Hukuk Bölümü         2004/11 E.  ,  2004/14 K.
"İçtihat Metni"Adalet Bakanlığı Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığınca hazırlanmıştır. İzinsiz olarak kopyalanması ve dağıtılması hukuki sorumluluk gerektirir.

Davacı            : Z.C.

Vekili              : Av. S.A.

Davalı             : Akpınar Belediye Başkanlığı

O L A Y          : Adıgeçen Belediyede memur olarak göreve yapmakta olan davacı, birikmiş maaşları ile bankaya yatırılmayan tasarrufu teşvik kesintileri toplamı 3.000.000.000.-TL. alacağının faiziyle birlikte tahsili için davalı aleyhine Ankara 24. İcra Müdürlüğünün E:2000/3211 sayılı dosyasında ilâmsız icra takibi başlatmış; ancak, davalı Belediyece, ödeme zorluğu içinde bulunulduğundan bahisle ödeme emrinde talep edilen faize itiraz edilmesi üzerine takip durmuştur.

            Davacı vekili, alacağının aslına itiraz edilmediğini ve faize yönelik itirazın da miktar içermediğini ileri sürerek, İcra Müdürlüğünün takibin durdurulmasına ilişkin işleminin iptali ile itirazın kaldırılmasına ve takibin devamına karar verilmesi ve %40’tan az olmamak üzere icra inkâr tazminatının davalıdan tahsiline hükmedilmesi istemiyle, 4.8.2000 gününde adli yargı yerinde dava açmıştır.

            AKPINAR ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ; 21.11.2001 gün ve E:2001/56, K:2001/131 sayı ile, davalının maaş alacağına ilişkin davayı kabulü karşısında davanın kabulü ile icra takibine vaki itirazın kaldırılmasına ve takibin devamına, dava konusu asıl alacak 1.720.000.000.- liranın %40’ı oranında icra inkâr tazminatının davacıya verilmesine; davacının tasarrufu teşvik kesintileri konusundaki itirazın iptali davasını geri alması, davalının da buna muvafakat vermesi karşısında HUMK. 185. maddesi uyarınca bu konuya ilişkin olarak açılan davanın son bulmasına karar vermiştir.

            Davalı Belediyenin temyizi üzerine YARGITAY 4. HUKUK DAİRESİ, 7.10.2002 gün ve  E:2002/6252, K:2001/10876 sayı ile, “Dava, davalı belediyede memur olan davacının ödenmeyen maaş alacağını tahsil için başlattığı ilamsız icra takibine itirazın iptaline ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş ve karar davalı tarafından temyiz edilmiştir.

            Davacının, davalı belediyede memur statüsü ile çalıştığı çekişmesizdir. Bu durumda taraflar arasındaki ilişkiler kamu hukuku kurallarına bağlıdır. Davacının maaşının ödenmesi de kamusal nitelikli bir işlemdir. O halde taraflar arasındaki uyuşmazlığın kamu hukuku kuralları içerisinde çözümlenmesi gerekir. Bu nitelikte bir uyuşmazlık ise Adli Yargı yerinde dava konusu yapılamaz. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 2. maddesi hükmünce bu tür davalara bakmaya idari yargı yeri görevlidir. Mahkemelerin görevi ise kamu düzenine ilişkin olduğundan resen gözetilmelidir. Bu nedenlerle dava dilekçesinin yargı yolu bakımından reddine karar verilmesi gerekirken işin esasının incelenmiş olması bozmayı gerektirmiştir.” gerekçesiyle mahkeme kararının bozulmasına karar vermiştir.

            AKPINAR ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ; 26.3.2003 gün ve E:2003/2, K:2003/38 sayı ile, anılan Yargıtay bozma kararına uymak suretiyle yeniden yapılan yargılama sonunda, davanın idare mahkemesinin görev ve yetkisinde olduğunun anlaşıldığı gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiş; bu karar, temyiz edilmeyerek kesinleşmiştir.

            Davacı vekili, aynı istekle, 4.6.2003 gününde idari yargı yerinde dava açmıştır.

            KIRIKKALE İDARE MAHKEMESİ; 13.6.2003 gün ve E:2003/596, K:2003/394 sayı ile, uyuşmazlığın İcra İflas Kanunundan kaynaklanan takibin durdurulmasına ilişkin icra müdürlüğü işlemine ve %40’tan az olmamak üzere icra inkâr tazminatına ilişkin olması nedeniyle görüm ve çözümünde adli yargının görevli bulunduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiş; bu karar, temyiz edilmeyerek kesinleşmiştir.

 İNCELEME VE GEREKÇE  : Uyuşmazlık     Mahkemesi   Hukuk   Bölümü’nün,  Tülay TUĞCU’nun  Başkanlığında,   Üyeler:  Dr.   Atalay   ÖZDEMİR,   M.  Lütfü   ÜÇKARDEŞLER,

Serap AKSOYLU, Z. Nurhan YÜCEL, Turgut ARIBAL  ve  Abdullah ARSLAN’ın  katılımlarıyla yapılan 1/3/2004 günlü toplantısında, Raportör- Hakim İsa YEĞENOĞLU’ nun  davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile  dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Ahmet BEŞİNCİ ile Danıştay Savcısı Tülin ÖZGENÇ’in davada adli yargının görevli olduğu yolundaki yazılı ve sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

             USULE İLİŞKİN İNCELEME   :

            Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi gereğince yapılan incelemeye göre, adli ve idari yargı yerleri arasında anılan Yasa’nın 14. maddesinde öngörülen biçimde olumsuz görev uyuşmazlığı doğduğu ve idari yargı dosyasının 15. maddede belirtilen yönteme uygun olarak, davacının istemi üzerine son görevsizlik kararını veren mahkemece Uyuşmazlık Mahkemesi'ne gönderildiği ve adli yargı dosyasının da getirtilerek incelemeye alındığı anlaşılmaktadır. Usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oybirliği ile karar verildi.

 ESASA İLİŞKİN İNCELEME:

Dava, ilamsız icra takibine yapılan itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesi ve icra inkâr tazminatına hükmedilmesi istemiyle  açılmıştır.

            2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun “İlamsız takip” başlıklı Üçüncü Bap, 42-49. maddelerinde takip yöntemleri gösterilmiş; değişik 58. maddesinde, takip talebinin icra memuruna yazı ile  veya sözlü olarak yapılacağına işaret edilmiş; değişik 60. maddesine göre takip talebi üzerine icra dairesince düzenlenen ödeme emrinin, değişik 61. maddede öngörülen şekilde takip borçlusuna tebliğ edileceği ve 62-65. maddelerde itiraza ilişkin hükümlere yer verilmiş olup, değişik 66. maddede, süresi içinde yapılan itirazın takibi durduracağı kurala bağlanmıştır.

            İtiraz nedeniyle takibin durması üzerine alacaklıya, itirazın iptali için Yasa’da iki yola başvurma olanağı tanınmış olup, bunlardan birincisi, 67.maddeye göre mahkemeye başvurmak, ikincisi ise 68., ek 68/a. ve ek 68/b. maddelerine göre tetkik merciinden itirazın kaldırılmasını istemektir.

            İncelenen uyuşmazlıkta alacaklı konumundaki davacı tarafından, değişik 67. maddeye göre mahkemeye başvurmak suretiyle itirazın iptali davası açılmıştır.

            Sözkonusu değişik 67. madde, “Takip talebine itiraz edilen ve itirazın kaldırılması için mercie müracaat etmek istemeyen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, umumi hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.

            Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde kırkından aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminata mahkum edilir. 

            İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır.

            Alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren altı ay içinde itirazın kaldırılması talebinde bulunmazsa bir daha ilâmsız takip talebinde bulunamaz.

            Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır.” hükümlerini taşımaktadır.

            Anılan Yasa’nın değişik 1. maddesinin birinci fıkrasında, “ Her asliye mahkemesinin yargı çevresinde yeteri kadar icra dairesi bulunur.” denilmekte olup, yukarıda hükmü yazılı 67. maddede sözüedilen “mahkeme” ile, icra dairesinin bulunduğu yargı çevresi bakımından bağlı olduğu asliye mahkemesinin anlaşılması ve takip hukukuna özgü bulunan itirazın iptali davasının asliye mahkemesinde görülmesi gerektiği açıktır.

Öte yandan, 2577 sayı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun “ İdari Dava Türleri ve İdari Yargı Yetkisinin Sınırı” başlıklı 2. maddesinde, idari dava türleri : a) İdari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan iptal davaları, b) İdari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları, c) Tahkim yolu öngörülen imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklar hariç, kamu hizmetlerinden birinin yürütülmesi için yapılan her türlü idari sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin davalar olarak sayılmıştır.

Olayda, davacı tarafından, davalı belediyece tesis edilmiş bir işlemin iptali ya da böyle bir işlemden dolayı yoksun kalınan maddi ve özlük hakların tazmini istemiyle bir tam yargı davası açılmamış olması ve idarece alacağın miktarı yönünden itirazda bulunulmaması karşısında, İcra ve İflas Kanunu’nun değişik 67. maddesine göre açılan itirazın iptali davasının görüm ve çözümünde adli yargı yeri görevli bulunmaktadır.

Açıklanan nedenlerle, Akpınar Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görevsizlik kararının kaldırılması gerekmektedir.

SONUÇ         : Davanın çözümünde ADLİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Akpınar Asliye Hukuk Mahkemesi’nin  26.3.2003 gün ve E:2003/2, K:2003/38 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 1.3.2004 gününde KESİN OLARAK OYBİRLİĞİ  İLE karar verildi.