T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

            HUKUK BÖLÜMÜ

            ESAS NO        : 2018 / 354

            KARAR NO  : 2018 / 373

            KARAR TR   : 25.6.2018

ÖZET : 2247 sayılı Yasa’nın 19.maddesinde öngörülen koşulu taşımayan BAŞVURUNUN,  aynı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca REDDİ gerektiği  hk.

                                                          

 

K  A  R  A  R

 

Davacı Asıl  :Z.D.

Davacı Vasi: H.D.

Diğer

Davacılar     :1-H.D.

   2-A.D.           

   3-F.D.

   4-M.T.           

   5-S.D.

   6-M.D.

   7-SA.D.

Vekili           : Av.T.S.

Davalılar      : 1- Sarıyer Belediye Başkanlığı

Vekili           : Av. O.B.

  2- İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı

Vekili           : Av. S.Y.

          

O L A Y      : Davacı asıl Z.D.’ın Vasisi vekili dilekçesinde; Y.Y.Y. idaresindeki 34 G... Plakalı motosikletin, 18.08.2015 tarihinde saat 01:15 sularında Tarabya Bayırı Cad. Tarabya Polis Merkezi Karşısı Mevkiinde, ilgili belediyenin denetimi ve sorumluluğu altında bulunan yol yapım çalışması nedeniyle kapatılmayan çukura çarptığını, tek taraflı trafik kazası meydana geldiğini; motosiklette yolcu konumunda bulunan Z.D.’ın ağır yaralandığını, pek çok ağır ameliyat geçirdiğini, halen bakıma muhtaç olduğunu;  davacı asilin bilinci yerinde olmadığından dolayı, abisi olan H.D.’ın vasi olarak atandığını; kaza tespit tutanağında, kusurun yüzde yüz olarak belediyeye yerildiğini; Uyuşamazlık Mahkemesi Kararlarında, trafik kazasında, davalı idarenin hizmet kusuru bulunduğundan bahisle maddi ve manevi tazminat istemi ile açılan davaların adli yargı yerinde çözümlenmesi gerektiğinin sabit olduğunu ifade ederek; davacı lehine şimdilik 1.000,00 TL maddi tazminata, davacının bakım giderleri için 1.000,00 TL tazminata hükmedilmesine karar verilmesi istemiyle 1- Sarıyer Belediye Başkanlığı ile 2- İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığına karşı, 12.5.2016 tarihinde adli yargı yerinde dava açmıştır.

İSTANBUL 17.ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ; 11.5.2017 gün ve E:2016/224, K:2017/302 sayı ile “(…) Dosya kapsamı incelendiğinde, Yargıtay 17.Hukuk Dairesinin 2015/18942 esas, 2016/4411 karar ve 2016/6112 esas, 2016/8774 karar sayılı ilamlarında da belirtildiği üzere kamu hizmeti görmekle yükümlü olan kurumlar, hizmet sırasında verdikleri zarardan dolayı özel hukuk hükümlerine tabi değillerdir. Kamu tüzel kişilerinin yasalar tarafından kendilerine verilen görev ve yetkileri kullanması sırasında oluşan zararlar niteliği itibariyle hizmet kusurundan kaynaklanan zararlar olup bu zararların tazmini amacıyla idari yargı yerinde tam yargı davası ikame edilmesi gerekeceğinden idari yargı yerinin görevli olduğu anlaşılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;

1-Davanın HMK 114/1-b maddesi gereğince YARGI YOLU NEDENİYLE usulden REDDİNE,

(…)

Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı ve gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere…” karar vermiş; dava dosyasından kararın kesinleşip kesinleşmediği anlaşılamadığından, durumun sorulması üzerine Mahkemece verilen 7.6.2018 tarihli cevap yazısında; “…kararın tebliğe çıkarılamadığı ve bu nedenle kararın kesinleşmediği…” belirtilmiştir.

Davacılar, asıl Z.D., Vasi H.D. ile diğer davacılar 1-H.D., 2-A.D., 3-F.D., 4-M.T., 5-S.D., 6-M.D., 7-SA.D.’ın vekili bu kez; ilgili idarenin kusur ve eyleminden kaynaklı bu kaza sonucu davacı asilin tüm aile fertlerinin maddi-manevi zarara uğradığını ifade ederek; ağır yaralanan davacı lehine fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla (maluliyet sebebi) beden gücü kaybı içinin 1.000,00TL maddi tazminata; davacı lehine bakım giderleri için fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000,00TL tazminata;  davacı asıl için 200.000,00 TL, anne için 150.000,00 TL manevi tazminata, baba için 100.000,00TL manevi tazminata, abla M.T. için 50.000,00 manevi tazminata, diğer kardeşleri S.D. için  30.000,00TL, M.D. için 20.000,00TL, SA.D. için 20.000,00TL ve H.D. için ise 30.000,00TL manevi tazminata hükmedilmesine karar verilmesi istemiyle;  İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığına karşı, 2.11.2017 tarihinde idari yargı yerinde dava açmıştır.

İSTANBUL 8.İDARE MAHKEMESİ; 27.3.2018 gün ve E:2017/2084 sayı ile “(…) 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 1. maddesinde, Kanunun amacının karayollarında can ve mal güvenliği yönünden trafik düzenini sağlayacak ve trafik güvenliğini ilgilendiren tüm konularda alınacak önlemleri belirlemek olduğu; “Kapsam” başlıklı 2. maddesinde, bu Kanunun trafikle ilgili kuralları, şartları, hak ve yükümlülükleri bunların uygulamasını ve denetlenmesini ilgili kuruluşları ve bunların görev, yetki ve sorumluluk, çalışma usulleri ile diğer hükümleri kapsadığı ve bu kanunun karayollarında uygulanacağı; 10. maddesinde, yapım ve bakımdan sorumlu olduğu yolları trafik düzeni ve güvenliğini sağlayacak durumda bulundurmanın Belediye Trafik birimlerinin görev ve yetkileri arasında olduğu belirtilmiştir.

Öte yandan 2918 sayılı Yasanın 19.01.2011 günlü Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6099 sayılı Yasanın 14. maddesiyle değişik 110. maddesinde “İşleteni veya sahibi Devlet ve diğer kamu kuruluşları olan araçların sebebiyet verdiği zararlara ilişkin olanları dahil, bu Kanundan doğan sorumluluk davaları, adli yargıda görülür. Zarar görenin kamu görevlisi olması, bu fıkra hükmünün uygulanmasını önlemez. Hemzemin geçitte meydana gelen tren-trafik kazalarında da bu Kanun hükümleri uygulanır.

Motorlu araç kazalarından dolayı hukuki sorumluluğa ilişkin davalar, sigortacının merkez veya şubesinin veya sigorta sözleşmesini yapan acentenin bulunduğu yer mahkemelerinden birinde açılabileceği gibi kazanın vuku bulduğu yer mahkemesinde de açılabilir”; Geçici 21. maddesinde de “Bu Kanunun 110 uncu maddesinin birinci fıkrasının göreve ilişkin hükmü, yürürlüğe girdiği tarihten önce idari yargıda ve Askeri Yüksek İdare Mahkemesinde açılmış bulunan davalara uygulanmaz” hükmü yer almıştır.

2918 sayılı Yasa'nın 110. maddesinde yer alan hüküm nedeniyle öncelikle görevli yargı yerinin belirlenmesi gerekmektedir. 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanun'un 1. maddesiyle Türkiye Cumhuriyeti Anayasası ile görevlendirilmiş, adli, idari ve askeri yargı mercileri arasındaki görev ve hüküm uyuşmazlıklarını kesin olarak çözmeye yetkili ve bu kanunla kurulup görev yapan bağımsız bir yüksek mahkeme olan Uyuşmazlık Mahkemesinin bu konudaki kararlarının irdelenmesi de yararlı olacaktır.

18.06.2012 gün ve 28327 sayılı Mükerrer Resmi Gazete'de yayımlanan Uyuşmazlık Mahkemesi kararlarına bakıldığında, köprüde trafik kazası yaparak yaşamını yitiren şahsın yakınları tarafından, yolun ve köprünün yol bakım, onarım ve yapımının uygun olmadığı, hiçbir işaretlemenin bulunmadığı, bu eksiklerin oluşan kazaya büyük ölçüde sebebiyet verdiği, kazanın hizmet kusuru nedeniyle meydana geldiği ileri sürülerek açılan tazminat davasında çıkan görev uyuşmazlığı sonucu Uyuşmazlık Mahkemesi'nin 04.06.2012 gün ve E:2012/107, K:2012/134 sayılı kararı ile "2918 sayılı Yasanın 110. Maddesinin 19.1.2011 tarihinde yürürlüğe girdiği gözetildiğinde, göreve ilişkin hükmün bu tarihten önce idari yargı yerinde açılmış olan davalara uygulanmayacağı açıktır. Bu durumda, görev maddesinin yürürlük tarihi olan 19.1.2011 tarihinden önce (14.5.2010 tarihinde) idari yargı yerinde açılmış olan iş bu davanın idari yargı yerinde çözümlenmesi gerektiği"ne karar verilmiş, yine resmi bir aracın yolda bulunan rögar kapağına çarpması nedeniyle hasara uğraması sonucu açılan dava sonucunda çıkarılan görev uyuşmazlığı sonucu Mahkemenin, 04.06.2012 gün ve E:2012/101, K:2012/133 sayılı kararı ile "2918 sayılı Yasanın 19.1.2011 tarihinde yürürlüğe giren 110. maddesi gözetildiğinde meydana gelen zararın tazmini istemiyle açılan davanın adli yargı yerinde çözümlenmesi gerektiği"ne karar verilmiştir.

Dosyanın incelenmesinden; Yılmaz YÜCE idaresindeki 34 G... plakalı motosiklet ile 18/08/2015 tarihinde Tarabya Bayırı Caddesi Tarabya Polis Merkezi Mevkiinde seyir halindeyken yol yapım çalışmasında kapatılmayan çukura çarpılması suretiyle tek taraflı trafik kazası sonucu uğranıldığı ileri sürülen fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak şimdilik 2.000,00-TL Maddi ve 600.000,00-TL Manevi tazminatın tazmini istemiyle İSTANBUL BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE BAŞKANLIĞI'na karşı ilk olarak İstanbul 17.Asliye Hukuk Mahkemesi'nde dava açıldığı, açılan davada yapılan yargılama neticesinde İstanbul 17.Asliye Hukuk Mahkemesi'nin E:2016/224, K:2017/322 sayılı kararıyla görevsizlik kararının verildiği, kararın tebliğ edilmesi üzerine ise Mahkememizde bakılmakta olan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.

Bakılan davanın, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu'nda davalı idareye verilmiş görev, yetki ve sorumlulukların gereği gibi yerine getirilmediğinden bahisle açıldığı ve zararın bu kapsamda gerçekleştiği, Kanunun; karayollarında, can ve mal güvenliği yönünden trafik düzeninin sağlanarak trafik güvenliğini ilgilendiren tüm konularda alınacak önlemleri kapsadığı ve trafikle ilgili kuralları, şartları, hak ve yükümlülükleri, bunların uygulanmasını ve denetlenmesini, ilgili kuruluşları ve bunların görev yetki ve sorumlulukları ile, çalışma usullerini kapsadığı, dolayısıyla oluşan trafik kazası nedeniyle açılacak sorumluluk davalarının görüm ve çözümünde adli yargının görevli olduğu; meydana gelen zararın tazmini istemiyle açılan bu davanın da adli yargı yerinde çözümlenmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.

Nitekim, Uyuşmazlık Mahkemesi'nin 11.04.2016 günlü, E:2016/163, K:2016/110 sayılı kararı da aynı yöndedir.

Açıklanan nedenlerle; 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanun uyarınca dava dosyasının, İstanbul 17.Asliye Hukuk Mahkemesi'nin E:2016/224, K:2017/322 dava dosyası temin edildikten sonra görevli yargı yerinin belirlenmesi için Uyuşmazlık Mahkemesi'ne gönderilmesine ve Uyuşmazlık Mahkemesi karar sonucuna kadar davanın bekletilmesine…” karar vermiş; Mahkemece 2.5.2018 tarihli üst yazıyla gönderilen dava dosyaları 14.5.2018 tarihinde kayıtlarımıza girmiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE:

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Nuri NECİPOĞLU’nun Başkanlığında, Üyeler: Şükrü BOZER, Mehmet AKSU, Ahmet Tevfik ERGİNBAY, Süleyman Hilmi AYDIN, Aydemir TUNÇ ve Birgül KURT’un katılımlarıyla yapılan 25.6.2018 günlü toplantısında:  Raportör-Hakim Taşkın ÇELİK’in, başvurunun reddi yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Halil İbrahim ÇİFTÇİ ile Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın başvurunun reddi gerektiği yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanun’un 19.maddesinde, “Adli, idari, askeri yargı mercilerinden birisinin kesin veya kesinleşmiş görevsizlik kararı üzerine kendisine gelen bir davayı incelemeye başlayan veya incelemekte olan bir yargı mercii davada görevsizlik kararı veren merciin görevli olduğu kanısına varırsa, gerekçeli bir karar ile görevli merciin belirtilmesi için Uyuşmazlık Mahkemesine başvurur ve elindeki işin incelenmesini Uyuşmazlık Mahkemesinin karar vermesine değin erteler. Yargı merciince, önceki görevsizlik kararına ilişkin dava dosyası da temin edilerek, gerekçeli başvuru kararı ile birlikte dava dosyaları Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilir.” denilmiş; Yasanın 27. maddesinde ise, Uyuşmazlık Mahkemesinin, uyuşmazlık çıkarmaya veya görev uyuşmazlıklarına ilişkin istemleri önce şekil ve süre açısından inceleyeceği; yöntemine uymayan veya süresi içinde ileri sürülmemiş istemleri reddedeceği kuralına yer verilmiştir.

Anılan düzenlemelere göre, 19.madde kapsamında kendisine gelen bir davayı inceleyen yargı yerinin Uyuşmazlık Mahkemesine başvurabilmesi için, önceki görevsizlik kararının kesin veya kesinleşmiş olduğunu gözetmesi ve elindeki işin incelenmesini Uyuşmazlık Mahkemesi’nin karar vermesine değin ertelemesi gerekmektedir

Olayda, İstanbul 17.Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilmiş olan görevsizlik kararı kesinleşmeden İstanbul 8. İdare Mahkemesi’ne başvurulduğu anlaşılmakla, ortada adli yargı yerine ait kesinleşmiş bir görevsizlik kararı bulunmadığından, 2247 sayılı Yasa’nın 19.maddesinde öngörülen kararın kesin veya kesinleşmiş olması koşulu gerçekleşmemiştir.

Açıklanan nedenlerle, 2247 sayılı Yasanın 19. maddesinde öngörülen koşulları taşımayan ve İstanbul 8.İdare Mahkemesince, 27.3.2018 gün ve E:2017/2084 sayı ile yapılan başvurunun, aynı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca reddi gerekmiştir.

 

S O N U Ç : 2247 sayılı Yasa’nın 19. maddesinde öngörülen koşulları taşımayan ve  İstanbul 8.İdare Mahkemesince, 27.3.2018 gün ve E:2017/2084 sayı ile yapılan BAŞVURUNUN, aynı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca REDDİNE, 25.6.2018 gününde OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

 

 Başkan

Nuri

NECİPOĞLU

Üye

Şükrü

BOZER

 

 

 

 

Üye

Mehmet

AKSU

 

Üye

Ahmet Tevfik

ERGİNBAY

 

 

 

Üye

Süleyman Hilmi

AYDIN

 

Üye

Aydemir

TUNÇ

 

Üye

Birgül

KURT