T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

 

            ESAS   NO : 2020/163

            KARAR NO : 2020/191

            KARAR TR: 27.04.2020

ÖZET :İcra ve İflas Kanunu’nun değişik 67. maddesine göre itirazın iptali istemiyle açılan davanın, ADLİ YARGI YERİNDE çözümlenmesi gerektiği hk.

 

KARAR  

               

Davacı        : S. J.Sig.A.Ş.

Vekili         : Av. A.Ö.B.

Davalı        : Erzurum Büyükşehir Belediye Başkanlığı

Vekili         : Av. B.B.P.

                      

O L A Y    : Davacıvekilidavadilekçesindeözetle; müvekkilişirketnezdindesigortalı olan 17 H... plakalı aracın 16.7.2015 tarihinde Erzurum İli istikametinde Beypınar Köyü yönüne seyir halindeyken Karasu Köprüsü deresinden önceki tehlikeli virajı alamayarak yoldan çıktığı, köprü korkuluklarına çarparak dereye uçması sonucu ölümlü, yaralamalı ve maddi hasarlı trafik kazası yaptığı, kaza sonucu jandarma trafik ekiplerince tutulan kaza tespit tutanağında, yolda yol çizgisinin bulunmadığı ve tehlikeli viraj ve köprübaşı levhalarının bulunmaması sebebi ile davalı kurumun %75 kusurlu olduğu,sigortalılarına aracın zararı olan 61.000,00-TL KDV ve vergiler dahil tazminatın 26.11.2015 tarihinde banka aracılığıyla yapıldığını, müvekkili şirketin ödenen tazminatların kusur oranına göre sebebiyet verenden rucü hakkının bulunduğunu, maddi hasarlı bu trafik kazası sonucu sigortalılarına ödenen KDV ve vergiler hariç 50.800,00-TL'nin davalı kurumun %75 kusuruna tekabül eden 38.100,00-TL'lik kısmının hasar ödeme tarihinden itibaren işleyen %9'luk faizi ile birlikte 16.2.2016 tarihinde davalı kurumdan talep edildiği, davalı kurumun cevap vermediğini, bunun üzerine davalı kuruma karşı 3.5.2016 tarihinde Erzurum 4. İcra Müdürlüğünün 2016/5530 Esas sayılı dosyasıyla ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalı kurumun bu icra takibine itirazı sonucu takibin durdurulduğunu, mahalle statüsü kazanan köylerin yollarındaki bakım onarım ve yollarla ilgili sorumluğun davalı kuruma ait olduğu bu nedenle davalı kurumun sorumlu olduğu rucü sebebinin yasadan kaynaklı ve haklı olduğu gerekçesi davalı kurumun icra takibine yapmış oldukları itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini istemiyle adli yargı yerinde dava açmıştır.

Erzurum 1. Asliye Hukuk Mahkemesi: 6.3.2018 gün ve E:2017/23, K:2018/95 sayı ile, olayda, kaza tespit tutanağı, olayın oluş şekli dikkate alındığında kusur tespitinin yerinde olduğu kanaatine varılarak yeniden rapor aldırılmasına gerek duyulmadığı, dosyanın alanında uzman bilirkişiye gönderildiği ve davalının sorumlu olduğu miktarın 45.148,50-TL olduğunun tespit edildiği gerekçesiyle davanın kabulü ile, Erzurum 4. İcra Dairesinin 2016/5530 Esas sayılı dosyasında yapılan itirazın iptaline, takibin devamına karar vermiş, bu karara karşı davalı vekili istinaf isteminde bulunmuştur.

Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi: 11.12.2018 gün ve E:2018/1152, K:2018/2023 sayı ile, dava, trafik kazasından kaynaklanan ve hizmet kusurundan kaynaklanan zararlar olup, bu zararların tazmini amacıyla anılan idarelere karşı hizmet kusurlarına dayalı olarak İdari Yargılama Usulü Hakkındaki Kanun’un 2. maddesi hükmü uyarınca idari yargı yerinde tam yargı davası ikame edilmesi gerektiği, mahkemece, davalı idare aleyhine halefiyete ve hizmet kusuruna (kazanın meydana geldiği yol üzerinde yol çizgisi ile köprüden önceki tehlikeli viraj ve köprübaşı levhalarının bulunmaması) dayanılarak açılan iş bu davada, yargı yolunun caiz olmaması nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken, davanın esasına girilerek yazılı olduğu şekilde karar verilmesi yerinde görülmediği gerekçesiyle, davalı Erzurum Büyükşehir Belediye Başkanlığı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, HMK'nın 353/(l)-a-4 ve 355. maddeleri uyarınca, yerel mahkeme kararının esası incelenmeksizin kaldırılmasına ve dosyanın, davanın yargı yolu caiz olmadığından usulden reddine karar verilmek üzere yerel mahkemesine gönderilmesine karar vermiştir.

Erzurum 1. Asliye Hukuk Mahkemesi: 8.1.2019 gün ve E:2019/13, K:2019/34 sayı ile, Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararına uyarak, davanın İdari yargının görev alanına girmesi sebebi ile usulden reddine karar vermiş, bu karara karşı davacı vekili istinaf isteminde bulunmuştur.

Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi: 24.4.2019 gün ve E:2019/569, K:2019/812 sayı ile, davada, tarafların hukuki dinlenilme hakkı bağlamında ilk derece mahkemesince duruşma yapılması kural olup mahkemece, taraflara Dairelerinin kaldırma kararının tebliğ edilmesi; akabinde duruşma açılması ve tarafların açıklamaları dinlenildikten sonra sonucuna göre Dairelerinin kesin nitelikteki kaldırma kararı doğrultusunda karar verilmesi gerekirken; yerel mahkemece kaldırma kararının taraflara tebliğ edilmeden ve duruşma açılmaksızın dosya üzerinden karar verilmesi doğru görülmediği; davacı vekilinin istinaf itirazlarının kabulü ile HMK'nın 355 ve 353/(l)-a-4. maddeleri gereğince davanın esası ile ilgili olarak inceleme yapılmaksızın kararın kaldırılmasına ve dosyanın yeniden görülmesi için ilgili mahkemesine gönderilmesine, kararın kaldırılma sebep ve şekline göre davacı vekilinin sair istinaf itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar vermiştir.

ERZURUM 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ: 12.9.2019 gün ve E:2019/167, K:2019/329 sayı ile, Bölge Adliye Mahkemesi kararı ve duruşma günü taraflara tebliğ edilerek duruşma açılmış, belediyeler kamu tüzel kişisi olduğu, kamu hizmetleri sırasında verdikleri iddia olunan zararlardan dolayı oluşan sorumlulukların özel hukuk hükümlerine tabii olmadığı, zararların tazmini amacıyla anılan idarelere karşı hizmet kusurlarına dayalı olarak idari yargı yerinde tam yargı davası ikame edilmesi gerektiği anlaşılmakla yargı yolunun caiz olmaması nedeniyle davanın usulden reddine karar vermiş, bu karara karşı davacı vekili istinaf isteminde bulunmuştur.

Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi: 27.11.2019 gün ve E:2019/2814, K:2019/2168 sayı ile, İstinafa konu edilen kararda mahkemece yapılan yargılama neticesinde davanın usulden reddine karar verilmiş olup davacı aleyhine maktu karar ve ilam harcına hükmedilmesi gerekirken, harca hükmedilmemesinin doğru olmadığı; Ne var ki HMK'nın 353/(l)-b-2. maddesinde yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde veya kararın gerekçesinde hata edilmiş ise düzelterek yeniden esas hakkında karar verileceği belirtilmiş olup, yerel mahkeme kararının hüküm bölümünde tespit edilen kamu düzenine ilişkin yanlışlıkların, yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediği sonucuna varılarak, mahkemece verilen hükmün HMK'nın 355 ve 353/(l)-b-2. maddeleri uyarınca re'sen kaldırılmasına, kaldırılıp düzeltilen hükmün yerine geçmek üzere; “1-Yargı yolunun caiz olmaması nedeniyle davanın usulden reddine, 2-Davacının 30 günlük süre içerisinde İdari Yargıya başvurmakta muhtariyetine, 3-Alınması gereken 44,40-TL karar ve ilam harcının peşin alınan 679,77-TL harçtan mahsubu ile bakiye 635,37-TL nin davacıya iadesine, 4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerine bırakılmasına, 5-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T'ye göre hesap ve takdir olunan 2.725,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 6-Karar kesinleştiğinde artan gider avansının talep halinde yatıran tarafa iadesine," şeklinde yeniden hüküm tesisine, davacı vekilinin istinaf itirazlarının reddine HMK'nın 362/(1 )-a maddesi gereğince kesin olarak karar vermiştir.

Davacı vekili bu kez oluşan zararlara karşılık 38.100,00-TL tazminat istemi ile idari yargı yerinde dava açmıştır.

ERZURUM 3. İDARE MAHKEMESİ: 9.1.2020 gün ve E:2020/11sayı ile,2918 sayılı Kanun'un 110. maddesi hükmü gereği anılan Kanundan doğan sorumluluk davalarının adli yargıda görüleceğinin hüküm altına alındığı; bu durumda, uyuşmazlığın 2918 sayılı Kanun ile davalı idareye yüklenen sorumluluktan kaynaklandığı anlaşıldığından, anılan Kanun hükmü gereğince davanın görüm ve çözümünün adli yargının görevine girdiği sonucuna varıldığından, görevli yargı yerinin belirlenmesi için dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmesine ve dosya incelemesinin bu konuda Uyuşmazlık Mahkemesince karar verilinceye kadar ertelenmesine karar vermiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE:

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Hicabi DURSUN’un Başkanlığında, Üyeler: Şükrü BOZER, Mehmet AKSU, Suat ARSLAN, Aydemir TUNÇ, Nurdane TOPUZ ve Ahmet ARSLAN'ın katılımlarıyla yapılan27.04.2020 günlü toplantısında:

l-İLK İNCELEME: Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre; İdare Mahkemesince, 2247 sayılı Yasa’nın 19. maddesine göre başvuruda bulunulmuş olduğu, Yasa’nın 14. maddesine göre olumsuz görev uyuşmazlığı bulunduğunun ileri sürülebilmesi için davanın “tarafları, konusu ve sebebinin aynı” olması koşulunun öngörülmüş bulunması karşısında;adli yargı yerinde aynı somut olay nedeniyle borçlunun itirazının iptali ile takibin devamına; idari yargı yerinde tam yargı davası açılmış ise de; ikinci davanın, ilk davada verilen karar doğrultusunda oluşturulduğu ve“itirazın iptali ile takibin devamı” istemi yönünden görev uyuşmazlığının doğduğu kanaatine varıldığından ve sonuçta usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından, adli ve idari yargı yerleri arasında doğan görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim Gülşen AKAR PEHLİVAN’ın, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Halil İbrahim ÇİFTÇİ ile Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın davada adli yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Dava, davacı şirkete sigortalı 17 H... plakalı aracın 16.7.2015 tarihinde ölümlü, yaralamalı ve maddi hasarlı trafik kazası yaptığı, davalı kurumun %75 kusuruna tekabül eden 38.100,00 TL'lik kısmının hasar ödeme tarihinden itibaren işleyen %9'luk faizi ile birliktedavalı kurumdan talep edildiği, davalı kurumun cevap vermediği gerekçesiyle, Erzurum 4. İcra Müdürlüğünün 2016/5530 Esas sayılı dosyasıyla ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalı kurumun bu icra takibine itirazı sonucu takibin durdurulduğunu, davalı kurumun takibe itiraz ettiğini ileri sürerek, yapılan itirazın iptali ile takibin devamı istemiyle açılmıştır.

2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun “İlamsız takip” başlıklı Üçüncü Bap, 42-49. maddelerinde takip yöntemleri gösterilmiş; değişik 58. maddesinde, takip talebinin icra dairesine yazı ile veya sözlü olarak veya elektronik ortamda yapılacağına işaret edilmiş; değişik 60. maddesine göre, takip talebi üzerine icra müdürünce ödeme emri düzenleneceği ve 62-65. maddelerde itiraza ilişkin hükümlere yer verilmiş olup, değişik 66. maddede, süresi içinde yapılan itirazın takibi durduracağı kurala bağlanmıştır.

           İtiraz nedeniyle takibin durması üzerine alacaklıya, itirazın iptali için Yasada iki yola başvurma olanağı tanınmış olup, bunlardan birincisi, 67. maddeye göre mahkemeye başvurmak, ikincisi ise 68, ek 68/a ve ek 68/b maddelerine göre tetkik merciinden itirazın kaldırılmasını istemektir.

           İncelenen uyuşmazlıkta alacaklı konumundaki davacı tarafından, değişik 67. maddeye göre mahkemeye başvurmak suretiyle itirazın iptali davası açılmıştır.

Söz konusu 67. Madde (Değişik: 18/2/1965 - 538/37 md.), “(Değişik birinci fıkra: 17/7/2003-4949/15 md.) Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.

(Değişik: 9/11/1988 - 3494/1 md.) Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde kırkından aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.

İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır.

Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır.

(Ek fıkra:2/7/2012-6352/11 md.) Bu Kanunda öngörülen icra inkar tazminatı, kötü niyet tazminatı ve benzeri tazminatların tespitinde, takip talebi veya davadaki talep esas alınır.” hükümlerini taşımaktadır.

Anılan Yasanın değişik 1. maddesinin birinci fıkrasında, “Her asliye mahkemesinin yargı çevresinde yeteri kadar icra dairesi bulunur” denilmekte olup, yukarıda hükmü yazılı 67. maddede sözü edilen “mahkeme” ile, icra dairesinin bulunduğu yargı çevresi bakımından bağlı olduğu asliye mahkemesinin anlaşılması ve takip hukukuna özgü bulunan itirazın iptali davasının asliye mahkemesinde görülmesi gerektiği açıktır.

Öte yandan, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun “İdari Dava Türleri ve İdari Yargı Yetkisinin Sınırı” başlıklı 2. maddesinde, idari dava türleri: a)İdari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan iptal davaları, b)İdari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları, c)Tahkim yolu öngörülen imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklar hariç, kamu hizmetlerinden birinin yürütülmesi için yapılan her türlü idari sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin davalar olarak sayılmıştır.

Bu duruma göre, İcra ve İflas Kanunu’nun değişik 67. maddesine göre açılan itirazın iptali davasının görüm ve çözümünde adli yargı yerinin görevli olduğu sonucuna varılmıştır.

Açıklanan nedenlerle davanın görüm ve çözümünde adli yargının görevli olduğu dolayısıyla, Erzurum 3. İdare Mahkemesinin başvurusunun kabulü ile, Erzurum 1. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen 12.9.2019 gün ve E:2019/167, K:2019/329 sayılı görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir.

 

S O N U Ç : Davanın çözümünde ADLİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle   Erzurum 3. İdare Mahkemesinin BAŞVURUSUNUN KABULÜ ile, Erzurum 1. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen 12.9.2019 gün ve E:2019/167, K:2019/329 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 27.04.2020 gününde OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

 

      Başkan                               Üye                               Üye                              Üye

      Hicabi                              Şükrü                          Mehmet                           Suat      

    DURSUN                           BOZER                         AKSU                         ARSLAN          

 

 

 

                                                  Üye                                Üye                              Üye    

                                              Aydemir                        Nurdane                         Ahmet

                                                TUNÇ                           TOPUZ                       ARSLAN