Hukuk Bölümü         2003/64 E.  ,  2003/80 K.
"İçtihat Metni"Adalet Bakanlığı Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığınca hazırlanmıştır. İzinsiz olarak kopyalanması ve dağıtılması hukuki sorumluluk gerektirir.

Davacılar       : Maliye Hazinesi (Gebze Malmüdürlüğü)

Vekili              : Hazine Av. S.B.

Davalı            : Balçık Köyü Tüzel Kişiliği                       

            O  L  A  Y       : Kocaeli- Gebze İlçesi, Balçık Köyü, 42 pafta, 1508 parsel sayılı olup Hazine adına kayıtlı bulunan taşınmaz, 442 sayılı Köy Kanunu’na 3367 sayılı Kanunla eklenen hükümler uyarınca, köy muhtarınca yapılan başvuru üzerine Kocaeli İli Köy Yerleşme Alanı Tespit Komisyonu’nun 29.5.1998 gün ve 8 sayılı kararı ile, Balçık Köyünün gelişme alanı olarak tespit ve tefrik edilmiş; harita ve planları hazırlandıktan sonra Valiliğin 3.12.1998 günlü tescile ilişkin talimatı ve Kadastro Müdürlüğünün 6.4.1999 günlü tescil bildirimi üzerine, 8.4.1999 tarihinde Balçık Köyü Tüzel kişiliği adına tapuya ifrazen tescil edilmiştir.

            Maliye Bakanlığı Milli Emlak Genel Müdürlüğünce 28.5.1999 günlü yazı ile, sözkonusu taşınmaz Gebze ve Yakın Çevresi Çevre Düzeni Revizyon Nazım İmar Planında sanayi, küçük sanayi ve depolama alanı olarak ayrılan alanda kaldığından başka amaçla kullanıma açılmasının plan bütünlüğünü bozacağının Arsa Ofisince bildirildiğinden bahisle, plan bütünlüğünün sağlanması ve korunması ile birlikte kamu hizmeti bakımından sözkonusu taşınmazın arsa Ofisine devri için köy tüzel kişiliği adına yapılan tescil işleminin iptali için dava açılması gereği Kocaeli Defterdarlığına ve buraca da Gebze Malmüdürlüğüne bildirilmiştir.

            Gebze Malmüdürlüğünce, sözkonusu taşınmaza ilişkin Balçık Köyü Tüzel Kişiliği adına ifrazen oluşan tapu kaydının iptali ile Hazine adına tescili istemiyle, 3.6.1999 gününde adli yargı yerinde dava açılmıştır.

            GEBZE 3. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ; 30.11.1999 gün ve E:1999/304, K:1999/670 sayı ile, köy tüzel kişiliği adına yapılan tescil işlemlerinin, 3367 sayılı Kanuna göre köy gelişme alanlarının tespiti ile ilgili olarak kurulan bir komisyonun aldığı karar ve bu kararın tasdiki sonucunda Valilikçe istenmiş olduğu; böylece Hazine parselinin ifrazı ve davalı köy tüzel kişiliği adına tescili işleminin yasa gereği ve idari bir komisyon tarafından oluşturulduğunun anlaşıldığı; idarece resen tapuda yaptırılan tescil işlemi; planlama sonucu oluşan komisyon kararının icrası niteliğini taşıdığından davada idari yargının görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiş; bu karar, YARGITAY 1. HUKUK DAİRESİ’nin 6.4.2000 gün ve E:2000/3615, K:2000/3891 sayılı kararıyla onanmak suretiyle kesinleşmiştir.

            Davacı İdare tarafından, aynı istekle, 3.5.2000 gününde, bu kez idari yargı yerinde dava açılmıştır.

SAKARYA 2. İDARE MAHKEMESİ; 31.10.2002 gün ve E:2002/1100, K:2002/1459 sayı ile, davanın reddi yolundaki 22.11.2000 günlü kararın Danıştay Onuncu Dairesi’nce görev yönünden bozulduğu ve Mahkemece bozma kararına uyulduğundan bahisle, 2577 sayılı İYUK.’nun 2. maddesinde idari yargı yerinde bakılacak davalar arasında iptal davalarının sayıldığı; herhangi bir idari işlemin iptali istemiyle açılmayan bu davada, köy tüzel kişiliği adına tapuya yapılmış olan tescilin iptali ile Hazine adına tescil istenilmekte olup, bu haliyle idari işlemin dava konusu edildiği idari bir dava olarak bu davanın kabulüne olanak bulunmadığı; köy tüzel kişiliği adına tescil yapılırken dayanak oluşturan komisyon kararının idari bir işlem olduğu tartışmasız olmakla birlikte bu işlemin de dava konusu edilmediğinin anlaşıldığı; bu durumda, tapu iptal ve tescil davası olarak açılan bu davanın idari yargı yerinde görüm ve çözümünün olanaklı bulunmadığı gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiş; bu karar ise, temyiz edilmeyerek kesinleşmiştir. 

İNCELEME VE GEREKÇE  :  Uyuşmazlık   Mahkemesi   Hukuk    Bölümü’nün,   Yalçın

ACARGÜN’ün  Başkanlığında , Üyeler:  Dr.  Atalay  ÖZDEMİR,   M.  Lütfü   ÜÇKARDEŞLER,

 Z.Nurhan YÜCEL, Sinan TUNCA,Turgut ARIBAL ve Abdullah ARSLAN’ın katılımlarıyla yapılan 17/11/2003 günlü toplantısında, Raportör- Hakim İsa YEĞENOĞLU’ nun davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Ahmet BEŞİNCİ ile Danıştay Savcısı Tülin ÖZGENÇ’in davada adli yargının görevli olduğu yolundaki yazılı ve sözlü   açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

            USULE İLİŞKİN İNCELEME         :

            Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi gereğince yapılan incelemeye göre, adli ve idari yargı yerleri arasında anılan Yasa’nın 14. maddesinde öngörülen biçimde olumsuz görev uyuşmazlığı doğduğu ve dava dosyalarının 15. maddede belirtilen yönteme uygun olarak, davacının istemi üzerine son görevsizlik kararını veren mahkemece Uyuşmazlık Mahkemesi’ne gönderildiği anlaşılmaktadır. Usule ilişkin herhangi bir noksanlık görülmediğinden esas inceleme yapılmasına oybirliği ile karar verildi.

            ESASA İLİŞKİN İNCELEME         :

            Dava, köy gelişme alanı olarak tespit ve köy tüzel kişiliği adına resen tescil edilen taşınmazın tapu kaydının iptali ile Hazine adına tescili isteminden ibarettir.

            442 sayılı Köy Kanunu’na 1987 tarih ve 3367 sayılı Kanunla eklenen Ek 12. maddede, “Köy yerleşme planında konut alanı ve köy genel ihtiyaçlarına ayrılan yerler, Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan mera, yaylak, seyrangâh, yol, harman ve panayır yerleri gibi alanlar ve Hazinenin mülkiyetinde olup kamu hizmetine tahsis edilmemiş taşınmaz mallar köy yerleşme planının onayı ile bu vasıflarını kendiliğinden kaybeder ve valiliğin talebi üzerine köy tüzelkişiliği adına resen tapuya tescil edilir.” hükmünü taşımaktadır.

            Olayda, mülkiyeti Hazineye ait taşınmazın, Köy Yerleşme Alanı Tespit Komisyonu kararıyla köy gelişme alanı olarak tespit edilmesi ve köy yerleşme planlarının onaylanması ile Valiliğin talebi üzerine, köy tüzel kişiliği adına resen tapuya tescil edildiği; ancak, başka bir kamu hizmetine ayrıldığı nedeniyle Maliye İdaresince tapu kaydının iptali ve taşınmazın Hazine adına tescili istemiyle, uyuşmazlığa konu edilen davanın açıldığı anlaşılmaktadır.

            Esasen, 3367 sayılı Yasa hükümlerine göre, idarenin köy tüzel kişiliği adına “resen tapuya tescil ettirme” şeklindeki yetkisini, idari nitelik taşıyan köy gelişme alanı tespit kararı ile köy yerleşim planlarının uygulanmasının bir sonucu olarak kullanması ve ayrıca bu şekilde kurulan mülkiyet M.K. hükümleri dışında özel bir kanun hükmü gereğince idari tescile dayandığı gibi, tapuya yapılan tescilin de, bu idari işlemin icrası niteliğinde olması karşısında, taraflar arasındaki anlaşmazlığın sözü edilen uygulama işlemlerinin dayanağı olan yasal düzenleme çerçevesinde çözümleneceği açıktır.

            Ne var ki, görev uyuşmazlığına konu edilen dava, köy tüzel kişiliği adına olan tapu kaydının iptali ile taşınmazın Hazine adına tescili istemiyle açılmıştır.

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun “İdari Dava Türleri ve İdari Yargı Yetkisinin Sınırı” başlığını taşıyan 2. maddesinin 1. numaralı bendinde, idari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan iptal davaları; idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları ile tahkim yolu öngörülen imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklar hariç, kamu hizmetlerinden birinin yürütülmesi için yapılan her türlü idari sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin davalar, idari dava türleri olarak sayılmıştır.

            Belirtilen duruma göre, tapu kayıtlarına dayanak teşkil eden yasanın uygulanmasına dair idari işlemlerin iptali istemiyle dava açılmamış olduğundan, ortada idari yargı yetkisi kapsamına giren bir idari dava bulunduğundan sözetmek olanaksızdır.

            Bu durum karşısında, tapu iptali ve tescil davasının, Medeni Kanun hükümlerine göre çözümlenmesinde adli yargı yerleri görevli bulunmaktadır.

            Açıklanan nedenlerle, Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görevsizlik kararının kaldırılması gerekmektedir. 

SONUÇ         : Davanın çözümünde ADLİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Gebze 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 30.11.1999 gün ve E:1999/304, K:1999/670 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 17.11.2003 gününde KESİN OLARAK OYBİRLİĞİ İLE  karar verildi.