T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

ESAS NO       : 2019/501

KARAR NO   : 2019/587      

KARAR TR    : 30/09/2019

 

ÖZET: Davacının Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda tutuklu bulunduğu sırada 5275 sayılı Yasanın 51. maddesinde belirtilen ödüllendirmelerden faydalanmadığını ileri sürerek manevi tazminat talebiyle açtığı davanın ADLİ YARGI YERİNDE görülmesi gerektiği hk.

 

 

 

 

K A R A R

          Davacı                           : A. K.i

          Davalı                           : Adalet Bakanlığı

 

 

          O L A Y                        :Davacı dava dilekçesinde özetle; tutuklu olarak bulunduğu ceza infaz kurumunda diğer suçlu gruplarının ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfaz Hakkında Kanunun m.51(1), m.51(3), a,c,d,e,f,g,h,j,k, maddelerinde belirtilen ödüllendirmelerden faydalanırken şahsının 31 aydır faydalandırılmadığını, bu durumun kanuna aykırı olduğunu, bu sebeple hak mahrumiyetine uğradığını belirterek 500.000,00 -TL manevi tazminat istemiyle Adalet Bakanlığına karşı 03/01/2009 tarihinde idari yargı yerinde dava açmıştır.

KOCAELİ 1. İDARE MAHKEMESİ: 23.01.2019 gün, E:2019/32 K:2019/70 sayılı dosyasında "...Ceza İnfaz Kurumlarının Yönetimi İle Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Tüzük'ün 40. maddesinde', hükümlülerin kurumlara kabullerinden sonra kalacakları odaları belirlemek idare ve gözlem kurulunun görev ve yetkileri arasında sayılmış, 4675 sayılı İnfaz Hâkimliği Kanunu'nun "Amaç ve kapsam" başlıklı 1. maddesinde, bu Kanun'un, ceza infaz kuramları ve tutukevlerinde bulunan hükümlü ve tutuklular hakkında yapılan işlemler veya bunlarla ilgili faaliyetlere yönelik şikâyetleri incelemek, karara bağlamak ve kanunlarla verilen diğer görevleri yerine getirmek üzere kumlan infaz hâkimliklerine ilişkin hükümleri kapsadığı, "İnfaz Hâkimliklerinin Görevleri" başlıklı 4. maddesinde, hükümlü ve tutukluların ceza infaz kuramları ve tutukevlerine kabul edilmeleri, yerleştirilmeleri, barındırılmaları, ısıtılmaları ve giydirilmeleri, beslenmeleri, temizliklerinin sağlanması, bedensel ve ruhsal sağlıklarının korunması amacıyla muayene ve tedavilerinin yaptırılması, dışarıyla ilişkileri, çalıştırılmaları gibi işlem veya faaliyetlere ilişkin şikâyetleri incelemenin ve karara bağlamanın infaz hâkimliklerinin görevleri arasında olduğu, "İnfaz hâkimliğine şikâyet ve usulü" başlıklı 5. maddesinde; ceza infaz kurumlan ve tutukevlerinde hükümlü ve tutuklular hakkında yapılan işlemler veya bunlarla ilgili faaliyetlerin kanun, tüzük ve yönetmelik hükümleri ile genelgelere aykırı olduğu gerekçesiyle bu işlem veya faaliyetlerin öğrenildiği tarihten itibaren onbeş gün, herhalde yapıldığı tarihten itibaren otuz gün içinde şikâyet yoluyla infaz hâkimliğine başvurulabileceği kurala bağlanmıştır.

Dava dosyasının incelenmesinden; Kocaeli 2 Nolu T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu'nda tutuklu bulunan davacının Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin infazı Hakkında Kanun'un 51. maddesi hükümlerinden yararlandırılmamasından duyduğu elem ve ıstırap nedeniyle tarafına manevi tazminat ödenmesi talebiyle 17.12.2018 tarihinde Adalet Bakanlığı Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü’ne başvuruda bulunduğu, başvurunun reddi üzerine 500.000,00-TL manevi tazminatın tarafına ödenmesi istemiyle bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.

Uyuşmazlık; davacının tutuklu bulunduğu cezaevinde "ödüllendirmelerden" yararlandırılmadığı iddiasına dayanan manevi tazminat istemine ilişkin olduğu, yukarıda hükümlerine yer verilen 4675 sayılı İnfaz Hâkimliği Kanunun 4.maddesinde "işlem ve faaliyetlere ilişkin şikâyetleri" karara bağlamanın İnfaz Hâkimliğinin görevinde olduğu düzenlemesine istinaden, bu konuda ki şikayete bakmakla görevli olan Adli Yargı yerinin aynı şikayetten kaynaklanan manevi tazminat istemine de bakmaya görevli olduğu kanaatine varılmıştır.

Bu durumda, Kocaeli 2 Nolu T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu'nda tutuklu olarak bulunan davacının ödüllendirmelerden yararlandırılmadığından bahisle manevi tazminat ödenmesi isteminden kaynaklanan dava konusu uyuşmazlığın 4675 sayılı İnfaz Hâkimliği Kanunu ve infaz mevzuatı hükümlerine göre çözümlenmesi gerektiğinden, anılan uyuşmazlığın görüm ve çözümünde adli yargı yerinin görevli olduğu sonucuna ulaşılmıştır.

Açıklanan nedenlerle; davanın, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 15/1-a. maddesi uyarınca görev yönünden reddine" dair verdiği karar istinaf edilmeden 07/03/2019 tarihinde kesinleşmiştir.

Davacının aynı taleple 05/02/2009 tarihinde adli yargıda dava açtığı anlaşılmıştır.

KOCAELİ İNFAZ HÂKİMLİĞİ: 19.02.2019 gün, E:2019/609, K:2019/970 sayılı dosyada "İnfaz hâkimliklerinin görev ve çalışma usullerini düzenleyen 4675 sayılı Yasaya göre, infaz hâkimliklerinin temel görevi, ceza infaz kurumunda bulunan hükümlü ve tutuklular hakkında cezaevi idaresince gerçekleştirilen işlem ve eylemlere karşı yapılan şikâyetleri incelemektir. Bunun dışında 5402 sayılı Yasa ile denetimli serbestlik müdürlüklerinin idari nitelikteki işlem ve eylemlerine karşı ilgililerin şikâyetlerini inceleme görev ve yetkisi infaz hâkimliklerine verilmiştir. Ayrıca 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkındaki Kanunda infaz hâkimliklerine verilmiş görevler bulunmaktadır.

Belirtilen bu düzenlemeler ayrıntılı olarak incelendiğinde, infaz hâkimliklerine çekişmeli yargı alanına giren herhangi bir görev verilmediği, infaz aşamasında hükümlüler ve diğer ilgililerin idare tarafından gerçekleştirilen işlemlere karşı şikâyetlerini incelemenin infaz hâkimliğinin temel görevi olduğu anlaşılmaktadır.

İnfaz hâkimliklerinde, disiplin cezalarına ilişkin şikâyetler haricinde duruşma yapılmamakta, infaz hâkimliklerinin verdiği kararlar temyiz incelenmesine tabi olmamakta, kararlar yalnızca itirazen ağır ceza mahkemelerince incelenebilmektedir.

Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 29/06/2004 tarih ve 2004/1-110-2004/150 sayılı kararında da, infaz hâkimliklerinin görevinin infaz kuramlarındaki yönetsel işlemlerini şikâyet yolu ile denetlemekten ibaret olduğu belirtilmiştir.

Bu nedenle, talep konusunda Hâkimliğimizin herhangi bir görev ve yetkisinin bulunmadığı sonucuna varılmaktadır.

Öte yandan 2577 sayılı Yasanın 2/1 -b maddesinde, idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan ihlal edilen kişiler tarafından açılan tam yargı davalarının idari dava olduğu ve idare mahkemelerinin görev alanına girdiği belirtilmiştir.

Yine Uyuşmazlık Mahkemesinin 22/10/2018 tarih 2018/581-2018/656 sayılı kararı ile "Konuya ilişkin olarak İnfaz Hâkimliğine şikâyet yoluyla başvurulmuş olması eylemin idari niteliğini ortadan kaldırmamaktadır. Bu itibarla kamu hizmetini yürütmekle görevli kılınmış kamu kurumunun anılan hizmetin yürütülmesi sırasında şikâyet edenin kişilik haklarına verildiğini ileri sürdüğü zararın tazmini istemi yönünde yaptığı başvuru ve kamu hizmetinin yöntemince yapılıp yapılmadığının tespiti İdari Yargı mercileri tarafından idari yargılama usul kanunu kapsamında yapılması gerektiği" Görevsizlik kararı vermiş, istinaf başvurusu Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 5. Ceza Dairesinin 19/04/2019 fün, E:2019/1134, K:2019/824 sayılı ilamıyla kesin olarak reddedilmiştir.

Davacı idari ve adli yargı yerlerince verilmiş olan kesinleşmiş görevsizlik kararları nedeniyle oluştuğunu ileri sürdüğü olumsuz görev uyuşmazlığının giderilmesi istemiyle Kocaeli İnfaz Hâkimliğine verdiği dilekçeyle Uyuşmazlık Mahkemesine başvurulmasını talep etmiş olmakla, dava dosyası 30.07.2019 tarih ve E:2019/609 esas sayılı üst yazı ile Mahkememize gönderilmiş olup, 01.08.2019 tarihinde kayda girmiştir.

          İNCELEME VE GEREKÇE :

          Uyuşmazlık Mahkemesi’nin, Başkan Hicabi DURSUN, Üyeler: Şükrü BOZER, Mehmet AKSU, Birol SONER, Aydemir TUNÇ, Nurdane TOPUZ ve Ahmet ARSLAN'ın katılımlarıyla yapılan 30/09/2019 günlü toplantısında:

          l-İLK İNCELEME :

          Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre; adli ve idari yargı yerleri arasında 2247 sayılı Yasa'nın 14. maddesinde öngörülen biçimde olumsuz görev uyuşmazlığı doğduğu, adli ve idari yargı dosyalarının 15. maddede belirtilen yönteme uygun olarak davacının istemi üzerine adli yargı yerince Uyuşmazlık Mahkemesine gönderildiği ve usule ilişkin işlemlerde herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

          II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hâkim Engin SELİMOĞLU'nun davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Halil İbrahim ÇİFTÇİ ve Danıştay Savcısı Yakup BAL’ınadli yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

          Dava, davacının tutuklu olarak bulunduğu Kocaeli 2 no'lu F Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda 5275 sayılı Yasanın 51 nci maddesinde belirtilen ödüllendirmelerden faydalandırılmadığını ve bu şekilde kişilik haklarının zarara uğratıldığını ileri sürerek 500.000,00 TL manevi tazminat istemiyle açılmıştır.

          2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2. maddesinde idari dava türleri, idari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan iptal davaları, idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel haklan doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları ve tahkim yolu öngörülen imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklar hariç, kamu hizmetlerinden birinin yürütülmesi için yapılan her türlü idari sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin davalar olarak tanımlanmıştır.

          5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkındaki Kanununun "Ödüllendirme" başlıklı 51. maddesinde; "(1) Hükümlüler, kurum içindeki veya dışındaki genel durumları, eğitim ve iyileştirme faaliyetlerine etkin katılımları, kurum düzenine karşı tutumları ve kendilerine verilen işlerdeki gayretleri dikkate alınarak teşvik esaslı ödüllerden yararlandırılabilirler.

          (2) Bu madde hükümleri, çocuk hükümlüler için de geçerlidir.

          (3) Hükümlülere verilebilecek ödüller şunlardır:

          a) Kapalı ceza infaz kurumlarında bulunan evli hükümlüler, en geç üç ayda bir kez olmak üzere, üç saatten yirmidört saate kadar eşleri ile kurum veya eklentilerinde ceza infaz kurumu personelinin yakın nezareti olmaksızın mahrem şekilde görüştürülebilir.

          b) Çocuk hükümlülere, en geç iki ayda bir kez olmak üzere, üç saatten yirmidört saate kadar ana ve babasıyla veya vasisiyle kurum ya da eklentilerinde ceza infaz kurumu personelinin yakın nezareti olmaksızın aile görüşmesi yaptırılabilir.

          c) Haftalık ziyaret süresi iki saate kadar uzatılabilir.

          d) Kapalı ziyaret yerine açık ziyaret yaptırılabilir.

          e) Üst üste kullanılmayan en fazla üç haftalık ziyaret süresi toplu olarak kullandırılabilir.

          f) Haftalık telefonla görüşme süresi veya sayısı iki katına kadar artırılabilir.

          g) Sosyal, kültürel veya sportif etkinliklerden öncelikli veya daha uzun süreli yararlanmaları sağlanabilir.

          h) Haftalık harcama miktarı yarı oranında artırılabilir.

          ı) Tek kişilik odalarda televizyon bulundurma imkânı verilebilir.

          j) Hediye verilebilir.

          k) Takdir belgesi veya tavsiye mektubu verilebilir.

          (4) Ödüllendirme sisteminin usul ve esasları ile bu ödüllerden yararlanmanın kapsam ve şartları, suç türleri dikkate alınarak yönetmelikle belirlenir"

          Hükmüne yer verildiği, aynı Kanununun 116'ncı maddesinde tutukluların da bu haktan yararlanacağı hüküm altına alınmıştır.

          4675 sayılı İnfaz Hâkimliği Kanunu’nun "Amaç ve kapsam" başlıklı 1. maddesinde, bu Kanun'un, ceza infaz kurumları ve tutukevlerinde bulunan hükümlü ve tutuklular hakkında yapılan işlemler veya bunlarla ilgili faaliyetlere yönelik şikâyetleri incelemek, karara bağlamak ve kanunlarla verilen diğer görevleri yerine getirmek üzere kurulan infaz hâkimliklerine ilişkin hükümleri kapsadığı, "İnfaz Hâkimliklerinin Görevleri" başlıklı 4. maddesinde; hükümlü ve tutukluların ceza infaz kurumları ve tutukevlerine kabul edilmeleri, yerleştirilmeleri, barındırılmaları, ısıtılmaları ve giydirilmeleri, beslenmeleri, temizliklerinin saplanması, bedensel ve ruhsal sağlıklarının korunması amacıyla muayene ve tedavilerinin yaptırılması, dışarıyla ilişkileri çalıştırılmaları gibi işlem veya faaliyetlere ilişkin şikâyetleri incelemenin ve karara bağlamanın infaz hâkimliklerinin görevleri arasında olduğu, "İnfaz hâkimliğine şikâyet ve usulü" başlıklı 5. maddesinde, ceza infaz kurumları ve tutukevlerinde hükümlü ve tutuklular hakkında yapılan işlemler veya bunlarla ilgili faaliyetlerin kanun veya diğer mevzuat hükümlerine aykırı olduğu gerekçesiyle bu işlem veya faaliyetlerin öğrenildiği tarihten itibaren onbeş gün, herhalde yapıldığı tarihten itibaren otuz gün içinde şikâyet yoluyla infaz hâkimliğine başvurulabileceği hükmü ve “İnfaz Hâkimliğince Şikâyet Üzerine Verilen Kararlar" başlıklı 6. maddesinin 3.fıkrasında, "İnfaz hâkimi, inceleme sonunda şikâyeti yerinde görmezse reddine; yerinde görürse, yapılan işlemin iptaline ya da faaliyetin durdurulmasına veya ertelenmesine karar verir" hükmü ve son fıkrasında "İtiraz, infaz hâkimliğinin kurulduğu yer ağır ceza mahkemesine (...) yapılır. İnfaz hâkimi aynı zamanda bu mahkemenin üyesi olduğu takdirde itirazla ilgili karara katılamaz” hükümlerine yer verilmiştir.

          Dosyanın incelenmesinden; davacının tutuklu olarak bulunduğu ceza infaz kurumunda diğer suçlu gruplarının faydalandığını ileri sürdüğü 5275 sayılı Yasanın 51. Maddesinde belirtilen ödüllendirmelerden 31 aydır faydalandırılmadığını iddia ederek 500.000,00 TL manevi tazminat istemiyle bakılan davanın açıldığı anlaşılmıştır.

          Bakılan davada, davacının iddiasının yukarıda hükümlerine yer verilen 4675 sayılı İnfaz Hâkimliği Kanunun 4. maddesinde "...işlem ve faaliyetlere ilişkin şikayetleri" karara bağlamanın İnfaz Hâkimliği’nin görevinde olduğu düzenlemesine istinaden, bu konulardaki şikayetlere bakmakla görevli olan Adli Yargı yerinin aynı şikayetten kaynaklanan manevi tazminat istemine de bakmaya görevli olduğu kanaatine varılmıştır.

          Açıklanan nedenlerle adli yargının görevli olduğuna Kocaeli İnfaz Hâkimliğinin 19.02.2019 gün ve E:2019/609, K:2019/970 sayılı görevsizlik kararının kaldırılması gerek

miştir.

          S O N U Ç :Davanın çözümünde ADLİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle, Kocaeli İnfaz Hâkimliğinin 19.02.2019 gün ve E:2019/609, K:2019/970 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA 30/09/2019 gününde OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

 

      Başkan                               Üye                               Üye                              Üye

      Hicabi                              Şükrü                          Mehmet                          Birol      

    DURSUN                           BOZER                         AKSU                          SONER          

 

 

 

 

                                                  Üye                                Üye                              Üye    

                                              Aydemir                        Nurdane                        Ahmet

                                                TUNÇ                          TOPUZ                            ARSLAN