Hukuk Bölümü         2013/667 E.  ,  2013/1078 K.
"İçtihat Metni"Adalet Bakanlığı Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığınca hazırlanmıştır. İzinsiz olarak kopyalanması ve dağıtılması hukuki sorumluluk gerektirir.

Adli Yargıda

Asıl Dosya-Zonguldak 3. İş Mahkemesinin 02.10.2012 gün ve E:2005/885, K:2012/485

Davacı     : 1-K.Ö.adına vasisi A.Ö.

Vekili      : Av. A.O.- Av. V.S.

                 2- B.Ö.

Vekili      : Av. M.N.K.

                   3-S.B.Ö.

Vekili      : Av.İ.G.

Davalı     : L.K. Nakliyat Ltd.Şt.

Vekili      : Av. F.H.

Dahili davalı: Karayolları Genel Müdürlüğü          

Vekili      : Av. İ.K.

1-Birleşen Dosya- Zonguldak 3. İş Mahkemesinin 26. 06 2006 gün ve E: 2006/549 K: 2006/447

Davacı         : 1- A.Ö.

                       2- K.Ö.

Davalı     : L.K. Nakliyat Ltd. Şt.           

Vekili            : Av. F.H.

2- Birleşen Dosya-Zonguldak 2. İş Mahkemesinin 22.05.2012 gün ve E: 2012/290 K:2012/268 

Davacı     : K.Ö.adına vasisi C.Ö.

Vekili      : Av. V.S.

Davalı     : Karayolları Genel Müdürlüğü              

Vekili      : Av. İ.K.

 İdari Yargıda

Davacı     : A.Ö.

Vekili      : Av.A.O.

Davalı     : Karayolları Genel Müdürlüğü              

Vekili      :  Av. İ.K.

O L A Y : Davacı vekili, asıl dava dilekçesinde özetle;  tır şoförü olan davacının murisi K.Ö.’in kullandığı davalı şirkete ait 34 BA 2211-34 BA 2212 plakalı tırın devrilmesi sonucu 03.10.2004 tarihinde vefat ettiği, S.S.K.’ca yapılan tahkikat sonucunda olayın iş kazası olduğunun belirlendiğinden davacı K.’in murisi olan K.’in iş kazasında ölümü nedeniyle manevi tazminat istemi ve fazlaya ait talep hakları saklı tutularak 1,00YTL kıdem tazminatının ölüm tarihinden itibaren mevduata uygulanan en yüksek gecikme faiziyle ve 1,00YTL maddi tazminatın ölüm tarihi olan 03.10.2004 tarihinden itibaren yasal faiziyle davalıdan tahsili istemiyle 21.11.2005 tarihinde adli yargıda dava açmış, muris K.Ö.’in diğer mirasçıları B.Ö. ve S.B.Ö. davaya müdahil olmuşlardır. 

Birleşen Zonguldak 3. İş Mahkemesinin 2006/549 Esas 2006/447 Karar sayılı dosyada; davacıların murisi K.Ö.’in, davalı şirkete ait 34 BA 2211-34 BA 2212 plakalı tırın devrilmesi sonucu 03.10.2004 tarihinde vefat ettiği, S.S.K.’ca yapılan tahkikat sonucunda olayın iş kazası olduğunun belirlendiğinden davacı K.’in murisi olan K.’in iş kazasında ölümü nedeniyle duymuş oldukları  acı, ızdırap, elem, keder ve manevi dünyalarında meydana gelen çöküntü nedeniyle, murisin oğlu K.Ö.için 30.000,00YTL, murisin babası A.Ö. için 10.000,00YTL olmak üzere toplam 40.000,00YTL manevi tazminatın kaza tarihi olan 03.10.2004 tarihinden itibaren yasal faizi ile davalıdan tahsili istemiyle 22.06.2006 tarihinde adli yargıda açılan dava 26.06.2006 tarihinde 2005/885 Esas sayılı dava dosyasıyla aralarında bulunan irtibat nedeniyle HUMK.nun 45. maddesi uyarınca birleştirilmiştir.

Birleşen Zonguldak 2. İş Mahkemesinin 2012/290 Esas 2012/268 Karar sayılı dosyada;  davacının babası K.Ö.’in 03.10.2004 tarihinde meydana gelen kazada davalı Karayollarının % 70 kusurlu olduğu tespit edildiğinden dosyanın Zonguldak 3. İş mahkemesinin 2005/885 Esas sayılı dosya ile birleştirilmesi ile fazlaya dair talep ve dava hakları saklı tutularak destekten yoksun kalma tazminatı için 33.761,62 TL alacağın kaza tarihi olan 03.10.2004 tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte tahsili istemiyle 21.05.2012 tarihinde adli yargıda açılan dava, 22.05.2012 tarihinde 2005/885 Esas sayılı dava dosyasıyla aralarında fiili ve hukuki irtibat bulunduğundan 6100 sayılı HMK’nun 166/1 maddesi uyarınca birleştirilmiştir.

Zonguldak 3. İş Mahkemesi; 02.10.2012 gün ve E:2005/885, K:2012/485 sayı ile özetle; davalı Karayolları Genel Müdürlüğü hakkında açılan dava ve bu dosya ile birleştirilen Zonguldak 2. İş Mahkemesinin 2012/ 290 Esas sayılı dosyasındaki davaya bakma görevi Zonguldak İdare Mahkemende olduğundan davaların Karayolları Genel Müdürlüğü yönünden reddine,

Meydana gelen kazada davalı L.K. Nakliyat ve Turizm Ltd. Şt. nin kusuru ve bir sorumluluğu bulunmadığından dava ve bu dava ile birleşen 2006/549 Esas sayılı dosya ile açılan davanın reddine karar verilmiş ve bu karar temyiz edilmeksizin kesinleşmiştir.

Davacı A.Ö. vekili, dava dilekçesinde özetle; davacının oğlu K.Ö.’in L.K. Nakliyat ve Turizm Ltd. ŞTt. Ne ait araç ile Zonguldak’tan İstanbul’a gitmekte iken Ilıksu mevkiinde yolun kaygan olması nedeniyle meydana gelen trafik kazasında Zonguldak 3. İş Mahkemesinin 2005/885 ve bu dosya ile birleşen 2006/549 Esas sayılı dosyada, ODTÜ öğretim üyelerinden oluşan bilirkişilerin vermiş oldukları 28.10.2008 tarihli raporda davalı Karayollarının %70, muris K.Ö.’in %30 kusurlu olduğu, davalı idarenin kusuru nedeniyle davacının 03.10.2004 tarihindeki kazada oğlunu kaybetmiş olması sonucu duyduğu acı ve ızdırap, manevi dünyasındaki çöküntünün kısmen giderilmesi için 10.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalı idareden tahsili istemiyle 30.10.2012 tarihinde bu kez İdari yargı yerinde Karayolları Genel Müdürlüğü aleyhine dava açmıştır.

Zonguldak İdare Mahkemesi: 06.11.2012 gün ve E: 2012/1552 K: 2012/1429 sayı ile özetle; uyuşmazlığın 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu'nun 7.maddesiyle Karayolları Genel Müdürlüğüne verilen görev ve sorumlulukların gereği gibi ifa edilip edilmediği noktasında ortaya çıktığını, 2918 sayılı Kanun'un 110.maddesinde 6099 sayılı Kanun ile yapılan değişikliğin 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe girmesi sonrasında idarelerin bu tür kusurlarından kaynaklanan tazminat talepleriyle ilgili uyuşmazlıkları çözme görevinin adli yargı mercilerinde olduğunu belirterek görevsizlik kararı verilmiş, bu karara yapılan itirazın Bölge İdare Mahkemesince reddedilerek onanması ve karar düzeltme talebinin de reddedilmesi üzerine görevsizlik kararı kesinleşmiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE :

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Serdar ÖZGÜLDÜR’ün Başkanlığında, Üyeler: Mustafa AYSAL, Eyüp Sabri BAYDAR, Sıddık YILDIZ, Nurdane TOPUZ, Sedat ÇELENLİOĞLU ve Ayhan AKARSU’nun katılımlarıyla yapılan 01.07.2013 günlü toplantısında:

l-İLK İNCELEME: 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesi Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanun’un 14. maddesine göre; olumsuz görev uyuşmazlığının bulunduğunun ileri sürülebilmesi için adli, idari veya askeri yargı mercilerinden en az ikisinin tarafları, konusu ve sebebi aynı olan davada kendilerini görevsiz görmeleri ve bu yolda verdikleri kararların kesin veya kesinleşmiş olması gerekmekte olup, bu uyuşmazlığın giderilmesi istemi ise, hukuk uyuşmazlıklarında ancak davanın taraflarınca ileri sürülebilmektedir. Aynı Yasanın 27. maddesinde ise, Uyuşmazlık Mahkemesinin, uyuşmazlık çıkarmaya veya görev uyuşmazlıklarına ilişkin istemleri önce şekil ve süre açısından inceleyeceği; yöntemine uymayan veya süresi içinde ileri sürülmemiş istemleri reddedeceği kuralına yer verilmektedir.

Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasanın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre;

Adli ve idari yargı yerleri arasında anılan Yasanın 14. maddesinde öngörülen biçimde olumsuz görev uyuşmazlığı doğduğu, idari yargı dosyasının davacı vekilinin istemi üzerine son görevsizlik kararını veren Mahkemece adli yargı dosyası da temin edilmek suretiyle Mahkememize gönderildiği ve usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından, adli ve idari yargı yerleri arasında doğan görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim Filiz BUDAK’ın, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Mehmet BAYHAN ile Danıştay Savcısı M.Ali GÜMÜŞ’ün davada adli yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Dava, K.Ö.’in L.K. Nakliyat ve Turizm Ltd. Şt. ait tır ile Zonguldak’tan İstanbul’a gitmekte iken 03.10.2004 tarihinde Ilıksu mevkiinde, Karayolunda gerekli tedbirlerin alınmaması nedeniyle meydana gelen trafik kazasında hayatını kaybetmesi nedeniyle mirasçıları olan davacıların maddi ve manevi zararlarının giderilmesine ilişkindir.

2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 1. maddesinde, Kanunun amacının Karayollarında can ve mal güvenliği yönünden trafik düzenini sağlayacak ve trafik güvenliğini ilgilendiren tüm konularda alınacak önlemleri belirlemek olduğu; “Kapsam” başlıklı 2. maddesinde, bu Kanunun trafikle ilgili kuralları, şartları, hak ve yükümlülükleri bunların uygulamasını ve denetlenmesini ilgili kuruluşları ve bunların görev, yetki ve sorumluluk, çalışma usulleri ile diğer hükümleri kapsadığı ve bu kanunun Karayollarında uygulanacağı; 10. maddesinde, yapım ve bakımdan sorumlu olduğu yolları trafik düzeni ve güvenliğini sağlayacak durumda bulundurmanın gerekli görülen kavşaklara ve yerlere trafik ışıklı işaretleri, işaret levhaları koymak ve yer işaretlemeleri yapmanın Belediye Trafik birimlerinin görev ve yetkileri arasında olduğu belirtilmiştir.

Öte yandan 2918 sayılı Yasanın 19.1.2011 günlü Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6099 sayılı Yasanın 14. maddesiyle değişik 110. maddesinde “İşleteni veya sahibi Devlet ve diğer kamu kuruluşları olan araçların sebebiyet verdiği zararlara ilişkin olanları dahil, bu Kanundan doğan sorumluluk davaları, adli yargıda görülür. Zarar görenin kamu görevlisi olması, bu fıkra hükmünün uygulanmasını önlemez. Hemzemin geçitte meydana gelen tren-trafik kazalarında da bu Kanun hükümleri uygulanır.

Motorlu araç kazalarından dolayı hukuki sorumluluğa ilişkin davalar, sigortacının merkez veya şubesinin veya sigorta sözleşmesini yapan acentenin bulunduğu yer mahkemelerinden birinde açılabileceği gibi kazanın vuku bulduğu yer mahkemesinde de açılabilir”; Geçici 21. maddesinde de “Bu Kanunun 110 uncu maddesinin birinci fıkrasının göreve ilişkin hükmü, yürürlüğe girdiği tarihten önce idari yargıda ve Askeri Yüksek İdare Mahkemesinde açılmış bulunan davalara uygulanmaz” denilmiştir.

Dosyanın incelenmesinden, dava dosyasında mevcut bilgi ve belgelerin incelenmesi sonucunda; 03.10.2004 tarihinde L.K. Nakliyat ve Turizm Limited Şirketine ait 34 VA 2211 plakalı araç ile Zonguldak’tan Gebze Gümrüğü’ne kuru yük götürmekte olan  K.Ö.’in; Kozlu çıkışı, Ilıksu mevkiinde havanın yağışlı olmasının yanı sıra zeminin birkaç saat önce gerçekleşen bir başka trafik kazası nedeniyle yapılan çalışmalar sonucu ıslak ve kaygan oluşu nedeniyle direksiyon hakimiyetini kaybederek yolun gidişine göre sağındaki yamaçtan aracın şarampole yuvarlanması neticesinde olay yerinde öldüğü, sonrasında murisin yasal mirasçıları ile murisin babası A.Ö.’in maddi ve manevi zararlarının tazmini için önce adli yargıda dava açtıkları, bu davaların görev nedeniyle reddedilmesi üzerine, murisin babası A.Ö. tarafından Karayolları Genel Müdürlüğü aleyhine manevi zararının tazmini için idari yargıda dava açtığı anlaşılmıştır.

Belediye aleyhine idare mahkemesinde açılan başka bir tazminat talepli tam yargı davasında, İdare Mahkemesi 2918 sayılı Yasanın 110.maddesinin 1.fıkrasının birinci ve ikinci cümlelerinin Anayasaya aykırı olduğu kanısına varmış, İdare Mahkemesinin bu iki cümlenin iptali istemiyle yaptığı başvuruyu inceleyen Anayasa Mahkemesi 08.12.2011 gün ve E:2011/124, K:2011/160 sayı, 08.11.2012 gün ve E:2012/118, K:2012/170 sayı ve 28.05.2013 gün ve E:2013/59, K: 2013/68 sayılı aynı içerikli kararları ile; “2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 110. maddesinin birinci fıkrasında, bu Kanun’dan doğan sorumluluk davalarının adli yargıda görüleceği öngörülmektedir. İtiraz başvurusunda bulunan mahkeme ise idare mahkemesi olup davaya bakmakta görevli ve yetkili mahkeme değildir.

Başvurunun Mahkeme’nin yetkisizliği nedeniyle reddi gerekir.” Kararına varmıştır.

Bu durumda,  2918 sayılı Yasanın 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 110. maddesi ile Anayasa Mahkemesi’nin benzer bir konuda İdare Mahkemesi’nin davaya bakmakla görevli bulunmadığı yolundaki kararları gözetildiğinde, bahsi geçen Kanun maddesinin Karayollarında, can ve mal güvenliği yönünden trafik düzeninin sağlanarak trafik güvenliğini ilgilendiren tüm konularda alınacak önlemleri kapsadığı ve Kanunun, trafikle ilgili kuralları, şartları, hak ve yükümlülükleri, bunların uygulanmasını ve denetlenmesini, ilgili kuruluşları ve bunların görev yetki ve sorumlulukları ile, çalışma usullerini kapsadığı, dolayısıyla oluşan trafik kazası nedeniyle açılacak sorumluluk davalarının görüm ve çözümünde adli yargının görevli olduğu; meydana gelen zararın tazmini istemiyle açılan bu davanın da adli yargı yerinde çözümlenmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.

Açıklanan nedenlerle davanın görüm ve çözümü adli yargı yerinin görevine girdiğinden Zonguldak 3. İş Mahkemesi’nce verilen görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir.

SONUÇ    : Davanın çözümünde ADLİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Zonguldak 3. İş Mahkemesi’nin 02.10.2012 gün ve E:2005/885, K:2012/485 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 01.07.2013 gününde Üye Eyüp Sabri BAYDAR’ın KARŞI OYU ve OYÇOKLUĞU İLE KESİN OLARAK karar verildi.

KARŞI OY

Davalı  İdarenin  Karayolunun yapım,  bakım  ve  korunmasındaki  ihmali  sonucu meydana gelen

kazada, davacının uğradığı maddi zararın tazmini istemi ile Adli Yargı İlk Derece Mahkemesinde dava açılmış,

Adli Yargıda yapılan yargılama sonucunda "İdarenin Hizmet Kusuruna dayalı açılan davaların tam yargı davası niteliğinde bulunduğu, İdari yargıda açılması gerektiği" gerekçesi ile dava dilekçesi yargı yolu yönünden reddedilmiş,

Kararın kesinleşmesi üzerine bu kez davacı vekilince aynı istekle İdari Yargıda dava ikame edilmiş,

İdare Mahkemesince yargılama sonucunda "uyuşmazlığın 2918 Sayılı Yasa'nın 110. maddesi gereğince Adli Yargıda çözümlenmesi gerektiği" gerekçesi ile yargı yolu yönünden davanın reddine, karar verilmiş,

Kararın kesinleşmesi üzerine 2247 Sayılı Yasa'nın 19.maddesi gereğince görevli yargı kolunun belirlenmesi için dosya Uyuşmazlık Mahkemesi Başkanlığı'na gönderilmiş,

Yüksek Mahkemece yapılan inceleme sonucunda "2918 Sayılı Yasa'nın 110.maddesi hükümleri gözetildiğinde davanın Adli Yargıda çözümlenmesi gerektiği" düşüncesi ile Asliye Hukuk Mahkemesinin görevsizlik kararının kaldırılmasına, Adli Yargının görevli olduğuna oyçokluğuyla kesin olarak karar verilmiştir.

Sayın çoğunluğun uyuşmazlıkta Adli Yargıyı görevli kabul eden düşüncesine iştirak edilmesi mümkün değildir.

Zira; Davada, davalı Karayolları Genel Müdürlüğünün Karayolunun yapım, bakım ve korunmasındaki ihmali sonucu zarara neden olan kazanın meydana geldiği iddia edilmektedir.

2918 Sayılı Yasanın KTK'nın 7.md. "Karayolları Genel Müdürlüğünün Yapım ve Bakımından sorumlu olduğu Karayollarında can ve mal güvenliği yönünden gerekli düzenleme ve işaretlemeleri yaparak önlemleri alma ve aldırmanın" İdarenin görev ve yetkileri arasında bulunduğuna işaret edilmiş,

6001 Sayılı Karayolları Genel Müdürlüğünün teşkilat ve görevleri hakkındaki kanunun 4.md. "Hazırlayacağı programlar uyarınca kaR.ollarını yapmak, yaptırmak, emniyetle kullanılmalarını sağlayacak şekilde sürekli bakım altında bulundurmak, bakımını yaptırmak, onarımını yaptırmak, işletmek ve işlettirme" Genel Müdürlüğün görev ve yetkileri arasında gösterilmiş,

TC Anayasası'nın 125/son md. "idarenin kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü olduğu" kurala bağlanmış,

2577 Sayılı İYUK 2/1-b md. "idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel haklan ihlal edilenler tarafından açılan tam yargı davaları, idari dava çeşitleri arasında" sayılmıştır.

Bu durumda Karayolları Genel Müdürlüğünün sorumluluk alanındaki yolun yapım, bakım ve onaranının yapılmadığı nedeniyle doğan zararın tazmininin amaçlanmış olması karşısında, idarenin görevinde olan kamu hizmetini yürüttüğü esnada kişilere verdiği zararın ödetilmesine yönelik bulunan uyuşmazlık konusu davanın, olayda kamu hizmetinin usulüne ve hukuka uygun olarak yürütülüp yürütülmediğinin, hizmet kusuru veya idarenin sorumluluğunu gerektiren bir husus olup olmadığının tespitinde esas alman idare hukuku kurallarına ve 2577 Sayılı İYUK 2/1-b md. sayılan tam yargı davasında görüm ve çözümünde idari yargı yerleri görevli bulunmaktadır.

Sayın çoğunluk, Karayolunun yapım, bakım ve korunmasındaki ihmalden doğan zararda Adli Yargıyı görevli kabul eden görüşünde hukuki dayanak olarak 2918 sayılı KTK 110/1 md. hükümlerini esas almıştır.

Karşı Oy

Eyüp Sabri BAYDAR