Hukuk Bölümü         1999/26 E.  ,  1999/25 K.
"İçtihat Metni"Adalet Bakanlığı Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığınca hazırlanmıştır. İzinsiz olarak kopyalanması ve dağıtılması hukuki sorumluluk gerektirir.

Davacı         : M.A.

Davalı          : İskenderun Belediye Başkanlığı

OLAY      : Zabıta ekibince yapılan denetimde, işyerinde çalıştırmış olduğu işçilere iş gömleği giydirmemek  suretiyle  Zabıta Talimatnamesine aykırı olarak faaliyette bulunduğunun saptandığı nedeniyle, Belediye Encümeninin  27.4.1999 gün ve 816 sayılı kararıyla, 1608 sayılı Yasanın 1 ve 2. maddeleri ve 1580 sayılı Yasanın 83/9. maddesi gereğince, davacının işyerinin 7 gün süre ile kapatılmasına karar verilmiştir.

            Davacı, sözkonusu ceza kararının kaldırılması istemiyle, 3.5.1999 gününde sulh ceza mahkemesine itiraz etmiştir.

            İSKENDERUN SULH CEZA MAHKEMESİ ; 11.5.1999 gün ve E: 1999/215 Müt. sayı ile, itiraza konu Encümen kararının 1580 sayılı Belediye Kanununun 15 ve 19. maddelerine dayanılarak alındığı ve idari karar niteliği taşıdığı; bu tür kararlarla ilgili itirazı inceleme merciinin ise, idari yargı olduğu gerekçesiyle Mahkemelerinin görevsizliğine, kesin olarak karar vermiştir.

            Davacı, bu kez, işyeri kapatma cezasına ilişkin 27.4.1999 gün ve 816 sayılı Encümen kararının iptali istemiyle, 14.5.1999 gününde idari yargı yerinde  dava açmıştır.

            ADANA 2. İDARE MAHKEMESİ ‘nce; 27.5.1999 gün ve E: 1999/ 546 sayı ile, 1608 sayılı Yasada,bu Yasa uyarınca verilen 3 günden 15 güne kadar ticaret ve sanat icrasından men cezalarına karşı tebliğ tarihinden itibaren beş gün içinde mahsus hakimlere ve bulunmayan yerlerde sulh hakimliğine itiraz edilebileceğinin açık olarak gösterilmiş olması karşısında, dava konusu 7 gün süreyle işyeri kapatma cezasının çözümü görevinin adli yargıya ait olduğu; ancak, daha önce adli yargı yerince görevsizlik kararı verildiğinden bahisle, görevli yargı yerinin belirlenmesi için 2247 sayılı Yasanın 19. maddesine göre Uyuşmazlık Mahkemesine başvurulmasına karar verilmiş olup; idari yargı dosyası, bu karar ekinde Uyuşmazlık Mahkemesi Başkanlığına gönderilmiştir.

            İNCELEME VE GEREKÇE :Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümünün Mustafa Bumin’in Başkanlığında Üyeler: O. Hulusi  Mustafaoğlu, M.Salim Özer, Nursel Aymakoğlu, Zafer Kantarcıoğlu, Dr.Erol Alpar ve Ertuğrul  Taka’nın katılımlarıyla yapılan 21.6.1999 günlü toplantısında, Raportör- Hakim İsa Yeğenoğlu’nun davanın çözümünde adli yargı yeri görevli olduğundan İdare Mahkemesi başvurusunun kabulü gerektiği yolundaki raporu ve dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Mustafa Ekinci   ile   Danıştay  Savcısı  Tülin  Özdemir’in  davanın  çözümü   adli   yargının   görev    alanına

girdiğinden İdare Mahkemesi başvurusunun kabulü gerektiğine ilişkin sözlü açıklamaları dinlendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü:

Dava, Belediye Zabıta Talimatnamesine aykırı faaliyette bulunulduğu nedeniyle, 1608 sayılı Yasaya göre işyeri kapatma cezası verilmesine ilişkin Encümen kararının kaldırılması isteminden ibarettir.

            Umuru Belediyeye Müteallik Ahkamı Cezaiye Hakkında 16 Nisan 1340 (1924) Tarih Ve 486 Numaralı Kanunun Bazı Maddelerini Muaddil 15.5.1930 tarih ve  1608 sayılı Kanunun, 3.1.1940 tarih ve 3764 sayılı Kanunla değişik 1. maddesi “Belediye meclis ve encümenlerinin kendilerine kanun, nizam ve talimatnamelerin verdiği vazife ve salahiyet dairesinde ittihaz ettikleri kararlara muhalif hareket edenlerle belediye kanun ve nizam ve talimatnamelerinin men veya emrettiği fiilleri işleyenlere veya yapmayanlara elli liraya kadar ( 12.6.1979 tarih ve 2248 sayılı Yasanın 23. maddesi ile 20 katına çıkarılmıştır.) hafif para cezası tertibine üç günden onbeş güne kadar ticaret ve sanat icrasından men’e ve Türk Ceza Kanununun 536,538,557,559 ve 577. maddeleriyle 553.maddesinin birinci fıkrasında yazılı cezaları tayine belediye encümenleri salahiyettardır. Şubelere ayrılan belediyelerde bu cezaları encümen namına ve yerine şube müdürleri tayin ederler.” hükmünü taşımaktadır.

            Aynı yasanın, 5.7.1934 tarih ve 2575 sayılı Yasa ile değişik 5. maddesinin  birinci  fıkrasında

“Ceza kararlarına tebliğ tarihinden itibaren beş gün içinde mahsus hakimlere ve bulunmayan yerlerde sulh hakimliğine müracaatla şifahi veya yazılı itiraz olunabilir. İtiraz şifahi ise bir zabıt tutularak muterize imza ettirilir. “; 6. maddesinde de” İtiraz üzerine tetkikat evrak üstünde yapılır,”,...”itirazlar varit ise hakim ceza kararını iptal ve para cezası alınmış ise belediyenin geri vermesine hükmeder. İtiraz varit görülmezse karar tasdik olunur. İtirazın otuz gün içinde neticelendirilmesi mecburidir. Hakim izahat almak üzere lüzum görürse muterizi veya vekilini celbederek dinleyebilir...” hükümlerine yer verilmekte ve 7. madde ile, yazılı emir ile bozma yolu saklı kalmak kaydıyla, itiraz sonucunda hakim tarafından verilecek kararların kesin olduğuna ve temyiz edilemeyeceğine işaret edilmektedir.

            Anılan Yasa ile, belediyeyi ilgilendiren yasal düzenlemelerin emrettiği fiilleri yapmayanlara veya yasakladığı fiilleri işleyenlere 1. maddede yazılı diğer cezaların yanısıra üç günden onbeş güne kadar ticaret ve sanat icrasından men cezası verilmesi konusunda belediye encümeni yetkili kılınmış ve bu cezalara itiraz edilmesi üzerine uygulanacak usul ve esaslar özel olarak düzenlenmiş olup, uyuşmazlığa konu edilen davada görevli yargı yerinin belirlenebilmesi için sözkonusu itiraz müessesesinin incelenmesi gerekli bulunmaktadır.

            1924 tarih ve 486 sayılı Yasada, belediye cezalarına karşı hiçbir yargı merciine başvurulamayacağı kabul edilmiş iken, bu Yasa’nın 6. ve 7. maddelerini tadil eden 1927 tarih ve 959 sayılı Yasa bu cezalara idare heyetleri önünde itiraz edilebilmesine olanak tanımış ise de, yasakoyucu tarafından, idare heyetlerinin kuruluş, nitelik ve görevleri itibariyle uygun görülmeyen bu uygulamadan vazgeçilerek, 1930 tarih ve 1608 sayılı Yasa ile, konuya daha uygun bir çözüm şekli getirmek amacıyla, itirazların öncelikle bir “mahsus hakim” tarafından, bulunmayan yerlerde ise, sulh hakimi tarafından incelenebilmesini olanaklı kılan bir düzenlemeye gidilmiştir.

            Nitekim, 1608 sayılı Yasanın 30.3.1930 tarihli Adliye Encümeni Mazbatasında, Yasanın bu yönüyle “ceza tertibi dolayısıyla herhangi bir haksızlık ve mağduriyete uğradıklarını iddia edenlerin itirazlarına en seri bir surette ve tam bir itminan verecek merciler tarafından tetkikine imkan vermeyi temine matuf” olduğu ifade edildikten sonra... “5. ve 6. maddelerde itiraz mercii olarak, belediye işleri çok olan yerlerde mahsus hakim ihdas olunarak o hakimler ve olmayan yerlerde sulh hakimleri salahiyetli addolunmuş ve bu suretle de itirazların bir hakim huzurunda tetkiki suretiyle tatminkar bir usul kabul olunmuştur. “denilmektedir.

Bu açıklamalara göre, Yasada sözü edilen “mahsus hakim” ibaresinden, sadece belediye işleriyle ilgili cezalara yapılan itirazları çözümlemekle görevli olacak özel hakimlerin amaçlandığı anlaşılmakta olup, şifahi itirazları da kabul ederek inceleyebileceği ve gerektiğinde itiraz edeni çağırıp dinleyebileceği belirtilen mahsus hakimin, yazılı yargılama usulünü uygulayan idare mahkemesi olarak anlaşılmasına olanak bulunmamaktadır. Öte yandan, Yasada, mahsus hakimin bulunmadığı yerlerde sulh hakimliğine başvurulacağına işaret edilmiş olması karşısında , bu tür cezalara karşı yapılan itirazın  görüm ve çözümünün adli yargı yerinin görevine girdiği açıktır.

            Belirtilen nedenlerle, 1608 sayılı Yasaya göre belediye encümenince verilen işyeri kapatma cezasına karşı yapılan itirazın görüm ve çözümünde adli yargı yeri görevli olduğundan, Adana 2. İdare Mahkemesince yapılan başvurunun kabulü ile, İskenderun Sulh Ceza Mahkemesinin görevsizlik kararının kaldırılması  gerekmektedir.           

                        SONUÇ : Davanın çözümünde adli yargı yeri görevli olduğundan Adana 2. İdare Mahkemesince yapılan başvurunun kabulüne, bu nedenle İskenderun Sulh Ceza Mahkemesinin 11.5.1999 günlü, E:1999/215 Müt. sayılı görevsizlik kararının kaldırılmasına, 21.6.1999 gününde kesin olarak oybirliği ile karar verildi.