Hukuk Bölümü 1999/9 E., 1999/14 K.

  • ASKERİ YASAK BÖLGENİNİN GÜVENLİĞİNDEN SORUMLU OLAN ASKERİ PERSONEL
  • ASKERİ PERSONELİN KULLANDIĞI TANIK SİVİL KİŞİNİN KULLANDIĞI ARACA ÇARPMASI
  • TAZMİNAT DAVASI
  • 1602 S. ASKERİ YÜKSEK İDARE MAHKEMESİ KANUNU [ Madde 20 ]
  • 2247 S. UYUŞMAZLIK MAHKEMESİNİN KURULUŞ VE İŞLEYİŞİ HAK... [ Madde 27 ]
  • 2577 S. İDARİ YARGILAMA USULÜ KANUNU [ Madde 2 ]
  • 2918 S. KARAYOLLARI TRAFİK KANUNU [ Madde 85 ]
  • 2918 S. KARAYOLLARI TRAFİK KANUNU [ Madde 90 ]
  • 2918 S. KARAYOLLARI TRAFİK KANUNU [ Madde 106 ]
  • "İçtihat Metni"

    OLAY : Davacı, kendisine ait 25 DZ 124 plakalı Ford Kargo marka 1985 model kamyonuyla, Doğubeyazıt Çetenli-Ortakent Sınır Karakoluna inşaat malzemesi taşımakta iken, 23/11/1997 tarihinde gece yarısı 02.30 sularında, yanlış tarif üzerine girdiği Ziyaret Karakolu yolunda çamura saplanarak kalmıştır. Bu yerin 2. derece askeri yasak bölge sınırları içinde olması nedeniyle bölgenin güvenliğinden sorumlu bulunan tank, kontrol amacıyla yaklaşarak eğimli arazide durmuş ise de, kayma sonucunda adıgeçenin kamyonuna çarpmak suretiyle hasara neden olmuştur.

    Doğubeyazıt Sulh Hukuk Mahkemesinin 1997/11 D. İş sayılı esasına kayıtlı dosyasında hasar ve delil tespiti yaptıran davacı, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, kamyonunda meydana gelen hasar ile işten kalmasının karşılığı olarak 2,500,000,000.- lira tazminatın, olay tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte kendisine ödenmesine hükmedilmesi istemiyle Milli Savunma Bakanlığına karşı, 10/2/1997 gününde adli yargı yerine dava açmıştır.

    DOĞUBEYAZIT ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ: 5/5/1998 gün ve E: 1998/68, K: 1998/134 sayı ile, Ziyaret Karakolu görevlilerinin, askeri yasak bölgeye giren davacıyı ikaz ederek uzaklaştırmak maksadıyla tankla hareket etmelerinin idari bir görev olduğu ve idari eylem sonucu meydana gelen zararın, idareye atfedilebilecek bir kusur var ise hizmet kusuru esasına göre idare aleyhine açılacak tam yargı davasının konusu olabileceği ve bu davanın idari yargı yolunda görülmesinin gerekeceği gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiş; bu karar, temyiz edilmeyerek kesinleşmiştir.

    Davacı, bu kez, hasar bedeli ile işten kalmasının karşılığı olarak 2,750,000,000.- liranın, olay tarihinden itibaren faiziyle birlikte tazminine hükmedilmesi istemiyle, 3/7/1998 gününde idari yargı yerine dava açmıştır.

    ERZURUM İDARE MAHKEMESİ: 26/11/1998 gün ve E: 1998/561, K: 1998/891 sayı ile, Milli Savunma Bakanlığına ait tankın davacının kamyonuna çarpması sonucu meydana gelen hasarın tazmini istemiyle açılan davanın, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 85, 90 ve 106. maddeleri uyarınca işletenin hukuki sorumluluğu kapsamında özel hukuk hükümlerine göre adli yargı yerince çözümlenmesi gerekeceği gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiş; bu karar da, temyiz edilmeyerek kesinleşmiştir.

    Davacı vekilinin 12/2/1999 günlü dilekçesi üzerine, idari yargı dosyası adıgeçen İdare Mahkemesi Başkanlığının 15/2/1999 günlü, 1998/561-891 sayılı yazısı ekinde Uyuşmazlık Mahkemesi Başkanlığına gönderilmiş olup; böylece adli ve idari yargı yerleri arasında 2247 sayılı Yasanın 14. maddesinde öngörülen şekilde olumsuz görev uyuşmazlığı doğmuş bulunmaktadır.

    Başkanlığın 1/3/1999 günlü yazısı ile getirtilen adli yargıya ait tazminat ve tesbit dosyaları da incelemeye alınmıştır.

    İNCELEME VE GEREKÇE: Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümünün, Mustafa Bumin'in Başkanlığında, Üyeler: O. Hulusi Mustafaoğlu, M. Salim Özer, Nursel Aymakoğlu, Zafer Kantarcıoğlu, Dr. Erol Alpar ve Ertuğrul Taka'nın katılımlarıyla yapılan 3/5/1999 günlü toplantısında, Raportör-Hakim İsa Yeğenoğlu'nun davanın çözümünde genel idari yargı yerinin görevli olduğu yolundaki raporu ve dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Mustafa Ekinci ve Danıştay Savcısı Tülin Özdemir ile AYİM Savcısı Levent Özçelik'in davanın çözümünün genel idari yargının görev alanına girdiğine ilişkin yazılı ve sözlü açıklamaları dinlendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü: Dava, askeri yasak bölgeye giren davacıya ait kamyona bölgenin güvenliğinden sorumlu tankın kayarak çarpması sonucunda oluşan hasar ile işten kalma karşılığının tazmini isteminden ibarettir.

    Dava dosyalarının incelenmesinden; davacının, inşaat malzemesi yüklü kamyonuyla, gece yarısı 02.30 sularında, Devlet Karayolundan saparak 2.000 m. ilerledikten sonra çamura saplandığı; askeri karakola 500 m. mesafede olan bu yerin, 2. derece askeri yasak bölge olduğu; bölgenin güvenliğinden sorumlu bulunan askeri personel tarafından, hizmet araçları olan tankın gece görüş cihazı ile kamyonun hareketlerinin kontrol altına alınabileceği 25 m'lik mesafeye yaklaşılarak durulduğu; ancak, vaziyet alınan yerin meyilli ve arazinin çamur olması nedeniyle tankın kayarak çarpması sonucunda kamyonun hasara uğradığı anlaşılmaktadır.

    Bu duruma göre, olayda tazminat davasına konu edilen zarar, kamu idaresine ait bir motorlu taşıtın karayolunda trafik kural ve gereklerine aykırı davranışı sonucunda oluşan bir trafik kazasından kaynaklanmayıp; askeri personelin, askeri yasak bölge içinde güvenliğin sağlanması amacıyla, hizmet araç ve gereçlerinden olan tankı, trafik kurallarına uyulması gerekmeyen bir alanda kullanmak suretiyle görev ifa etmelerinden, bir başka deyişle yürütmekle yükümlü oldukları askeri hizmete ilişkin görev ve yetkilerle hareket ederek gerçekleştirdikleri idari eylemden doğmuş bulunmaktadır.

    Anayasanın 125/son. maddesinde, idarenin kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü olduğu kurala bağlanmış, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 2/1-b maddesinde, idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları ihlal edilenler tarafından açılan tam yargı davaları, idari dava türleri arasında sayılmıştır.

    Buna göre, zararın kamu hizmetinin yürütülmesi sırasında doğmuş olması nedeniyle, idarenin bu hizmeti yürüttüğü sırada kişilere verdiği zararın tazmini istemiyle açılan ve bu haliyle 2577 sayılı Yasa'nın 2/1-b. maddesi kapsamında bulunan tam yargı davasının, olayda kamu hizmetinin yöntemine ve hukuka uygun olarak yürütülüp yürütülmediğinin, hizmet kusuru veya idarenin sorumluluğunu gerektiren bir husus olup olmadığının saptanmasında esas alınan idare hukuku ilkelerine göre görüm ve çözümünde idari yargı yerleri görevli bulunmaktadır.

    Askeri hizmete ilişkin idari eylemden doğan zararın giderilmesine yönelik bulunan tam yargı davasında, idari yargı yerlerinden hangisinin görevli olduğuna gelince: Anayasanın 157. ve 1602 sayılı Yasanın değişik 20. maddelerine göre, bir davaya Askeri Yüksek İdare Mahkemesinde bakılabilmesi için: dava konusu idari işlem veya eylemin "asker kişiyi ilgilendirmesi" ve "askeri hizmete ilişkin bulunması" koşullarının birlikte gerçekleşmesi gerekmektedir. Olayda, dava konusu eylem askeri hizmete ilişkin bulunmakta ise de; bu eylem sonucunda zarara uğrayan davacı, 1602 sayılı Yasanın değişik 20. maddesinde sayılan asker kişilerden olmadığından, eylemin asker kişiyi ilgilendirmesi (asker kişiye yönelik bulunması) koşulunun gerçekleşmemiş olması karşısında, davanın görüm ve çözümünde AYİM'nin değil, genel idari yargı yerinin görevli olduğu açıktır.

    Belirtilen nedenlerle, uyuşmazlığa konu edilen davanın görüm ve çözümünde genel idari yargı yeri görevli olduğundan, Erzurum İdare Mahkemesince verilen görevsizlik kararının kaldırılması gerekmektedir.

    SONUÇ : Davanın çözümünde idari yargı yerinin görevli olduğuna, bu nedenle Erzurum İdare Mahkemesinin 26/11/1998 günlü, E: 1998/561, K: 1998/891 sayılı görevsizlik kararının kaldırılmasına, 3/5/1999 gününde kesin olarak oybirliği ile karar verildi.