Ceza Bölümü         2002/14 E.  ,  2002/59 K.
"İçtihat Metni"Adalet Bakanlığı Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığınca hazırlanmıştır. İzinsiz olarak kopyalanması ve dağıtılması hukuki sorumluluk gerektirir.

Davacı                       : K.H.

 Sanık                        : O.Ö. 

            O L A Y                      : Beyşehir Askerlik Şube Başkanlığı emrinde görevli sanık P. Er O. Ö.'in, 1.8.1999 günü, saat 24.00 sıralarında, aynı Başkanlık emrinde görevli P.Erler E.B., M. Ö. ve M.D.'a karşı müessir fiil, sövme ve tehdit suçlarını işlediği ileri sürülerek, eylemine uyan Türk Ceza Kanunu'nun 456/4, 482/3 (3kez), 191/1. maddeleri uyarınca cezalandırılması istemiyle Deniz Kuvvetleri komutanlığı Askeri Savcılığı'nın 17.9.1999 gün ve E:1999/3243, K:1999/456 sayılı iddianamesiyle kamu davası açılmıştır. (aynı iddianame ile emre itaatsizlikte ısrar ve üste fiilen taarruz suçlarından da kamu davası açılmıştır.) 

DENİZ KUVVETLERİ KOMUTANLIĞI  ASKERİ MAHKEMESİ:  13.3.2001 gün  ve E:2001/51, K:2001/75 sayıyla; sanığa yüklenen eylemlerin askeri bir suç olmadığı, askeri bir suça bağlı bulunmadığı ve yargılama sırasında sanığın terhis edilmesiyle askeri mahkemede yargılanmasını gerektiren ilginin de kesildiği gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiş, temyiz edilmeyen karar kesinleşerek, dava dosyası, Beyşehir Sulh Ceza Mahkemesi’ne gönderilmiştir. (Emre itaatsizlikte ısrar ve üste fiilen taarruz suçları nedeniyle sanığın cezalandırılmasına dair verilen karar kesinleşmiştir.) 

            BEYŞEHİR SULH CEZA MAHKEMESİ: 22.5.2001 gün ve E:2001/167, K:2001/82 sayıyla; sanık hakkında aynı iddianame ile askeri suç olan üste fiilen taarruz ve emre itaatsizlikte ısrar suçlarından da cezalandırılması istemiyle kamu davası açıldığı, suçlar arasında 353 sayılı Yasa'nın 18. maddesinde düzenlenen biçimde bağlılık bulunduğu, bu nedenle sanığı yargılama görevinin askeri yargı yerine ait olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiş, kararın temyiz edilmeyerek kesinleşmesi üzerine, dava dosyası, Beyşehir Cumhuriyet Başsavcılığı’nca, Mahkememize gönderilmiştir. 

İNCELEME VE GEREKÇE: Uyuşmazlık Mahkemesi Ceza Bölümünün, Ali HÜNER'in Başkanlığında, Üyeler; Cengiz ERDOĞAN, Refik DİZDAROĞLU, Keskin KAYLAN, Necmettin ÖZKAN, Ahmet ALKIŞ, Tamer KORKMAZ'ın  katılımlarıyla yapılan 18.11.2002 günlü toplantısında, Raportör-Hakim G. Fatma BÜYÜKEREN’ in, davanın çözümünde adli yargı yerinin görevli olduğu yolundaki raporu ve dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Mustafa EKİNCİ ile Askeri Yargıtay Başsavcı Yardımcısı Haluk ULUGÖL'ün, davanın çözümünün adli yargı yerinin görev alanına girdiğine ilişkin yazılı ve sözlü açıklamaları dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ

USULE İLİŞKİN İNCELEME:

            Yapılan incelemede, usule ilişkin işlemlerde 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş Ve İşleyişi Hakkında Kanun’da belirtilen süre ve biçim yönünden bir eksiklik görülmemiştir. Askeri ve adli yargı yerleri arasında Yasa'nın 14. maddesinde öngörüldüğü biçimde olumsuz görev uyuşmazlığı doğmuştur. Esasa ilişkin inceleme yapılmasına oybirliği ile karar verilmiştir.

ESASA İLİŞKİN İNCELEME:

353 sayılı Askeri Mahkemeler Kuruluşu Ve Yargılama Usulü Kanunu'nun "Askeri Mahkemelerin Görevleri" başlığı altında düzenlenen İkinci Bölümünde yer alan "Genel Görev" başlıklı 9. maddesinde; "Askeri Mahkemeler Kanunlarda aksi yazılı olmadıkça asker kişilerin askeri olan suçları ile bunların asker kişiler aleyhine veya askeri mahallerde yahut askerlik hizmet ve görevleri ile ilgili olarak işledikleri suçlara ait davalara bakmakla görevlidirler" denilmektedir. 

"Askeri suç" ise, öğretide ve uygulamada;

            a) Unsurları ve cezalarının tamamı Askeri Ceza Kanunu'nda yazılı olan, başka bir anlatımla, Askeri Ceza Kanunu dışında hiçbir ceza yasası ile cezalandırılmayan suçlar,

            b) Unsurları kısmen Askeri Ceza Kanunu'nda kısmen diğer ceza yasalarında gösterilen suçlar, 

            c) Türk Ceza Kanunu'na atıf suretiyle askeri suç haline dönüştürülen suçlar, olmak üzere üç grupta mütalaa edilmektedir.      

             Adli yargı yerince, olumsuz görev uyuşmazlığına konu suçlar ile, askeri suç olan üste fiilen taarruz ve emre itaatsizlikte ısrar suçları arasında "bağlılık" bulunduğu gerekçesine yer verilmiş ise de; aynı iddianame ile üste fiilen taarruz ve emre itaatsizlikte ısrar suçları nedeniyle açılan kamu davasında, askeri mahkemece sanığın bu suçlar nedeniyle cezalandırılmasına karar verildiği ve kararın kesinleştiği anlaşılmakla, bu suçlar ile olumsuz görev uyuşmazlığına konu suçlar arasında bağlantının kesildiği kuşkusuzdur. 

353 sayılı Yasa’nın 13.10.1996 gün ve 22786 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 4191 sayılı Yasa’yla değişik 17. maddesinde; “askeri mahkemelerde yargılanmayı gerektiren ilginin kesilmesi, daha önce işlenen suçlara ait davalara bu mahkemelerin bakma görevini değiştirmez. Ancak suçun askeri bir suç olmaması askeri bir suça bağlı bulunmaması ve sanık hakkında kamu davası açılmamış olması halinde askeri mahkemenin görevi sona erer” denilmektedir. 

            Ancak, Anayasa Mahkemesi'nin 11.3.2000 gün ve 23990 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 1.7.1998 gün ve E:1996/74, K:1998/45 sayılı kararı ile maddenin ikinci tümcesinde yer alan "... ve sanık hakkında kamu davası açılmamış olması ..." sözcükleri iptal edilmiştir. 

            Bu duruma göre, askeri mahkemelerde yargılanmayı gerektiren ilginin kesilmesiyle birlikte sanığa yüklenen suçun askeri bir suç olmaması, askeri bir suça bağlı bulunmaması halinde, askeri mahkemenin görevinin sona ereceği açıktır. Artık, sanık hakkında kamu davasının açılmış olup olmamasının bir önemi bulunmamaktadır. 

Somut olayda, asker kişi sanık hakkında, asker kişilere karşı, askeri mahalde işlendiği ileri sürülen, unsurları ve cezaları Türk Ceza Kanunu’nda düzenlenen suçlar nedeniyle askeri mahkemeye kamu davası açıldığı, yargılama sırasında sanığın terhis edildiği, dosya içindeki bilgilerden anlaşılmaktadır. Bu durumda, yüklenen suçun  askeri bir suç olmaması, askeri bir suça bağlı bulunmaması ve sanığın askeri mahkemede  yargılanmasını  gerektiren ilginin de kesilmiş  olması  nedeniyle,  353  sayılı  Yasa'nın  4191  sayılı  Yasa  ile değişik 17. maddesi hükmü uyarınca davanın adli yargı yerinde görülmesi ve Beyşehir Sulh Ceza Mahkemesi’nin görevsizlik kararının kaldırılması gerekmektedir.

SONUÇ         : Davanın çözümünde ADLi yargı yerinin görevli olduğuna, bu nedenle Beyşehir Sulh Ceza Mahkemesi'nin 22.5.2001 günlü, E:2001/167, K:2001/82 sayılı görevsizlik KARARININ kaldırılmasına, 18.11.2002 günü KESİN OLARAK OYBİRLİĞİ ile karar verildi.