T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

 

          ESAS NO     : 2019 / 372

          KARAR NO : 2019 / 669

          KARAR TR  : 21.10.2019

ÖZET : Alanya Orman İşletme Müdürlüğünde daimi işçi olarak çalışan davacıya, kendisine isnat edilen eylemlerine karşılık 6. Dönem Toplu İş Sözleşmesinin ilgili maddelerine  istinaden iki ayrı tarihte verilen toplam  8 yevmiye para cezası  kararlarının iptal edilmesi istemiyle açılan davanın, ADLİ YARGI YERİNDE çözümlenmesi gerektiği hk.

           

 

                                    K  A  R  A  R

 

 

Davacı         : A. B.

Davalı          : Orman Genel Müdürlüğü/ Alanya Orman İşletmeleri Müdürlüğü

        

O  L  A  Y   : Alanya Orman İşletme Müdürlüğünde daimi işçi olarak çalışan davacı dilekçesinde; Alanya İşletme Müdürlüğü Disiplin Kurulunun  08/08/2017 tarihli, 4 no.lu kararı ile 4;  15/08/2018 tarihli, 5 no.lu kararı ile de 4 olmak üzere hakkında 8 yevmiye para cezası verildiğini;  hakkında tutulan her iki tutanakta, görevi olamayan işlerin tarafına emredip yapmadığının gösterildiğini;  İş Kanununun ilgili maddelerinde, işçinin sadece görevlendirildiği işleri yapmak zorunda olduğunun belirtildiğini; Alanya İşletme Müdürlüğü Disiplin Kurulunun, 21/5/2018 tarihinde orman muhafaza memuru ve orman işletme şefi tarafından tutulan tutanağa dayanarak hakkında 4 yevmiye para cezası verdiğini;  oysa tutanağı tutan işletme şefinin kendisine saldırdığını, aralarında yaşanan sorunlardan dolayı iftiralara maruz kalmasına rağmen bu olayla ilgili hakkında kovuşturmaya yer olmadığı kararı verildiğini; bu olay akabinde yine bir bahane bulunarak yevmiye kesme cezasının verildiğini; tutanağı tutan kişilerin/görevlilerin hemşeri olduklarını, kendisine mobing uygulanarak,  fiziksel ve psikolojik olarak yıpratıldığını; işletmede kendisinin Greyder Operatörü olduğunu,  iş bölümünde asıl görev alanına girmeyen konularda sürekli talimatlar verildiğini; kendi branşını yaptırmadıklarını;  İş Kanununun 22.maddesine göre "işveren, iş sözleşmesiyle veya iş sözleşmesinin eki niteliğindeki personel yönetmeliği ve benzeri kaynaklar ya da işyeri uygulamasıyla oluşan çalışma koşullarında esaslı bir değişikliği ancak durumu işçiye yazılı olarak bildirmek suretiyle yapabilir. Bu şekle uygun olarak yapılmayan ve İşçi tarafından altı işgünü içinde yazılı olarak kabul edilmeyen değişiklikler işçiyi bağlamaz." denildiğini; maddenin,  işçinin görevi olmayan bir görevi yüklenemeyeceğini açıkça gösterdiğini; tutulan tutanakların gerçeği yansıtmadığını, verilen cezaların hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu ifade ederek; Alanya İşletme Müdürlüğü Disiplin Kurulunun  08/08/2017 tarihli, 4 no.lu kararı ile 4;  15/08/2018 tarihli, 5 no.lu kararı ile de 4 olmak üzere hakkında  verilen 8 yevmiye para cezası  kararlarının iptal edilmesi istemiyle adli yargı yerinde dava açmıştır.

ALANYA İŞ MAHKEMESİ; 20.11.2018 gün ve E:2018/601, K:2018/677 sayı ile, “(…)Öncelikle belirtmek gerekir ki; 4857 sayılı İş Kanununun 1. maddesinin ikinci fıkrası gereğince, 4. maddedeki istisnalar dışında kalan bütün işyerlerine,  işverenler ile işveren vekillerine ve işçilerine, çalışma konularına bakılmaksızın bu Kanunun uygulanacağı belirtilmiştir. Yine aynı Kanunun 2. maddesinde bir iş sözleşmesine dayanarak çalışan gerçek kişi işçi, işçi çalıştıran gerçek veya tüzel kişi ile tüzel kişiliği olmayan kurum ve kuruluşlar işveren olarak tanımlanmıştır. Yasanın 8. maddesinin birinci fıkrasına göre de iş sözleşmesi, bir tarafın (işçi) bağımlı olarak iş görmeyi diğer tarafın (işveren) da ücret ödemeyi üstlenmesinden oluşan sözleşme olduğu ve ücret, iş görme ve bağımlılık iş sözleşmesinin belirleyici öğeleri olduğu düzenlemesi yer almaktadır. Kaldı ki 4857 sayılı İş Kanununun 1. maddesinin ikinci fıkrası gereğince. 4. maddesinde belirtilen ayrık durumlar dışında kalan bütün işyerlerine, işverenler ile işveren vekillerine ve çalışma şekline bakılmaksızın işçilere bu Kanunun uygulanacağı belirtilmiştir. Bu bağlamda 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanununun 1. maddesine göre, iş mahkemelerinin görevi "İş Kanununa göre işçi sayılan kimselerle işveren veya işveren vekilleri arasında iş akdinden veya iş Kanununa dayanan her türlü hak iddialarından doğan hukuk uyuşmazlıklarının çözülmesi gerekmektedir.

Yine; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunun İdari dava türleri ve idari yargı yetkisinin sınırı başlıklı 2. maddesinde” İdari dava türleri şunlardır: a) İdari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlâl edilenler tarafından açılan iptal davaları, b) İdari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları, c)Tahkim yolu öngörülen imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklar hariç, kamu hizmetlerinden birinin yürütülmesi için yapılan her türlü idari sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin davalar. 2. İdari yargı yetkisi, idari eylem ve işlemlerin hukuka uygunluğunun denetimi ile sınırlıdır. İdari mahkemeler; yerindelik denetimi yapamazlar, yürütme görevinin kanunlarda ve Cumhurbaşkanlığı kararnamelerinde gösterilen şekil ve esaslara uygun olarak yerine getirilmesini kısıtlayacak, idari eylem ve işlem niteliğinde veya idarenin takdir yetkisini kaldıracak biçimde yargı kararı veremezler.” düzenlemesi bulunmaktadır.

Yine aynı Kanunun iptal ve tam yargı davaları başlıklı 12. maddesinde: "İlgililer haklarını ihlal eden bir idari işlem dolayısıyla Danıştaya ve idare ve vergi mahkemelerine doğrudan doğruya tam yargı davası veya iptal ve tam yargı davalarını birlikte açabilecekleri gibi ilk önce iptal davası açarak bu davanın karara bağlanması üzerine, bu husustaki kararın veya kanun yollarına başvurulması halinde verilecek kararın tebliği veya bir işlemin icrası sebebiyle doğan zararlardan dolayı icra tarihinden itibaren dava süresi içinde tam yargı davası açabilirler. Bu halde de ilgililerin 11. madde uyarınca idareye başvurma hakları saklıdır.” hükmü yer almaktadır.

Somut dava; davacının Alanya Orman İşletme Müdürlüğü Disiplin Kurulu tarafından hakkında verilen 08/08/2017 tarih. Karar No:4 ile 4 yevmiye ve 15/08/2018 tarih. Karar No:5 ile de 4 yevmiye olmak üzere verilen 8 yevmiye para cezası olan kararların hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğu gerekçesiyle para cezalarının iptaline yöneliktir.

Dosyadaki mevcut tüm bilgi ve belgelerden, ve tüm dosya kapsamından oluşan delillerin bir bütün halinde ele alınıp değerlendirilmesi sonucunda ve yukarıda yapılan açıklamalar gereğince; görev konusu kamu düzenine ilişkin olup, mahkemece kendiliğinden dikkate alınması gerektiği, iş mahkemelerinin görev alanını hakimin tarafların iddia ve savunmalarına göre değil, 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanununun 1. maddesini esas alarak belirleyeceği, 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu'nun 1. maddesi uyarınca İş Kanununa göre işçi sayılan kimselerle işveren veya işveren vekilleri arasında iş akdinden veya İş Kanununa dayanan her türlü hak iddialarından doğan hukuk uyuşmazlıklarının çözüm yeri iş mahkemeleri olduğu, eldeki davada davacının davalı idarenin para cezasına ilişkin işlemin iptalini istediği, bu işlemin idari işlem niteliği taşıdığı ve hukuka uygunluğunun denetiminin de, Anayasayla bu denetim için oluşturulan idari yargının görev alanında bulunduğu sonucuna varıldığı ve 6100 sayılı HMK'nun 114 ve 115/1 maddelerinde görev sorunun kamu düzenine ilişkin olduğu, açıkça veya hiç ileri sürülmese bile yargılamanın her aşamasında mahkemelerce kendiliğinden araştırılacağı kural altına alındığı görülmekle tensiben karar verilmesi gerektiği anlaşılmış ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKUM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere.

1-)Dava konusu uyuşmazlığın çözüm yerinin İdari Yargı olması nedeniyle davanın usulden REDDİNE…” karar vermiş, bu karar istinaf yoluna başvurulmaksızın kesinleşmiştir.

Davacı, bu kez aynı istemle idari yargı yerinde dava açmıştır.

ANTALYA 4.İDARE MAHKEMESİ; 25.2.2019 gün ve E:2019/163, K:2019/112 sayı ile, “(…)4857 sayılı İş Kanunu'nun "Tanımlar" başlıklı 2. maddesinde; işçi: "Bir iş sözleşmesine dayanarak çalışan gerçek kişi, işveren: "İşçi çalıştıran gerçek veya tüzel kişi yahut tüzel kişiliği olmayan kurum ve kuruluş", iş ilişkisi: "İşçi ile işveren arasında kurulan ilişki" ve işveren vekili: "İşveren adına hareket eden ve işin, işyerinin ve işletmenin yönetiminde görev alan kimse" olarak tanımlanmıştır.

5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanununun 1. maddesinin 1. fıkrasında; "İş Kanunu'na göre işçi sayılan kimselerle (anılan Kanun'un değiştirilen ikinci maddesinin Ç, D ve E fıkralarında istisna edilen işlerde çalışanlar hariç) işveren veya işveren vekilleri arasında iş akdinden veya İş Kanununa dayanan her türlü hak iddialarından doğan hukuk uyuşmazlıklarının çözülmesi ile görevli olarak lüzumu görülen yerlerde İş Mahkemeleri kurulur." hükmü yer almıştır.

Dava dilekçesi ve eklerinin incelenmesinden; davacının Alanya Orman İşletme Müdürlüğünde daimi işçi olarak çalıştığı, 6. Dönem Toplu İş Sözleşmesinin ceza hükümlerine muhalefet ettiğinden bahisle 08.08.2017 tarih ve 4 sayılı işlem ile dört yevmiye para cezası ile yine 15.08.2018 tarih ve 5 sayılı işlem ile dört yevmiye para cezası olmak üzere toplamda sekiz yevmiye para cezası ile tecziye edildiği, anılan işlemlerin iptali istemiyle işbu davanın açıldığı anlaşılmaktadır.

Uyuşmazlık konusu olayda; 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu'nun, işçi sayılan kimselerle işverenler arasında iş hukukuna ait her türlü uyuşmazlığın çözüm yerinin iş mahkemeleri olduğunu belirten Yasa hükmü karşısında, daimi işçi olan ve 6. Dönem Toplu İş Sözleşmesinin ceza hükümlerine muhalefet ettiğinden bahisle yevmiye para cezaları ile cezalandırılmasına ilişkin uyuşmazlığın görüm ve çözümü adli yargıya ait olduğundan, davacının iki ayrı dört yevmiye para cezası ile cezalandırılmasına yönelik işlemlere karşı açılan davanın görev yönünden reddi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.

Açıklanan nedenlerle; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 15'inci maddesinin 1'inci fıkrasının (a) bendi uyarınca davanın görev yönünden reddine…” karar vermiş, bu karar istinaf yoluna başvurulmaksızın kesinleşmiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE:

Uyuşmazlık Mahkemesi’nin, Hicabi DURSUN’un Başkanlığında, Üyeler: Şükrü BOZER, Mehmet AKSU, Birol SONER, Aydemir TUNÇ, Nurdane TOPUZ ve Ahmet ARSLAN'ın katılımlarıyla yapılan 21.10.2019 günlü toplantısında:

I-İLK İNCELEME: Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi gereğince yapılan incelemeye göre, adli ve idari yargı yerleri arasında anılan Yasa’nın 14. maddesinde öngörülen biçimde olumsuz görev uyuşmazlığı doğduğu ve idari yargı dosyasının 15. maddede belirtilen yönteme uygun olarak, davacının istemi üzerine son görevsizlik kararını veren mahkemece, adli yargı dosyasının bir örneği ile birlikte Uyuşmazlık Mahkemesi’ne gönderildiği anlaşılmaktadır. Usule ilişkin herhangi bir noksanlık görülmediğinden görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hâkim Taşkın ÇELİK’in, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Halil İbrahim ÇİFTÇİ ile Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın davada adli yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Dava, Alanya Orman İşletme Müdürlüğünde daimi işçi olarak çalışan davacıya, kendisine isnat edilen eylemlerine karşılık 6. Dönem Toplu İş Sözleşmesinin ilgili maddelerine  istinaden Alanya İşletme Müdürlüğü Disiplin Kurulunun  08/08/2017 tarihli, 4 no.lu kararı ile 4;  15/08/2018 tarihli, 5 no.lu kararı ile de 4 olmak üzere  verilen 8 yevmiye para cezası  kararlarının iptal edilmesi istemiyle açılmıştır.

Davalı İdarenin bir kamu kuruluşu olduğu çekişmesizdir.

Anayasa’nın 128. maddesinde “Devletin, kamu iktisadi teşebbüsleri ve diğer kamu tüzelkişilerinin genel idare esaslarına göre yürütmekle yükümlü oldukları kamu hizmetlerinin gerektirdiği asli ve sürekli görevler, memurlar ve diğer kamu görevlileri eliyle görülür.

Memurların ve diğer kamu görevlilerinin nitelikleri, atanmaları, görev ve yetkileri, hakları ve yükümlülükleri, aylık ve ödenekleri ve diğer özlük işleri kanunla düzenlenir.” hükümlerine yer verilmiş; 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun “İstihdam Şekilleri” başlıklı 4. maddesinde,”Kamu hizmetleri; memurlar, sözleşmeli personel, geçici personel ve işçiler eliyle gördürülür.” denilmiş ve ilk üç istihdam şeklinin dışında kalan kişiler olarak belirtilen işçiler hakkında 657 sayılı Yasa hükümlerinin uygulanmayacağına işaret edilmek suretiyle, kamu kurum ve kuruluşlarında statü hukuku dışında kalan istihdam şekli de benimsenmiş olup, kamuda çalışan işçiler hakkında özel bir yasal düzenleme de öngörülmemiş bulunduğundan bunların iş hukukuna tabi olduklarında kuşkuya yer yoktur.

Olayda, davacının Alanya Orman İşletme Müdürlüğünde daimi işçi olarak çalıştığı,  Yetkili Sendika Öz-Orman İş Sendikası ile TUHİS arasında akdedilen, yürürlük süresi 1.1.2017-28.2.2019 tarihleri olan 6.Dönem  İşletme Toplu İş Sözleşmesinin bazı hükümlerine muhalefet ettiğinden bahisle  eylemlerine uyan T.İ.S.nin Ceza listesinin 19.maddesine ve  listenin 46 no.lu satırına  istinaden;  08.08.2017 tarih ve 4 sayılı işlem ile dört yevmiye para cezası ile yine 15.08.2018 tarih ve 5 sayılı işlem ile dört yevmiye para cezası olmak üzere toplamda sekiz yevmiye para cezası ile tecziye edildiği ve  görev uyuşmazlığına konu edilen davayı açtığı anlaşılmaktadır.

Bu duruma göre, davalı İdare ile davacı arasındaki hukuki ilişki İş Kanunu’na tabi hizmet sözleşmesine dayalı olarak kurulmuş bir iş hukuku ilişkisi niteliğini taşıdığından, davacıya, eylemlerine karşılık  Toplu İş Sözleşmesi hükümleri dikkate alınarak yevmiye kesme cezaları verilmesine ilişkin dava konusu işlemlerin, idarenin yetkili organı tarafından işveren sıfatıyla tesis edilmiş bir özel hukuk işlemi olduğu açıktır.

Aksine bir düşünce, işverenin salt bir kamu kuruluşu olması nedeniyle, statü hukukuna tabi olmayan personeli hakkındaki tüm yazılı irade beyanlarının idari işlem niteliğinde görülerek, özel hukuk alanına dahil bulunan uyuşmazlıkların da idari yargı denetimine tabi kılınması sonucunu doğurur.

Belirtilen tüm bu hususlara göre ve (birinci işlemin tesis edildiği tarihte yürürlükte olan)5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nun 1. maddesi ile, İş Kanunu’na göre işçi sayılan kimselerle işveren veya işveren vekilleri arasında iş akdinden veya İş Kanunu’na dayanan her türlü hak iddialarından doğan hukuk uyuşmazlıklarının  çözülmesiyle  İş  Mahkemelerinin görevli kılınmış olması; daha sonra yürürlüğe giren 7306 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nun 5. maddesi ile de  4857 sayılı İş Kanununa veya 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun İkinci Kısmının Altıncı Bölümünde düzenlenen hizmet sözleşmelerine tabi işçiler ile işveren veya işveren vekilleri arasında, iş ilişkisi nedeniyle sözleşmeden veya kanundan doğan her türlü hukuk uyuşmazlıklarına İş Mahkemelerinin bakacak olması   karşısında,  işçi  olan davacı ile işvereni arasında iş akdinden (Toplu İş Sözleşmesinden) doğan davanın görüm ve çözümünde adli yargı yeri görevli bulunmaktadır.

Açıklanan nedenlerle, Alanya İş Mahkemesinin, 20.11.2018 gün ve E:2018/601, K:2018/677 sayılı görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir.

 

S O N U Ç   : Davanın çözümünde ADLİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Alanya İş Mahkemesinin, 20.11.2018 gün ve E:2018/601, K:2018/677 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 21.10.2019 gününde OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

 

      Başkan                          Üye                                  Üye                                 Üye                    

       Hicabi                         Şükrü                             Mehmet                             Birol        

    DURSUN                    BOZER                            AKSU                            SONER            

 

 

 

                                             Üye                                  Üye                                 Üye                    

                                         Aydemir                           Nurdane                           Ahmet

                             TUNÇ                             TOPUZ                         ARSLAN