Hukuk Bölümü 2007/177 E., 2008/123 K.

"İçtihat Metni"

TEK Siirt İşletme Müdürlüğünde şoför olarak çalışan Burhan Aydemir, 18.8.1992 tarihinde, iş arkadaşlarıyla birlikte Uludere - Beytüşşebap istikametinde hasara uğrayan enerji nakil hattı direklerinin tespiti için görevlendirilmiş, ancak Uludere'ye dönmekte iken teröristlerce kaçırılmış; Behice AYDEMİR vd., murisleri Burhan AYDEMİR'in gaipliğine karar aldırmışlar ve bilahare Ankara 12. İş Mahkemesinin E:2001/2421 sayılı dosyası ile TEDAŞ Genel Müdürlüğü aleyhine tazminat davası açmışlardır.

Dava husumet yokluğu nedeniyle reddolunmuş ise de, Yargıtay 21. Hukuk Dairesinin 5.3.2002 gün ve E/K:2002/5469-5880 sayılı kararı ile bozularak mahkemesine iade edilmiş, Mahkemece yeniden yapılan yargılama sırasında davacılar vekilinin ıslah talebine istinaden talep miktarı artırılmıştır.

Yargılama sonucunda ANKARA 12. İŞ MAHKEMESİ, 30.12.2002 gün ve E:2002/1314, K:2002/4580 sayılı kararı ile, davanın kısmen kabulüne karar vermiş, kararın temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay 21. Hukuk Dairesi, E/K:2003/2540-2180 sayı ile kararın düzeltilerek onanmasına karar vermiştir.

Ankara 12. İş Mahkemesinin kararına esas alınan bilirkişi raporunda TEDAŞ Genel Müdürlüğüne %40, teröristlere ise %60 oranında kusur izafe edilmiştir.

Davacı Genel Müdürük vekili, ülkenin iç güvenliğini sağlamakla görevli olan İçişleri Bakanlığının, üzerine düşen görevi tam olarak ifa etmediğinden olayın meydana geldiğini; Müvekkili Kurum tarafından ödenmek zorunda kalınan 294.486.934.176.-TL'nin, teröristlere izafe edilen ve kesinleşen %60 kusur oranına göre davalı taraf hissesine düşen 176.692.160.506.- TL ile, yargılama sırasında taraflarından yapılan toplam 5.294.460.000.-TL'dan davalı tarafa düşen 3.176.6765.000.-TL ilavesiyle toplam 179.868.836.506.- TL'nın ödeme tarihlerinden itibaren hesaplanacak yasal faizi ile birlikte davalı Kurumdan rücuen tahsiline karar verilmesi istemiyle, 19.4.2004 gününde adli yargı yerinde dava açmıştır.

ANKARA 7. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ; 1.2.2005 gün ve E:2004/204; K:2005/21 sayı ile, davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle, davacı kurum çalışanı Burhan AYDEMİR'in 18.8.1992 tarihinde Siirt İşletme Müdürlüğü'nde görevli iken görev sırasında teröristlerce kaçırıldığını, Burhan AYDEMİR'in mirascılarının gaiplik kararı alarak Ankara 12. İş Mahkemesi'nin 2001/2421 sayılı dosyası ile 31.000.000.000.- TL'lik tazminat davası açtıklarını, ıslahla talebin 71.200.000.000.- TL'ye çıkarıldığını, davanın kısmen kabulüne karar verildiğini, Yargıtay'ca da düzeltilerek onanmasına karar verildiğini, Ankara 8. İcra Müdürlüğü'nün 2003/1129 Esas sayılı dosyası ile kararın takibe konularak tahsil edildiğini, davacıya %40, teröristlere %60 oranında kusur izafe edildiğini, olayın davalının üzerine düşeni yapmadığından meydana geldiğini, davacı tarafından 294.486.934.176.- TL ödenmek zorunda kaldığını, teröristlere izafe edilen %60 kusur oranına göre davalı hissesine 176.692.160.506.- TL ile yargılama sırasında yapılan 5.294.460.000.- TL masraftan davalı üzerine düşen 3.176.676.000.- TL ilavesiyle toplam 179.868.836.506.- TL'nin davalıdan tahsili gerektiğini belirterek fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla 179.868.836.506.-TL'nin ödeme tarihinden itibaren hesap edilecek yasal faizi ile birlikte davalı kurumdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş olduğu; davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; davanın zamanaşımına uğradığını, bu açıdan reddi gerektiğini, 18.8.1992 tarihinde görevlendirilen ve resmi araçla Çukurca ENH'de yıkılan direklerin tesbiti için aralarında Burhan AYDEMİR'in de bulunduğu aracın önünün kesilerek 3 kişinin kaçırıldığını; yasadışı örgüt mensubu olmak suçundan yakalanan İsmail ARSLAN isimli şahsın beyanında, Burhan AYDEMİR'in yasadışı örgüte katıldığının anlaşıldığını, Burhan AYDEMİR hakkında Diyarbakır DGM.C.Başsavcılığı'nın 2004 / 816 Hz. Sayılı yazılı ile kaçırılan Burhan AYDEMİR hakkında arama kararı çıkartıldığını ve arandığını, bu durumda davacı kurumca ödenen tazminatların Burhan AYDEMİR mirasçılarından istenilmesi ve yeniden kusur tesbiti yapılması gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini istediği; Davacı delillerinde, Ankara 12. İş Mahkemesi'nin 2002 / 1314 Esas sayılı dosyasına, Ankara 8. İcra Müdürlüğü'nün 2003 / 1129 sayılı dosyasına, Uyuşmazlık Mahkemesi kararlarına, olayla ilgili belgeleri, tutanaklara dayandığı; Davalının da davacının delilleri doğrultusundaki delillere dayandığı, ayrıca olayda idari yargının görevli bulunduğuna dair mahkeme ilamlarına dayanmış olduğunun görüldüğü; Ankara 12. İş Mahkemesi'nin dosyasında, Behice AYDIN'ın kendisi ve çocukları adına davacı aleyhine açtığı davada eşinin davacıda şoför olarak çalıştığı sırada 18.8.1992'de iş arkadaşlarıyla birlikte Uludere Beytüşşebap istikametinde hasara uğrayan ENH direklerinin tesbiti için görevlendirilmeleri ve Uludere'ye dönmekte iken teröristler tarafından kaçırılmaları nedeniyle tüm aramalara rağmen ölü veya diri olarak bulunamadığından gaipliğine karar verildiğinden, olayın da SSK'ca iş kazası kabul edilerek Burhan AYDEMİR'in mirasçılarına gelir bağlandığından, destek Burhan'ın desteğinden yoksun kalması nedeniyle maddi ve manevi tazminata ilişkin davanın açıldığı, yapılan yargılama sonunda dava konusu miktarlara hükmedilerek bu miktarların Ankara 8. İcra Müdürlüğü'nün 2003/1129 Esas sayılı dosyasında davacı Behice AYDEMİR'e ve çocuklarına Burhan AYDEMİR'in mirasçıları olması nedeniyle ödendiğinin görüldüğü; dosyada Ankara 12. İş Mahkemesi'nin dosyasındaki destek muris Burhan AYDEMİR'in mirasçılarına ödenen miktarın davacı tarafından ödenmesi nedeniyle, davalıdan güvenliği tam sağlayamadığından tahsilinin istenmekte olduğu, tahsili istenen miktarın İş Mahkemesi dosyasında teröristlere isnat edilen kusura isabet eden miktar olduğu, bu hususta taraflar arasında niza bulunmadığı, taraflar arasındaki nizanın, davacının Burhan AYDEMİR'in davacı işçisi olarak çalıştığı sırada, teröristler tarafından kaçırılması nedeniyle davalının kusuru oranında sorumlu olup olmadığına ilişkin bulunduğu; davalıya gerekli güvenlik tedbirlerini almadığından güvenliği tam sağlayamadığından davacı tarafından kusur izafe edilmek istenmekte olduğu, Devletin güvenliği sağlamasının asıl olup, güvenliğe ilişkin tedbirleri alarak bu asli ve sürekli görevini yapmasının gerektiği, bu görev ve ödevin gerektiği gibi yapılıp yapılmadığı, yerine getirilip getirilmediği, dolayısıyla hizmet kusurunun olup olmadığının idari yargı yerinde tespit edileceği, bu tür davaların tam yargı davası niteliğinde olduğu, İdare Mahkemelerinin Kuruluşuna İlişkin Kanun'un 2. maddesi gereğince olayın çözüleceği, bu nedenle davanın idari yargı yerinde görülmesi gerektiğinden yargı yolu yönünden reddine karar verilmesi gerekeceği; nitekim dosyaya da ibraz edilen Yargıtay 4. Hukuk Dairesi'nin 22.4.2004 tarihli 2003/15671 Esas sayılı kararında da davacı Türk Telekomünikasyon'un davalı İçişleri Bakanlığı aleyhine açtığı davada teröristler tarafından kesilen telefon telini onarmaya giden işçinin teröristler tarafından döşenen mayına basarak yaralanması sonucu ödediği tazminatın, güvenliği sağlamakla görevli bulunan davalıdan alınması isteminde görevli mahkemenin İdari Yargı olduğunu belirtmiş bulunmasına göre, mahkemelerince de bu karar doğrultusunda, yargı yolu yönünden davanın reddine karar vermenin doğru olacağı sonuç ve kanısına varılmış bulunduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiş; bu karar, YARGITAY 4.HUKUK DAİRESİ'nin 9.5.2005 gün ve E:2005/4428, K:2005/5042 sayılı kararıyla onanması; Karar düzeltme isteminin ise 28.9.2005 gün ve E:2005/11251, K:2005/9966 sayılı kararıyla reddedilmesi suretiyle kesinleşmiştir.

Davacı vekili, aynı istekle bu kez, 23.11.2005 gününde idari yargı yerinde dava açmıştır.

DİYARBAKIR 2. İDARE MAHKEMESİ; 20.2.2007 gün ve E: 2006/1351 sayı ile, incelenen dosyada; TEDAŞ çalışanı olan Burhan AYDEMİR'in 1992 yılında Siirt İşletme Müdürlüğündeki görevi sırasında teröristlerce kaçırılması olayıyla ilgili olarak, Ankara 12. İş Mahkemesinde Burhan AYDEMİR'in murisleri tarafından açılan tazminat davasında %40 kusurlu bulunan TEDAŞ'ın, mirasçılara ödediği tazminattan teröristlere izafe edilen kusura istinaden davalı İçişleri Bakanlığına isabet eden miktarın rücuan tahsili amacıyla Ankara 7. Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan davada, anılan mahkemenin 1.2.2005 gün ve E:2004/204, K:2005/21 sayılı kararı ile uyuşmazlığı çözme görevinin idari yargının görev alanında olduğu belirtilerek davanın görev yönünden reddine karar verildiği, bu kararın 28.9.2005 tarihinde kesinleşmesi üzerine davacının aynı taleple mahkemelerinde görülen davayı açtığı; Ankara 7. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin, devletin güvenliğinin sağlanmasının asıl olduğu, bu görevin gerektiği gibi yapılıp yapılmadığı, yerine getirilip getirilmediği dolayısıyla hizmet kusurunun olup olmadığının idari yargı yerinde tespit edileceği, bu tür davaların tam yargı davası olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı vermişse de; davanın, dava dilekçesinde de belirtildiği üzere, davacı kurum tarafından ödenmek zorunda kalınan 294.486.934.176.- TL'nin teröristlere izafe edilen ve kesinleşen %60 kusur oranına göre davalı taraf hissesine düşen 176.692.160.506 TL ile yargılama sırasında yapılan ve davalı tarafa düşen 3.176.676.000.-TL masrafın toplamı 179.868.836.506.-TL alacağın ödeme tarihinden itibaren hesap edilecek yasal faizi ile birlikte davalı idareden tahsil edilmesi için açılan rücuan alacak davası olduğu sonucuna ulaşıldığı; adli yargı yerinde, aleyhine açılan tazminat davasını kaybeden TEDAŞ tarafından hissesinden fazla ödediği miktardan sorumlu olduğu ileri sürülerek İçişleri Bakanlığı aleyhine açılan rücuan alacak davasının Borçlar Kanunu hükümlerine göre özel hukuk alanını ilgilendirmesi nedeniyle adli yargı yerinin görev alanı içinde kaldığı kanaatine varıldığı; açıklanan nedenlerle Mahkemelerinin görevsizliğine, 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanunun 19. maddesi uyarınca görevli yargı yerinin belirlenmesi için dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmesine ve dosya incelemesinin bu konuda Uyuşmazlık Mahkemesince karar verilinceye kadar ertelenmesine, karar vermiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE :

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü'nün, Ahmet AKYALÇIN'ın Başkanlığında, Üyeler: Erdoğan BUYURGAN, Ramazan TUNÇ, Habibe ÜNAL, O.Cem ERBÜK, Serdar AKSOY ve Muhittin KARATOPRAK'ın katılımlarıyla yapılan 5.5.2008 günlü toplantısında;

I-İLK İNCELEME : Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa'nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre; İdare Mahkemesince, 2247 sayılı Yasa'nın 19. maddesinde öngörülen şekilde başvurulduğu ve usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından, adli ve idari yargı yerleri arasında doğan görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oybirliği ile karar verildi.

II-ESASIN İNCELENMESİ : Raportör-Hakim Taşkın Çelik'in, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Ayla SONGÖR'ün davada adli; Danıştay Savcısı Gülen AYDINOĞLU'nun, idari yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Dava, yargı kararı ile tazminle yükümlü tutulan ve tazminatın tamamını ödemiş bulunan TEDAŞ Genel Müdürlüğü tarafından, idarelerince ödenen tazminattan kusur ve sorumluluğu oranındaki tutarın, olayda güvenliği sağlama ödevi nedeniyle sorumlu olduğu ileri sürülen İçişleri Bakanlığı'ndan rücuen tahsili isteminden ibarettir.

Olayda, görevi sırasında teröristlerce kaçırılan kurum çalışanının mirasçıları tarafından, TEDAŞ aleyhine tazminat davası açıldığı; mahkemece, sunulan aynı olaya ilişkin bilirkişi raporu esas alınmak ve davalı TEDAŞ'ın %40, teröristlerin ise %60 oranında kusurlu oldukları benimsenmek suretiyle dava kabul edilerek, hükmedilen tazminatın tamamının davalı TEDAŞ 'a yüklendiği ve bu yoldaki kararın kesinleştiği anlaşılmaktadır.

Tazminat davasına bakan mahkemece, bilirkişi raporu ile saptanan kusur ve sorumluluk oranları esas alınarak davanın konusu bakımından ayrım yapılıp zararın idare hukuku ilkelerine göre idari yargı yerinde saptanmasının gerekeceği yolunda bir görevsizlik kararı verilmediğine ve hükmolunan tazminat da tamamen ödenmiş olduğuna göre, olayda 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2/1-b. maddesinde belirtilen "İdari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları" kapsamında, zarar gören tarafından açılmış bir dava bulunmamaktadır.

Öte yandan, ortada, Devlete, il özel idarelerine ve belediyelere ait akitten, haksız fiil ve haksız iktisaptan doğanlar dışındaki alacakların tahsil usulünü düzenleyen 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun kapsamına giren bir kamu alacağı da söz konusu değildir.

Açıklanan nedenlerle, tam yargı davası niteliği taşımayan ve konusu bir kamu alacağı olmayan rücu davasının, Borçlar Kanunu hükümlerine göre adli yargı yerince çözümlenmesi; bu nedenle, İdare Mahkemesinin başvurusunun kabulü ile Asliye Hukuk Mahkemesi'nce verilen görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir.

SONUÇ : Davanın çözümünde ADLİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Diyarbakır 2. İdare Mahkemesi'nin BAŞVURUSUNUN KABULÜ ile Ankara 7. Asliye Hukuk Mahkemesinin 01.2.2005 gün ve E:2004/204, K:2005/21 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 5.5.2008 gününde OYBİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.