Hukuk Bölümü 2004/5 E., 2004/8 K.

  • DEPREM BÖLGESİNDE GEÇİCİ GÖREVLE BULUNAN PERSONELE TAZMİNAT ÖDENMEMESİ
  • 2709 S. 1982 ANAYASASI [ Madde 157 ]
  • 1602 S. ASKERİ YÜKSEK İDARE MAHKEMESİ KANUNU [ Madde 20 ]
  • 4123 S. TABİİ AFET NEDENİYLE MEYDANA GELEN HASAR VE TAH... [ Ek Madde 4 ]
  • "İçtihat Metni"

    TCG Yıldıray ( Denizaltı ) Komutanlığı emrinde Sey.Bçvş. olarak görev yapan davacı, denizaltının Kasım 1998 tarihinden itibaren overhol onarımları için Gölcük'te bulunduğundan bahisle, deprem bölgesinde çalışan personele ödenen tazminatın kendisine ödenmemesine ilişkin işlemin iptali istemiyle, 31.3.2000 gününde askeri idari yargı yerinde dava açmıştır.

    ASKERİ YÜKSEK İDARE MAHKEMESİ İKİNCİ DAİRESİ; 22.1.2001 gün ve E: 2000/249, K: 2001/168 sayı ile, olayda TCG Yıldıray Gemisinde görevli bulunan davacı asker kişi ise de, adıgeçen geminin onarım maksadıyla Gölcük'te bulunduğu sürede 99/13390 sayılı BKK'da belirtilen depremle ilgili tazminatın ödenip ödenmeyeceği hususunun "askeri hizmete ilişkin" bir vasfının bulunmadığı; başka bir ifadeyle, uyuşmazlığın askeri nitelikli bir işlemden kaynaklanmadığı; zira, çözümlenecek anlaşmazlığın askeri olmayan kamu kurumlarında görev yapan tüm personelin aynı istemlerinden ve onun çözümü ile varılacak sonuçtan farklı olmadığı; açıklanan nedenlerle, 1602 sayılı Yasa'nın değişik 20. maddesinde öngörülen "asker kişiyi ilgilendirme" ve "askeri hizmete ilişkin bulunma " şartları birlikte gerçekleşmediğinden davanın genel idari yargının görevine girdiği gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiş; bu karar,yasa yoluna başvurulmayarak kesinleşmiştir.

    Davacı vekili, aynı istekle, 20.4.2001 gününde genel idari yargı yerinde dava açmıştır.

    MUĞLA İDARE MAHKEMESİ TEK HAKİMİ; 24.7.2003 gün ve E: 2001/727, K: 2003/595 sayı ile, asker kişi olduğu tartışmasız bulunan ve fiilen askeri görevini deprem tarihi itibariyle icra eden davacı hakkında tesis edilen idari işlemin 1602 sayılı Yasa'nın 20. maddesinde tanımlanan "askeri hizmete ilişkin" bulunması karşısında, davanın görüm ve çözümünde askeri yargı yerinin görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiş; bu karar, itiraz edilmeyerek kesinleşmiştir.

    İNCELEME VE GEREKÇE: Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü'nün Tülay TUĞCU'nun Başkanlığında, Üyeler: Dr. Atalay ÖZDEMİR, M. Lütfü ÜÇKARDEŞLER, Serap AKSOYLU, Z. Nurhan YÜCEL, Abdullah ARSLAN ve H. Hasan MUTLU'nun katılımlarıyla yapılan 1/3/2004 günlü toplantısında, Raportör-Hakim İsa YEĞENOĞLU' nun davanın çözümünde genel idari yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Danıştay Savcısı Tülin ÖZGENÇ'in davada genel idari yargının; AYİM Savcısı Yasin TEKAKÇA'nın ise askeri idari yargının görevli olduğu yolundaki yazılı ve sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

    USULE İLİŞKİN İNCELEME:

    Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa'nın 27. maddesi gereğince yapılan incelemeye göre, askeri ve genel idari yargı yerleri arasında anılan Yasa'nın 14. maddesinde öngörülen biçimde olumsuz görev uyuşmazlığı doğduğu ve genel idari yargı dosyasının 15. maddede belirtilen yönteme uygun olarak, davacının istemi üzerine son görevsizlik kararını veren mahkemece Uyuşmazlık Mahkemesi'ne gönderildiği anlaşılmaktadır. Usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oybirliği ile karar verildi.

    ESASA İLİŞKİN İNCELEME: Dava, 4123 sayılı Yasa'ya dayanılarak çıkarılan 99/13390 sayılı BKK ile öngörülen tazminatın ödenmemesine ilişkin işlemin iptali isteminden ibarettir.

    Anayasa'nın 157. maddesinde, Askeri Yüksek İdare Mahkemesi'nin askeri olmayan makamlarca tesis edilmiş olsa bile, asker kişileri ilgilendiren ve askeri hizmete ilişkin idari işlem ve eylemlerden doğan uyuşmazlıkların yargı denetimini yapan ilk ve son derece mahkemesi olduğu; ancak askerlik yükümlülüğünden doğan uyuşmazlıklarda ilgilinin asker kişi olması şartının aranmayacağı belirtilmiş; 20.7.1972 tarih ve 1602 sayılı Yasa'nın 25.12.1981 tarih ve 2568 sayılı Yasa ile değişik 20. maddesinde de aynı hüküm yer almıştır. Askeri Yüksek İdare Mahkemesi'nin bir davaya bakabilmesi için dava konusu idari işlemin "asker kişiyi ilgilendirmesi" ve "askeri hizmete ilişkin bulunması" koşullarının birlikte gerçekleşmesi gerekmektedir.

    1602 sayılı Yasa'nın değişik 20. maddesinde, Türk Silahlı Kuvvetlerinde görevli bulunan veya hizmetten ayrılmış olan, subay, askeri memur, astsubay, askeri öğrenci uzman çavuş, uzman jandarma çavuş, erbaş ve erler ile sivil memurlar asker kişi sayılmaktadır.

    İdari işlemin, görevli yargı yerinin tespiti yönünden "askeri hizmete ilişkin" olup olmadığının saptanabilmesi için işlemin konusuna bakılması gerekmektedir. Eğer idari işlem askeri gereklere, askeri usul ve yönteme ve askeri hizmete göre tesis edilmiş ise bu işlemin askeri hizmete ilişkin olduğu kabul edilmelidir. Daha açık bir ifadeyle, askeri hizmete ilişkin idari işlemler: idarenin bir asker kişinin askeri yeterlik ve yeteneklerinin, tutum ve davranışlarının, askeri geçmişinin, asker kişi olmaktan kaynaklanan hak ve ödevlerinin; askerlik hizmetinin amacı, askeri görev yerlerinin özellikleri, askeri kural ve gerekler gözönünde tutularak değerlendirilmesi sonucunda tesis edilen işlemlerdir. İşlem, askeri olmayan bir makam tarafından tesis edilmiş olsa bile durum değişmemekte menfaati ihlal edilen asker kişinin açtığı davanın Askeri Yüksek İdare Mahkemesi'nde görülmesi gerekmektedir.

    Davacının, anılan Yasa hükmünde sayılan asker kişilerden olduğu tartışmasızdır.

    İşlemin askeri hizmete ilişkin olup olmadığına gelince:

    23.7.1995 tarih ve 4123 sayılı Tabii Afet Nedeniyle Meydana Gelen Hasar ve Tahribata İlişkin Hizmetlerin Yürütülmesine Dair Kanun'a 4133 sayılı Kanunla eklenen Ek 4. maddede, "Tabii afete maruz bölgelerde çalışan 657 sayılı Devlet Memurları Kanununa tabi personele bütçe kanunlarında yer alan fazla çalışma ücretinin iki katını geçmemek üzere fazla çalışma ücreti ödenir. Ayrıca bu bölgede çalışan her statüdeki personele ek gösterge dahil en yüksek Devlet memuru aylığının brüt tutarının %50'sini geçmemek kaydı ile tazminat, aylık ve ücretleri ile birlikte ödenir. Bu tazminat, damga vergisi hariç hiçbir vergi ve kesintiye tabi tutulmaz.

    Fazla çalışmanın ve tazminatın uygulama sürelerinin, hangi yörelerdeki hangi görev ve derecelere ne miktarda ödeneceği hususlarına yönelik her türlü düzenlemeyi yapmaya Maliye Bakanlığının teklifi üzerine Bakanlar Kurulu yetkilidir." hükmü yer almış; anılan Yasa maddesine dayanılarak çıkarılan 17.9.1999 tarih ve 99/13390 sayılı Bakanlar Kurulu Kararnamesi Eki Karar'ın 1. maddesinde,

    "a ) Ekli listelerde belirtilen yerleşim birimlerinde sürekli görevle fiilen çalışmakta olan;

    1) 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu, 926 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanunu, 3466 sayılı Uzman Jandarma Kanunu, 3269 sayılı Uzman Erbaş Kanunu, 2802 sayılı Hakimler ve Savcılar Kanunu ile 2914 sayılı Yüksek Öğretim Personel Kanununa tabi personele,

    2) Kamu kurum ve kuruluşlarında sürekli ve geçici işçi pozisyonlarında çalıştırılanlara,

    3) 399 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ve diğer kanunlar uyarınca sözleşmeli olarak çalıştırılan personele,

    b) 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu, 926 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanunu, 3466 sayılı Uzman Jandarma Kanunu, 3269 sayılı Uzman Erbaş Kanunu, 2802 sayılı Hakimler ve Savcılar Kanunu ile 2914 sayılı Yüksek Öğretim Personel Kanununa tabi personel ile 399 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ve diğer kanunlar uyarınca sözleşmeli olarak çalıştırılan personelden, afetle ilgili bir görevin ifası amacıyla bu bölge dışından ekli listelerde yer alan yerleşim birimlerinde geçici olarak görevlendirilenlere,

    aylık 50,000,000.- lira tazminat ödenir.

    Geçici görevli personele görev süreleri ile orantılı olarak ödeme yapılır." denilmiştir.

    Anılan yasal düzenlemelere göre, deprem bölgesinde sürekli veya geçici görevle çalışan kamu personeline tazminat ödenmesinde görevliler arasında herhangi bir ayrım yapılmadığı gibi, davacıya sözkonusu tazminatın ödenmemesi işleminin gerek idarece tesisi gerekse yargısal denetimi sırasında askeri kural ve gerekler yönünden bir değerlendirme yapılması gerekmediğinden, dava konusu işlemin askeri hizmete ilişkin bir yanının bulunmadığı açıktır.

    Belirtilen durum karşısında, olayda Anayasa'nın 157. ve 1602 sayılı Yasa'nın 20. maddelerinde öngörülen idari işlemin asker kişiyi ilgilendirmesi ve askeri hizmete ilişkin bulunması koşulları birlikte gerçekleşmediğinden, davanın görüm ve çözümü genel idari yargı yerinin görevine girmektedir.

    Açıklanan nedenlerle, İdare Mahkemesi Tek Hakimi'nin görevsizlik kararının kaldırılması gerekmektedir.

    SONUÇ :

    Davanın çözümünde GENEL İDARİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Muğla İdare Mahkemesi Tek Hakimi'nin 24.7.2003 gün ve E: 2001/727, K: 2003/595 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 1.3.2004 gününde KESİN OLARAK OYBİRLİĞİ İLE karar verildi.