T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

            HUKUK BÖLÜMÜ

            ESAS NO      : 2016 / 197

            KARAR NO : 2016 / 237

            KARAR TR  : 11.4.2016

ÖZET: Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı Meslek Lisesinde usta öğretici olarak görev yapan davacının, haksız olarak görevine son verildiği iddiasıyla talep ettiği kıdem ve ihbar tazminatının ödenmesi istemiyle açtığı davanın, ADLİ YARGI YERİNDE çözümlenmesi gerektiği hk.

 

K  A  R  A  R

            Davacı            : F.Y.A.

            Vekilleri         : Av. A.G. & Av. Ö.V.

            Davalı             : Milli Eğitim Bakanlığı

Vekili              : Av. G. U.                 (Adli Yargıda)

 

O L A Y         : Davacı vekili dava dilekçesinde; “Müvekkil, davalı kuruma bağlı Bursa Osmangazi Otelcilik ve Turizm Meslek Lisesi Müdürlüğü'nde hizmet sözleşmesi ile "USTA-ÖĞRETİCİ" olarak, 17.05.2010-20.06.2014 tarihleri arasında, aylık son ücret olarak net 1.400,00-TL maaşla çalışmıştır.

Müvekkil, davalı kuruma bağlı lisede çalışırken 20.06.2014 tarihinde saat 16:00 civarında yetkililer tarafından iş akdinin feshedildiğini öğrenmiş ve müvekkilin iş akdi, hiçbir gerekçe gösterilmeden feshedilmiştir. İş akdi gerekçesiz ve ihbarsız olarak feshedilen müvekkilime kıdem tazminatı ve ihbar tazminatları da ödenmemiştir.

Müvekkil, davalı kuruma bağlı lisede haftanın 6 günü çalışmıştır. Müvekkil, çalıştığı dönemde haftanın 4 günü fazla mesai yapmış, ancak fazla mesai ücretleri müvekkile ödenmemiştir.

Müvekkilin okulda çalıştığı dönemde, müvekkilin yıllık izinleri kullandırılmamış ve yıllık izin ücretleri de müvekkile ödenmemiştir. Ayrıca resmi ve dini bayramlarda da çalışan müvekkile bu ücretler de ödenmemiştir. Müvekkil, çalıştığı dönemde Cumartesi günleri de çalışmış ancak, müvekkilin hafta sonu yapmış olduğu çalışmalarının karşılığı ücret de müvekkile ödenmemiştir. Davalı kuruma bağlı okulda döner sermaye geliri olmasına karşın, döner sermayeden müvekkile düşen pay da müvekkile ödenmemiştir.

Müvekkilim, yukarıda belirtmiş olduğumuz tarihler arasında söz konusu davalı kuruma bağlı okulda bilfiil kesintisiz hizmet vermiştir. Ancak 20.06.2014 günü hiçbir bildirimde bulunulmadan ve hiçbir gerekçe gösterilmeden iş akdi feshedilen müvekkilimin kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, fazla mesai ücreti, yıllık izin ücreti, resmi ve dini bayram ücretleri ve genel tatil ücreti müvekkilime ödenmemiştir.

Müvekkilimin alamadığı kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, fazla mesai ücreti, yıllık izin ücreti, resmi ve dini bayram ücretleri ve genel tatil ücretinin davalı kurumdan tahsili amacıyla huzurdaki davayı açma zorunluluğu doğmuştur.

Netice ve Talep: Yukarıda açıklanan ve sayın mahkemenizce re'sen nazara alınacak nedenlerle, fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydıyla şimdilik;

100,00-TL Kıdem tazminatının, fesih tarihinden itibaren işleyecek, bankalara uygulanan en yüksek mevduat faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline,

100,00-TL İhbar tazminatının, fesih tarihinden itibaren işleyecek, bankalara uygulanan en yüksek mevduat faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline,

400,00-TL yıllık izin ücretinin, fesih tarihinden itibaren işleyecek, bankalara uygulanan en yüksek mevduat faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline,

2.000,00-TL fazla mesai ücretinin, fesih tarihinden itibaren işleyecek, bankalara uygulanan en yüksek mevduat faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline,

4.100,00-TL hafta tatili ücretinin, fesih tarihinden itibaren işleyecek, bankalara uygulanan en yüksek mevduat faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline,

100,00-TL döner sermaye payının, fesih tarihinden itibaren işleyecek, bankalara uygulanan en yüksek mevduat faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline,

1.000,00-TL resmi ve dini bayram ücretinin, fesih tarihinden itibaren işleyecek, bankalara uygulanan en yüksek mevduat faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline,

Yargılama tüm harç ve giderleri ile avukatlık ücretinin de davalılara tahmiline karar verilmesini vekaleten saygılarımla arz ve talep ederim.” demek suretiyle adli yargı yerinde dava açmıştır.

Bursa 3. İş Mahkemesi: 3.3.2015 gün ve E:2014/726, K:2015/66 sayılı kararı ile özetle; davada idari yargı yerinin görevli olduğundan bahisle davanın görev yönünden reddine karar vermiştir.

İşbu karara karşı yapılan temyiz başvurusu üzerine Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 10.9.2015 gün ve E:2015/18797, K:2015/14435 sayılı ilamı ile özetle; hükmün onanmasına karar vermiş ve karar kesinleşmiştir.

Davacı vekili aynı istemle bu kez idari yargı yerinde dava açmıştır.

Bursa 2. İdare Mahkemesi: 16.03.2016 gün ve E:2016/145 sayılı kararı ile özetle; davanın adli yargı yerinde görülmesi gerektiğinden bahisle, 2247 Sayılı Uyuşmazlık Mahkemesi’nin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanunun 19.maddesi uyarınca görevli yargı yerinin belirlenmesi için dava dosyasının Bursa 3. İş Mahkemesinin dosyası ile birlikte Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmesine, dosyanın incelenmesinin Uyuşmazlık Mahkemesi’nin karar vermesine kadar ertelenmesine karar vermiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE:

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Nuri NECİPOĞLU’nun Başkanlığında, Üyeler: Ali ÇOLAK, Yusuf Ziyaattin CENİK, Alaittin Ali ÖĞÜŞ, Süleyman Hilmi AYDIN, Mehmet AKBULUT ve Yüksel DOĞAN’ın katılımlarıyla yapılan 11.4.2016 günlü toplantısında:

l-İLK İNCELEME: Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27.maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre; adli ve idari yargı yerleri arasında 2247 sayılı yasa’nın 19.maddesinde öngörülen biçimde görev uyuşmazlığı doğduğu, idari yargı dosyasının, son görevsizlik kararını veren mahkemece, adli yargı dosyası da temin edilmek suretiyle Uyuşmazlık Mahkemesi’ne gönderildiği ve usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim Selim Şamil KAYNAK’ın, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Uğurtan ALTUN ile Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın davada adli yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Dava, Milli Eğitim Bakanlığına bağlı Osmangazi Otelcilik ve Turizm Meslek Lisesi Müdürlüğünde usta öğretici olarak görev yapan davacının, haksız olarak görevine son verilmesi nedeniyle talep ettiği kıdem, ihbar, yıllık izin ücreti, fazla mesai ücreti, döner sermaye payı ile resmi ve dini bayram ücretlerinden oluşan zararların tazminine karar verilmesi istemiyle açılmıştır.

506 Sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu’nun 2. Maddesinde “Bir hizmet akdine dayanarak bir veya birkaç işveren tarafından çalıştırılanlar bu kanuna göre sigortalı sayılırlar…” denilmiş, aynı Yasanın “Uyuşmazlıkların Çözüm Yeri” Başlıklı 134. maddesinde, “Bu kanunun uygulanmasından doğan uyuşmazlıklar, yetkili iş mahkemelerinde veya bu davalara bakmakla görevli mahkemelerde görülür” hükmüne yer verilmiş; 506 sayılı yasa hükümleri 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 106. maddesi ile yürürlükten kaldırılmıştır. 5510 sayılı Kanunun 3.maddesinde;  kısa ve/veya uzun vadeli sigorta kolları bakımından adına prim ödenmesi gereken veya kendi adına prim ödemesi gereken kişi sigortalı olarak tanımlanmış; 79.madde ile başlayan Dördüncü Kısmında, primlere ilişkin hükümlere yer verilmiş; 101. maddesinde “Bu kanunda aksine hüküm bulunmayan hallerde, bu kanun hükümlerinin uygulanmasıyla ilgili ortaya çıkan uyuşmazlıklar İş Mahkemelerinde görülür” denilmiştir.

Öte yandan, 4857 sayılı İş Kanununun 1.maddesinde,  Kanunun amacının,  işverenler ile bir iş sözleşmesine dayanarak çalıştırılan işçilerin çalışma şartları ve çalışma ortamına ilişkin hak ve sorumluluklarını düzenlemek olduğu belirtilmiş; aynı zamanda, bakılan davanın da konusunu oluşturan “İş Sözleşmesi, Türleri ve Feshi” hususuna Kanunun 8.maddesi ve devamında, kıdem tazminatı, ücretli izin, bildirim süresinden kaynaklanan yükümlülük ve haklara ilişkin hususlara ise Kanunun değişik maddelerinde yer verilmiştir.

Diğer taraftan; 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanununun 1. maddesinde, “İş Kanununa göre işçi sayılan kimselerle (o kanunun değiştirilen ikinci maddesinin Ç, D ve E fıkralarında istisna edilen işlerde çalışanlar hariç) işveren veya işveren vekilleri arasında iş akdinden veya iş Kanununa dayanan her türlü hak iddialarından doğan hukuk uyuşmazlıklarının çözülmesi ile görevli olarak lüzum görülen yerlerde iş mahkemeleri kurulur.

Bu mahkemeler:

A) (Mülga: 18/10/2012-6356/81 md.)

B) İşçi Sigortaları Kurumu ile sigortalılar veya yerine kaim olan hak sahipleri arasındaki uyuşmazlıklardan doğan itiraz ve davalara da bakarlar.

İş mahkemesi kurulmamış olan yerlerdeki bu davalara o yerde görevlendirilecek mahkeme tarafından, temsilci üyeler alınmaksızın, bu kanundaki esas ve usullere göre bakılır.

Fiili ve hukuki imkânsızlıklar dolayısıyla iş mahkemesinin toplu olarak görevini yapamadığı hallerde de yukarıdaki fıkra hükmü uygulanır.

(Ek fıkra: 2/7/2012-6352/39 md.) Birden fazla iş mahkemesi bulunan yerlerde, sosyal güvenlik hukukundan kaynaklanan davaların görüleceği iş mahkemeleri, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu tarafından belirlenebilir.” denilmiştir.

Dosya kapsamında yapılan incelemede; davacı F.Y.A.’in 17.05.2010-20.06.2014 tarihleri arasında Osmangazi Otelcilik Turizm Meslek Lisesi Uygulama Otelinde usta öğretici olarak çalıştığı, 20.06.2014 tarihinde işine son verildiği belirerek, kıdem, ihbar, yıllık izin ücreti, fazla mesai ücreti, döner sermaye payı ile resmi ve dini bayram ücretlerinden oluşan zararların tahsiline karar verilmesi istemiyle uyuşmazlığa konu davanın açıldığı anlaşılmıştır.

Davacının, 657 Sayılı Kanun hükümleri uyarınca kamu görevlisi olarak değil, 4857 ve 5510 sayılı Kanunlara tabi sigortalı statüsüyle mahalli mülki amirin tasarrufu ile çalıştığı, idareyle arasında bir hizmet ilişkisi kurulduğu, talep edilen kıdem, fazla çalışma, hafta, bayram ve genel tatil ücreti, yıllık izin ücreti ve ihbar tazminatının iş kanunundan kaynaklanan haklardan olduğu dikkate alındığında, uyuşmazlığın özel hukuk hükümlerine göre görüm ve çözümünde adli yargı yerinin görevli olduğu sonucuna varılmıştır.

Açıklanan nedenlerle, Bursa 2.İdare Mahkemesi’nin başvurusunun kabulü ile Bursa 3.İş Mahkemesince verilen görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir.

SONUÇ: Davanın çözümünde ADLİ YARGI YERİNİN görevli olduğuna, bu nedenle Bursa 2. İdare Mahkemesinin BAŞVURUSUNUN KABULÜ ile, Bursa 3. İş Mahkemesince verilen 3.3.2015 gün ve E:2014/726, K:2015/66 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 11.4.2016 gününde OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

Başkan

Nuri

NECİPOĞLU

 

Üye

Ali

ÇOLAK

 

 

 

Üye

Süleyman Hilmi

AYDIN

Üye

Yusuf Ziyaattin

CENİK

 

 

 

Üye

Mehmet

AKBULUT

Üye

Alaittin Ali

ÖĞÜŞ

 

 

 

Üye

Yüksel

DOĞAN