T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

 

ESAS NO      : 2021/458

KARAR NO : 2021/607

KARAR TR : 29/11/2021

 

 

 

 

ÖZET: Türkiye Halk Bankası A.Ş'de görev yapan davacının, Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi tarafından 19/10/2019 tarihinde yapılan "Türkiye Halk Bankası A.Ş. Unvanda Yükselme Sınavı" BNK-103 B kitapçığı Genel Yetenek Bölümündeki 11.ve 9.sorular ile Genel Bankacılık Bölümündeki 15. ve 41. soruların hukuka aykırı olması sebebi ile iptali ile buna bağlı olarak başarısız sayılmasına ilişkin işlemin iptali istemiyle açılan davanın, özel hukuk hükümlerine göre ADLİ YARGI YERİNDE görülmesi gerektiği hk.

 

K A R A R

 

Davacı       : E.K.

Vekili         : Av.Y. T.

Davalılar   : 1-Atatürk Üniversitesi Rektörlüğü

Vekili         : Av. D. G.

                  2-Türkiye Halk Bankası A.Ş. Genel Müdürlüğü

 

I. DAVA KONUSU OLAY

 

1. Davacı vekili, Halkbank A.Ş.'nin, kendi iç düzenleyici işlemine dayanarak Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesine, "Türkiye Halk Bankası A.Ş. Unvanda Yükselme" sınavını yaptırdığını;müvekkilinin, 19/10/2019 tarihinde yapılan sınava girdiğini;sınav sonuçları açıklandıktan sonra yapılan itirazlar ve Üniversite tarafından yapılan yeniden değerlendirmeler sonucu bazı soruların iptal edilerek 27/11/2019 tarihinde elektronik posta ile müvekkiline bildirildiğini; müvekkilinin, bu değerlendirmeler sonucu 59 puan aldığını,baraj puanının, 60 olması nedeniyle 1 puan ile barajı geçemediğini; sınavda 4 sorunun hatalı olduğunu; İdarenin, iptal edilen soruları doğru kabul ettiğini, açıkladıkları sorulardan bir ya da birkaçının iptal edilmesi halinde diğer sorularda da olduğu gibi müvekkili için iptal edilen sorunun doğru kabul edilmesi gerektiğini;sorulardan bir tanesinin bile iptal edilmiş olması halinde müvekkilinin 60 puan alacağını ve unvanda yükselme hakkı elde edeceğini;sınavın, Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi tarafından yapıldığını, hatalı soru/cevapların Halkbank A.Ş. ile bir ilgisi bulunmadığından husumetin Atatürk Üniversitesine yöneltildiğini ifade ederek; hatalı bulunan; BNK-103 "B" Kitapçığı "Genel Yetenek" Soru : 11, BNK-103 "B" Kitapçığı "Genel Bankacılık" Soru : 9, "BNK-103 "B" Kitapçığı "Genel Bankacılık" Soru : 15 ", BNK-103 "B" Kitapçığı "Genel Bankacılık" Soru : 41 ";'in hukuka aykırı olması sebebiyle iptaline;buna bağlı olarak müvekkilin de başarısız sayılma işleminin iptaline karar verilmesi istemiyle, Atatürk Üniversitesi Rektörlüğü'ne karşı 24/01/2020 tarihinde idari yargı yerinde dava açmıştır.

 

II. UYUŞMAZLIĞA İLİŞKİN BAŞVURU SÜRECİ

 

A. İdari Yargıda

 

2. Erzurum 1. İdare Mahkemesi 06/02/2020 tarihli ve E.2020/113, K.2020/231sayılı kararı ile, davanın görüm ve çözümünde adli yargı, iş mahkemelerinin görevli olduğu sonucuna varıldığı gerekçesiyle; davanın 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 15/1-a. maddesi hükmü uyarınca görev yönünden reddine karar vermiş; istinaf yoluna başvurulması üzerine Erzurum Bölge İdare Mahkemesi 1. İdari Dava Dairesi09/09/2020 tarihli ve E.2020/554, K.2020/413 sayılı kararı ile, istinaf başvurusunun reddine kesin olmak üzere karar vermiş ve mahkeme kararı kesinleşmiştir. Kararın ilgili kısımları şöyledir:

 

"...idari yargı yerlerinde açılacak davaların, iptal davası ve/veya tam yargı davası olması, idari yargı yerlerinden idari işlem mahiyetinde kararlar alınması talep edilmeden sadece bir işlemin iptalinin ve/veya bu işlem nedeniyle uğranılan zararların karşılanmasına karar verilmesinin talep edilmesi gerekmektedir.

Türkiye Cumhuriyeti Ziraat Bankası, Türkiye Halk Bankası Anonim Şirketi ve Türkiye Emlak Bankası Anonim Şirketi Hakkında Kanun'un l'inci maddesinin 2'nci fıkrasında; "Bankalar, anonim şirket statüsündedirler. Bu Kanunda yer alan hükümler dışında 4389 sayılı Bankalar Kanunu ile genel hükümlere tabidirler." kuralına; 3'üncü maddesinin 5’inci fıkrasında ise "Bankalarda 4857 sayılı İş Kanununa tâbi olarak çalışanlarla bankalar arasında çıkacak ihtilaflarda iş mahkemeleri görevlidir" kuralına yer verilmiştir.

5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu'nun l’inci maddesinde; "İş Kanununa göre işçi sayılan kimselerle işveren veya işveren vekilleri arasında iş akdinden veya iş Kanununa dayanan her türlü hak iddialarından doğan hukuk uyuşmazlıklarının çözülmesi ile görevli olarak lüzum görülen yerlerde iş mahkemeleri kurulur." kuralına yer verilmiştir.

...

Dava dilekçesi ve ekli sınav sonuç belgesi ile davacının sigortalılık kayıtlarının UYAP üzerinden incelenmesinden; dava konusu "Türkiye Halk Bankası A.Ş Unvanda Yükselme Sınavı"nın Halkbankası tarafından çalışanlarına yönelik olarak Atatürk Üniversitesi'nin organizasyonu ile yaptırılan bir sınav olduğu, yukarıda ifade edilen mevzuata göre de Türkiye Halk Bankası A.Ş.'nin özel hukuk tüzel kişisi olduğu, davacının kamu çalışanı olmadığı, bu itibarla iş sözleşmesiyle istihdam edildiği anlaşılan davacı/personel ile söz konusu banka arasında çıkan ihtilaftan kaynaklı işbu davanın görüm ve çözümünde ( Adli Yargının iş mahkemelerinin ) görevli olduğu sonucuna ulaşılmıştır."

 

3. Davacı vekili bu kez, Atatürk Üniversitesi Rektörlüğü ile Türkiye Halk Bankası A.Ş. Genel Müdürlüğü'ne karşı, aynı istemle adli yargı yerinde dava açmıştır.

 

B. Adli Yargıda

 

4. Ankara 5. İş Mahkemesi 01/04/2021 tarihli ve E.2020/242, K.2021/103 sayılı kararı ile, davanın İdari Yargı'da çözümlenmesi gerektiğinden, yargı yolunun caiz olmaması nedeniyle HMK'nın 114/1-b ve 115/2. maddeleri uyarınca davanın usulden reddine;Mahkemeleri ile Erzurum 1. İdare Mahkemesi arasında olumsuz görev uyuşmazlığı meydana geldiğinden uyuşmazlığın çözümü için dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmesine karar vermiş ve bu karar kesinleşmiştir. Görevsizlik kararının ilgili kısmı şöyledir:

"..7036 sayılı İş Mahkemeleri kanununun görev başlığını taşıyan 5. Maddesi ” 5953 sayılı kanuna tabi gazeteciler, 854 sayılı kanuna tabi gemi adamları,22/05/2003 tarihli ve 4857 sayılı iş kanuna veya 11/01/2011 tarihli 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunun ikinci kısmının 6. Bölümünde düzenlenen hizmet sözleşmelerine tabi işçiler ile işveren veya işveren vekilleri arasında iş ilişkisi nedeniyle sözleşmeden veya kanundan doğan her türlü hukuk uyuşmazlıklarına, idari para cezalarına itirazlar ile 5510 sayılı kanunun geçici 4. Maddesi kapsamındaki uyuşmazlıklar hariç olmak üzere Sgk veya Türkiye İş Kurumunun taraf olduğu iş ve sosyal güvenlik mevzuatından kaynaklanan uyuşmazlıklara, diğer kanunlarda iş mahkemelerinin görevli olduğu belirtilen uyuşmazlıklara ilişkin dava ve işlere bakar' düzenlemesi getirmiş olup, iş mahkemelerinin görev kapsamı belirtilen madde ile açıkça düzenlenmiştir. Dosya kapsamından davacının Halkbank A.Ş personeli olduğu, Halkank A.Ş'nin görevde yükselme sınavının Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi aracılığıyla yaptırdığı, sınav ile ilgili soruların hazırlanması, sınavın yapılması ve sınav sonuçlarının değerlendirilmesi hususlarının tamamı ile Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesinin sorumluluğunda olduğu, davacı ile Açıköğretim Fakültesi arasında işçi işveren ilişkisi olmadığı gibi 7036 sayılı kanunun 5. Maddesinde de açıkça ifade edildiği gibi sosyal güvenlik kurumunun taraf olduğu uyuşmazlıkların sosyal güvenlik mevzuatından kaynaklanan uyuşmazlık olmasının şart olduğu, somut olay incelendiğinde sınav iptali talebinin sosyal güvenlik mevzuatı kapsamında yer almadığı, davanın çözüm yerinin idari Yargı olduğu yönünde mahkememizde kanaat oluştuğu..."

 

III. İLGİLİ HUKUK

 

A. Mevzuat

 

5. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun “İdari Dava Türleri ve İdari Yargı Yetkisinin Sınırı” kenar başlıklı 2. maddesinde, İdari dava türleri: a) İdari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan iptal davaları, b) İdari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları, c) Tahkim yolu öngörülen imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklar hariç, kamu hizmetlerinden birinin yürütülmesi için yapılan her türlü idari sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin davalar olarak sayılmıştır.

 

6. 4603 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Ziraat Bankası, Türkiye Halk Bankası Anonim Şirketi ve Türkiye Emlak Bankası Anonim Şirketi Hakkında Kanun'un 1. maddesi şöyledir:

 

"1. Bu Kanunun amacı, Türkiye Cumhuriyeti Ziraat Bankası, Türkiye Halk Bankası Anonim Şirketi ve Türkiye Emlak Bankası Anonim Şirketinin (bankalar) çağdaş bankacılığın ve uluslararası rekabetin gereklerine göre çalışmalarını ve özelleştirmeye hazırlanmalarını sağlayacak şekilde yeniden yapılandırılmaları ile hisse satışlarına ilişkin düzenlemelerin ve hisselerin tamamına kadarının özel hukuk hükümlerine tabî gerçek ve tüzel kişilere satışının gerçekleştirilmesidir.

2. Bankalar, anonim şirket statüsündedirler. Bu Kanunda yer alan hükümler dışında 4389 sayılı Bankalar Kanunu ile genel hükümlere tabidirler.

3. Bankaların çalışma konuları ve amaçları, merkezleri, sermaye miktarları, hisseleri, genel kurulları, yönetim ve denetim organları, hesapları ve kârlarının dağıtımı ile faaliyetlerine, devir, birleşme, fesih ve tasfiyelerine ilişkin diğer esaslar, ana sözleşmelerinde gösterilir.

 

4. (Değişik : 20/6/2001 - 4684/1 md.) Bankaların yıllık faaliyetleri ile ilgili olarak (2000 yılı faaliyetleri dahil) genel kurullarına sunacağı yıllık bilançoları ile kâr ve zarar cetvellerinin; 4389 sayılı Bankalar Kanununun 13 üncü maddesinin (2) numaralı fıkrasında belirtilen bağımsız denetim kuruluşlarınca onaylanması şarttır. (1)

5. 233 sayılı Kamu İktisadî Teşebbüsleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname, 399 sayılı Kamu İktisadî Teşebbüsleri Personel Rejiminin Düzenlenmesi ve 233 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin Bazı Maddelerinin Yürürlükten Kaldırılmasına Dair Kanun Hükmünde Kararname, (...) (2) 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu, 6245 sayılı Harcırah Kanunu ve 237 sayılı Taşıt Kanunu ile bunların ek ve değişikliklerine ilişkin hükümler ile 4046 sayılı Özelleştirme Uygulamalarının Düzenlenmesine ve Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 13 üncü maddesi ve 6762 sayılı Türk Ticaret Kanununun 277 nci maddesi 2946 sayılı Kamu Konutları Kanunu, 195 sayılı Basın İlân Kurumu Teşkiline Dair Kanun ve 631 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Malî ve Sosyal Haklarında Düzenlemeler ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname bankalar hakkında uygulanmaz.(3)"

 

7. Aynı Kanun'un 3. maddesinin beşinci fıkrası şöyledir:

 

“5. (Ek: 16/7/2004-5230/7 md.) Bankalarda 4857 sayılı İş Kanununa tâbi olarak çalışanlarla bankalar arasında çıkacak ihtilaflarda iş mahkemeleri görevlidir.

 

8.5411 sayılı Bankacılık Kanunu'nun "Kapsam" başlıklı 2. maddesi şöyledir:

 

  "Türkiye'de kurulu mevduat bankaları, katılım bankaları, kalkınma ve yatırım bankaları, yurt dışında kurulu bu nitelikteki kuruluşların Türkiye'deki şubeleri, finansal holding şirketleri, Türkiye Bankalar Birliği, Türkiye Katılım Bankaları Birliği, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu ve bunların faaliyetleri bu Kanun hükümlerine tâbidir.

Özel kanunlarla kurulmuş olan bankalar hakkında da kanunlarında yer alan hükümler saklı kalmak kaydıyla bu Kanun hükümleri uygulanır.

Bu Kanunda hüküm bulunmayan hallerde genel hükümler tatbik olunur."

 

B. Yargı Kararları

 

9. 30/01/2002 tarihli, 4743 sayılı Malî Sektöre Olan Borçların Yeniden Yapılandırılması ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun'un, 6. maddesinin (A) bendi ile değiştirilen 4603 sayılı Kanun'un geçici 1. maddesinin (3) numaralı fıkrasının, 7. maddesinin, Geçici 1. maddesinin ikinci ve üçüncü fıkralarının, Anayasa'nın 2., 7., 9., 10., 28., 87., 108., 128., 133., 138., 160., ve 165. maddelerine aykırılığı savıyla ve iptali istemiyle açılan davada, iptal isteminin reddine karar veren Anayasa Mahkemesinin,14/03/2006 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 25/06/2002 tarihli ve E.2002/31, K.2002/58 sayılı kararının, konumuz ile ilgili kısmı şöyledir:

 

T.C. Ziraat Bankası ve Türkiye Halk Bankası, 4603 sayılı Kanun ile kamu iktisadi teşebbüsü kurallarına tabi iktisadi devlet teşekkülü statüsünden çıkarılarak özel hukuk kurallarına bağlı anonim şirket konumuna geçirilmişlerdir. Başka bir anlatımla belirtilen bankaların yürüttüğü hizmetler yasa ile kamu hizmeti olmaktan çıkarılmıştır. Bu durumda, statüsü değiştirilen bankalar tarafından yürütülen hizmeti, Anayasa'nın 128. maddesinde belirtilen genel idare esaslarına göre yapılan asli ve sürekli bir kamu hizmeti ve burada çalışan personeli de memur ya da diğer kamu görevlisi olarak nitelemek olanaklı değildir. Dolayısıyla özel hukuk kurallarına göre faaliyet gösteren söz konusu bankaların personelinin özel hukuk hükümlerine göre çalıştırılması Anayasa'nın 128. maddesine aykırılık oluşturmaz."

 

IV. İNCELEME VE GEREKÇE

 

A. İlk İnceleme

 

10. Uyuşmazlık Mahkemesinin Muammer TOPAL'ın başkanlığında, ÜyelerBirol SONER, Nilgün TAŞ, Doğan AĞIRMAN, Aydemir TUNÇ, Nurdane TOPUZ ve Ahmet ARSLAN'ın katılımlarıyla yapılan 29/11/2021 tarihli toplantısında; 2247 sayılı Kanun'un 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre, olay kısmında belirtildiği üzere, tarafları, konusu ve nedeni aynı olan davada; idari yargı yerince adli yargı yerinin görevli olduğu gerekçesiyle verilmiş bir görevsizlik kararı bulunmakta olup, bunun üzerine kendine gelen davayı inceleyen adli yargı yerinin sahip olduğu seçenekler ile verdiği karar bakımından bir değerlendirme yapılması gerekmektedir.

 

11. a) 2247 sayılı Kanun'un 14. maddesinde yer alan, “Olumsuz görev uyuşmazlığının bulunduğunun ileri sürülebilmesi için adli ve idari yargı mercilerinin tarafları, konusu ve sebebi aynı olan davada kendilerini görevsiz görmeleri ve bu yolda verdikleri kararların kesin veya kesinleşmiş olması gerekir.

Bu uyuşmazlığın giderilmesi istemi, ancak davanın taraflarınca (…) ileri sürülebilir.” hükmüne göre, idare mahkemesinin kesinleşmiş görevsizlik kararı üzerine adli yargı yerince de görevsizlik kararı verilmesi ve bu kararın kesinleşmesi halinde, olumsuz görev uyuşmazlığı doğmuş olacak; hukuk alanında doğmuş bulunan bu uyuşmazlığın giderilmesi istemi ise, ancak davanın taraflarınca ileri sürülebilecektir.

b) 2247 sayılı Kanun'un 19. maddesindeki “Adli ve idari yargı mercilerinden birisinin kesin veya kesinleşmiş görevsizlik kararı üzerine kendisine gelen bir davayı incelemeye başlayan veya incelemekte olan bir yargı mercii davada görevsizlik kararı veren merciin görevli olduğu kanısına varırsa, gerekçeli bir karar ile görevli merciin belirtilmesi için Uyuşmazlık Mahkemesine başvurur ve elindeki işin incelenmesini Uyuşmazlık Mahkemesinin karar vermesine değin erteler.

(Değişik ikinci fıkra: 23/7/2008 – 5791/9 md.) Yargı merciince, önceki görevsizlik kararına ilişkin dava dosyası da temin edilerek, gerekçeli başvuru kararı ile birlikte dava dosyaları Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilir.” hükmüne göre ise, adli yargı yeri, davaya bakma görevinin daha önce görevsizlik kararı veren idari yargı yerine ait olduğunu belirten gerekçeli bir karar ile doğrudan Uyuşmazlık Mahkemesine başvurma olanağına sahiptir. Şu kadar ki, başvuru kararının, görev konusunda Uyuşmazlık Mahkemesince karar verilmesine değin işin incelenmesinin ertelenmesi hususunu da içermesi gerekir.

 

12. Kanunkoyucu, 14. maddeye göre olumsuz görev uyuşmazlığı doğması durumunda her iki yargı merciince işten el çekilmiş olduğundan başvurma istencini davanın taraflarına bırakmış iken, bu yönteme oranla daha kısa zamanda çözüme ulaşılmasını amaçladığı 19. madde ile, daha önce görevsizlik kararı veren yargı merciinden sonra davayı inceleyen yargı merciine, işten el çekmeden doğrudan Uyuşmazlık Mahkemesine başvurma olanağını tanımıştır.

 

13. Olayda, adli yargı yerince, İdare Mahkemesinin görevsizlik kararı ile Mahkemeleri dosyası arasında olumsuz görev uyuşmazlığı çıktığından dolayı, görevsizlik kararı yanında, görevli yargı yerinin belirlenmesi amacıyla dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmesine de karar verildiği; ancak bunun ara kararı ile değil, dosyanın kapatılıp karar numarası alınmak suretiyle yapıldığı ve kararın kesinleşmesinden sonra, dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesine gönderildiği görülmüştir.

 

14. Bu haliyle, İş Mahkemesi kararı 2247 sayılı Kanun’da öngörülen yönteme uymamaktadır.

 

15. Ancak, idari ve adli yargı  yerleri arasında olumsuz görev uyuşmazlığı doğduğu, İş Mahkemesince, 2247 sayılı Kanun'un 14, 15 ve 19. maddelerinde öngörülen durumun aksine, önceki görevsizlik kararına ilişkin dava dosyası temin edilmeden Uyuşmazlık Mahkemesine başvurulduğu görülmekte ise de; Mahkememizce idari yargı dava dosyasının Mahkemesinden istenildiği ve sonuçta usule ilişkin başka bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından, idari ve adli yargı yerleri arasında doğan görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

 

B. Esasın İncelenmesi

 

16. Raportör-Hâkim Taşkın ÇELİK’in, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan, ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Halil İbrahim ÇİFTÇİ ile Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın davada adli yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü:

 

17. Dava, Türkiye Halk Bankası A.Ş'de görev yapan davacının, Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi tarafından 19/10/2019 tarihinde yapılan "Türkiye Halk Bankası A.Ş. Unvanda Yükselme Sınavı" BNK-103 B kitapçığı Genel Yetenek Bölümündeki 11.ve 9.sorular ile Genel Bankacılık Bölümündeki 15.ve 41.soruların hukuka aykırı olması sebebi ile iptali ile buna bağlı olarak başarısız sayılmasına ilişkin işlemin iptali istemiyle açılmıştır.

 

18. Kamu kurumlarınca alınan idari kararların yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile Kanun'a aykırı olduğu ileri sürülerek açılan ve 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2. maddesinde tanımlanan iptal davalarının amacı, idari işlemlerin idari yargı organlarınca denetlenerek, idarenin hukuka uygunluğunun sağlanmasıdır.

 

19. Yukarıda belirtilen4603 sayılı Kanun hükümleri ve Anayasa Mahkemesi kararındaki açıklamalar karşısında; davalı bankanın, 4603 sayılı Kanun çerçevesinde tamamen özel hukuk hükümlerine tabi kılındığı, gerek personel istihdamı ve gerekse diğer işlemlerinde karlılık ve verimlilik ilkeleri doğrultusunda hareket eden sektördeki diğer özel-bankalardan farkı olmayan tamamen Bankalar Kanunu ve Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre işletilen anonim şirket niteliğini taşıdığı açıktır.

 

20. 5411 sayılı Kanun'un2. maddesi hükmüyle de,4603 sayılı Kanun’da hüküm bulunmayan hallerde 5411 sayılı Bankacılık Kanunu'nun uygulanacağı, bu Kanun'da düzenlenmeyen konularda ise genel hükümlere göre sorunun çözüleceği belirtilmiştir.

 

21. Dava dosyalarının incelenmesinden, Halk Bankası A.Ş.’de görev yapan davacının da girmiş olduğu 19/10/2019 tarihli “Türkiye Halk Bankası A.Ş. Unvanda Yükselme Sınavı”nın, 27/08/2019 tarihinde Atatürk Üniversitesi Rektörlüğü ile Türkiye Halk Bankası A.Ş. Arasında imzalanan Unvanda Yükselme Sınavı Yapılmasına İlişkin Sözleşme(Protokol)çerçevesinde yapıldığı;protokolün 4. maddesi gereğince sınav tarihi ve koşullarının Banka tarafından ilan edileceği;protokolün 11. maddesinde sınavla ilgili tüm süreçlerde adayların muhatabının Üniversite değil, Banka olduğu; sınav sorularına ve sonuçlarına itirazın nasıl yapılacağının düzenlendiği protokolün 16-18. maddelerine göre de, sınav uygulama ve itiraz işlemlerinin Banka aracılığı ile yerine getirileceği, diğer hususlarda da Banka'nın iradesiyle belirlenen konu ve kapsam doğrultusunda işlemlerin gerçekleştirileceği anlaşılmaktadır.

 

22. Yukarıda açıklanan tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde; dava konusu sınavın, özel hukuk tüzel kişisi olan Türkiye Halk Bankası A.Ş. tarafından çalışanlarına yönelik olarak, ancak, Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi tarafından, sözleşmeye dayanan organizasyonu kapsamında gerçekleştirildiği; ilgili mevzuata göre davacının kamu çalışanı olmadığı,iş sözleşmesiyle istihdam edildiği; Banka ve davacı arasındaki ilişkinin özel hukuk ilişkisi olduğu, bu ilişkinin, kamu otoritesine ve yetkisine dayalı, tek yanlı ve resen yapılan idari işlem ve eylemden kaynaklanmadığı gözetildiğinde; uyuşmazlığın özel hukuk hükümlerine göre adli yargı yerinde çözümlenmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.

 

23. Yukarıda belirtilen hususlar göz önünde bulundurularak; Ankara 5. İş Mahkemesinin başvurusunun reddi ile aynı Mahkemece ayrıca verilen 01/04/2021 tarihli ve E.2020/242, K.2021/103 sayılı görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir.

 

V. HÜKÜM

 

Açıklanan gerekçelerle;

 

A.      Davanın çözümünde ADLİ YARGI YERİNİN GÖREVLİ OLDUĞUNA,

 

B.      Ankara 5. İş Mahkemesinin BAŞVURUSUNUN REDDİ ile aynı Mahkemece ayrıca verilen 01/04/2021 tarihli ve E.2020/242, K.2021/103 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA,

 

29/11/2021 tarihinde, OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

 

     Başkan Vekili                  Üye                               Üye                              Üye

        Muammer                    Birol                             Nilgün                          Doğan     

         TOPAL                     SONER                           TAŞ                          AĞIRMAN       

 

 

 

 

 

                                                Üye                                Üye                               Üye

                                            Aydemir                         Nurdane                         Ahmet

                                              TUNÇ                           TOPUZ                       ARSLAN