T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

         

            ESAS NO    : 2020 / 470

            KARAR NO: 2020 / 622

            KARAR TR : 26.10.2020                  

 

 

 

ÖZET : Karayolunda meydana gelen trafik kazasında sigortalı aracın uğradığı hasar bedelini ödeyen sigorta şirketinin, zararın idarece giderilmesi istemiyle açtığı davanın, 2918 sayılı Kanun'un 19.1.2011 tarihinde yürürlüğe giren 110. maddesi gözetildiğinde, ADLİ YARGI YERİNDE görülmesi gerektiği hk.

 

KARAR

 

          Davacı   : Allianz Sigorta A.Ş. (Münfesih Yapı Kredi Sigorta A.Ş. İle birleşen)

          Vekili     : Av. E. A.

          Davalı    İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı

          Vekili     Av. İ. T. Ö.

 

          O L A Y                        : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirkete P-0051330550 numaralı Kasko Sigorta Poliçesi ile sigortalı bulunan 34 ... 06 plakalı aracın 18.6.2013 tarihinde Maslak-Ayazağa iniş tüneline girdiği sırada tünelde aydınlatma sisteminin çalışmaması nedeniyle direksiyon hakimiyetini kaybederek tek taraflı maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiği, kazanın oluşumunda davalıların %75 oranında asli olarak sorumluluğu bulunduğu, sigortalının yaptığı hasar ihbarı üzerine, tespit edilen hasar bedelinin sigortalısına ödenmiş olduğundan bahisle, ödendiği belirtilen 8.132,00 TL hasar tazminatının 6.099,00 TL'lik kısmının ödeme gününden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı taraflara yükletilmesine karar verilmesi istemlerini belirterek adli yargı yerinde Karayolları 1. Bölge Müdürlüğü'ne (İstanbul 11. Asliye Hukuk Mahkemesi E:2014/423 sayılı dosya) ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı'na (İstanbul 7. Asliye Hukuk Mahkemesi E:2015/218 sayılı dosya) karşı ayrı ayrı ve farklı tarihlerde iki dava açmıştır.

           Davacı vekili, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı'na karşı açtığı davada sunduğu dilekçesinde özetle; Yapı Kredi Sigorta A.Ş.'nin, Allianz Sigorta A.Ş. ile birleştiğini ve yeni ünvanı Allianz Sigorta A.Ş. ile faaliyetlerini sürdürdüğü, Karayolları 1. Bölge Müdürlüğü'ne karşı açılan davada davalı tarafın cevabında sorumluluğun Büyükşehir Belediyesinde olduğunun belirtildiğinden bahisle konusu aynı olan her iki davanın İstanbul 11. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin E:2014/423 sayılı dosyasında birleştirilmesini talep etmiş ve bu talep Mahkemece 7.8.2015 tarihinde kabul edilmiştir.

          İSTANBUL 11. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ: E:2014/423 sayılı dosyasında dava konusu tünelin bakım onarım ve aydınlatmasından, birleşen dosya davalısı Belediyenin sorumlu bulunduğu, davalı Karayollarının sorumlu olmadığının değerlendirildiği belirtilerek davacının davasının reddine, birleşen dava yönünden davacının davasının kabulüne 7.6.2016 günü, K:2016/283 sayı ile karar vermiştir. Davalı İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı vekilince karara karşı temyiz kanun yoluna başvurulması üzerine Yargıtay 17. Hukuk Dairesi'nce tam yargı davalarının idari yargı yerinde açılması ve dava dilekçesinin yargı yolu caiz olmadığı için dava şartı yokluğu nedeni ile usulden reddine karar verilmesi gerektiğinden bahisle hükmün bozulmasına 18.10.2017 tarihinde karar verilmiştir.

          Yargıtay'ın belirtilen kararı üzerine İstanbul 11. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin E:2018/362 sayılı dosyasında yargı yolu caiz olmadığından dava şartı yokluğu nedeniyle davanın reddine dair verdiği 15.11.2018 gün, K:2018/528 sayılı kararına karşı temyiz kanun yoluna başvurulmuş, hüküm, Yargıtay 17. Hukuk Dairesi'nin 17.10.2019 günlü kararıyla onanarak 27.1.2020 tarihinde kesinleşmiştir.

Davacı vekili, bu kez aynı taleple idari yargı yerinde dava açmıştır.

          İSTANBUL 3. İDARE MAHKEMESİ: E:2020/235 sayılı dosyasında, davada adli yargı yerinin görevli olduğu sonucuna varıldığından bahisle 2247 sayılı Kanun’un 19. maddesine istinaden görevli yargı merciinin belirlenmesi için Mahkememize başvurulmasına, Mahkememizce bir karar verilinceye kadar dava dosyasının bekletilmesine 8.4.2020 günü karar vererek, 28.7.2020 gün, E:2020/235 sayılı yazı ile Mahkememize müracaat etmiş, başvuru 19.8.2020 tarihinde kayıt altına alınmıştır.

          İNCELEME VE GEREKÇE:

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Burhan ÜSTÜN’ün Başkanlığında, Üyeler: Şükrü BOZER, Mehmet AKSU, Birol SONER, Aydemir TUNÇ, Nurdane TOPUZ ve Bilal ÇALIŞKAN'ın katılımlarıyla yapılan 26.10.2020 günlü toplantısında:

I-İLK İNCELEME:

          Dosya üzerinde 2247 sayılı Kanun'un 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre;İdare Mahkemesince, 2247 sayılı Kanun'un 19. maddesine göre başvuruda bulunulmuş olduğu, idari yargı dosyasının, kesinleşmiş adli yargı dosyası ile birlikte Uyuşmazlık Mahkemesi’ne gönderildiği ve usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

          II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hâkim Burak Cenk İLHAN’ın, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Halil İbrahim ÇİFTÇİ’nin davada adli yargının, Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın ise idari yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

          Dava; davalı tarafın asli sorumlu olduğu kaza neticesinde ortaya çıkan zararın davacı şirketçe karşılandığından bahisle rücuen tazminat istemiyle açılmıştır.

          2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu'nun 1. maddesinde, Kanunun amacının karayollarında can ve mal güvenliği yönünden trafik düzenini sağlayacak ve trafik güvenliğini ilgilendiren tüm konularda alınacak önlemleri belirlemek olduğu; "Kapsam" başlıklı 2. maddesinde, bu Kanunun trafikle ilgili kuralları, şartları, hak ve yükümlülükleri bunların uygulamasını ve denetlenmesini ilgili kuruluşları ve bunların görev, yetki ve sorumluluk, çalışma usulleri ile diğer hükümleri kapsadığı ve bu kanunun karayollarında uygulanacağı; 10. maddesinde, yapım ve bakımdan sorumlu olduğu yolları trafik düzeni ve güvenliğini sağlayacak durumda bulundurmanın, gerekli görülen kavşaklara ve yerlere trafik ışıklı işaretleri, işaret levhaları koymak ve yer işaretlemeleri yapmanın Belediye Trafik birimlerinin görev ve yetkileri arasında olduğu belirtilmiştir.

Öte yandan 2918 sayılı Kanun'un 19.1.2011 günlü Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6099 sayılı Kanun'un 14. maddesiyle değişik 110. maddesinde "İşleteni veya sahibi Devlet ve diğer kamu kuruluşları olan araçların sebebiyet verdiği zararlara ilişkin olanları dâhil, bu Kanundan doğan sorumluluk davaları, adli yargıda görülür. Zarar görenin kamu görevlisi olması, bu fıkra hükmünün uygulanmasını önlemez. Hemzemin geçitte meydana gelen tren-trafik kazalarında da bu Kanun hükümleri uygulanır.

Motorlu araç kazalarından dolayı hukuki sorumluluğa ilişkin davalar, sigortacının merkez veya şubesinin veya sigorta sözleşmesini yapan acentenin bulunduğu yer mahkemelerinden birinde açılabileceği gibi kazanın vuku bulduğu yer mahkemesinde de açılabilir"; Geçici 21. maddesinde de "Bu Kanunun 110 uncu maddesinin birinci fıkrasının göreve ilişkin hükmü, yürürlüğe girdiği tarihten önce idari yargıda ve Askeri Yüksek İdare Mahkemesinde açılmış bulunan davalara uygulanmaz" denilmiştir.

2918 sayılı Kanun'un 110 uncu maddesinin birinci fıkrasının iptali istemiyle Bursa 3. Asliye Hukuk Mahkemesi ve Batman 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nce yapılan itiraz başvuruları üzerine konuyu inceleyen Anayasa Mahkemesi, şu gerekçesi ile anılan kuralı Anayasaya aykırı görmemiş ve iptal istemini oy birliğiyle reddetmiştir: "… Anayasa Mahkemesi’nin daha önceki kimi kararlarında da belirtildiği üzere, tarihsel gelişime paralel olarak Anayasa’da adli ve idari yargı ayırımına gidilmemiş ve idari uyuşmazlıkların çözümünde idare ve vergi mahkemeleriyle Danıştay yetkili kılınmıştır. Bu nedenle, genel olarak idare hukuku alanına giren konularda idari yargı, özel hukuk alanına giren konularda adli yargı görevli olacaktır. Bu durumda, idari yargının görev alanına giren bir uyuşmazlığın çözümünde adli yargının görevlendirilmesi konusunda kanun koyucunun mutlak bir takdir yetkisinin bulunduğunu söylemek olanaklı değildir. Ancak, idari yargının denetimine bağlı olması gereken idari bir uyuşmazlığın çözümü, haklı neden ve kamu yararının bulunması halinde kanun koyucu tarafından adli yargıya bırakılabilir. İtiraz konusu kural, trafik kazasında zarar görenin asker kişi ya da memur olmasına, aracın askeri hizmete ilişkin olmasına veya olayın hemzemin geçitte meydana gelmesi durumlarına göre farklı yargı kollarında görülmekte olan 2918 sayılı Kanun’dan kaynaklanan tüm sorumluluk davalarının adli yargıda görüleceğini öngörmektedir. İtiraz konusu düzenlemenin gerekçesinde de ifade edildiği gibi, askeri idari yargı, idari yargı veya adli yargı kolları arasında uygulamada var olan yargı yolu belirsizliği giderilerek söz konusu davalarla ilgili olarak yeknesak bir usul belirlenmektedir. Aynı tür davaların aynı yargı yolunda çözümlenmesi sağlanarak davaların görülmesi ve çözümlenmesinin hızlandırıldığı, bu suretle kısa sürede sonuç alınmasının olanaklı kılındığı ve bunun söz konusu davaların adli yargıda görüleceği yolunda getirilen düzenlemenin kamu yararına yönelik olduğu anlaşılmaktadır. Öte yandan, 2918 sayılı Kanun’da tanımlanan Karayolu şeridi üzerindeki araç trafiğinden kaynaklanan sorumlulukların, özel hukuk alanına girdiği konusunda bir tartışma bulunmamaktadır. İdare tarafından kamu gücünden kaynaklanan bir yetkinin kullanılması söz konusu olmadığı gibi, aynı karayolu üzerinde aynı seyir çizgisinde hareket eden, bu nedenle aynı tür risk üreten araçlar arasında özel-kamu ayırımı yapılmasını gerektiren bir neden de yoktur. Açıklanan nedenlerle, itiraz konusu kural Anayasa’nın 2.,125. ve 155. maddelerine aykırı değildir. İtirazın reddi gerekir…" (Any. Mah.nin 26/12/2013 tarih ve E. 2013/68, K. 2013/165 sayılı kararı; R.G. 27/3/2014, Sayı: 28954, s. 136-147.)

Anayasa’nın 158. maddesinin son fıkrasında "Diğer mahkemelerle, Anayasa Mahkemesi arasındaki görev uyuşmazlıklarında, Anayasa Mahkemesi’nin kararı esas alınır." denilmektedir. Anayasa Mahkemesi’nin yukarıda gerekçesine yer verilen kararı, yasa koyucunun idari yargının görevine giren bir konuyu adli yargının görevine verebileceğine, dolayısıyla 2918 sayılı Kanun'un 110. maddesinin birinci fıkrası ile öngörülen, bu Kanun’dan doğan tüm sorumluluk davalarının adli yargıda görülmesi düzenlemesinin Anayasa’ya aykırı bulunmadığına dair olup, esas itibariyle görev konusunda verilmiş bir karardır ve Anayasa’nın 158. maddesi uyarınca, başta Mahkememiz olmak üzere diğer yargı organları bakımından da uyulması zorunlu bir karar mesabesindedir.

Bu durumda,2918 sayılı Kanun'un 19.1.2011 tarihinde yürürlüğe giren 110. maddesi ile Anayasa Mahkemesi’nin işaret edilen kararı gözetildiğinde, bahsi geçen Kanun maddesinin karayollarında, can ve mal güvenliği yönünden trafik düzeninin sağlanarak trafik güvenliğini ilgilendiren tüm konularda alınacak önlemleri kapsadığı ve Kanunun, trafikle ilgili kuralları, şartları, hak ve yükümlülükleri, bunların uygulanmasını ve denetlenmesini, ilgili kuruluşları ve bunların görev yetki ve sorumlulukları ile çalışma usullerini kapsadığı, dolayısıyla oluşan trafik kazası nedeniyle açılacak sorumluluk davalarının görüm ve çözümünde adli yargının görevli olduğu; meydana gelen zararın tazmini istemiyle açılan bu davanın da adli yargı yerinde çözümlenmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.

          Açıklanan nedenlerle davanın görüm ve çözümü adli yargı yerinin görevine girdiğinden, İstanbul 3. İdare Mahkemesi'nin başvurusunun kabulü ile İstanbul 11. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 15.11.2018 gün ve E:2018/362, K:2018/528 sayılı görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir.

 

S O N U Ç : Davanın çözümünde ADLİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle İstanbul 3. İdare Mahkemesi'nin BAŞVURUSUNUN KABULÜ ile İstanbul 11. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 15.11.2018 gün ve E:2018/362, K:2018/528 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 26.10.2020 gününde, OYBİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

 

    Başkan                        Üye                                Üye                               Üye                  

    Burhan                       Şükrü                           Mehmet                           Birol      

    ÜSTÜN                     BOZER                          AKSU                          SONER           

 

 

 

                                          Üye                                Üye                               Üye                  

                                      Aydemir                         Nurdane                           Bilal

                                        TUNÇ                           TOPUZ                      ÇALIŞKAN