Hukuk Bölümü 2001/25 E., 2001/33 K.

  • BELEDİYELER ARASINDAKİ YETKİ ANLAŞMAZLIĞI
  • İDARECE TESİS EDİLEN İŞLEMİN İPTALİ
  • İMAR YETKİSİNİN KULLANILMASI
  • 1580 S. BELEDİYE KANUNU (MÜLGA) [ Madde 4 ]
  • 1580 S. BELEDİYE KANUNU (MÜLGA) [ Madde 5 ]
  • 2247 S. UYUŞMAZLIK MAHKEMESİNİN KURULUŞ VE İŞLEYİŞİ HAK... [ Madde 15 ]
  • 2247 S. UYUŞMAZLIK MAHKEMESİNİN KURULUŞ VE İŞLEYİŞİ HAK... [ Madde 27 ]
  • 2577 S. İDARİ YARGILAMA USULÜ KANUNU [ Madde 1 ]
  • "İçtihat Metni"

    OLAY : 1- Manisa İli, Merkez İlçesine bağlı Örnek Köyünün, 19.7.1974 tarih ve 13678 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile Aşağıçobanisa Belediyesi sınırları içine alınması nedeniyle, Aşağıçobonisa Belediye Meclisince, 2.5.1975 tarih ve 1 sayı ile, belde sınırları yeniden tespit edilerek "Hacıhaliller Köyü ile olan hudut: Hamzabeyli Köyü ana yolu Suphi Ağar tarlası, Hacıhaliller Köyü ana yolu Saadet Birgen tarlası, Mehmet Nuri Karaosmanoğlu tarlası, Doğancı yolu ve takiben Nif Çayı bitişiğindeki İğdeli Geçit." olarak belirlenmiş olup, anılan Meclis kararı, Manisa İl İdare Kurulunun 9.6.1975 tarih ve 2234 sayılı kararıyla tasdik edilmiştir. 2- Belediye teşkilatının kurulması nedeniyle Hacıhaliller Kasabasının Belde sınırlarını belirleyen Belediye Meclisinin 10.4.1989 tarih ve 1989/1 sayılı kararını tasdik eden Manisa İl İdare Kurulunun 24.5.1989 tarih ve 1053 sayılı kararı ile, Hacıhaliller Belediyesi ve Aşağıçobanisa Belediyesi arasındaki sınır, Aşağıçobanisa Belediye Meclisi kararının tasdikine ilişkin 9.6.1975 tarih ve 2234 sayılı kararda belirtilen sınır gibi aynen benimsenmiştir.

    3- Kesinleşen sınır kararlarına göre Hacıhaliller Belediyesince hazırlanan 1/25 000 ölçekli haritada, sınırın hudutnamede "Saadet Birgen tarlası" olarak geçen (eski 2200; ifraz nedeniyle yeni 2972 ve 2973 sayılı) parsellerin güneyinden geçirilerek bu parsellerin Hacıhaliller Kasabasının sınırları içinde gösterilmesi, buna karşılık Çobanisa Belediye Başkanlığınca, sınırın sözkonusu parsellerin kuzeyinden geçtiğinin ve parsellerin kendi sınırları içinde kaldığının ileri sürülmesi nedeniyle adıgeçen kasabalar arasında çıkan anlaşmazlığın intikali üzerine, MANİSA İL İDARE KURULU'nca, 15.7.1998 tarih ve 1617 sayı ile; taraflarca İl İdare Kurulu tarafından (9.6.1975 tarih ve 2234; 24.5.1989 tarih ve 1053 sayılı kararlarla) belirlenmiş olan sınıra itiraz edilmediği, ancak sınır kararnamesinde isimleri geçen sınır noktalarının nerelerden geçtiğinin anlaşmazlık konusu olduğu, bu noktaların belirlenmesinin ise HUMK. 368 ve devamı maddelerine göre adli merciler tarafından yapılması gerektiğinden bahisle, "... herhangi bir karar verilmesine gerek olmadığına ..." karar verilmiştir.

    4- Anılan İl İdare Kurulu kararı üzerine, Çobanisa Belediye Başkanlığı vekilince, 25.8.1998 günlü dilekçe ile, 2201-2203-2305 ve 2972-2973 (eski 2200) sayılı parsellerin hangi kasaba sınırları içinde kaldığının tespiti istemiyle MANİSA 2. SULH HUKUK MAHKEMESİ'nin E: 1998/127 D. İş sayısında açılan dosyaya fen bilirkişisi tarafından ibraz olunan 2.9.1998 günlü raporda: aplike edildiğinde zemine aynen uygun olduğu görülen harita örneği ile tapu kayıtlarına göre, dava konusu parsellerin, ilk tesis kadastro ölçümünde Aşağıçobanisa Kasabası Tapulama Çalışma Sahası içinde kaldığı; kadastro ölçüsünün Aşağıçobanisa Kasabasından yapıldığı ve kadastro tapularının da Aşağıçobanisa Köyü adı altında verildiği tespit edilmiştir.

    Bunun üzerine, davacı Belediye vekilince, müvekkili Belediyenin sınırları içinde oludğu tespit edilen parsellerle ilgili olarak Hacıhaliller Belediyesi tarafından imar uygulaması yapılmaya çalışıldığı ileri sürülerek, muarazanın men'ine ve hudutnamede belirtilen sınır noktalarının arazi üzerinde tespitine karar verilmesi istemiyle, 3.9.1998 gününde adli yargı yerinde dava açılmıştır.

    MANİSA 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ; 26.10.1998 gün ve E: 1998/892, K: 1998/757 sayı ile, idare ile taraflar arasında doğan ve idari mahiyette bulunan uyuşmazlık konusunda Mahkemenin görevli olmadığı gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiş; bu karar, YARGITAY 14. HUKUK DAİRESİ'nin 25.2.1999 gün ve E: 1999/902, K: 1999/1312 sayılı kararıyla onanmak suretiyle kesinleşmiştir.

    5- Davacı Belediye vekillerince, bu defa, idarenin sınırları hat olarak tespit edip anlaşmazlığı gidermekle görevli olduğu halde işi adli mercilere havale etmesinin hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek, İl İdare Kurulunun 15.7.1998 tarih ve 1617 sayılı kararının iptali istemiyle, 21.7.1999 gününde idari yargı yerinde dava açılmıştır.

    MANİSA İDARE MAHKEMESİ; 9.11.1999 gün ve E: 1999/1212, K: 1999/1692 sayı ile, iki yerel idarenin arasındaki sınırı çizen kesin ve yürütülmesi zorunlu nitelik taşıyan idari işlemlere karşı açılan davaların çözümünün idari yargının görevini girmesine karşılık, çizilmiş bir sınırın toprak üstü uygulaması hakkında olup, belli bir yerin çizilmiş bulunan sınıra göre hangi köyün sınırları içinde kaldığının adli yargı yerinde açılacak tespit davası ile saptanacağı, olayda her iki belde tarafından mevcut sınırın değiştirilmesi yönünde bir itirazda bulunulmaması ve uyuşmazlığın konusunun salt bir grup taşınmazın hangi belde sınırları içinde olduğunun saptanmasına yönelik olması karşısında, davanın esasının incelenme olanağı bulunmadığı gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiş; bu karar, DANIŞTAY SEKİZİNCİ DAİRESİ'nin 19.10.2000 gün ve E: 2000/158, K: 2000/6510 sayılı kararıyla onanmak suretiyle kesinleşmiştir.

    İNCELEME VE GEREKÇE:

    Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü'nün, Ali HÜNER'in Başkanlığında, Üyeler: Mahir Ersin GERMEÇ, Ümran SAYIŞ, Bekir AKSOYLU, Sabriye KÖPRÜLÜ, Dr. Serdar ÖZGÜLDÜR ve Turgut ARIBAL'ın katılımlarıyla yapılan 11/6/2001 günlü toplantısında, Raportör-Hakim İsa YEĞENOĞLU'nun davanın çözümünde idari yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Mustafa EKİNCİ ile Danıştay Savcısı Emin Celalettin ÖZKAN'ın davada idari yargının görevli olduğu yolundaki yazılı ve sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

    USULE İLİŞKİN İNCELEME:

    Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa'nın 27. maddesi gereğince yapılan incelemeye göre, adli ve idari yargı yerleri arasında anılan Yasa'nın 14. maddesinde öngörülen biçimde ulumsuz görev uyuşmazlığı doğduğu ve dava dosyalarının, 15. maddede belirtilen yönteme uygun olarak Mahkemesi'ne gönderildiği anlaşılmaktadır. Usule ilişkin herhangi bir noksanlık görülmemiş, esas inceleme yapılmasına oybirliği ile karar verilmiştir.

    ESASA İLİŞKİN İNCELEME:

    Dava, mevcut belde sınırlarının toprak üstü uygulamasında taraf belediyeler arasında çıkan anlaşmazlığa ilişkin bulunmaktadır. 3.4.1930 tarih ve 1580 sayılı Belediye Kanunu'nun, 4. maddesinde belediye sınırlarının nasıl çizileceği düzenlenmiş; 5. maddesinde, "Belediye sınırları:

    A- Seksen binden az nüfuslu olan beldelerde belediye meclislerinin kararı ve mahalli idare heyetinin mütalaası alındıktan sonra vilayet idare heyetinin tasdiki ile,

    B- (Değişik: 4/7/1988-KHK-336/1 md.; Aynen kabul: 7/2/1990-3612/10 md.) Seksenbinden fazla nüfuslu belediyelerde belediye meclisinin kararı, idare heyetinin muvafakatı, Valiliğin teklifi ve İçişleri Bakanlığının tasdiki ile kesinleşir.

    Tasdik edilmeyen sınır kağıtları esbabı mucibesi ile mahallerine iade edilir. Sınırın değiştirilmesine ihtiyaç olursa yeni sınırın çizilmesi aynı usule tabidir." hükmüne yer verilmiş; aynı Yasa'nın "Sınır ihtilaflarının halli" başlığını taşıyan 6. maddesinde, aynı ilçeye bağlı belde ve köyler arasında çıkan sınır anlaşmazlıklarının "... mahalli en büyük mülkiye memuru tarafından tahriren vaki olacak tebligat üzerine alakadar ihtiyar veya belediye meclislerinin en çok otuzbir gün zarfında bildirecekleri mütalaaları tetkik olunmak şartiyle kaza idare heyetinin esbabı mucibeli kararı ve vilayet idare heyetinin aynen veya tadilen tasdiki ile kati surette hallolunur." denilmiştir.

    Öte yandan, 5442 sayılı İl İdaresi Kanunu, 442 sayılı Köy Kanunu, 1580 sayılı Belediye Kanunu, 3360 sayılı Kanunla değişik 13.3.1329 tarihli İl Özel İdaresi Kanunu ile bu Kanunlarda değişiklik yapan ve bu Kanunlara bazı maddeler ekleyen kanunların ilgili hükümlerine göre hazırlanan, 11.5.1988 tarih ve 19811 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren "Sınır Anlaşmazlığı, Mülki Ayrılma ve Birleşme ile Köy Kurulması ve Kaldırılması Hakkında Yönetmelik"in 4. maddesinde "5442 sayılı İl İdaresi Kanununa göre belirlenmiş sınırların değişmezliği esastır.

    Mevcut sınırların değiştirilmesi ancak, sınır noktalarının belirginlik ve değişmezlik niteliklerini yitirmiş olması, idari birimlerin sosyal, ekonomik, idari ve coğrafi durumlarında eskiye oranla farklılıkların meydana gelmesi ve bu sonuçların sınır anlaşmazlığına yol açmış olduğunun Bakanlıkça tespit edilmesi halinde mümkündür." denilmiş; aynı Yönetmeliğin "Müracaat ve İlk İnceleme" başlığını taşıyan 5. maddesinde, 5442 sayılı İl İdaresi Kanunu kapsamına giren sınır anlaşmazlıkları ile ilgili olarak valiliklere intikal eden müracaatlar üzerine valilikçe: ihtilaflı yerde daha önce 5442 sayılı İl İdaresi Kanunu'na, 442 sayılı Köy Kanunu'na veya 1580 sayılı Belediye Kanunu'na göre çizilmiş bir sınırın mevcut olup olmadığının araştırılacağı; ihtilaflı yerde daha önce kararname ile çizilmiş bir sınır bulunup bulunmadığının kesin olarak belirlenmesi amacıyla Bakanlıktan arşiv incelemesinin isteneceği; bu şekilde çizilmiş bir sınır varsa uygulama imkanlarının bulunup bulunmadığının araştırılarak uygulama imkanları bulunamıyor ve yeniden sınır çizilmesi gerekiyorsa bunun hukuki ve idari sebeplerinin açıklığa kavuşturulacağı; anlaşmazlığın orman, mera, otlak, yaylak, kışlak veya su anlaşmazlığı mahiyetinde olduğunun saptanması halinde ihtilaf 5442 sayılı Kanun kapsamı dışında olduğundan bu konularla ilgili mevzuata göre işlem yapılması gerektiğinin taraflara duyurulacağı belirtilmiştir.

    Anılan yasal düzenlemelerden, köyler ve belediyeler arasındaki mevcut sınırlarda ya da sınırların toprak üstü uygulamasında anlaşmazlık doğması halinde, bu anlaşmazlığın belirtilen idari usul ve esaslara göre idarece çözümleneceği ve gerekirse sınırların yeniden çizileceği anlaşılmaktadır. Olayda, hernekadar mevcut sınırlara itiraz edilmemiş ise de, İl İdare Kurulu tarafından da kabul edildiği gibi, taraf belediyeler arasında sınır noktalarının nerelerden geçtiği hususunda, başka bir ifadeyle, mevcut sınırların toprak üstü uygulamasında anlaşmazlık doğduğu anlaşılmakta olup, davacı Belediye vekilince de işaret edildiği üzere, imar yetkisinin hangi belediyeye ait olduğunun açıklığa kavuşturulması bakımından önem arzeden bu anlaşmazlığın incelenmesi görev ve yetkisi idareye ait bulunmaktadır. İl İdare Kurulu kararında, hernekadar, sınır noktalarının belirlenmesinin HUMK.' nun 368 ve devamı maddelerine göre adli merciler tarafından yapılması gereğinden söz edilmiş ise de; olayda idarece, anlaşmazlığın 5442 sayılı Yasa kapsamı dışında kalan bir orman, mera, otlak, yaylak, kışlak veya su anlaşmazlığı olduğu yolunda bir saptama yapılmadığına göre, 5442 sayılı Yasa kapsamındaki bir idari yetki hakkında adli mercilerce tespit yapılamayacağı açıktır.

    Belirtilen duruma göre ve olayda, belediyeler arasındaki mevcut sınırların toprak üstü uygulamasında imar yetkisinin kullanılması bakımından doğan anlaşmazlığın Yönetmelikte öngörülen idari usul ve esaslara göre incelenmesi yetkisi idareye ait bulunduğundan, Manisa İl İdare Kurulu kararının iptali istemiyle açılan davanın, Anayasa'nın 125. maddesinde yer alan "İdarenin her türlü eylem ve işlemlerine karşı yargı yolu açıktır." kuralına göre ve 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2/1-a. maddesinde belirtilen "İdari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan iptal davaları" kapsamında görüm ve çözümünde idari yargı yerleri görevli bulunmaktadır.

    Açıklanan nedenlerle, Manisa İdare Mahkemesi'nce verilen görevsizlik kararının kaldırılması gerekmektedir.

    SONUÇ : Davanın çözümünde İDARİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Manisa İdare Mahkemesi'nin 9.11.1999 gün ve E: 1999/1212, K: 1999/1692 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 11.6.2001 gününde KESİN OLARAK OYBİRLİĞİ İLE karar verildi.