Hukuk Bölümü         1999/42 E.  ,  1999/44 K.
"İçtihat Metni"Adalet Bakanlığı Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığınca hazırlanmıştır. İzinsiz olarak kopyalanması ve dağıtılması hukuki sorumluluk gerektirir.

Davacı           : K.K. Mirasçıları

Vekili              : Av. F.N. 

Davalı            : TCDD İşletmesi Genel Müdürlüğü

Vekili              : Av. M.A., Av. M. L.Y., Av. A.B. 

            O L A Y          : Bingöl İli, Merkez Gözeler Köyü, Haraba- Köprüarkası Mevkiinde olup, Murat Nehri'nin akış yönüne göre sağ sahilde yer alan ve tapuya 498, 500, 501 ve 503  parsel sayısı ile kayıtlı bulunan tarla vasfındaki 18400+ 7000+5400+19800 olmak  üzere  toplam 50600 m2’ lik  taşınmazların  malikleri olan davacılar tarafından, sol sahile paralel uzanan demiryolu hattı ile TCDD Gözeler- Dik İstasyonunun taşkınlardan korunması için idarece traversler çakılarak seddeler yapılması ve bunun sonucunda nehir mecrasının değişmesi nedeniyle, taşınmazlarının 48.800 m2’ lik kısmının  bir daha tarım arazisi olarak kullanılamayacak şekilde sular altında kaldığı; idarenin, haksız ve hukuka aykırı müdahalesiyle yok ettiği taşınmazların bedelini ödemek zorunda olduğu ileri sürülerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, taşınmazlarının su altında kalan kısmının bedeli olarak şimdilik 24.400.000.000.- lira tazminatın yasal faiziyle birlikte davalı idareden tahsiline hükmedilmesi istemiyle, 2.12.1998 gününde adli yargı yerinde dava açılmıştır.

            Davalı idare vekilince , Mahkemenin birinci celsesinde kayda giren savunma dilekçesinde, bir KİT olan İşletmeye karşı idari nitelik taşıyan eyleminden dolayı açılan davanın idari yargı yerinde görülmesinin gerektiği ileri sürülerek, görev itirazında bulunulmuştur.

BİNGÖL ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ' nce; 8.7.1999 günlü celsesinde E: 1998/ 607 sayı ile, davalı idarenin görev itirazı reddedilmiştir.

Davalı idare vekilince, süresi içinde verilen dilekçe ile, olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılması istemiyle başvuruda bulunulması üzerine, anılan Hakimliğin; 15.7.1999 tarihli yazısı ekinde, dilekçe ve ekleri Danıştay Başsavcılığına, 9.9.1999 tarihli yazısı ekinde ise, dava dosyası Uyuşmazlık Mahkemesi Başkanlığına gönderilmiştir.

DANIŞTAY BAŞSAVCISI; 26.7.1999 gün ve E: 1999/12 sayı ile; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 2/1-b. maddesinde belirtilen, idari eylem ve işlemlerden dolayı hakları muhtel olanlar tarafından açılacak tam yargı davalarının, idari dava türleri arasında sayıldığı; TCDD İşletmesi Genel Müdürlüğünün, kamu hizmeti olan taşımacılık işini tekel halinde yürüten bir kamu kurumu olduğu; kamu hizmeti yürütmekle yükümlü kılınan bir kamu kurumunun hizmeti yürütürken kişilere verdiği zararın tazminine ilişkin davada kamu hizmetinin yöntemine ve hukuk kurallarına uygun olarak yürütülüp yürütülmediğinin, kamu  yararına  uygun

şekilde işletilip işletilmediğinin, sonuçta, hizmet kusuru ve idarenin sorumluluğunu gerektiren bir husus olup olmadığının tayin ve tespitinin idari yargı yerlerine ait olduğu; davalı idarenin yürütmekle görevli olduğu kamu hizmetinin gereği gibi yapılmamasından dolayı uğranıldığı iddia olunan zararın tazmini istemine ilişkin bulunan uyuşmazlığın görüm  ve çözümü , idari  işlem  ve

eylemlerden dolayı zarara uğrayanlar tarafından açılacak tam yargı davalarına bakmakla görevli bulunan idari yargıya ait olduğundan Bingöl Asliye Hukuk Mahkemesi'nin görevlilik kararının kaldırılması gerektiği gerekçesiyle, idari yargı yararına olumlu görev uyuşmazlığı çıkarmış olup, 2247 sayılı Yasa’nın 10. maddesine göre görev konusunun incelenmesini Uyuşmazlık Mahkemesi'nden istemiştir.

Başkanlığın 24.9.1999 günlü yazısı ile, 2247 sayılı Yasa’nın 13. maddesine göre, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısından yazılı düşüncesi istenilmiştir.

YARGITAY CUMHURİYET BAŞSAVCISI; 8.10.1999 gün ve 99117290 sayı ile,233 sayılı KHK.' ye tabi bir kamu iktisadi kuruluşu olan davalı idarenin, tekel halinde yürüttüğü demiryolu taşımacılığının bir kamu hizmeti olduğu; olayda Murat Nehri'nin, demiryoluna ve tren istasyonuna zarar vermemesi için davalı idarece set yapıldığının ve bu nedenle davacılara ait taşınmazın su altında kaldığının anlaşıldığı; dava konusu taşınmaza idarenin doğrudan bir müdahalesi olmadığından kamulaştırılmasız el atmadan sözedilemeyeceği gibi, ortada taşınmazın mülkiyetine yönelik bir eylem de bulunmadığı; davalı idarece kamu gücü kullanılarak tek taraflı idari bir tasarrufta bulunulmuş ve bundan davacılar zarar görmüş olup, kamu kurumlarının faaliyet alanına giren kamu hizmetlerini yerine getirirken sebebiyet verdikleri zararların tazmini için açılan davaların, hizmet kusuruna dayanması nedeniyle 2577 sayılı İYUK.' nun 2/1-b. maddesi gereğince idari yargı yerinde görülerek çözümlenmesi gerektiği; bu nedenle, Danıştay Başsavcılığının 2247 sayılı Yasa’nın 10. maddesine göre yapmış olduğu başvurunun kabulüne karar verilmesi gerektiği yolunda yazılı düşünce vermiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE: Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Ali HÜNER’in Başkanlığında, Üyeler: Mahir Ersin GERMEÇ, Dr. Mustafa KILIÇOĞLU, Bekir AKSOYLU, Mustafa BİRDEN, Dr. Erol ALPAR ve Ertuğrul TAKA’nın katılımlarıyla yapılan 6 / 12/ 1999 günlü toplantısında, Raportör-Hakim İsa YEĞENOĞLU’nun davanın çözümünde idari yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile Danıştay Başsavcısının  idari yargı yararına olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılmasına ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısının davada idari yargının görevli bulunduğuna ilişkin düşünce yazıları ve dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Mustafa EKİNCİ ile Danıştay Savcısı O. Cem ERBÜK’ün yazılı düşünceler doğrultusundaki açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Dava, nehir mecrasına seddeler yapılması sonucunda tarım arazilerinin kullanılamaz hale geldiğinden bahisle taşınmaz bedelinin, haksız müdahalede bulunduğu ileri sürülen TCDD İşletmesinden tazminen tahsiline hükmedilmesi istemiyle açılmıştır.

233 sayılı Kamu İktisadi Teşebbüsleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname'ye tabi bir kamu iktisadi kuruluşu olarak kurulan Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları (TCDD) İşletmesi Genel Müdürlüğünün, tekel kapsamında kamu hizmeti yürüten sermayesinin tamamı Devlete ait, tüzel kişiliğe sahip bir kamu kurumu olduğunda kuşkuya yer yoktur.

İdarenin yürütmekle yükümlü bulunduğu kamu hizmetine ilişkin olarak uygulamaya koyduğu plan ve projeye göre meydana getirdiği yol, kanal, baraj, su yolları, su şebekesi gibi tesislerin kurulması işletilmesi ve bakımı sırasında kişilere verdiği zararların tazmini istemiyle açılacak davaların görüm ve çözümünün idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları muhtel olanlar tarafından açılacak tam yargı davaları kapsamında yargısal denetim yapan idari yargı yerine ait olduğu; idarece herhangi bir ayni hakka müdahalede bulunulduğu, özel mülkiyete konu taşınmaza kamulaştırmasız el atıldığı veya plan ve projeye aykırı iş görüldüğü iddiasıyla açılacak müdahalenin men'i ve meydana gelen zararın tazmini davalarının ise, mülkiyete tecavüzün önlenmesine ve haksız fiillere ilişkin özel hukuk hükümlerine göre adli yargı yerince çözümleneceği, yerleşik yargısal içtihatlarla kabul edilmiş bulunmaktadır. 

Dava dosyasında yer alan tüm bilgi ve belgelerin incelenmesinden: dar bir vadiden tek kol şeklinde akarak gelen Murat Nehri'nin ,Dik İstasyonu mevkiinde menderes ve kurp yaptığı ve iki kola ayrılarak geniş bir havzaya yayıldığı; İlkbahar aylarında meydana gelen taşkınlar ve feyezan sırasında suyun yatağına sığmayarak tüm alana yayıldığı ve sahillerde oyulmalara neden olduğu; sol sahile paralel uzanan demiryolu imlasındaki oyulmaların önüne geçmek için TCDD İşletmesince, traversler kullanılmak suretiyle 1988 yılında tahkimat yapıldığı; dağ eteğinden geçmekte olan diğer kolda suyun artışıyla birlikte sol sahilde yer alan dava konusu taşınmazın su altında kaldığı ve buna neden olarak TCDD İşletmesinin 1988 yılında traverslerle tahkimat yapılmış olmasını gösteren davacılar tarafından, uyuşmazlığa konu edilen tazminat davasının açıldığı anlaşılmaktadır.

Olayda, idarece davacıların taşınmazı ellerinden alınmadığına ve üzerinde sedde de yapılmadığına göre, idarenin özel mülkiyete konu taşınmaza müdahalede bulunmasından ya da kamulaştırmasız el atmasından söz etmek olanaksızdır.

Bu durumda, TCDD İşletmesinin karşı sahilde tahkimat yapması nedeniyle taşınmazın su altında kaldığı yolundaki davacı iddiası dikkate alınarak, idarenin görevinde olan kamu hizmetini yürüttüğü sıradaki eyleminden doğan zararın giderilmesine yönelik olarak dava açıldığının kabulü gerekir.

Kamu hizmetinin, yöntemine ve hukuka uygun olarak yürütülüp yürütülmediğinin; kamu yararına uygun şekilde işletilip işletilmediğinin; dolayısıyla, olayda hizmet kusuru ya da başka bir nedenle idarenin sorumluluğu bulunup bulunmadığının yargısal denetiminin, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu' nun 2. maddesinde " idari dava türleri" arasında sayılan "idari işlem ve eylemlerden dolayı zarara uğrayanlar  tarafından açılacak tam yargı davası” kapsamında, idari yargı yerlerince yapılacağı açıktır.

Belirtilen nedenlerle, uyuşmazlığa konu edilen davanın görüm ve çözümünde idari yargı yeri görevli olduğundan Danıştay Başsavcısının başvurusunun kabulü ile Bingöl Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görev itirazının reddine ilişkin kararının kaldırılması gerekmektedir.

SONUÇ    :  Davanın çözümünde İDARİ YARGININ  görevli olduğuna, bu nedenle Danıştay Başsavcısının başvurusunun KABULÜ  ile Bingöl Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 8.7.1999 günlü, E: 1999/ 607 sayılı GÖREVLİLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 6.12.1999 gününde kesin olarak OYBİRLİĞİ  ile karar verildi.