T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

            HUKUK BÖLÜMÜ

            ESAS NO       : 2017 / 564

            KARAR NO  : 2017 / 672

            KARAR TR   : 27.11.2017

ÖZET: Yargı kararı ile tazminle yükümlü tutulan ve tazminatın tamamını ödemiş bulunan davacı tarafından,  ödenen tazminattan kusur ve sorumluluğu oranındaki tutarın, olayda sorumlu olduğu ileri sürülen davalı idareden rücuen tahsili istemiyle açılan davanın ADLİ YARGI YERİNDE görülmesi gerektiği hk.

 

                                                          

 

 

K  A  R  A  R

 

Davacı          : Uludağ Elektrik Dağıtım A.Ş.

Vekilleri       : Av.Ü. R., Av.V. S., Av.F. Y., Av.S. Ç.

Davalı           : İnegöl Belediye Başkanlığı

Vekilleri       : Av.M.S.A., Av.A. Ö.

 

O  L  A  Y      : Davacı vekili dilekcesinde; davacı O. K. tarafından, 16 … 50 plakalı aracın, 26.05.2012 tarihinde meydana gelen tek taraflı trafik kazasında hasar görmesi nedeniyle, sözkonusu hasarın tazmini için İnegöl 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin E:2012/698 sayılı dosyası ile, müvekkili şirket ve İnegöl Belediye Başkanlığı aleyhine dava açılmış olduğunu; anılan davada verilen kararda davacının %40, İnegöl Belediye Başkanlığının %50 ve müvekkili şirketin %10 oranında kusurlu bulunduğunu; ancak sözkonusu kararda diğer davalı Belediye yönünden ayırma ve ayrılan dosyada daha sonra görevsizlik kararı verilmiş olduğundan, mahkemece yargılamaya müvekkili şirket yönünden devam olunduğunu  ve müteselsil sorumluluk esasları gereğince, dosyada İnegöl Belediyesine isabet eden %50 kusur oranındaki tazminat miktarının da müvekkili tarafından yasal faiz ile birlikte O.K.’ya ödenmesine karar verildiğini; bu karar gereğince de alacaklı tarafından müvekkili şirket aleyhine müteselsil sorumluluk esasları gereği yargılamada hükmedilen tüm kalemler yönünden İnegöl 2. İcra Müdürlüğünün E:2014/2446  sayılı dosyasıyla ilamlı icra takibine girişildiğini; İnegöl 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin, 27.03.2014 tarihli, E:2012/698,  K:2014/230  sayılı kararının tehir-i icra talepli olarak taraflarınca temyiz edildiğini,  dosyaya borcunu karşılayacak kadar 16.990,09 TL nakdi teminat yatırıldığını; anılan Mahkeme kararının Yargıtay 17. H.D. tarafından onanması üzerine, müvekkili şirket tarafından icra dosyasına yatırılmış olan nakdi teminatın 11.01.2016 tarihinde alacaklı O.K.’nun vekiline ödendiğini; bundan sonra da İnegöl 2. İcra Müdürlüğünün E:2014/2446. sayılı dosyasından kendilerine muhtıra gönderilerek, 1.240,37-TL bakiye borcun da ödenmesinin istenildiğini, müvekkilince sözkonusu dosyaya 22.01.2016 tarihinde 1.240,37 TL ödendiğini ve dosyanın toplam 18.230,46 TL ödenerek infaz edildiğini; toplam ödenen 18.230,46 TL.’nin, alacaklının %40 oranındaki kendi kusuru düşüldükten sonra dağıtılan miktar olduğunu,  mahkeme ilamına göre, müvekkili %10, davalı Belediye %50 kusurlu bulunduğundan, davacının kusuru düşüldükten sonra toplam %60 kusur üzerinden müvekkilinin sorumlu olduğu miktarın 3.038,41 TL, davalı Belediyenin ise 15.192,05 TL olmasına rağmen müteselsil sorumluluk gereğince, İnegöl Belediye Başkanlığının sorumlu olduğu miktarı da müvekkili şirketin ödemek zorunda kaldığını; müteselsil sorumlulukta kural olarak, borçlulardan her biri borcun tamamından sorumlu bulunmakla birlikte, buna karşılık sorumluların iç ilişkilerinde birbirlerine rücu haklarının bulunduğunu; bu sebeple müvekkili şirketin kendi payına düşenden fazla olarak ödediği miktar için TBK md.62’ye göre rücuen tazminat davası açtıklarını ifade ederek; 16.990,09 TL’den davalı tarafın payına düşen 14.158.00 TL’nin ödeme tarihi olan 22.05.2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan rücuen tahsiline; 1.240,37 TL’den davalı tarafın payına düşen 1.033.64 TL’nin ödeme tarihi olan 22.01.2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte rücuen tahsiline karar verilmesi istemiyle 7.3.2016 tarihinde  adli yargı yerinde dava açmıştır.

İNEGÖL 3.ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ; 18.1.2017 gün ve E:2016/97, K:2017/5 sayı ile, “(…) tüm dosya kapsamından; taraflar arasındaki uyuşmazlığın, Davalı İnegöl Belediyesinin hizmet kusuruna dayandırılan, rücuen tazminat (alacak) isteminden kaynakladığı anlaşılmıştır.

Rücuen tazminat davasının konusunu oluşturan zararın, tüm dosya kapsamı ve ekli dosyalar ile deliller incelendiğinde, davalı İnegöl Belediyesinin Karayolları Trafik Kanunu'nun 10/b maddesi gereği mecburi bir kamu görevini yerine getirmemesi hasebiyle meydana gelen zarara ilişkin olduğu tartışmasızdır. Davalı idarenin, gerek Karayolları Trafik Kanunu ve gerekse Belediye Kanunu gereğince üslendiği görevleri zamanında ve gereği gibi ifa etmemesi bir hizmet kusurudur.

Hizmet kusuru; idarenin yerine getirmekle yükümlü olduğu herhangi bir kamu hizmetinin kuruluşunda, düzenlenmesinde veya teşkilatında, bünyesinde, personelinde yahut işleyişinde bir takım aksaklık, hukuka aykırılık, bozukluk, düzensizlik, eksiklik, sakatlık veya ihmalin ortaya çıkması, şeklinde tanımlanmaktadır. İdareye yüklenen bu hizmet borcunun ifa edilmemesi, eksik ve hatalı ifa edilmesi, zamanında ifa edilmemesi idarenin hizmet kusurunu oluşturmaktadır. Hizmet kusuru idarenin hem eylemlerinden hem de işlemlerinden doğabilir. Çünkü idarenin işlem yapma nedeni de sonuçta bir kamu hizmetini yürütmek veya vatandaşlara sunmaktır. İdarenin görevlilerinin, görevleri gereği, görevleri sırasında, kendilerine verilmiş araç ve gereçleri kullanarak veya görevlerinin verdiği nüfuzu ve yetkileri kullanarak görevleriyle, doğrudan veya dolaylı ilgili olan hukuka aykırı işlem ve eylemleriyle üçüncü kişilere verdiği hukuka aykırı zararlar, idarenin hizmet kusuru olarak kabul edilmektedir.

Görev konusu ise, kamu düzenine ilişkin olup yargılamanın her aşamasında mahkemece re'sen dikkate alınması zorunlu bir unsur olup, belediyelerin de içerisinde bulunduğu kamu tüzel kişilerinin, kamu hizmeti görmekle yükümlü bulunmaları nedeniyle, kamu hizmetleri sırasında verdikleri iddia olunan zararlardan dolayı oluşan sorumlulukları özel hukuk hükümlerine tabi değildir. Yukarıda da belirttiğimiz üzere, kamu tüzel kişilerinin, yasalar tarafından kendilerine verilen görev ve yetkilerin kullanılması sırasında oluşan zararlar niteliği itibariyle hizmet kusurundan kaynaklanan zararlar olup, bu zararların tazmini amacıyla anılan idarelere karşı hizmet kusurlarına dayalı olarak İdari Yargılama Usulü Hakkındaki Kanun’un 2. maddesi hükmü uyarınca idari yargı yerinde tam yargı davası ikame edilmesi gerektiği, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 04.11.2015 tarih ve 2015/17-731 Esas-2015/2366 Karar sayılı kararı ile de açıkça belirtilmiştir. Yüksek mahkeme anılan kararda; "Davalının hizmet kusuruna dayalı zararın tazmini için açılan eldeki davanın bir tam yargı davası olması nedeniyle davada idari yargı mercileri görevli olduğundan yerel mahkemece dava dilekçesinin yargı yolu bakımından reddine karar verilmesi gerekirken önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır." demek suretiyle hizmet kusuruna dayanılarak açılan davalarda, idari yargının görevli olduğunu açıkça belirtmiştir.

Ayrıca bu husus Yargıtay'ın muhtelif tarihli (Yargıtay 17 H.D. 20/09/2016 Tarih ve 2016/5630 Esas-2016/8011 Karar, Yargıtay 17. H.D. 13/06/2016 Tarih ve 2016/5106 Esas-2016/7158 Karar) bir çok kararında da hüküm altına alınmış olup, bunlardan birisi olan 17. Hukuk Dairesinin, 10.10.2016 tarih ve 2016/ 10799 Esas-2016/8727 Karar sayılı kararında Yargıtay ilk derece mahkemesi tarafından verilen ve konusu "Rücuen (Alacak) Tazminat Davası" olan ve özetle;"... davacı tarafından kasko poliçesi ile sigortalanan aracın, davalının bakım ve onarımından sorumlu olduğu trafik ışıklarının çalışmaması nedeniyle kaza yaptığını, kaza tespit tutanağı ile kazada davalının tam kusurlu olduğunun tespit edildiğini, kaskolu araçtaki hasar için sigortalılarına 4.621,89 TL. ödediklerini, bu bedelin rücuen tahsili için davalı aleyhine idari yargıda açılan davada görevsizlik kararı verildiğini ve bu kararın kesinleştiğini belirterek sigortalıya ödenen 4.621,89 TL'nin ödeme tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan''... tahsilinin talep edildiği davada, İlk derece mahkemesi tarafından verilen ve idari yargının görevli olduğu gerekçesiyle, "Görevsizlik" kararı verilen kararı; "...mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun bulunan hükmün ONANMASINA " şeklinde karar vermek suretiyle onamıştır.

Tüm bu bağlamda değerlendirdiğimizde, mahkememizce görülüp karara bağlanan iş bu dava dosyası üzerinden toplanan delillerden, davacının dava dilekçesi ve ekinde bulunan delillerden, davalı tarafın cevap dilekçesi ve ekinde bulunan delillerden, İnegöl 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2012/698 E. 2014/230 K. Sayılı dosyasından ve ekinde bulunan İnegöl 2. İcra Müdürlüğü'nün 2014/2446 sayılı icra dosyasından ve ayrıca İnegöl 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2012/168 D.İş sayılı dosyası ile İnegöl 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2013/296 E. 2013/391 K. Sayılı dosyasından ve tüm dosya kapsamından, davacının rücuen tazminat isteminin davalı İnegöl Belediye Başkanlığının hizmet kusuruna dayandırıldığı anlaşıldığından, idarenin hizmet kurusuna yönelik davaların tam yargı davası olarak idari yargı mercilerinde görülmesi gerektiğinden, 2577 SY.nin 2/b maddesi gereğince dava dilekçesinin görev yönünden usulden reddi gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;

1-Davacının RÜCUEN TAZMİNAT isteminin davalı İnegöl Belediye Başkanlığının hizmet kusuruna dayandırıldığı anlaşıldığından, idarenin hizmeti kurusuna yönelik davaların tam yargı davası olarak idari yargı mercilerinden görülmesi gerektiğinden 2577 sayılı İdari Yargılama Usul Kanunu 2/b maddesi gereğince dava dilekçesinin görev yönünden usulden REDDİNE…” karar vermiş, bu karar istinaf yoluna başvurulmaksızın kesinleşmiştir.

Davacı vekili bu kez aynı istemle idari yargı yerinde dava açmıştır.

BURSA 1.İDARE MAHKEMESİ; 14.6.2017 gün ve E:2017/699 sayı ile, “(…) bakılan rücu davasına konu asıl alacak davasının görüldüğü İnegöl 1. Asliye Hukuk Mahkemesince davalı idare yönünden idari yargının görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiş ise de saptanan kusur ve sorumluluk oranları esas alınarak davanın konusu bakımından bir ayrım yapılıp ayrılan kısma ilişkin bulunan zararın idare hukuku ilkelerine göre idari yargı yerinde saptanması gerekeceğine ilişkin bir hüküm kurulmadığına ve müteselsil sorumluluk esas alınarak hükmolunan tazminat da tamamen ödenmiş olduğuna göre, ortada 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2. Maddesinin (1-b) bendinde belirtilen "idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davası"nın bulunmadığı açıktır.

Bu durumda, kişisel hakları ihlal edilenler tarafından idari yargı yerleri nezdinde açılacak bir idari dava yoluyla giderilmesi gereken bir zararın tazmini talep edilmediğinden, tam yargı davası niteliğini haiz olmayıp rücu davası niteliğinde bulunan davanın Borçlar Kanunu hükümlerine göre adli yargı yerleri nezdinde çözümlenmesi gerekmektedir.

Nitekim, Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümünün 16.06.2003 tarih ve E:2003/35, K:2003/40 sayılı kararı da bu yöndedir.

Açıklanan nedenlerle, 2247 sayılı Kanunun 19. Maddesi uyarınca, görevli yargı yerinin belirlenmesi için dava dosyasının Uyuşmazlık Mahkemesi'ne gönderilmesine…” karar vermiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE :

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Nuri NECİPOĞLU’nun Başkanlığında, Üyeler: Şükrü BOZER, Mehmet AKSU, Ahmet Tevfik ERGİNBAY, Alaittin Ali ÖĞÜŞ, Süleyman Hilmi AYDIN ve Turgay Tuncay VARLI’nın katılımlarıyla yapılan 27.11.2017 günlü toplantısında:

I-İLK İNCELEME: Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre; İdare mahkemesince, 2247 sayılı Yasa’nın 19. maddesinde öngörülen durumun aksine, önceki görevsizlik kararına ilişkin adli yargı dava dosyası temin edilmeden Uyuşmazlık Mahkemesine başvurulduğu görülmekte ise de; davaya ilişkin bilgi ve belgeler ile adli yargı kararının kesinleşme durumunu gösteren bir örneğinin idari yargı dosyası içerisinde bulunduğu ve sonuçta usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından, adli ve idari yargı yerleri arasında doğan görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim Taşkın ÇELİK’in, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Halil İbrahim ÇİFTÇİ ile Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın davada adli yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Dava, yargı kararı ile tazminle yükümlü tutulan ve tazminatın tamamını müteselsil sorumluluk gereğince ödemiş bulunan davacı tarafından,  ödenen tazminattan kusur ve sorumluluğu oranındaki tutarın, olayda sorumlu olduğu ileri sürülen İnegöl Belediye Başkanlığından rücuen tahsili isteminden ibarettir.

Dava dosyasının incelenmesinden; 26.5.2012 tarihinde meydana gelen tek taraflı trafik kazasında 16 KCP 50 plakalı aracının hasar görmesi nedeniyle O.K. isimli şahıs tarafından İnegöl 1. Asliye Hukuk Mahkemesi nezdinde İnegöl Belediye Başkanlığı ve Uludağ Elektrik Dağıtım A.Ş'ne karşı tazminat davası açıldığı, anılan Mahkemenin 27.03.2014 tarih E:2012/698, K2014/230 sayılı kararı ile davacı O.K.’nun %40, İnegöl Belediye Başkanlığı'nın %50, Uludağ Elektrik Dağıtım A.Ş'nin ise %10 oranında kusurlu bulunduğu, İnegöl Belediye Başkanlığı yönünden ayırma kararı ve ayrılan karar yönünden de görevsizlik kararı verilmiş olduğundan, müteselsil sorumluluk gereğince İnegöl Belediye Başkanlığı'na isabet eden %50 oranındaki tazminat miktarının da Uludağ Elektrik Dağıtım A.Ş. tarafından davacıya ödenmesine karar verildiği, İnegöl 2. İcra Müdürlüğünün E:2014/2446 sayılı dosyasıyla ilamlı icra takibine başlanıldığı, Uludağ Elektrik Dağıtım A.Ş tarafından İnegöl 2. İcra Müdürlüğünün E:2014/2446 sayılı dosyasına toplamda 18.230,46-TL ödenerek infaz edildiği; bilahare, bu davanın davacısı olan Uludağ Elektrik Dağıtım A.Ş tarafından müteselsil sorumluluk gereğince İnegöl Belediye Başkanlığı'nın sorumlu olduğu miktarın da ödendiğinden bahisle adli ve idari yargı yerlerinde rücuen tahsil davalarının açıldığı anlaşılmaktadır.

Bu bağlamda, bakılan rücu davasına konu asıl alacak davasının görüldüğü İnegöl 1. Asliye Hukuk Mahkemesince davalı idare yönünden idari yargının görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiş ise de saptanan kusur ve sorumluluk oranları esas alınarak davanın konusu bakımından ayrım yapılmayıp zararın idare hukuku ilkelerine göre idari yargı yerinde saptanmasının gerekeceği yolunda bir görevsizlik kararı verilmediğine ve hükmolunan tazminat da müteselsil sorumluluk esas alınarak tamamen ödenmiş olduğuna göre, olayda 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2/1-b. maddesinde belirtilen "İdari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları" kapsamında, zarar gören tarafından açılmış bir dava yoktur.

Öte yandan, ortada, Devlete, il özel idarelerine ve belediyelere ait akitten, haksız fiil ve haksız iktisaptan doğanlar dışındaki alacakların tahsil usulünü düzenleyen 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun kapsamına giren bir kamu alacağı da bulunmamaktadır.

Belirtilen tüm bu hususlara göre, tam yargı davası niteliği taşımayan ve konusu bir kamu alacağı olmayan rücu davasının, Borçlar Kanunu hükümlerine göre adli yargı yerince çözümlenmesi gerekmektedir.

Açıklanan nedenlerle, Bursa 1.İdare Mahkemesinin başvurusunun kabulü ile İnegöl 3.Asliye Hukuk Mahkemesinin, 18.1.2017 gün ve E:2016/97, K:2017/5 sayılı görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir.

 

S O N U Ç  : Davanın çözümünde ADLİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Bursa 1.İdare Mahkemesinin BAŞVURUNUN KABULÜ ile İnegöl 3.Asliye Hukuk Mahkemesinin, 18.1.2017 gün ve E:2016/97, K:2017/5 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 27.11.2017 gününde OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

 

Başkan

Nuri

NECİPOĞLU

 

 

 

Üye

Şükrü

BOZER

 

 

 

 

Üye

Alaittin Ali

ÖĞÜŞ

Üye

Mehmet

AKSU

 

 

 

 

Üye

Süleyman Hilmi

AYDIN

Üye

Ahmet Tevfik

ERGİNBAY

 

 

 

 

Üye

Turgay Tuncay

VARLI