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 83. vd. maddeleri gereğince, semenin tenzili ile müvekkil Şirketin davalı idareye borçsuzluğunun tespitine ilişkin olarak davanın kısmen islahını talep etmiştir.

    ÇAYCUMA 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ; 11.11.2003 gün ve E: 2003/270, K:2003/502 sayı ile, davanın, özelleştirme ihalesini kazanan davacı şirketin yükümlülüklerini yerine getirmemesi nedeniyle geçici teminat mektuplarının nakde çevrilmesi için Başbakanlık Özelleştirme İdaresi Başkanlığının bu konuda Özelleştirme Yüksek Kurulunca alınan bir karar olmamasına rağmen tek taraflı olarak ve kamu gücüne dayanarak tesis etmiş olduğu işlemin geçersizliğinin tespiti ile davacı Şirketin sözleşmesinin imzalanmasından önce idare tarafından hileli işlemlerle özelleştirme konusu şirketin fabrika sahasının 1. derece sit alanı olduğunun sözleşmeye hazırlık aşamasında gizlenmesi ve böylece objektif değerinden daha fazla bir bedelle ihale gerçekleştirilmiş olması nedeniyle bu güne dek ödenen bedelin gerçekte ödenmesi gereken objektif bedeli karşılayacak miktar olduğunun ve davacı şirketin davalı idareye ödenmesi gereken bir borcunun bulunmadığının tespitine ilişkin bulunduğu, bir kamu hizmetinin yürütülmesi için idarenin tek taraflı olarak idare hukuku esaslarını dayanarak tesis ettiği işlemlerin idari işlem niteliğinde olup İdari Yargılama Usulü Kanununun 2. maddesi uyarınca bu konuda doğacak uyuşmazlıkların çözüm yerinin idari yargı olduğu; görevin kamu düzenine ilişkin ve yargılama şartlarından olup yargılamanın her aşamasında resen gözetilmesinin ve öncelikle çözümlenmesinin gerektiği; dava konusu uyuşmazlığa göre sözleşmenin kurulmasından önceki sözleşmeye hazırlık aşamasında Başbakanlık Özelleştirme İdaresi Başkanlığınca özelleştirilecek şirketin tanıtımına yönelik yapılan işlemlerin idarenin tek taraflı işlemi olup sözleşmenin kurulmasından önceki aşamaya ilişkin bir konuda doğan davanın çözümünün idari yargının görev alanına girdiği gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiş; bu karar, YARGITAY 11. HUKUK DAİRESİ'nin 6.12.2004 gün ve 2004/12445-12011 sayılı kararıyla onanmak suretiyle kesinleşmiştir.

    Özelleştirme İdaresi Başkanlığı vekilinin ihtiyati tedbir kararının kaldırılması yolundaki isteği, Çaycuma 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nce, 7.1.2005 gün ve E:2003/270, K:2003/502 sayılı Ek Karar ile kabul edilmiş ve teminat mektupları hakkında verilen ihtiyati tedbir kararının görevsizlik kararı kesinleşmiş olmakla kendiliğinden kalktığı hususunda ilgili bankalara müzekkere yazılmasına karar verilmiştir.

    Davacı Şirket vekili, (10.1.2005 günlü dilekçenin 2577 sayılı Yasa'nın 3. maddesine uygun bulunmayarak reddi üzerine) usulüne uygun verilen 21.3.2005 günlü dilekçe ile, semenin tenzili ile objektif değere göre yapılan ödemelerin borcu karşılamaya yeterli olduğu öne sürülerek, müvekkil Şirketin borcu bulunmadığının tespitine ve fazla ödenen paraların istirdadına karar verilmesi istemiyle, idari yargı yerinde dava açmıştır.

    ANKARA 11. İDARE MAHKEMESİ ; 31.3.2005 gün ve E:2005/572 sayı ile, idare tıpkı özel hukuk kişileri gibi özel hukuk sözleşmeleri yapılabildiği gibi, kamusal yetkinin verdiği üstünlük ve ayrıcalıklara dayanarak, konusu, hüküm ve koşulları bakımından özel hukuk sözleşmelerinden farklı olan sözleşmeler de yaparki idare hukuku esaslarına tabi bulunan bu sözleşmelerin "idari sözleşme" olarak adlandırıldığı; idarenin, genel ehliyetini kullanarak sözleşme serbestisi ve tarafların eşitliği gözetilerek gerçekleştirdiği sözleşmelerin tamamen özel hukuk hükümlerine tabi olması ve dolayısıyla bunların yargısal denetiminin adli yargı yerlerince yapılmasına karşılık; 2577 sayılı Yasanın idari dava türlerinin sayıldığı 2/1-c. maddesinde ifade edildiği üzere "genel hizmetlerden birinin yürütülmesi" amacıyla ve kamusal nitelikte üstün hak ve yetkilere dayanarak yaptığı idari sözleşmelerden doğan uyuşmazlıkların görüm ve çözümünde ise idari yargı yerlerinin görevli bulunduğu; ihale yoluyla gerçekleştirilen özelleştirme sonucunda taraflarca imzalanan Hisse Satış Sözleşmesinin, konusu ile hüküm ve koşullarının sözleşme serbestisi ve tarafların eşitliği esasına göre düzenlenmiş olması karşısında idarenin özel hukuk sözleşmesi niteliğinde olduğu; bu durumda, akit tarafların karşılıklı hak- borç ve yükümlülüklerine ilişkin özel hukuk sözleşmesi hükümlerinin uygulanması ve yorumlanmasından doğan davanın, özel hukuk hükümlerine göre adli yargı yerinde çözümlenmesi gerektiği sonucuna varıldığından bahisle, 2247 sayılı Yasa'nın 19. maddesi uyarınca görevli yargı yerinin belirlenmesi için Uyuşmazlık Mahkemesi'ne başvurulmasına, bu konuda karar verilinceye kadar incelemenin ertelenmesine karar vermiştir.

    İNCELEME VE GEREKÇE :Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü'nün, Ahmet AKYALÇIN'ın Başkanlığında, Üyeler: M. Lütfü ÜÇKARDEŞLER,Coşkun ÖZTÜRK, Serap AKSOYLU, Ayfer ÖZDEMİR, Abdullah ARSLAN ve Levent ÖZÇELİK'in katılımlarıyla yapılan 26/12/2005 günlü toplantısında;

    I-İLK İNCELEME :Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa'nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre idare mahkemesince anılan Yasa'nın 19. maddesinde öngörülen şekilde başvurulduğu ve usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından adli ve idari yargı yerleri arasında davacı şirketin borcunun bulunmadığının tespiti istemiyle açılan dava yönünden doğan görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oybirliği ile karar verildi.

    II- ESASIN İNCELENMESİ :Raportör-Hakim İsa YEĞENOĞLU'nun davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; İlgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Ahmet BEŞİNCİ ile Danıştay Savcısı Ahmet Yahya ÖZDEMİR'in davada adli yargının görevli olduğu yolundaki yazılı ve sözlü açıklamaları da dinlendikten, sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

    Görev uyuşmazlığına konu olan dava, özelleştirme uygulaması sonucunda satın alınan Şirket için hisse satış sözleşmesinde belirlenen satış bedelinin ödenmeyen kısmı yönünden alıcı Şirketin borcu bulunmadığının tespiti isteminden ibarettir.

    Anayasa'nın 47. maddesinin, 13.8.1999 tarih ve 4446 sayılı Kanun ile eklenen Ek üçüncü ve dördüncü fıkralarında, " Devletin, kamu iktisadi teşebbüslerinin ve diğer kamu tüzel kişilerinin mülkiyetinde bulunan işletme ve varlıkların özelleştirilmesine ilişkin esas ve usuller kanunla gösterilir.

    Devlet, kamu iktisadi teşebbüsleri ve diğer kamu tüzelkişileri tarafından yürütülen yatırım ve hizmetlerden hangilerinin özel hukuk sözleşmeleri ile gerçek veya tüzelkişilere yaptırılabileceği veya devredilebileceği kanunla belirlenir." denilmiş olup, 24.11.1994 tarih ve 4046 sayılı Özelleştirme Uygulamalarının Düzenlenmesine Ve Bazı Kanun Ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun, özelleştirme uygulamalarının esaslarını belirleyen genel yasal düzenleme niteliğini taşımaktadır.

    Anılan Yasa'da, Yasa kapsamında bulunan kuruluşlardan hangisinin özelleştirme proğramına alınacağına ve bunların satış, kiralama, işletme hakkı devri, mülkiyetin gayri aynî hakların tesisi ve işin gereğine uygun sair hukuki tasarruflar ile devredilmelerine ilişkin özelleştirme yöntemlerinden hangisi ile özelleştirileceğine Özelleştirme Yüksek Kurulunca karar verildikten sonra, Başbakana bağlı kamu tüzel kişiliğine sahip, özel bütçeli Özelleştirme İdaresi Başkanlığınca, özelleştirme uygulamalarının gerektirdiği özelleştirme ile ilgili her türlü işlemler yürütülmek suretiyle Kurul kararlarının uygulanacağı düzenlenmiştir.

    Öte yandan, 4046 sayılı Yasa'nın 12. maddesinde de, bu Yasa'da yapılması öngörülen işlerde 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu hükümlerinin uygulanmayacağı belirtilmiş ise de, her iki yasada da, idarede kanunilik ilkesi gereğince, sözleşmenin yapılmasından önce idarenin uyması gereken usul kurallarının düzenlenmiş olması karşısında, özelleştirme uygulamalarında sözleşmenin yapılmasına kadar olan süreçte kamu gücüne dayalı re'sen ve tek yanlı olarak tesis edilen işlemlerin, idari yargı denetimine tabi olacağı tartışmasızdır.

    Ancak, olayda özelleştirme uygulamasına ilişkin bir idari işlemin iptaline yönelik dava açılmadığına ve hisse satış sözleşmesi akdedilerek satış tamamlandığına göre, görevli yargı yerinin tespiti için sözü edilen sözleşmenin incelenmesi gerekmektedir.

    Yapılan ihale sonunda, Filyos Ateş Tuğlası San. ve Tic. A.Ş. sermayesinde 85.000.000.000.-TL.nominal kıymetinde ve %100 oranındaki İdareye ait hisselerin tamamının, Zonguldak Yatırım Makina Madencilik Enerji Hiz. San. Tic. A.Ş.'ne 18.150.000 USD bedel karşılığında 13.5.1997 tarihli Hisse Satış Sözleşmesinde karşılıklı hak ve yükümlülükler içermesi bakımından sözleşme serbestisi çerçevesinde düzenlenen koşullarla satışının gerçekleştiği anlaşılmaktadır.

    4046 sayılı Yasa'da öngörülen satış yöntemiyle gerçekleştirilen özelleştirme uygulaması sonunda taraflarca imzalanan hisse satış sözleşmesinin, konusu ile içerdiği hüküm ve koşulların sözleşme serbestisi ve tarafların eşitliği esasına göre düzenlenmiş olduğu anlaşıldığından ve alıcı Şirketin borçlu olmadığı iddiası nedeniyle akit tarafların karşılıklı hak ve yükümlülükleri kapsamında bulunan menfi tespit davasının, özel hukuk hükümlerine göre görüm ve çözümünde adli yargı yeri görevli bulunmaktadır.

    Açıklanan nedenlerle, İdare Mahkemesinin başvurusunun kabulü ile Asliye Hukuk Mahkemesince verilen görevsizlik kararının kaldırılması gerekmektedir.

    SONUÇ : Davanın çözümünde ADLİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Ankara 11. İdare Mahkemesi'nin BAŞVURUSUNUN KABULÜ ile Çaycuma 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nce verilen 11.11.2003 gün ve E:2003/270, K:2003/502 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 26.12.2005 gününde OYBİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.