T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

            HUKUK BÖLÜMÜ

ESAS     NO : 2016/410

KARAR NO : 2016/612

KARAR TR  : 26.12.2016

 

ÖZET:  Ankara - Sincan hattında özel toplu taşıma otobüsü ile yolcu taşımacılığı yapan davacının; davalı tarafça aralarında imzalanan sözleşmeye aykırı olarak bir takım kararlar alındığı ve sözleşmenin haksız yere feshedilmesi nedeniyle uğradığını ileri sürdüğü zararların fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak şartıyla olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tazmini istemiyle açılan davanın İDARİ YARGI YERİNDE çözümlenmesinin gerektiği hk.

 

 

 

 

 

K  A  R  A  R

 

 

Davacı                        : C.K.

Vekilleri                      : Av. N.T.

Davalı                         : EGO Genel Müdürlüğü

            Vekili                          : Av. A.S.

 

O L A Y         : Davacı vekili dava dilekçesinde; Ankara Büyükşehir Belediyesi EGO Genel Müdürlüğü ile Özbeşler Toplu Taşımacılık Gıda Pazarlama İnş. San ve Tic. Ltd. Şti arasında 05.08.2008 tarihinde EGO Genel Müdürlüğü Tarafından Şehiriçi Toplu Taşımında Kiralanacak olan Süreli Hatlarda Çalışacak Özel Toplu Taşıma Araçlarının Sözleşmesi imzalandığını; anılan sözleşme gereği 222 araca Sincan Bölgesinde 505, 508, 510, 511, 512, 515, 517 ve 520 nolu hatlarda 10 yıl süre ile çalışma izni verildiğini; müvekkilinin maliki olduğu 06 BE 1095 plaka sayılı aracı Özbeşler A.Ş.'den 2009 yılının Haziran ayında satın alındığını; 06 BE 1095 plaka sayılı aracın belirtilen sözleşme gereğince 8 hatta çalışmasına izin verildiğini; diğer yandan davalı idare ile imzalanan sözleşme gereğince aynı güzergâhta 222 otobüs dışında herhangi bir toplu taşıma aracının çalışmayacağının EGO tarafından taahhüt edildiğini; müvekkilinin aracını satın almasına da davalı tarafından muvafakat verildiğini ve muvafakata istinaden alım-satım işleminin geçekleştiğini ve müvekkili tarafından yetkili olduğu 8 hatta dönüşümlü olarak çalışılmaya başlandığını; anılan sözleşme maddesindeki hükümlere riayet edileceği düşüncesi ile 06 BE 1095 plaka sayılı otobüsün satın alındığını ve ihale ile çalışmaya hak kazandığı hatlarda ilk olarak 2009 yılının Temmuz ayı itibariyle ihale dışındaki Ankara Büyükşehir Belediyesi'ne ait belediye otobüslerini çalıştırmaya başladığını; 222 aracın bilet fiyatından belediyeye ait otobüslerin fiyatı 40 kuruş ucuz olduğu için müvekkilinin potansiyel müşterilerinin ucuz olan Belediye Otobüslerini tercih ettiğini; bu durum nedeniyle müvekkilinin çoğu zaman boş otobüs ile sefer yaptığını; yapmış olduğu seferlerde de zarar ettiğini; özel halk otobüslerinin, belediye otobüsleri ile rekabet etme şansı olmamasından ötürü fiyatlarda herhangi bir düzenleme yapılamadığını ve zarar ederek çalışmaya devam ettiklerini; keza taraflar arasında imzalanan sözleşmenin, müvekkilinin geçerli bir sebep belirtmeksizin otobüsü sefere çıkarmaması halinde EGO'ya sözleşmenin feshi yetkisini verdiğini; bir hatta çalışan otobüs ortalama günlük 350 yolcu taşımakta iken, belediye otobüslerinin anılan hatta çalışmaya başlaması ile taşınan yolcu sayısının 150-200 e kadar indiğini; dolayısıyla müvekkilinin yolcularının yarıya yakın kısmının salt fiyat farkından ötürü belediye otobüslerini tercih ettiklerini; bu nedenlerle, hiçbir geçerli neden olmaksızın belediye otobüslerinin çok daha düşük fiyattan çalıştırılmasından ötürü müvekkilinin uğramış olduğu zararın tazminini talep ettiklerini; UKOME Genel Kurulu'nun 30.12.2010 tarih ve 2010/29 sayılı kararı ile yukarıda belirtilen sözleşme kapsamında faaliyet gösteren 222 özel toplu taşıma araçlarından toplam 111 adedinin dönüşümlü olarak Ankara Büyükşehir Belediyesi mücavir alan sınırları içerisinde mevcut veya yeni oluşturulacak toplu taşıma hatlarında EGO Genel Müdürlüğünce yapılacak programa göre çalışmalarına karar verildiğini; müvekkili tarafından anılan UKOME kararına muvafakat edilmediği ve daha önceden çalışmakta olduğu Ankara-Sincan hattında çalıştırılması için yapılan başvuru EGO Genel Müdürlüğü'nün 22.02.2011 tarih ve 10189 sayılı yazısı ile reddedilmesi üzerine müvekkili tarafından anılan kararın iptali için Ankara 12. İdare Mahkemesi'nin 2011/2418 E sayılı dosyasında idari işlemin iptali talepli olarak dava açıldığını; Ankara 12.idare Mahkemesi tarafından yapılan inceleme neticesinde öncelikle yürütmenin durdurulmasına karar verildiğini, netice itibariyle "müvekkilin farklı hatlarda çalıştırılmasına müsaade edeceğine ilişkin taahhüdünün bulunamadığı” gerekçesi ile davanın kabulüne karar verildiğini; iptal konusu işlem, Ankara 12. idare Mahkemesi'nin vermiş olduğu 28.10.2011 tarihli "Yürütmenin Durdurulması" kararına kadar yürürlükte olduğundan ötürü müvekkilinin yaklaşık 6 ay süre ile ihale ile çalışmaya hak kazandığı hatlar dışında hukuka aykırı olarak çalıştırıldığını; müvekkilinin, yaklaşık 6 ay düşük potansiyel müşterili hatlarda çalıştığı için hem gelir kaybı yaşadığını hem de aylık fazladan 575 bilet durak katılım parası ödemek zorunda kaldığını; keza müvekkilin zorla çalıştırıldığı (Elmadağ, Mamak) hatların durak katılım payının 175 bilet karşılığı olmasına rağmen müvekkilinden sanki ihale ile çalışmaya hak kazandığı hatlarda çalışıyormuş gibi 750 bilet karşılığı durak katılım payı tahsil edildiğini; müvekkilin bu yöndeki alacağına müvekkilinin talebinin reddedildiği 22.02.2011 tarihinden itibaren faiz işletilmesinin gerektiğini; müvekkilinin, hiçbir sorumluluğu ve kusuru olmadığı halde yaklaşık 4 ay süre ile aracını çalıştıramadığını; davalı idare tarafından Sincan - Ankara hattında çalıştırmak üzere yapılan Özel Toplu Taşıma Araçları İhalesi'nin ihaleye ilişkin duyuru ve şartnamenin iptali talepli olarak Ankara 3. idare Mahkemesi'nin 2008/1336 E, 2009/1192 K ve 14.10.2009 tarihli kararı ile müvekkilinin Sincan- Ankara hattındaki faaliyetinin anılan mahkeme kararı ile durdurulması gerektiği müvekkiline 26.12.2009 tarihinde tebliğ edilmiştir.

Müvekkili tarafından yukarıda belirtilen tebligata istinaden çalışmasına son verilerek aracının garaja çekildiği; 23.03.2010 tarihinde EGO Genel Müdürlüğü'nün 16051 sayılı kararı ile Ankara 3. İdare Mahkemesi'nin 2008/1336 E sayılı dosyasından davacının feragat etmiş olması sebebiyle 25.03.2010 tarihi itibariyle işe başlamasına izin verildiğini; dolayısıyla müvekkilinin kendisine isnat edilebilecek herhangi bir kusuru olmaksızın yaklaşık 4 ay süre ile faaliyet gösteremediğini; bu nedenle müvekkilinin çalışamadığı yaklaşık 4 ay süre için mahrum kaldığı kazancının şimdilik 1.000,00-TL miktarının davalıdan tahsilini talep ettiklerini; müvekkilinin sözleşmesinin davalı tarafından 21.05.2014 tarihinde feshedildiğini, keyfiyetin müvekkiline 23.05.2014 tarihinde tebliğ edildiğini; müvekkilinin sözleşmesinin taraflar arasındaki sözleşmenin 12. Maddesinin b bendi hükümleri gereğince gerçekleştiğini; başka bir anlatımla feshin gerekçesinin müvekkilinin durak katılım payını ödememesi olarak belirtildiğini, oysa müvekkilinin davalı yana ne miktarda durak katılım payından dolayı borcu olduğunun belirsiz olduğunu; müvekkilinin sözleşme dışında farklı hatlarda çalışmaya zorlandığını, bu sürede düşük durak katılım payı ödemesi gerekmesine rağmen davalı yanın baskıları sonucunda tam durak katılım payı ödediğini; davalı yanın ilk olarak müvekkilinden 17102 sayılı yazı ile durak katılım payı olarak 1.500 tam bilet tutarı ücreti ödenmesini talep ettiğini, durak katılım borçlarının 7 gün içerisinde ödenmemesi halinde sözleşme hükümleri gereği sözleşmenin feshedileceğinin müvekkiline bildirildiğini; müvekkilinin davalı yana vermiş olduğu 17.04.2014 tarihli dilekçesinde özetle, taraflar arasındaki sözleşmenin 12 nci maddesinde belirtilen şekilde fesih işleminin gerçekleşmesi için öncelikle ödenmesi gereken tutarın bildirilerek 30 gün süre verilmesi gerektiği, ancak bu sürenin hitamında davalının sözleşmeyi feshedebileceğinin belirtildiği; Ankara 12. İdare Mahkemesi'nin 2011/2418 E sayılı dosyasında verilen iptal kararının nazara alınarak taraflarınca fazladan ödenen durak katılım paylarının toplam borçlarından mahsup edilerek sözleşme hükümleri çerçevesinde toplam borcunun bildirilmesini müteakiben yasal süresi içerisinde ödeme yapacağının bildirildiğini; müvekkilinin bu iyi niyetli ve sözleşme hükümlerinin uygulanmasını talep eden dilekçesi karşısında davalı yanın sözleşmeyi haksız olarak feshetmeyi tercih ettiğini; yapılan fesih işleminin açıkça hukuka aykırı olduğunu; keza, müvekkilinin ihalede çalışmaya hak kazandığı hatlar dışında daha düşük durak katılım bedelli hatlarda çalıştırılmasına rağmen sanki kendi hattında çalışmış gibi durak katılım bedeli ödemesinden ötürü davalı yandan fazladan ödemiş olduğu durak katılım bedeli alacağı bulunduğunu; ancak davalının, müvekkilinden haksız olarak fazladan tahsil ettiği durak katılım paylarını müvekkilinin borcundan düşmeden müvekkilinin ödeme yapmasını talep ettiğini, bu yönde müvekkilinin vermiş olduğu dilekçe ve taahhüdünün göz ardı edilerek müvekkilinin sözleşmesini haksız olarak feshettiğini; müvekkilinin 05.08.2008 tarihli sözleşme gereğince 05.08.2018 tarihine kadar sözleşmede belirtilen hatlarda çalışmaya hak kazanmasına karşın, sözleşmesinin 21.05.2014 tarihinde haksız olarak feshedildiğini; sözleşmenin haksız olarak feshedilmesinden ötürü müvekkilin 21.05.2014-05.08.2018 tarihleri arasında elde edeceği gelirden mahrum kaldığını ileri sürerek; öncelikle davalının taraflar arasındaki sözleşmeyi feshetmesinin usulsüz olduğunun tespit edilmesini ve haksız fesihten ötürü müvekkilinin mahrum kaldığı karın davalıdan tahsili istemiyle adli yargı yerinde dava açmıştır.

Davalı EGO Genel Müdürlüğü vekili süresi içerisinde vekili cevap dilekçesinde özetle; görev itirazında bulunmuşlardır.

ANKARA 11. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ; 14.4.2015 gün ve E:2014/624 sayı ile,  davalı vekilinin görev itirazının reddine karar vermiştir.

Davalı EGO Genel Müdürlüğü vekilince, olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılması istemiyle başvuruda bulunulması üzerine, dilekçe ve ekleri Danıştay Başsavcılığına gönderilmiştir.

DANIŞTAY BAŞSAVCISI: Anayasanın 125. maddesinde, idarenin her türlü eylem ve işlemine karşı yargı yolunun açık olduğu belirtildikten sonra, son fıkrasında da idarenin kendi eylem ve işleminden doğan zararı ödemekle yükümlü olduğu hükme bağlanmış, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 2/1-b maddesinde ise; idari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan iptal davaları; idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları ile tahkim yolu öngörülen imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklar hariç, kamu hizmetlerinden birinin yürütülmesi için yapılan her türlü idari sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin davaların, idari dava türleri olarak sayıldığı; İdare Hukuku kuralları içinde kamu hizmetinin yürütülmesi amacıyla kamu gücü kullanılarak tek yanlı irade beyanıyla tesis edilen idari işlemler, idari eylemler ve idari sözleşmelerden doğan uyuşmazlıklar sebebiyle açılan davaların görüm ve çözümünün İdari Yargının görev alanında bulunduğu, 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu gerekse de Ankara Büyükşehir Belediyesi EGO Genel Müdürlüğü Özel Toplu Taşıma Araçları Yönetmeliği hükümleri uyarınca, büyükşehir belediyesine verilen trafik hizmetlerini plânlama, koordinasyon ve güzergâh belirlemesi, dolmuş ve servis araçlarının durak ve araç park yerleri ile sayısının tespiti, mücavir alan sınırları içinde özel toplu taşıma araçlarının çalıştırılması, sayıları ve bunların hatları ile izleyecekleri güzergâhları tespit etmeye yetkili olan Ulaşım Koordinasyon Merkezinin aldığı kararlar uyarınca EGO Genel Müdürlüğünce ve sözleşme hükümleri dışında kamu gücü kullanılarak tesis edilen idari eylem ve işlemlerden kaynaklandığı anlaşıldığından; EGO Genel Müdürlüğünce kamu gücü kullanılarak davacının aracının imzalanılan sözleşme dışında çalıştırılması, aynı hatta daha düşük ücretli EGO otobüslerinin çalıştırılması, davacının aracının parka çekilerek çalıştırılmaması, düşük potansiyelli hatlarda çalıştırılmasına karşın yüksek potansiyelli kendi hattında çalışıyormuş gibi katkı bedeli istenilmesi, bunun kabul edilmemesi ve önceden ödenilen miktarın mahsubunun talebi sonucunda da sözleşmesinin feshi sebebiyle uğranıldığı ileri sürülen zararların tazminine karar verilmesi istemiyle açılan bu davanın görüm ve çözümü görevinin idari yargı yerine ait bulunduğu gerekçesiyle, 2247 sayılı Yasa'nın 10'uncu maddesi uyarınca, olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılmasına ve dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmesine karar vermiştir.

Başkanlıkça, 2247 sayılı Yasanın 13. maddesine göre Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı’nın da yazılı düşüncesi istenilmiştir.

YARGITAY CUMHURİYET BAŞSAVCISI: Dosyadaki uyuşmazlığın çözümünde, EGO Genel Müdürlüğü tarafından kamu gücü kullanılarak davacının aracının sözleşme dışında çalıştırılması, aynı hatta daha düşük ücretli EGO otobüslerinin çalıştırılması, davacının aracının parka çekilerek çalıştırılmaması, düşük potansiyelli hatlarda çalıştırılmasına karşılık yüksek katkı bedeli istenilmesi, bunun davacı tarafından kabul edilememesi ve önceden ödenilen miktarın mahsubunun talep edilmesi sebebiyle de sözleşmenin feshedilmesi şeklinde gerçekleştirilen işlemlerden dolayı, davacının kişisel haklarının ihlal edilip edilmediğinin belirlenmesine bağlı bulunduğu; bu belirlemenin ise, Anayasa ve Kanun hükümleri çerçevesinde idari yargı yerlerince yapılabilecek nitelikte olduğundan; davanın görüm ve çözümünün İdari Yargının görev alanına girdiği gerekçesiyle; Danıştay Başsavcılığının 2247 sayılı Kanunun 10. maddesi gereğince yapmış olduğu başvurunun kabulü ile Ankara 11. Asliye Hukuk Mahkemesinin 14/04/2015 tarih ve 2014/624 Esas sayılı görevlilik kararının kaldırılmasına karar verilmesi gerektiği yönünde düşünce vermiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE :

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Nuri NECİPOĞLU’nun Başkanlığında, Üyeler: Ali ÇOLAK, Yusuf Ziyaattin CENİK, Alaittin Ali ÖĞÜŞ, Süleyman Hilmi AYDIN, Mehmet AKBULUT ve Yüksel DOĞAN’ın katılımlarıyla yapılan 26.12.2016 günlü toplantısında:

l-İLK İNCELEME: Başvuru yazısı ve dava dosyası örneği üzerinde 2247 sayılı Yasa'nın 27. maddesi gereğince yapılan incelemeye göre, davalı idare vekilinin anılan Yasanın 10/2 maddesinde öngörülen yönteme uygun olarak yaptığı görev itirazının reddedilmesi ve 12/1. maddede belirtilen süre içinde başvuruda bulunması üzerine Danıştay Başsavcısı'nca 10.maddede öngörülen biçimde, olumlu görev uyuşmazlığı çıkarıldığı anlaşıldığından, usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim Gülşen AKAR PEHLİVAN’ın davanın çözümünde idari yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Halil İbrahim ÇİFTÇİ ile Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın davada idari yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Dava, Ankara - Sincan hattında özel toplu taşıma otobüsü ile yolcu taşımacılığı yapan davacının; davalı tarafça aralarında imzalanan sözleşmeye aykırı olarak bir takım kararlar alındığı ve sözleşmenin haksız yere feshedilmesi nedeniyle uğradığını ileri sürdüğü zararların fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak şartıyla olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tazmini istemiyle açılmıştır.

Anayasanın 125. maddesinde, idarenin her türlü eylem ve işlemine karşı yargı yolunun açık olduğu belirtildikten sonra, son fıkrasında da idarenin kendi eylem ve işleminden doğan zararı ödemekle yükümlü olduğu hükme bağlanmış, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 2/1-b maddesinde ise; idari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan iptal davaları; idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları ile tahkim yolu öngörülen imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklar hariç, kamu hizmetlerinden birinin yürütülmesi için yapılan her türlü idari sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin davalar, idari dava türleri olarak sayılmıştır.

Görüldüğü üzere, İdare Hukuku kuralları içinde kamu hizmetinin yürütülmesi amacıyla kamu gücü kullanılarak tek yanlı irade beyanıyla tesis edilen idari işlemler, idari eylemler ve idari sözleşmelerden doğan uyuşmazlıklar sebebiyle açılan davaların görüm ve çözümü İdari Yargının görev alanında bulunmaktadır.

5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu'nun büyükşehir belediyesinin görev, yetki ve sorumluluklarını düzenleyen 7/f maddesinde, "Büyükşehir ulaşım ana plânını yapmak veya yaptırmak ve uygulamak; ulaşım ve toplu taşıma hizmetlerini plânlamak ve koordinasyonu sağlamak; kara, deniz, su ve demiryolu üzerinde işletilen her türlü servis ve toplu taşıma araçları ile taksi sayılarını, bilet ücret ve tarifelerini, zaman ve güzergâhlarını belirlemek; durak yerleri ile karayolu, yol, cadde, sokak, meydan ve benzeri yerler üzerinde araç park yerlerini tespit etmek ve işletmek, işlettirmek veya kiraya vermek; kanunların belediyelere verdiği trafik düzenlemesinin gerektirdiği bütün işleri yürütmek." büyükşehir belediyelerinin görevleri arasında sayılmıştır.

Aynı Yasanın "Ulaşım Hizmetleri" başlıklı 9. maddesinde, "- (Değişik birinci fıkra: 12/11/2012-6360/8 md.) Büyükşehir içindeki kara, deniz, su, göl ve demiryolu üzerindeki her türlü taşımacılık hizmetlerinin koordinasyon içinde yürütülmesi amacıyla büyükşehir belediye başkanı ya da görevlendirdiği kişinin başkanlığında, yönetmelikle belirlenecek kamu kurum ve kuruluşları ile, Türkiye Şoförler ve Otomobilciler Federasyonunun görevlendireceği ilgili odanın temsilcisinin katılacağı Ulaşım Koordinasyon Merkezi kurulur. İlçe belediye başkanları kendi belediyesini ilgilendiren konuların görüşülmesinde koordinasyon merkezlerine üye olarak katılırlar. Ulaşım Koordinasyon Merkezi toplantılarına ayrıca gündemdeki konularla ilgili üye olarak belirlenmeyen ulaşım sektörü ile ilgili kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarından ihtisas meslek odalarının temsilcileri de davet edilerek görüşleri alınır.

Bu Kanun ile büyükşehir belediyesine verilen trafik hizmetlerini plânlama, koordinasyon ve güzergâh belirlemesi ile taksi, dolmuş ve servis araçlarının durak ve araç park yerleri ile sayısının tespitine ilişkin yetkiler ile büyükşehir sınırları dahilinde il trafik komisyonunun yetkileri ulaşım koordinasyon merkezi tarafından kullanılır.

Ulaşım koordinasyon merkezi kararları, büyükşehir belediye başkanının onayı ile yürürlüğe girer.   

 Ulaşım koordinasyon merkezi tarafından toplu taşıma ile ilgili alınan kararlar, belediyeler ve bütün kamu kurum ve kuruluşlarıyla ilgililer için bağlayıcıdır.

Koordinasyon merkezinin çalışma esas ve usulleri ile bu kurullara katılacak kamu kurum ve kuruluş temsilcileri, İçişleri Bakanlığı tarafından çıkarılacak yönetmelikle belirlenir.

Büyükşehir belediyelerine bu Kanun ile verilen görev ve yetkilerin uygulanmasında, 13.10.1983 tarihli ve 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun bu Kanuna aykırı hükümleri uygulanmaz" hükümlerine yer verilmiştir.

Ankara Büyükşehir Belediyesi EGO Genel Müdürlüğü Özel Toplu Taşıma Araçları Yönetmeliği'nin 1. maddesinde, "Bu Yönetmelik, Ankara Büyükşehir Belediyesi sınırları içinde özel ve tüzel kişilerce işletilen ve Belediyece ruhsat verilen özel toplu taşıma araçlarının çalışma şekillerini, şartlarını, taşıma tarifelerinin tespitini, denetim ve sorumlulukları ile taşımacılığa katılma, çekilme, çıkarılma ve hat düzenlemelerine ilişkin konuları düzenlemeyi amaçlamaktadır.", 2. maddesinde, "Bu Yönetmelik, Ankara Büyükşehir Belediyesi sınırları içerisinde belirlenen yerler arasında, yolcu taşımacılığını Belediyenin izni ve denetimi altında yapan özel toplu taşıma araçlarını kapsar." düzenlemelerine yer verilmiştir.

Dosyanın incelenmesinden, Ankara - Sincan hattında özel toplu taşıma otobüsü ile yolcu taşımacılığı yapan davacı tarafından, imzalanan sözleşme dışında a) Ankara-Sincan hattında daha düşük bilet ücretli EGO otobüsleri çalıştırılması nedeniyle uğranıldığı ileri sürülen 1.000,00-TL, b) Başka hatlarda da dönüşümlü olarak yolcu taşımacılığı yaptırılması, 1500 tam bilet bedeli ödedikleri halde, 350 tam bilet bedelli veya daha düşük potansiyelli hatlarda çalışmaya mecbur bırakılması (başka hatlarda da dönüşümlü olarak yolcu taşımacılığı yaptırılmasına ilişkin UKOME Genel Kurulu kararına muvafakat etmeyerek sadece daha önce çalıştıkları Ankara - Sincan hattında çalıştırılması için yaptığı başvurunun reddine ilişkin 22.2.2011 tarih ve 10189 sayılı EGO Genel Müdürlüğü işleminin Ankara 12. İdare Mahkemesi'nin E:2011/2418, K:2012/780 sayılı kararıyla iptal edildiği) nedeniyle uğranıldığı ileri sürülen 1.000,00-TL, c) Aracın 4 ay parka çekilip çalıştırılmaması nedeniyle uğranıldığı ileri sürülen 1.000,00-TL, d) Sözleşmenin haksız yere feshi nedeniyle uğranıldığı ileri sürülen 1.000,00-TL. olmak üzere fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere şimdilik toplam 4.000,00-TL maddi zararın, olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tazmini istemiyle davanın açıldığı anlaşılmıştır.

Olayda, davacının tazminat isteminin sözleşme hükümlerinin uygulanmasından kaynaklanmadığı, yukarıda yer verilen gerek 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu gerekse de Ankara Büyükşehir Belediyesi EGO Genel Müdürlüğü Özel Toplu Taşıma Araçları Yönetmeliği hükümleri uyarınca, büyükşehir belediyesine verilen trafik hizmetlerini plânlama, koordinasyon ve güzergâh belirlemesi, dolmuş ve servis araçlarının durak ve araç park yerleri ile sayısının tespiti, mücavir alan sınırları içinde özel toplu taşıma araçlarının çalıştırılması, sayıları ve bunların hatları ile izleyecekleri güzergâhları tespit etmeye yetkili olan Ulaşım Koordinasyon Merkezinin aldığı kararlar uyarınca EGO Genel Müdürlüğünce ve sözleşme hükümleri dışında olduğu ileri sürülen kamu gücü kullanılarak tesis edilen idari eylem ve işlemlerden kaynaklandığı açıktır. 

Bu durumda, EGO Genel Müdürlüğünce kamu gücü kullanılarak davacının aracının imzalanılan sözleşme dışında çalıştırılması, aynı hatta daha düşük ücretli EGO otobüslerinin çalıştırılması, davacının aracının parka çekilerek çalıştırılmaması, düşük potansiyelli hatlarda çalıştırılmasına karşın yüksek potansiyelli kendi hattında çalışıyormuş gibi katkı bedeli istenilmesi, bunun kabul edilmemesi ve önceden ödenilen miktarın mahsubunun talebi sonucunda da sözleşmesinin feshi sebebiyle uğranıldığı ileri sürülen zararların tazminine karar verilmesi istemiyle açılan bu davanın görüm ve çözümü görevi idari yargı yerine ait bulunmaktadır.

Açıklanan nedenlerle, davanın görüm ve çözümü idari yargı yerinin görevine girdiğinden, Danıştay Başsavcısı’nın başvurusunun kabulü ile davalı EGO Genel Müdürlüğü vekilinin görev itirazının reddine ilişkin, Ankara 11. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen 14.4.2015 gün, E:2014/624 sayılı kararın kaldırılması gerekmiştir.

S O N U Ç  : Davanın çözümünde İDARİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Danıştay Başsavcısı’nın BAŞVURUSUNUN KABULÜ ile davalı EGO Genel Müdürlüğü vekilinin görev itirazının reddine ilişkin, Ankara 11. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen 14.4.2015 tarih, E:2014/624 sayılı GÖREVLİLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 26.12.2016 gününde OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

Başkan

Nuri

NECİPOĞLU

 

Üye

Ali

ÇOLAK

 

 

 

 

 

Üye

Süleyman Hilmi

AYDIN

Üye

Yusuf Ziyaattin

CENİK

 

 

 

 

 

Üye

Mehmet

AKBULUT

Üye

Alaittin Ali

ÖĞÜŞ

 

 

 

 

 

Üye

Yüksel

DOĞAN