T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

            HUKUK BÖLÜMÜ

            ESAS NO       : 2015 / 76

            KARAR NO   : 2015 / 95

            KARAR TR    : 2.3.2015

ÖZET : 3194 sayılı İmar Kanununun 23.maddesi uyarınca, davacı ile davalı idare arasında alt yapı hizmetleri yönünden düzenlenen Tekirdağ 1. Noterliğinin 19 Aralık 2008 tarih ve 17442 yevmiye numaralı taahhütnamesi kapsamında davalı idareye yüklenen edimin yerine getirilmemesi nedeniyle davalı idareye borçlu olmadığının tespit edilmesi istemiyle açılan davanın İDARİ YARGI YERİNDE çözümlenmesi gerektiği hk.

 

                                                          

K  A  R  A  R

 

Davacı             : A.K.

Vekili               : Av. A.K.

Davalı             : Tekirdağ Belediye Başkanlığı

Vekilleri          : Av. M. D. S., Av.T. Y.

 

O L A Y          :Davacı dava dilekçesinde özetle, Tekirdağ 1.Noterliğinin 19 Aralık 2008 tarih ve 17442 yevmiye numaralı taahhütnamesi ile, maliki bulunduğu Terkirdağ Merkez İlçesi, Aydoğdu Mahallesi mevkiinde kain olup tapuda 343 ada, 108 parsel numarasında kayıtlı bulunan gayrimenkulü üzerinde yapacağı inşaatta, davalı Tekirdağ Belediye Başkanlığı tarafından alt yapı ve kazı çalışması, yapılacak kaldırım, 0.30 büz P-VC büz ve kanalizasyon gibi alt yapı katılım hissesi olarak tespit edilen 22.502,91 TL ‘sının %25’i olan 5.625,73 TL’sı peşin ve geri kalan %75’i olan 16.877,18 TL’sını ise, Belediye tarafından sözü edilen alt yapı hizmetlerini tamamladığında istemesi halinde derhal ve nakit olarak ödemeyi kabul ve taahhüt ettiğini, taahhütname uyarınca %25 nispetindeki 5.625,73 TL’sını peşin olarak ödediğini,  ancak karşı taraf olan Tekirdağ Belediye Başkanlığının, üzerine düşen edimini yerine getirmediği, yani taşınmazda yapması gerekli alt yapı hizmetlerini yapmadığı halde, taahhütnamede belirtilmiş olan ve %75’lik paya tekabül eden 16.877,18 TL’sını ihbarname düzenlemek suretiyle talep ettiğini, dolayısıyla, Tekirdağ İli, Merkez Aydoğdu Mahallesi, 343 ada, 108 parselde bulunan yapısı için, 3194 sayılı İmar Kanunu’nun 23.maddesi uyarınca alt yapı bedelinin %75’inin istenilmesine ilişkin 13.10.2011 gün ve 9127 sayılı Tekirdağ Belediyesi Gelirler Müdürlüğünce düzenlenen ihbarnamenin iptali istemiyle idari yargı yerinde dava açmıştır.

Tekirdağ İdare Mahkemesi: 13.7.2012 gün ve E:2012/484, K:2012/975 sayı ile, dava konusu işlemin tebliğ edildiği 13.10.2011 tarihinden itibaren işlemeye başlayan 60 günlük dava açma süresinin 29.gününde yapılan 11.11.2011 günlü itirazın reddine ilişkin kararın tebliğ edildiği 29.2.2012 tarihinden itibaren kalan 31 günlük dava açma süresi içinde yani en geç 2.4.2012 tarihinde dava açılması gerekirken bu süre geçirildikten sonra açılan davada süre aşımı nedeniyle davanın esasının incelenmesinin olanaklı olmadığı gerekçesiyle, davanın, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 15/1-b maddesi uyarınca süre aşımı yönünden reddine karar vermiş, bu karara davacı tarafından itiraz edilmiştir.

Edirne Bölge İdare Mahkemesi: 31.10.2012 gün ve E:2012/974, K:2012/971 sayı ile, itiraz isteminin reddine, Mahkeme kararının onanmasına karar vermiş, bu karar kesinleşmiştir.

Davacı vekili bu kez, müvekkilinin Tekirdağ Belediye Başkanlığına Tekirdağ 1.Noterliğinin 19 Aralık 2008 tarih ve 17442 yevmiye numaralı söz konusu taahhütnamesi ile, maliki bulunduğu Tekirdağ Merkez Aydoğdu Mahallesi, 343 ada, 108 parsel numarasında kayıtlı bulunan gayrimenkulü üzerinde yapacağı inşaatta davalı Tekirdağ Belediye Başkanlığı tarafından alt yapı ve kazı çalışması, yapılacak kaldırım, 0.30 büz P-VC  büz ve kanalizasyon gibi alt yapı katılım hissesi olarak tespit edilen 22.502,91 TL’sının %25’i olan 5.625,73 TL’sı peşin ve geri kalan %75’i olarak tespit edilen 16.877,18 TL’sını ise Belediye tarafından sözü edilen alt yapı hizmetlerini tamamladığında istenmesi halinde derhal ve nakit olarak ödemeyi kabul ve taahhüt ettiğini, belediyenin edimini yerine getirmediği gibi, taahhütnamede belirtilmiş olan ve %75’lik paya tekabül eden 16.877,18 TL’sını da müvekkilinden talep ettiğini, Tekirdağ 2.Sulh Hukuk Mahkemesinin 2012/25 D.İş esas sayılı dosyası ile tespit yaptırdıklarını, alınan bilirkişi raporunda davalının edimini yerine getirmediğinin tespit edildiğini belirterek, müvekkilinin davalıya 16.877,18 TL borçlu olmadığının tespitine, edimini yerine getirmeyen davalıya müvekkilinin ödemiş olduğu 5.625,73 TL‘nın ödeme tarihi olan 19 Aralık 2008 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan istirdadına karar verilmesi istemiyle adli yargı yerinde dava açmıştır.

TEKİRDAĞ 1.ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ:18.11.2013 gün ve E:2012/667, K:2013/660 sayı ile, davacı, belediyenin edimini yerine getirmediğini iddia ederek müvekkilinin davalıya 16.877,18 TL borçlu olmadığının tespitine ve peşin olarak ödemiş olduğu 5.625,73 TL ‘nın yasal faiziyle birlikte davalıdan istirdadına karar verilmesini talep etmiş ise de; dava konusu altyapı hizmetlerine ilişkin taraflar arasında herhangi bir sözleşmenin ve davalı belediyece bu konuda verilmiş bir taahhüdün bulunmadığı, dava konusu edilen borcun “amme alacağı” olarak 6183 sayılı AATHK uyarınca takip ve tahsil edilmekte olduğu, Tekirdağ Belediyesinin iddia edildiği gibi hizmeti yerine getirmemesi halinde bunun İdare Mahkemesine açılacak dava ile talep edilebileceği, davaya bakmanın mahkemelerinin görevine girmediği kanaatine varıldığından, davanın görev yönünden reddine karar vermek gerektiği dolayısıyla davaya bakmanın İdare Mahkemesinin görevine girdiği gerekçesiyle davanın reddine karar vermiş, bu karar kesinleşmiştir.

Davacı vekili bu kez, davalı ile müvekkili arasında düzenlenmiş bulunan Tekirdağ 1.Noterliğinin 19 Aralık 2008 tarih ve 17442 yevmiye numaralı taahhütnamedeki edimini yerine getirmek kaydı ile davalı idarenin talep edebileceği kararlaştırılan ancak edimini yerine getirmeyen davalı Belediye Başkanlığına söz konusu taahhütname uyarınca 16.877,18 TL’sı borçlu olmadığının tespitine karar verilmesi istemiyle idari yargı yerinde dava açmıştır.

TEKİRDAĞ İDARE MAHKEMESİ: 5.12.2014 gün ve E:2014/1329 sayı ile, olayda; 3194 sayılı Yasanın 23 üncü maddesi uyarınca teknik alt yapı bedeli istenilmesine ilişkin ihbarname yada ödeme emrine karşı açılacak davaların görüm ve çözüm yerinin idare mahkemesi olduğunun açık olduğu, ancak dosya bir bütün olarak değerlendirildiğinde; uyuşmazlığın; teknik alt yapı bedelinin ödenmesi amacıyla düzenlenen bir ihbarname ya da ihbarnameye dayalı olarak düzenlenecek bir ödeme emrinden kaynaklanmamış olması; ihbarname ya da ödeme emrine kaynaklık edecek olan Tekirdağ 1. Noterliğinin 19 Aralık 2008 tarih ve 17442 yevmiye numaralı taahhütnamesinde belirtilen ve davalı belediye başkanlığı tarafından yerine getirilmesi şartına bağlanan alt yapı, kazı çalışması, kaldırım, 0.30 büz P-VC büz ve kanalizasyon gibi alt yapı edimlerinin yerine getirilip getirilmediği, yerine getirilmediğinin tespit edilmesi durumunda ise, söz konusu taahhütname uyarınca davacının 16.877,18-TL borçlu olmadığının tespit edilmesi istemine ilişkin olduğu, öte yandan; idare mahkemelerine münferiden açılacak davalar arasında tespit davasının bulunmadığı, diğer yandan; 2577 sayılı Yasanın 58 inci maddesinde idari davaya konu edilmiş bir işleme kaynaklık eden delillerin tespitinin idare mahkemelerince yaptırılması gerekmekte ise de, ortada idari davaya konu edilmiş ve derdest bulunan bir ihbarname ya da düzenlenmiş bir ödeme emrinin bulunmadığı, davacının delil tespiti istemindeki amacının amme alacağının tahsili amacıyla düzenlenecek bir ödeme emrinin iptali istemiyle idare mahkemesinde açacağı davada delil olarak sunma amacını taşıdığı değerlendirildiğinden, salt idarece yüklenilen edimin ifa edilip edilmediğinin tespiti amacıyla açılan iş bu davanın adli yargı yerince görülüp çözülmesi gerektiği; bakılan dava, Tekirdağ 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 18/11/2013 tarih ve E:2012/667-K:2013/600 sayılı görev ret kararının 15/10/2014 tarihinde kesinleşmesinden sonra açıldığından, 2247 sayılı Kanun’un 19.maddesi uyarınca görevli yargı yerinin belirlenmesi amacıyla dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmesi zorunluluğu doğduğu gerekçesiyle, 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve işleyişi Hakkında Kanunun 19. maddesi uyarınca dava dosyasının Mahkemesinden temin edilen Tekirdağ 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin E:2012/667 sayılı dosyasıyla birlikte görevli yargı yerinin belirlenmesi amacıyla doğrudan Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmesine ve dosyanın incelenmesinin Uyuşmazlık Mahkemesince bu konuda bir karar verilinceye kadar ertelenmesine karar vermiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE: Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Serdar ÖZGÜLDÜR’ün Başkanlığında, Üyeler:  Eyüp Sabri BAYDAR, Ali ÇOLAK, Nurdane TOPUZ, Alaittin Ali ÖĞÜŞ, Ayhan AKARSU ve Mehmet AKBULUT’un katılımlarıyla yapılan 2.3.2015 günlü toplantısında;

l-İLK İNCELEME: Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre; İdare Mahkemesince, 2247 sayılı Yasa’nın 19. maddesine göre başvuruda bulunulmuş olduğu, idari yargı dosyasının Mahkemece, ekinde adli yargı dosyası ile birlikte Uyuşmazlık Mahkemesi’ne gönderildiği ve usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oybirliği ile karar verildi.

II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim Gülşen AKAR PEHLİVAN’ın, davanın çözümünde idari yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Uğurtan ALTUN’un idari yargı, Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın davada adli yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

      Dava, 3194 sayılı İmar Kanununun 23.maddesi uyarınca, davacı ile davalı idare arasında alt yapı hizmetleri yönünden düzenlenen Tekirdağ 1. Noterliğinin 19 Aralık 2008 tarih ve 17442 yevmiye numaralı taahhütnamesi kapsamında davalı idareye yüklenen edimin yerine getirilmemesi nedeniyle davalı idareye 16.877,18 TL borçlu olmadığının tespit edilmesi yönünde karar verilmesi istemiyle açılmıştır.

      3194 sayılı İmar Kanunu'nun 23. maddesinde "İskan hudutları içinde olup da, imar planında beldenin inkişafına ayrılmış bulunan sahalarda her ne şekilde olursa olsun, yapı izni verilebilmesi için; a) Bu sahaların imar planı esaslarına ve yönetmelik hükümlerine uygun olarak parselasyon planlarının belediye encümeni veya il idare kurulunca tasdik edilmiş bulunması, b) Plana ve bulunduğu bölgenin şartlarına göre yollarının, pis ve içme suyu şebekeleri gibi teknik alt yapısının yapılmış olması şarttır.

Ancak, bunlardan parselasyon planları tasdik edilmiş olmakla beraber yolu, pis ve içme suyu şebekeleri gibi teknik alt yapısı henüz yapılmamış olan yerlerde, ilgili idarenin izni halinde ve ilgili idarece hazırlanacak projeye uygun olarak yaptıranlara veya parselleri hizasına rastlayan ve yönetmelikte belirtildiği şekilde hissesine düşen teknik alt yapı bedelini %25 peşin ödeyip geri kalan %75'ini alt yapı hizmetinin ilgili idaresince tamamlanacağı tarihten en geç altı ay içinde ödemeyi taahhüt edenlere de yapı ruhsatı verilir. ..."hükmü yer almıştır.

      Dosyanın incelenmesinden, 3194 sayılı İmar Kanununun 23 üncü maddesi uyarınca davacı ile davalı idare arasında Tekirdağ 1. Noterliğinin 19 Aralık 2008 tarih ve 17442 yevmiye numaralı taahhütnamenin düzenlendiği; bu taahhütnameye göre davacının maliki bulunduğu Tekirdağ ili, Merkez, Aydoğdu Mahallesi, 343 ada, 108 parsel sayılı gayrimenkulü üzerinde yapacağı inşaatta davalı belediye başkanlığı tarafından yapılması kararlaştırılan alt yapı ve kazı çalışması, kaldırım, 0.30 büz P-VC büz ve kanalizasyon gibi alt yapı katılım hissesi olarak tespit edilen 22.502,91-TL'nin % 25'i olan 5.625,73-TL'yi peşin ve geri kalan % 75'i olan 16.877,18-TL'nin ise belediye tarafından sözü edilen alt yapı hizmetlerinin tamamlanması durumunda istenmesi halinde derhal ve nakit olarak ödemeyi kabul ve taahhüt ettiği; akabinde söz konusu taahhütnameye dayanarak davalı idarece, davacı adına 3194 sayılı İmar Kanununun 23.maddesi uyarınca %25'i peşin alınan teknik alt yapı bedelinin kalan %75'lik kısmının istenmesine ilişkin 13.10.2011 gün ve 9/27 sayılı ihbarnamenin düzenlendiği, ihbarnamenin iptali istemiyle Tekirdağ İdare Mahkemesinin 2012/484 esasına kayden iptal davası açıldığı ve Mahkemece 13/07/2012 tarih ve 2012/975 sayılı karar ile davanın süre aşımı yönünden reddine karar verildiği ve bu kararın da Edirne Bölge İdare Mahkemesinin 31/10/2012 tarih ve 2012/974-K:2012/971 sayılı kararı ile onanarak kesinleşmesi üzerine bu kez de söz konusu taahhütnamede yer alan şartın (alt yapı hizmetinin yerine getirilmesi) yerine getirilmediğinin tespit edilmesi amacıyla 23/11/2012 tarihli dava dilekçesi ile Tekirdağ 2. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2012/25 değişik iş esasına kayden tespit davası açtığı; ve adı geçen Mahkemece yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen 03/12/2012 tarihli bilirkişi raporunda; taahhütnamede idarece yapılması kararlaştırılan edimlerin yerine getirilmediğinin tespit edilmesi üzerine davacı tarafından Tekirdağ 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/667 esasına kayden 26/12/2012 tarihinde giren dava dilekçesi ile; davalı idarenin edimini yerine getirmemiş olmasına rağmen taahhütnamede belirtilmiş olan ve % 75'lik paya tekabül eden 16.877,18-TL'sini müvekkilinden talep ettiğini, Tekirdağ 2.Sulh Hukuk Mahkemesinin 2012/25 değ. iş esas sayılı dosyasında tespit yaptırdığını ve düzenlenen bilirkişi raporunda davalının edimini yerine getirmediğinin tespit edildiğini belirterek, müvekkilinin davalıya 16.877,18-TL borçlu olmadığının tespitine, edimini yerine getirmeyen davalıya müvekkilinin ödemiş olduğu 5.625,73-TL'nin ödeme tarihi olan 19 Aralık 2008 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan istirdadına karar verilmesi istemiyle dava açıldığı ve adı geçen Mahkemece davalı idarenin edimini yerine getirmediğinin 13/06/2013 tarihli bilirkişi raporuyla tespit edildikten sonra 18/11/2013 tarih ve E:2012/667-K:2013/600 sayılı kararı ile "dava konusu altyapı hizmetlerine ilişkin taraflar arasında herhangi bir sözleşmenin ve davalı belediyece bu konuda verilmiş bir taahhüdün bulunmadığı, dava konusu edilen borcun "amme alacağı" olarak 6183 sayılı AATHK uyarınca takip ve tahsil edilmekte olduğu, Tekirdağ(Süleymanpaşa) Belediyesinin iddia edildiği gibi hizmeti yerine getirmemesi halinde bunun idare mahkemesine açılacak dava ile talep edilebileceği" gerekçesiyle davanın görev yönünden reddine karar verildiği ve bu kararın 24/11/2014 tarihinde kesinleşmesi üzerine idari yargı yerinde de aynı istemle tespit davası açıldığı anlaşılmaktadır.

Görev uyuşmazlığının çözümü için öncelikle, tespit davasının hukukumuzdaki yerinin incelenmesi gerekli bulunmaktadır.

      1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nda(Mülga) tespit davasını düzenleyen açık ve genel bir hükme yer verilmemekteyse de, doktrinde ve yerleşik yargısal içtihatlarla, bir hukuki ilişkinin var olup olmadığının saptanması için tespit davası açılabileceği kabul edilmiş; tespit davasının esasının incelenebilmesi için de, genel dava koşullarının yanı sıra, dava konusunun bir hukuki ilişki olması ve bu hukuki ilişkinin var olup olmadığının öncelikle saptanmasında hukuki yarar bulunması koşulları aranmış; buna göre, özel hukuk alanını ilgilendiren bir hukuki ilişkinin saptanması için adli yargı yerinde müstakil olarak bir tespit davası açılabilmesi kabul edilmiş iken; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 106. maddesinde “ Tespit davası”na, 107.maddesinde ise  “  Belirsiz alacak ve tespit davası”na yer verilmiştir. 

Anılan maddelere bakıldığında; “Tespit davası/ Madde 106- (1) Tespit davası yoluyla, mahkemeden, bir hakkın veya hukuki ilişkinin varlığının ya da yokluğunun yahut bir belgenin sahte olup olmadığının belirlenmesi talep edilir.

      (2) Tespit davası açanın, kanunlarda belirtilen istisnai durumlar dışında, bu davayı açmakta hukuken korunmaya değer güncel bir yararı bulunmalıdır.

      (3) Maddi vakıalar, tek başlarına tespit davasının konusunu oluşturamaz.”

      “Belirsiz alacak ve tespit davası/ Madde 107- (1) Davanın açıldığı tarihte alacağın miktarını yahut değerini tam ve kesin olarak belirleyebilmesinin kendisinden beklenemeyeceği veya bunun imkânsız olduğu hâllerde, alacaklı, hukuki ilişkiyi ve asgari bir miktar ya da değeri belirtmek suretiyle belirsiz alacak davası açabilir.

      (2) Karşı tarafın verdiği bilgi veya tahkikat sonucu alacağın miktarı veya değerinin tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün olduğu anda davacı, iddianın genişletilmesi yasağına tabi olmaksızın davanın başında belirtmiş olduğu talebini artırabilir.

(3) Ayrıca, kısmi eda davasının açılabildiği hâllerde, tespit davası da açılabilir ve bu durumda hukuki yararın var olduğu kabul edilir.” denilmiştir.

            Buna karşılık, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun “ İdari Dava Türleri ve İdari Yargı Yetkisinin Sınırı” başlıklı 2. maddesinin 1. fıkrasında, idari dava türleri: iptal, tam yargı ve tahkim yolu öngörülen imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklar hariç, kamu hizmetlerinden birinin yürütülmesi için yapılan her türlü idari sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin davalar olarak sayılmış olup,  tespit davası şeklinde bir dava türüne idari yargıda yer verilmemiştir. Anılan Yasanın “ İdari Davalarda Delillerin Tespiti” başlıklı 58/1. maddesi  “Taraflar, idari dava açtıktan sonra bu davalara ilişkin delillerin tespitini ancak davaya bakan Danıştay, idare ve vergi  mahkemelerinden  isteyebilir.”  hükmünü taşımakta  olup,  idari yargıda, ancak açılmış bir idari dava ile ilgili bulunan “delillerin tespiti”nin istenilmesine olanak bulunmaktadır. Buna göre, idari dava türleri arasında sayılmayan tespit davasının, yorum yoluyla idari yargının görevine müstakil bir dava olarak dahil edilmesine hukuken olanak bulunmadığından, idari yargı yerinde, idare hukuku alanını ilgilendiren bir hukuki ilişkinin varlığının ancak açılmış bulunan bir idari davaya bağlı olarak delil tespiti kapsamında saptanabileceği açıktır.

            Belirtilen yasal durum karşısında, tespit davasına konu olabilecek hukuki ilişkinin özel hukuk alanını ilgilendirmesi gerektiği ve bir eda davasının öncüsü durumunda olan tespit davasının adli yargı yerinin görevine girdiği ortaya çıkmaktadır. Ancak, adli yargıda açılacak bir eda davasında hiçbir zaman kullanılmayacağının, buna karşılık idari bir işlem tesisi istemiyle bir idari makama veya idari yargıda açılacak bir davada idare mahkemesine ibraz edilmek ve bu makam veya mahkemeyi hukuken bağlayacak nitelikte belge elde etmek amacıyla açıldığının anlaşılması halinde tespit davası adli yargıda görülemeyecek ve görev yönünden reddi gerekecektir. Bu durumdaki tespit davasının idare hukuku kurallarına göre çözümlenmesi gerekmekteyse de, müstakil bir dava olarak açılması halinde idari yargı yerince, idari yargıda böyle bir dava türü olmadığı ve ancak bir idari dava açıldıktan sonra bu davaya ilişkin delil tespiti kapsamında incelenebileceği noktasından reddedilmesi uygun olacaktır.

            2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun "İdari dava türleri ve idari yargı yetkisinin sınırı" başlıklı 2'nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde iptal davaları idari dava türleri arasında sayılmış; 14'üncü maddesinin üçüncü fıkrasının (g) bendinde, dilekçelerin 3 ve 5'inci maddelere uygun olup olmadığı yönlerinden inceleneceği öngörülmüş; 15'inci maddesinin birinci fıkrasında, Danıştay veya idare ve vergi mahkemelerince yukarıdaki maddenin 3'üncü fıkrasında yazılı hususlarda kanuna aykırılık görülürse, 14'üncü maddenin; 3'üncü fıkrasının (g) bendinde yazılı halde otuzgün içinde 3 ve 5'inci maddelere uygun şekilde yeniden düzenlenmek veya noksanları tamamlanmak yahut (c) bendinde yazılı hallerde, ehliyetli olan şahsın avukat olmayan vekili tarafından dava açılmış ise otuzgün içinde bizzat veya bir avukat vasıtasıyla dava açılmak üzere dilekçelerin reddine karar verileceği kuralına yer verilmiştir.

Olayda davacı vekili tarafından, davacının Hayrabolu-Tekirdağ devlet yolunun Tekirdağ Merkez Aydoğdu Mahallesi 343 ada, 108 parsel sayılı taşınmaz üzerinde LPG ve akaryakıt istasyonu tesisi kurma istemiyle davalı Tekirdağ Belediye Başkanlığına ruhsat başvurusunda bulunduğu ve Tekirdağ 1.Noterliğinin 19 Aralık 2008 tarih ve 17442 yevmiye numaralı taahhütnamesini verdiği, söz konusu taahhütname ile, maliki bulunduğu Tekirdağ Merkez Aydoğdu Mahallesi 343 ada, 108 parsel numarasında kayıtlı bulunan gayrimenkulü üzerinde yapacağı inşaatta davalı Tekirdağ Belediye Başkanlığı tarafından alt yapı ve kazı çalışması yapılacak kaldırım, 0.30 büz P-VC ve kanalizasyon gibi alt yapı katılım hissesi olarak tespit edilen 22.502,91 TL ‘sının %25’i olan 5.625,73 TL’sı peşin ve geri kalan %75’i 16.877,18 TL’sını ise Belediye tarafından sözü edilen alt yapı hizmetlerini tamamladığında istenmesi halinde derhal ve nakit olarak ödemeyi kabul ve taahhüt ettiği anlaşılmış olup, davacı, belediyenin edimini yerine getirmediğini iddia ederek, davalıya 16.877,18 TL borçlu olmadığının tespitine ve peşin olarak ödemiş olduğu 5.625,73 TL’nın yasal faiziyle birlikte davalıdan istirdadına karar verilmesini talep etmiş ise de; davacının asıl isteminin 3194 sayılı Yasanın 23.maddesinden kaynaklanan alt yapı katılım bedelinin, 19.12.2008 tarihinde Tekirdağ 1.Noterliğinin 17442 yevmiye numaralı taahhütname ile taahhütte bulunulan, %75’lik kısmı için gönderilen 13.10.2011 gün ve 9/27 nolu 16.877,18 TL bedelli birinci ihbarnamenin iptali olduğu açıktır.

Her ne kadar, dava 6100 sayılı Kanunun 107. maddesinin 3. fıkrası kapsamında tespit davası şeklinde açılmış ise de, dava dilekçedeki iddiaların, davalı idarelerin idari eylem ve işlemleri nedeniyle idare hukuku alanındaki sorumluluğuna ilişkin olduğu,   davanın 2577 sayılı Yasanın 2'nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde belirtilen iptal davası niteliğini taşıdığı; bu dava ile ulaşılmak istenilen asıl amacın; 3194 sayılı İmar Kanununun 23.maddesi uyarınca düzenlenen 16.877,18 TL tutarındaki alt yapı hizmet bedeline ilişkin ihbarnamenin ve sonrasında 12.5.2012 vade günlü ödeme emrinin iptali istemi olduğu açıktır.

Bu durumda, dava tespit davası şeklinde kurgulanmış ise de; alt yapı hizmet bedellerinin hukuka uygunluklarının denetimi ve zarar doğurucu sonuçlarının giderilmesinin İdari Yargı'nın görev alanında bulunan idari işlem olarak nitelendirilmesi gerekmekte olup, bu taleplerin adli yargı yerlerinde açılacak tespit ve tazminat davalarına konu edilmelerine hukuken olanak bulunmamaktadır.

Dolayısıyla; davanın, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2'nci maddesinin 1 'inci fıkrasının (a) bendinde yer alan "İdari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan iptal davaları” kapsamında idari yargı yerince çözümlenmesi gerekmektedir.

Açıklanan nedenlerle, Tekirdağ İdare Mahkemesinin başvurusunun reddi gerekmiştir.

 

S O N U Ç    : Davanın görüm ve çözümünde İDARİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle  Tekirdağ İdare Mahkemesinin BAŞVURUSUNUN REDDİNE, 2.3.2015  gününde OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

Başkan

Serdar

 ÖZGÜLDÜR

 

 

 

Üye

Eyüp Sabri

BAYDAR

 

 

 

 

Üye

Alaittin Ali

ÖĞÜŞ

 

Üye

Ali

ÇOLAK

 

 

 

 

Üye

Ayhan

AKARSU

Üye

Nurdane

TOPUZ

 

 

 

 

Üye

Mehmet

AKBULUT