T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

            HUKUK BÖLÜMÜ

            ESAS     NO : 2017/389

            KARAR NO : 2017/451

            KARAR TR : 10.07.2017

 

ÖZET: Davalı belediye tarafından yapılan ıslah imar planı uygulaması sonrasında davacılara ait taşınmaza karşılık, eksik yer verildiği ve kamulaştırmasız el atıldığı nedeniyle fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla 10.000,00 TL eksik yer bedelinin faiziyle birlikte tahsili istemiyle açılan davanın, İDARİ YARGI YERİNDE çözümlenmesi gerektiği hk.

                                                          

 

 

K  A  R  A  R

 

 

Davacılar        : 1-M.K.

  2-F.K.

  3-Fat.K.

  4-M.E.K.

  5-E. O.

Vekili           : Av. H. S. K.

Davalı          : İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığı

Vekili           : Av. E.D.

 

 

O L A Y         : Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkillerinin murisi A.K.'in mirasçıları olduğunu, müvekkilinden M.E. ve A.'nin murisi C.K.'in 01/03/1955 tarihinde Bayraklı, Turan Mahallesi, 2037 ada, 37 parselde kayıtlı taşınmazdan 500/53010 hisse satın aldığını, daha sonra yapılan düzenleme sonrasında bu parselin bir kısmının hazine adına tescil edildiğini ve parselin 484.885 m2 ye indirildiğini, davalı İzmir Büyükşehir Belediyesinin dava konusu ettikleri 484.885 m2 yüzölçümlü parsel üzerinde murisi C.K.'in 4573 m2 lik yerine karşılık yalnızca Turan Mahallesi 36953 ada,12 parsel sayılı taşınmazda 196/393 hisse verildiği, resmi tapu kayıtları gereği müvekkillerinin murisine verilmesi gereken yerin % 35 lik DOP kesintisinden sonra 2.973 m2 olması gerekirken müvekkillerin murisine yalnızca 196 m2 lik yer verildiğini, müvekkillerinin imar ıslah planı sonucu oluşan 36953 ada 12 parsel sayılı taşınmazın kalan hisselerini de ortaklığın giderilmesi davası sonucunda satın aldıklarını, böylece yaklaşık 5.946 m2 lik eksik yer verildiğini ileri sürerek, davalı belediye tarafından yapılan imar uygulaması sonucu müvekkillerine ait taşınmaza karşılık eksik yer verilmesi nedeniyle fazlaya ilişkin talepleri saklı kalmak kaydıyla 10.000,00 TL eksik yer bedelinin dava tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte davalı belediyeden tahsili istemiyle adli yargı yerinde dava açmıştır.

İZMİR 4. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ: 24.03.2016 gün ve E:2015/244, K:2016/134 sayı ile, davacının mülkiyet hakkına getirilen kısıtlamanın, imar uygulaması sonucu davacıya eksik yer verilmesinin genel ve düzenleyici bir işlem olan imar uygulamasından kaynaklandığının kabulü gerektiğinden idari işlem ve eylemden doğan zarara ilişkin dava 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu hükümleri uyarınca idari yargı yerinde çözümlenmesi gerektiğinden 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 114/1 -b ve 115/2. maddeleri uyarınca usulden reddine karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle dava idari yargı görevine girdiğinden 6100 sayılı HMK nun 114/1-b ve 115/2. Maddeleri gereğince dava şartı noksanlığı bulunduğundan usulden reddine karar vermiş, bu karar kesinleşmiştir.

Davacılar vekili, bu kez aynı istemle idari yargı yerinde dava açmıştır.

İZMİR 1. İDARE MAHKEMESİ :9.5.2017 gün ve E:2016/737 sayı ile, açılan davanın, tapu sicilinin hatalı tutulmasından kaynaklanan tazminat davası olduğu, davacılar tarafından, tapu sicil müdürlüğünce 2037 ada 37 sayılı parselle ilgili tapu sicilinin hatalı tutulması nedeniyle doğan zararlarının Türk Medeni Kanununun 1007. maddesi hükmüne göre tazmini istemiyle Maliye Bakanlığı ve Tapu Kadastro Genel Müdürlüğü husumetiyle görülecek davanın görüm ve çözümünde adli yargının görevli olduğu; meydana gelen zararın tazmini istemiyle açılan bu davanın da adli yargı yerinde çözümlenmesi gerektiği sonucuna varıldığı gerekçesiyle, uyuşmazlığın çözümünde Mahkemelerinin görevli olmadığına, uyuşmazlığın çözümünün adli yargı yerinin görevinde olduğuna, davanın İzmir 4. Asliye Hukuk Mahkemesi'nce verilen ve kesinleşen 24.03.2016 tarih ve E:2015/244, K:2016/134 sayılı kesinleşmiş "görev ret" kararı uyarınca Mahkemelerinde yinelenmiş olması nedeniyle görevli yargı yerinin belirlenmesi için 2247 sayılı Yasa'nın 19. maddesi uyarınca Uyuşmazlık Mahkemesi’ne başvurulmasına,  görevli yargı yeri belirleninceye kadar ertelenmesine karar vermiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE:

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Nuri NECİPOĞLU’nun Başkanlığında, Üyeler: Ali ÇOLAK, Yusuf Ziyaattin CENİK, Ahmet Tevfik ERGİNBAY, Alaittin Ali ÖĞÜŞ, Süleyman Hilmi AYDIN ve Birgül KURT’un katılımlarıyla yapılan 10.07.2017 günlü toplantısında:

            l-İLK İNCELEME: Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre; İdare Mahkemesince, 2247 sayılı Yasa’nın 19. maddesine göre başvuruda bulunulmuş olduğu, idari yargı dosyasının Mahkemece, ekinde adli yargı dosyası ile birlikte Uyuşmazlık Mahkemesi’ne gönderildiği ve usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim Gülşen AKAR PEHLİVAN’ın, davanın çözümünde idari yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Halil İbrahim ÇİFTÇİ ile Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın davada idari yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Dava, davalı belediye tarafından yapılan ıslah imar planı uygulaması sonrasında davacılara ait taşınmaza karşılık, eksik yer verildiği ve kamulaştırmasız el atıldığı nedeniyle fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla 10.000,00 TL eksik yer bedelinin faiziyle birlikte tahsili istemiyle açılmıştır.

Dosyanın incelenmesinden, İzmir İli, Bayraklı İlçesi, Turan Mahallesi, 2037 ada, 37 parselde davacıların murisine ait 500/53010 hissenin, 3194 sayılı Yasanın 18.maddesi uyarınca yapılan parselasyon uygulaması sonucunda, 4573 m2'lik yerine karşılık Turan Mahallesi 36953 ada 12 parsel sayılı taşınmazdan 196/393(196m2) hisse verildiği, davacıların murisine %35'lik DOP kesildikten sonra 2.973 m2 yer verilmesi gerekirken 196 m2 yer verildiği, daha sonra 36953 ada 12 parsel sayılı taşınmazın tamamının ortaklığın giderilmesi davası sonucu satın alındığı, böylece toplamda 5.946 m2 eksik yer verildiğinden bahisle, 10.000,00 TL. eksik yer bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesi istemiyle bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.

3194 sayılı İmar Kanunu’nun “Planların hazırlanması ve yürürlüğe konulması” başlıklı 8. maddesinde; “ Planların hazırlanmasında ve yürürlüğe konulmasında aşağıda belirtilen esaslara uyulur.

a) Bölge planları; sosyo - ekonomik gelişme eğilimlerini, yerleşmelerin gelişme potansiyelini, sektörel hedefleri, faaliyetlerin ve alt yapıların dağılımını belirlemek üzere hazırlanacak bölge planlarını, gerekli gördüğü hallerde Devlet Planlama Teşkilatı yapar veya yaptırır.

b) İmar Planları; Nazım İmar Planı ve Uygulama İmar Planından meydana gelir. Mevcut ise bölge planı ve çevre düzeni plan kararlarına uygunluğu sağlanarak, belediye sınırları içinde kalan yerlerin nazım ve uygulama imar planları ilgili belediyelerce yapılır veya yaptırılır. Belediye meclisince onaylanarak yürürlüğe girer. (Yeniden düzenleme dördüncü cümle: 12/7/2013-6495/73 md.) Bu planlar onay tarihinden itibaren belediye başkanlığınca tespit edilen ilan yerlerinde ve ilgili idarelerin internet sayfalarında bir ay süreyle eş zamanlı olarak ilan edilir.Bir aylık ilan süresi içinde planlara itiraz edilebilir. Belediye başkanlığınca belediye meclisine gönderilen itirazlar ve planları belediye meclisi onbeş gün içinde inceleyerek kesin karara bağlar.

Belediye ve mücavir alan dışında kalan yerlerde yapılacak planlar valilik veya ilgilisince yapılır veya yaptırılır. Valilikçe uygun görüldüğü takdirde onaylanarak yürürlüğe girer.  (Yeniden düzenleme üçüncü cümle: 12/7/2013-6495/73 md.)  Onay tarihinden itibaren valilikçe tespit edilen ilan yerinde ve ilgili idarelerin internet sayfalarında bir ay süreyle eş zamanlı olarak ilan edilir. Bir aylık ilan süresi içinde planlara itiraz edilebilir. İtirazlar valiliğe yapılır, valilik itirazları ve planları onbeş gün içerisinde inceleyerek kesin karara bağlar.

Onaylanmış planlarda yapılacak değişiklikler de yukarıdaki usullere tabidir.

Kesinleşen imar planlarının bir kopyası, Bakanlığa gönderilir.

İmar planları alenidir. Bu aleniyeti sağlamak ilgili idarelerin görevidir. Belediye Başkanlığı ve mülki amirlikler, imar planının tamamını veya bir kısmını kopyalar veya kitapçıklar haline getirip çoğaltarak tespit edilecek ücret karşılığında isteyenlere verir.(…)”hükmü;

Aynı Kanun'un “İmar programları, kamulaştırma ve kısıtlılık hali” başlıklı 10.maddesinde; “Belediyeler; imar planlarının yürürlüğe girmesinden en geç 3 ay içinde, bu planı tatbik etmek üzere 5 yıllık imar programlarını hazırlarlar. Beş yıllık imar programlarının görüşülmesi sırasında ilgili yatırımcı kamu kuruluşlarının temsilcileri görüşleri esas alınmak üzere Meclis toplantısına katılır. Bu programlar, belediye meclisinde kabul edildikten sonra kesinleşir. Bu program içinde bulunan kamu kuruluşlarına tahsis edilen alanlar, ilgili kamu kuruluşlarına bildirilir. Beş yıllık imar programları sınırları içinde kalan alanlardaki kamu hizmet tesislerine tahsis edilmiş olan yerleri ilgili kamu kuruluşları, bu program süresi içinde kamulaştırırlar. Bu amaçla gerekli ödenek, kamu kuruluşlarının yıllık bütçelerine konulur.

İmar programlarında, umumi hizmetlere ayrılan yerler ile özel kanunları gereğince kısıtlama konulan gayrimenkuller kamulaştırılıncaya veya umumi hizmetlerle ilgili projeler gerçekleştirilinceye kadar bu yerlerle ilgili olarak diğer kanunlarla verilen haklar devam eder.” Hükmü;

18. maddesinde, “İmar hududu içinde bulunan binalı veya binasız arsa ve arazileri malikleri veya diğer hak sahiplerinin muvafakatı aranmaksızın, birbirleri ile, yol fazlaları ile, kamu kurumlarına veya belediyelere ait bulunan yerlerle birleştirmeye, bunları yeniden imar planına uygun ada veya parsellere ayırmaya, müstakil, hisseli veya kat mülkiyeti esaslarına göre hak sahiplerine dağıtmaya ve re'sen tescil işlemlerini yaptırmaya belediyeler yetkilidir. Sözü edilen yerler belediye ve mücavir alan dışında ise yukarıda belirtilen yetkiler valilikçe kullanılır.

Belediyeler veya valiliklerce düzenlemeye tabi tutulan arazi ve arsaların dağıtımı sırasında bunların yüzölçümlerinden yeteri kadar saha, düzenleme dolayısıyla meydana gelen değer artışları karşılığında "düzenleme ortaklık payı" olarak düşülebilir. Ancak, bu maddeye göre alınacak düzenleme ortaklık payları, düzenlemeye tabi tutulan arazi ve arsaların düzenlemeden önceki yüzölçümlerinin yüzde kırkını geçemez.

(Değişik üçüncü fıkra: 3/12/2003-5006/1 md.) Düzenleme ortaklık payları, düzenlemeye tâbi tutulan yerlerin ihtiyacı olan Milli Eğitim Bakanlığına bağlı ilk ve ortaöğretim kurumları, yol, meydan, park, otopark, çocuk bahçesi, yeşil saha, ibadet yeri ve karakol gibi umumî hizmetlerden ve bu hizmetlerle ilgili tesislerden başka maksatlarla kullanılamaz.

Düzenleme ortaklık paylarının toplamı, yukarıdaki fıkrada sözü geçen umumi hizmetler için, yeniden ayrılması gereken yerlerin alanları toplamından az olduğu takdirde, eksik kalan miktar belediye veya valilikçe kamulaştırma yolu ile tamamlanır.

Herhangi bir parselden bir miktar sahanın kamulaştırılmasının gerekmesi halinde düzenleme ortaklık payı, kamulaştırmadan arta kalan saha üzerinden ayrılır.

Bu fıkra hükümlerine göre, herhangi bir parselden bir defadan fazla düzenleme ortaklık payı alınmaz. Ancak, bu hüküm o parselde imar planı ile yeniden bir düzenleme yapılmasına mani teşkil etmez…” hükmü;

“Ruhsatsız veya ruhsat ve eklerine aykırı olarak başlanan yapılar” başlıklı 32.maddesinde; “Bu Kanun hükümlerine göre ruhsat alınmadan yapılabilecek yapılar hariç; ruhsat alınmadan yapıya başlandığı veya ruhsat ve eklerine aykırı yapı yapıldığı ilgili idarece tespiti, fenni mesulce (...) tespiti ve ihbarı veya herhangi bir şekilde bu duruma muttali olunması üzerine, belediye veya valiliklerce o andaki inşaat durumu tespit edilir. Yapı mühürlenerek inşaat derhal durdurulur.

Durdurma, yapı tatil zaptının yapı yerine asılmasıyla yapı sahibine tebliğ edilmiş sayılır. Bu tebligatın bir nüshasıda muhtara bırakılır.

Bu tarihten itibaren en çok bir ay içinde yapı sahibi, yapısını ruhsata uygun hale getirerek veya ruhsat alarak, belediyeden veya valilikten mühürün kaldırılmasını ister.

Ruhsata aykırılık olan yapıda, bu aykırılığın giderilmiş olduğu veya ruhsat alındığı ve yapının bu ruhsata uygunluğu, inceleme sonunda anlaşılırsa, mühür, belediye veya valilikçe kaldırılır ve inşaatın devamına izin verilir.

Aksi takdirde, ruhsat iptal edilir, ruhsata aykırı veya ruhsatsız yapılan bina, belediye encümeni veya il idare kurulu kararını müteakip, belediye veya valilikçe yıktırılır ve masrafı yapı sahibinden tahsil edilir.” hükmü yer almıştır.

Öte yandan, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun Ek 1.maddesinin ilk fıkrasında ise; “ (Ek: 20/8/2016-6745/33 md.)

Uygulama imar planlarında umumi hizmetlere ve resmî kurumlara ayrılmak suretiyle mülkiyet hakkının özüne dokunacak şekilde tasarrufu hukuken kısıtlanan taşınmazlar hakkında, uygulama imar planlarının yürürlüğe girmesinden itibaren beş yıllık süre içerisinde imar programları veya imar uygulamaları yapılır ve bütçe imkânları dâhilinde bu taşınmazlar ilgili idarelerce kamulaştırılır veya her hâlde mülkiyet hakkını kullanmasına engel teşkil edecek kısıtlılığı kaldıracak şekilde imar planı değişikliği yapılır/yaptırılır. Bu süre içerisinde belirtilen işlemlerin yapılmaması hâlinde taşınmazların malikleri tarafından, bu Kanunun geçici 6 ncı maddesindeki uzlaşma sürecini ve 3194 sayılı İmar Kanununda öngörülen idari başvuru ve işlemleri tamamlandıktan sonra taşınmazın kamulaştırmasından sorumlu idare aleyhine idari yargıda dava açılabilir.” hükmüne yer verilmiştir.

Uygulama ve öğreti'de, kamu idarelerinin, kamu hizmetinin yürütümü sırasında, kamu gücü kullanarak tek yanlı irade açıklamalarıyla yapmış oldukları işlemler, "idari işlem"; herhangi bir işlem ya da karara dayanmaksızın gerçekleştirdikleri maddi faaliyetleriyle, görevleriyle ilgili hareketsizlikleri de, "idari eylem" olarak tanımlanmaktadır. Bu tanıma göre, idarelerin 3194 sayılı İmar Kanunu tek yanlı irade açıklamaları ile tesis ettikleri, genel ve düzenleyici imar planları,   bu planlara dayanılarak tesis edilen parselasyon, kamulaştırma, ruhsat, yıkım gibi bireysel işlemler, "idari işlem"; bu imar planı uyarınca yapmak zorunda oldukları program ve uygulamaları bunun için gerekli zamanda gerçekleştirmemeleri; yani, bu konudaki hareketsizlikleri de, idari eylem niteliği taşımaktadır.

Bu durumda, öncelikle 3194 sayılı İmar Kanununun arazi ve arsa düzenlenmesine ilişkin maddelerinin uygulamasından kaynaklandığı anlaşılan ve imar planı ile buna dayalı imar uygulaması sonucunda uğranılan zararın tazminine yönelik bulunan uyuşmazlığın, 2577 sayılı Kanun'un 2/1-b maddesinde yer alan idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan zarar görenler tarafından açılan tam yargı davaları kapsamında idari yargı yerince çözümlenmesi gerekmektedir.

Açıklanan nedenle, İzmir 1. İdare Mahkemesinin 9.5.2017 gün ve E:2016/737 sayılı başvurusunun reddi gerekmiştir.

 

S O N U Ç   : Davanın çözümünde İDARİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle İzmir 1. İdare Mahkemesinin 9.5.2017 gün ve E:2016/737 sayılı BAŞVURUSUNUN REDDİNE, 10.07.2017 gününde OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

 

 

 

Başkan

Nuri

NECİPOĞLU

 

 

 

Üye

Ali

ÇOLAK

 

 

 

 

 

Üye

Alaittin Ali

ÖĞÜŞ

Üye

Ahmet Tevfik

ERGİNBAY

 

 

 

 

 

Üye

Süleyman Hilmi

AYDIN

Üye

Suna

TÜRE

 

 

 

 

 

Üye

Birgül

   KURT