Hukuk Bölümü         2007/276 E.  ,  2007/278 K.
"İçtihat Metni"Adalet Bakanlığı Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığınca hazırlanmıştır. İzinsiz olarak kopyalanması ve dağıtılması hukuki sorumluluk gerektirir.

Davacı           : Ulusal Medya Haber Ajansı A.Ş.

Vekili              : Av. G.Ç.

Davalı             : Sosyal Sigortalar Kurumu Başkanlığı 

OLAY             : Davacı adına verilen idari para cezasına yapılan itiraz üzerine E:2002/1006, K:2004/117 sayılı idari para cezası itiraz komisyon kararı ile idari para cezasının kısmen iptaline, kısmen onanmasına karar verilmiştir.

Davacı vekili, bu işlemin iptali istemiyle idari yargı yerinde dava açmıştır.

ANKARA 12. İDARE MAHKEMESİ; 30.12.2005 gün ve E:2005/580, K:2005/2025 sayı ile, davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine karar vermiş; bu karara taraflarca yapılan itiraz üzerine ANKARA BÖLGE İDARE MAHKEMESİ; 4.10.2006 gün ve E:2006/2933, K:2006/5613 sayı ile, 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu'nun 140. maddesinin, 15.2.2006 günlü, 26081  sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 8.2.2006 günlü, 5454 sayılı Kanun’un 5. maddesi ile değişik dördüncü fıkrasından söz ederek, anılan düzenleme ile 506 sayılı Yasa’nın 140. maddesinde sayılan hallerde verilecek idari para cezalarına karşı yapılacak itirazların görüm ve çözümünde 506 sayılı Yasa’nın 140. maddesinin 4958 sayılı Yasa’nın 51. maddesiyle değişik dördüncü fıkrasına göre idare mahkemeleri görevli iken sulh ceza mahkemelerinin görevli kılındığının anlaşıldığı, görev kuralları kamu düzenine ilişkin olduğundan, görev konusunda taraflar için bir müktesep hak doğmayacağı; bu nedenle yeni bir yasayla kabul edilen görev kurallarının, derhal tesir göstereceğinin, bilinen bir genel hukuk ilkesi olduğu, buna göre, davanın açıldığı andaki kurallara göre görevli olan mahkeme yeni bir yasa ile görevsiz hale gelmiş ise, davanın açıldığı anda görevli olan ve fakat yeni yasayla görevsiz hale gelen mahkemenin görevsizlik kararı vermesi gerekeceği, belirtilen bu durum karşısında, 506 sayılı Yasa uyarınca verilen idari para cezasından kaynaklanan uyuşmazlığın görüm ve çözümünde, 506 sayılı Yasa’nın 140. maddesinin 4. fıkrasını değiştiren 5454 sayılı Yasa’nın 5. maddesinin yürürlüğe girdiği 15.2.2006 tarihinden itibaren sulh ceza mahkemelerinin görevli olacağının kabulünün icap ettiği gerekçesiyle Ankara 12. İdare Mahkemesi’nin 30.12.2005 günlü, E:2005-580, K:2005-2025 sayılı kararının bozulmasına karar vermiştir.

Davacı vekili, bu kez, aynı istemle, adli yargı yerinde itirazda bulunmuştur.

ANKARA 2. SULH CEZA MAHKEMESİ; 13.2.2007 gün ve E:2007/37 İtiraz, K:2007/37 İtiraz sayı ile, 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu’nun 3910 sayılı Yasa ile değişik 140. maddesinin 4. fıkrasında, kurumca itirazı reddedilenlerin kararın kendilerine tebliğ tarihinden itibaren 7 gün içinde yetkili sulh ceza mahkemesine başvurabilirler tümcesinin Anayasa Mahkemesi’nce 26.2.2003 tarih, 25032 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 8.10.2002 tarih ve 2001/225-2002/88 sayılı kararı ile Anayasa’ya aykırı görülerek iptal edildiği, Kabahatler Kanunu’ndan sonra 15.2.2006 tarihinde 506 sayılı Kanun’un 140. maddesinde yapılmış olan değişikliğin Anayasa Mahkemesi’nce iptal edilmesi ile 506 sayılı Kanun’un 140. maddesine dayanılarak verilen para cezalarına ilişkin uyuşmazlıkların çözüm görevinin idare mahkemesine ait olduğu anlaşıldığından ve bu konuda Danıştay 10. Dairesi’nin 2006/3940-6717 sayılı ve 22.11.2006 günlü kararı da olduğundan Mahkemelerinin görevsizliğine karar vermenin icap ettiği gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiş; bu karar, kesinleşmiştir.

            İNCELEME VE GEREKÇE :

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Ahmet AKYALÇIN’ın Başkanlığında, Üyeler: Mahmut BİLGEN, Ramazan TUNÇ, Habibe ÜNAL, O. Cem ERBÜK, Muhittin KARATOPRAK ve Gürbüz GÜMÜŞAY’ın katılımlarıyla yapılan 3.12.2007 günlü toplantısında; Raportör-Hakim Nurdane TOPUZ’un 2247 sayılı Yasa’da öngörülen koşulları taşımayan başvurunun reddi gerektiği yolundaki raporu ve dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Ayla SONGÖR ile Danıştay Savcısı Gülen AYDINOĞLU’nun başvurunun reddi gerektiği yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre;

Uyuşmazlık Mahkemesi Genel Kurulunun 11.7.1988 günlü, E:1988/1, K:1988/1 sayılı İlke Kararında, “2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanunun bütünüyle incelenip değerlendirilmesinden, bu Kanunun uygulanması yönünden 2 nci maddesinin ikinci fıkrasında yer alan, ‘ceza uyuşmazlıkları’ ibaresinden, savcının ya da şahsi davacının talebi ile başlayan yargılaması sonunda sanığın mahkumiyetine ya da beraatine hükmedilebilecek davalarda, askeri ve adli ceza mahkemeleri arasında çıkan görev ve hüküm uyuşmazlıklarının anlaşılması, bunun dışında kalan tüm görev uyuşmazlıklarının ‘hukuk uyuşmazlığı’ sayılması gerektiği sonucuna varılmaktadır. Uygulanması idari organlara bırakılan cezalar, adli nitelikte olmadığından, bunlar hakkında yapılan itirazlar ya da açılan davalar ‘ceza davası’ olarak nitelendirilemezler. İdari niteliklerinden dolayı bu davalara ilişkin görev ve hüküm uyuşmazlıklarının Uyuşmazlık Mahkemesinin Hukuk Bölümünde incelenip çözümlenmesi gerektiği...” açıkça belirtilmiştir. Bu durum göz önüne alındığında, olay bölümünde yazılı başvuru konusu görev uyuşmazlığının Hukuk Bölümünde incelenmesi gerektiği kuşkusuzdur.

2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanun’un 14. maddesine göre; olumsuz görev uyuşmazlığının bulunduğunun ileri sürülebilmesi için adli, idari veya askeri yargı mercilerinden en az ikisinin tarafları, konusu ve sebebi aynı olan davada kendilerini görevsiz görmeleri ve bu yolda verdikleri kararların kesin veya kesinleşmiş olması gerekmekte; bu uyuşmazlığın giderilmesi istemi ise, hukuk uyuşmazlıklarında ancak davanın taraflarınca ileri sürülebilmektedir. Aynı Yasanın 27. maddesinde ise, Uyuşmazlık Mahkemesinin, uyuşmazlık çıkarmaya veya görev uyuşmazlıklarına ilişkin istemleri önce şekil ve süre açısından inceleyeceği; yöntemine uymayan veya süresi içinde ileri sürülmemiş istemleri reddedeceği kuralına yer verilmektedir.

Sulh Ceza Mahkemesi dosyasından, İdare Mahkemesinin davanın kısmen kabul kısmen reddi yolundaki kararını, uyuşmazlığın görüm ve çözümünde sulh ceza mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle bozan Bölge İdare Mahkemesinin kararı üzerine İdare Mahkemesince bir karar verilip verilmediği, verilmiş ise bu kararın kesinleşip kesinleşmediği anlaşılamadığından, Başkanlığımızca, 25.7.2007 gün ve E:2007/276 sayılı yazı ile, Ankara 12. İdare Mahkemesi’nden, verilmiş bir karar varsa bu kararın kesinleşme durumunu gösteren onaylı bir örneğinin gönderilmesinin istenilmesi üzerine, adı geçen Mahkemece gönderilen 19.9.2007 gün ve E:2007/104 sayılı yazıda, Mahkemelerinin 30.12.2005 gün ve E:2005/580, K:2005/2025 sayılı kararının Ankara Bölge İdare Mahkemesince bozulması üzerine dava dosyasının 2007/104 Esasına kaydedildiği ve 4.4.2007 günlü 2007/506 “Bozmaya Uyma Görev Ret” kararı ile sonuçlandığı, taraflarca karara karşı itiraz talebinde bulunulduğundan, kararın henüz kesinleşmediği bildirilmiştir.

Bu durumda, görev uyuşmazlığına konu edilen Bölge İdare Mahkemesinin(Ankara 12. İdare Mahkemesi) kararı kesinleşmediğinden, 2247 sayılı Yasa’nın 14. maddesinde öngörülen koşullar gerçekleşmemiştir.

Açıklanan nedenlerle, 2247 sayılı Yasa’nın 14. maddesinde öngörülen koşulları taşımayan başvurunun, aynı Yasanın 27. maddesi uyarınca reddi gerekmiştir. 

SONUÇ    : 2247 sayılı Yasa’nın 14. maddesinde öngörülen koşulları taşımayan BAŞVURUNUN, aynı Yasanın 27. maddesi uyarınca REDDİNE, 03.12.2007 gününde OYBİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.