T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

            HUKUK BÖLÜMÜ

            ESAS NO       : 2016 / 604

            KARAR NO  : 2016 / 640

            KARAR TR   : 26.12.2016

ÖZET: Davalı Şirkette çalışırken özelleştirme nedeniyle kamu kurumuna nakledilen davacının, maaş nakil bildiriminin ilgili mevzuata uygun düzenlenmemesi nedeniyle uğradığı parasal kaybın giderilmesi istemiyle açtığı davanın, ADLİ YARGI YERİNDE çözümlenmesi gerektiği hk.

 

                                                          

 

 

K  A  R  A  R

 

 

 

            Davacı             : O.E.

Vekili              : Av. B. Y.

Davalı             : Türk Telekomünikasyon A.Ş.

                         

O L A Y          : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı müvekkilinin davalı şirkette iş mevzuatı çerçevesinde sözleşmeli statüde çalışmakta iken başka bir kamu kurum ve kuruluşuna atanmak üzere Devlet Personel Başkanlığına gönderilen nakil ilmühaberinde ayrıldığı tarih itibarıyla ödenen aylık 734,65 TL ikramiyeye yer verilmeksizin hatalı olarak düzenlendiğini, fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak üzere eksik yapılan ödemelerin davalıdan tahsili istemiyle adli yargı yerinde dava açmıştır.

Ankara 22. İş Mahkemesi:29.03.2016 gün ve E:2016/1064 K:2016/193 sayılı kararı ile “… Somut uyuşmazlıkta önce statü hukuku hükümlerine tabi personel, özelleştirme sonrası belirli bir süreliğine davalı ile özel hukuk hükümlerine tabi olarak iş sözleşmesi kapsamında çalıştırılmakta, nakledildiğinde tekrar statü hukuku kapsamına girmektedir. Davacının iş sözleşmesiyle çalıştığı dönemde davalı şirkete davacının ücreti konusunda “artış oranının kamudaki memur maaş artışı oranında” olacağı yönünde yükümlülük getirildiği gibi, ayrıca 406 sayılı Kanun hükümleri uyarınca hak sahibi personeli Devlet Personel Başkanlığına bildirmesi, bildirimle beraber maaş nakil ilmühaberi düzenleme ve ilişik kesme işlemlerinin davalıya yaptırıldığı görülmektedir. Bu işlemlerin idare hukuku alanında sonuç doğurduğu, ilgili personelin nakledilecekleri kurumdaki statüleri ile özlük ve parasal haklarını belirlediği, söz konusu işlemlerin kamu personeli hakkında ve idare hukuku alanında tesis edilmiş birer idari işlem niteliğinde oldukları,

Nitekim Danıştay İdari Dava Dairelerinin 07.04.2011 gün ve 2011/55-205 sayılı kararının belirtilen işlemleri idari işlem olarak nitelendirdiği, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu ile 7. 9. ve 22. Hukuk Dairelerinin de bu davalarda idari yargı yerinin görevli olduğuna dair çok sayıda kararlarının bulunduğu, bu sebeple uyuşmazlığın İdari Yargı yerinde görülmesi gerektiği …” şeklindeki gerekçe ile HMK’nun 114/1-b maddesi gereğince “yargı yolunun caiz olmaması” nedeniyle aynı yasanın 115/2 maddesi uyarınca davanın usulden reddine karar vermiş, verilen karar temyiz edilmeksizin kesinleşmiştir.

Davacı vekili bu kez aynı istemle idari yargı yerinde dava açmıştır.

Ankara 5. İdare Mahkemesi:06.10.2016 gün ve E:2016/1775 sayılı kararı ile “2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2. maddesinde; idari dava türleri;" idari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan iptal davaları, idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları ve tahkim yolu öngörüle idari şartlaşma ve sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklar hariç, kamu hizmetlerinden birinin yürütülmesi için yapılan her türlü idari sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin davalar" olarak tanımlanmış, aynı kanunun 15. maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde; idari yargının görev alanına girmeyip adli ve askeri yargının görev alanına giren davaların reddedileceği hükme bağlanmıştır.

406 sayılı Kanunun 1. maddesinin 7. fıkrasında, "Türk Telekom, bu kanun ve özel kanun hükümlerine tabi anonim şirkettir. Bu kanun hükümleri saklı kalmak üzere kamu iktisadi teşebbüsleri de dâhil, sermayesinin yarısından fazlası kamuya ait olan kamu kurum, kuruluş ve ortaklıklarına uygulanan mevzuat Türk Telekom 'a uygulanmaz " hükmüne yer verilerek Türk Telekom'a özgü farklı bir statü oluşturulmuştur.

Aynı Kanunun 4673 Sayılı Yasayla değişik Ek 22. Maddesinde de; Türk Telekom’daki kamu payının % 50'nin altına düşünceye kadar, Türk Telekom Yönetim Kurulu üyeliklerine atanacaklarda Devlet memurluğuna atanabilme genel şartlarına sahip olma ve en az dört yıllık yüksek öğrenim şartlarının aranacağı, bunların dışında kalan personelin iş mevzuatı uyarınca istihdam edileceği ve iş mevzuatına göre istihdam edilenlere ilişkin kayıt ve şartların Yönetim Kurulu tarafından tayin edileceği hükme bağlanmıştır.

Ayrıca, Türk Telekomünikasyon A.Ş' nin özelleştirme kapsamında iken %55 oranındaki hissesinin blok olarak satışı suretiyle özelleştirilmesi için 01.07.2005 tarihinde yapılan ihale sonucunda 2005-9146 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı doğrultusunda, şirketin %55 oranındaki hissesi satılarak 14.11.2005 tarihinde Oger firmasına devredildiği ve kamusal niteliğinin ortadan kalktığı görülmektedir.

Dosyanın incelenmesinden, Türk Telekomünikasyon Anonim Şirketinin özelleştirilmesi sonrası başka kamu kurumuna nakledilmesi sırasında düzenlenen nakil ilmühaberinde belirtilen ücretinin üzerine ayrılış tarihi itibarıyla istikrar kazanan 734,65 TL ikramiyenin sabit değer olarak eklenerek ilmühaberin yeniden düzenlenmesi istemiyle Ankara 22. İş Mahkemesinde açılan davanın 29.03.2016 tarih ve E:2016/1064, K:2016/193 sayılı kararla idari yargı yerinde görülmesi gerektiği gerekçesiyle görev yönünden reddine karar verilmesi üzerine 22.04.2016 tarihinde kayda giren dilekçe ile Mahkememiz nezdinde bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.

2247 Sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkındaki Kanun'un 19. Maddesinde; "Adli, idari, askeri yargı mercilerinden birisinin kesin ve kesinleşmiş görevsizlik kararı üzerine kendisine gelen bir davayı incelemeye başlayan ve incelemekte olan bir yargı mercii davada görevsizlik kararı veren merciin görevli olduğu kanısına varırsa, gerekçeli bir karar ile görevli merciin belirtilmesi için Uyuşmazlık Mahkemesi'ne başvurur ve elindeki işin incelenmesini Uyuşmazlık Mahkemesi'nin karar vermesine kadar erteler. Mahkemenin gerekçeli kararı, dava dosyası ile birlikte Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilir" hükmü yer almıştır…” şeklindeki gerekçe ile 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyiş Hakkında Kanunun 19.maddesi uyarınca görevli yargı yerinin belirlenmesi için dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmesine ve dosya incelemesinin bu konuda Uyuşmazlık Mahkemesi'nce karar verilinceye kadar ertelenmesine…” karar vermiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE :

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Nuri NECİPOĞLU’nun Başkanlığında, Üyeler: Ali ÇOLAK, Yusuf Ziyaattin CENİK, Alaittin Ali ÖĞÜŞ, Süleyman Hilmi AYDIN, Mehmet AKBULUT ve Yüksel DOĞAN’ın katılımlarıyla yapılan 26.12.2016 günlü toplantısında:

l-İLK İNCELEME: Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre; İdare Mahkemesince, 2247 sayılı Yasa’nın 19. maddesine göre başvuruda bulunulmuş olduğu, idari yargı dosyasının Mahkemece, ekinde adli yargı dosyası ile birlikte Uyuşmazlık Mahkemesi’ne gönderildiği ve usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hâkim Engin SELİMOĞLU’nun, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ve Raportör-Hakim Sinem USTA’nın sözlü açıklamaları ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Halil İbrahim ÇİFTÇİ ile Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın davada adli yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Dava, davalı şirkette görev yapmakta iken, 406 sayılı Yasa'nın Ek-29. maddesi ile 4046 sayılı Yasa'nın 22. maddesine göre adı Devlet Personel Başkanlığına bildirilen, sonrasında Kamu Kurumu emrine atanan davacı tarafından; maaş nakil ilmühaberinde yer verilmeyen eksik ödemeye karşılık gelen aylık 734,65-TL’nın yasal faiziyle birlikte tazmini istemiyle açılmıştır.

Telekomünikasyon şebekeleri üzerinden sunulan ulusal ve uluslararası ses iletimini ihtiva eden telefon hizmetlerini 31.12.2003 tarihine kadar “tekel” olarak yürütmekle görevli kılınan ve çoğunluk hisseleri kamuya ait bulunan Türk Telekom’un, tekel kapsamında kamu hizmeti yürüten, ancak kuruluş yasasındaki son düzenlemeler ile kendine özgü statüye sahip olan ve sermayesindeki kamu payı %50’nin altına düşünceye kadar kamu kuruluşu niteliğini taşıyan bir kuruluş olduğu tartışmasızdır.

Ancak, özelleştirme kapsamında bulunan Türk Telekomünikasyon A.Ş.’deki tamamı Hazineye ait bulunan hisselerden % 55’i, 14.11.2005 tarihli Hisse Satış Sözleşmesi ile Oger Telekomünikasyon Anonim Şirketine satılmıştır.

Olayda, hisse devir (14.11.2005) tarihinde davalı şirket nezdinde çalışmakta iken 406 sayılı Yasa'nın Ek-29. maddesi ile 4046 sayılı Yasa'nın 22. maddesine göre adı Devlet Personel Başkanlığına bildirilen ve sonrasında kamu kurumu emrine atanan davacı tarafından; maaş nakil ilmühaberinin düzeltilmesi ve parasal hakların giderilmesi istemiyle dava açılmıştır.

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun “İdari Dava Türleri ve İdari Yargı Yetkisinin Sınırı” başlıklı 2. maddesinin değişik 1 numaralı bendinde:

a) (Değişik : 8.6.2000-4577/5 md.) İdari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan iptal davaları,

b) İdari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları,

c) (Değişik: 18.12.1999-4492/6 md.) Tahkim yolu öngörülen imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklar hariç, kamu hizmetlerinden birinin yürütülmesi için yapılan her türlü idari sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin davalar” idari dava türleri olarak sayılmış olup; kural olarak, idari yargıda ancak Devlete ve kamu tüzel kişilerine karşı açılan davalara bakılabilir.

Buna göre, maaş nakil bildirimi düzenleme ve dava tarihlerinde davalı mevkiinde kamu kuruluşu niteliği taşımayan Türk Telekomünikasyon A.Ş.' nin olması karşısında, idari yargı yetkisi kapsamında açılmış bir idari davadan söz etmek imkânı bulunmadığından;  uyuşmazlığın, özel hukuk hükümlerine göre görüm ve çözümünde adli yargı yerinin görevli olduğu sonucuna varılmıştır.

Belirtilen nedenlerle, Ankara 5. İdare Mahkemesinin başvurusunun kabulüyle, Ankara 22. İş Mahkemesince verilen 29.03.2016 gün ve E:2016/1064 K:2016/193 sayılı görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir.

 

 

S O N U Ç  : Davanın çözümünde ADLİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Ankara 5. İdare Mahkemesinin BAŞVURUSUNUN KABULÜ ile Ankara 22. İş Mahkemesince verilen 29.03.2016 gün ve E:2016/1064 K:2016/193 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 26.12.2016  gününde OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

 

Başkan

Nuri

NECİPOĞLU

 

 

 

Üye

Ali

ÇOLAK

 

 

 

 

 

Üye

Süleyman Hilmi

AYDIN

Üye

Yusuf Ziyaattin

CENİK

 

 

 

 

 

Üye

Mehmet

AKBULUT

Üye

Alaittin Ali

ÖĞÜŞ

 

 

 

 

 

Üye

Yüksel

DOĞAN