T.C.

         UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

         

            ESAS NO        : 2018 / 443

            KARAR NO  : 2018 / 538

            KARAR TR     : 24.09.2018

ÖZET : Davalı şirkette görev yapmakta iken, 406 sayılı Yasa'nın Ek-29. maddesi ile 4046 sayılı Yasa'nın 22. maddesine göre Kamu Kurumu emrine atanan davacı tarafından; maaş nakil ilmühaberinde yer verilmeyen eksik ödemeye karşılık gelen alacağın yasal faiziyle birlikte tazmini isteminin ADLİ YARGI YERİNDE çözümlenmesi gerektiği hk.

                                                          

 

 

 

 

K  A  R  A  R

 

 

 

 

            Davacı             : N. S.

Vekili              : Av. S. D.

Davalı             : Türk Telekomünikasyon A.Ş.

Vekili              : Av. B. K. G.

                         

O L A Y          : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı müvekkilinin davalı şirkette nakle tabi personel statüsünde çalışmakta iken Kurumun özelleştirilmesi sonucu Devlet Personel Başkanlığına bildirim yapıldığı sırada düzenlenen nakil ilmühaberinin ayrıldığı tarih itibarıyla ödenen aylık ikramiyeye yer verilmeksizin hatalı olarak düzenlendiğini, fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak üzere eksik yapılan ödemelerin tespit edilerek davalıdan tahsili istemiyle adli yargı yerinde dava açmıştır.

AMASYA İŞ MAHKEMESİ: 02.03.2018 gün ve E:2018/6 K:2018/82 sayılı kararı ile “Mahkememizin 19/04/2017 tarihli 2016/134 esas, 2017/186 sayılı kararının davalı tarafından istinaf edildiği dava dosyasının Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesine gönderildiği, Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi'nin 20/12/2017 tarih ve 2017/2193 esas, 2017/2467 sayılı kararı ile mahkememiz kararının Mahkemece yargı yolunun caiz olmaması nedeniyle dava şartı yokluğundan usulden ret kararı verilmesi gerekirken hüküm oluşturulduğu görülmekle 6100 sayılı HMK'nun 353/l-a.4 hükmü gereğince davanın esası incelemeden, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesi gerekçesiyle mahkememiz kararının bozulmuş olduğu,

Davaya konu olay yönünden Bölge Adliye Mahkemesince verilen kesin karar ile yargı yolunun caiz olmadığı belirtilmekle dava şartı eksikliğinin sonradan giderilmesinin mümkün olmadığı hususu da gözönünde bulundurularak davanın 6100 sayılı HMK'nun 114/1-b ve 115/2 maddeleri gereği yargı yolu caiz olmadığı” şeklindeki gerekçe ile davanın usulden reddine kararı vermiş aleyhine istinaf yoluna başvurulmayan karar, 28/04/2018 tarihinde kesinleşmiştir.

Davacı vekili bu kez aynı istemle idari yargı yerinde dava açmıştır.

SAMSUN 2. İDARE MAHKEMESİ: 15.05.2018 gün ve E:2018/756 sayılı kararı ile “Türk Telekomünikasyon A.Ş.’deki tamamı Hazineye ait bulunan hisselerden % 55’i, Bakanlar Kurulu’nun 25.7.2005 tarih ve 2005/9146 sayılı “Türk Telekomünikasyon Anonim Şirketi (Türk Telekom)’nin % 55 Oranındaki Hissesinin Blok Olarak Satışına İlişkin Nihai Devir İşlemlerine Dair Kararın Yürürlüğe Konulması Hakkında Kararı uyarınca, 14.11.2005 tarihli Hisse Satış Sözleşmesi ile Oger Telekomünikasyon A.Ş.’ne satılarak özelleştirilmiş olup, 406 sayılı Telgraf ve Telefon Kanunu 1. Maddesinde Türk Telekomun özel hukuk hükümlerine tabi bir anonim şirket olduğu düzenlenmiştir.

Anılan Yasanın Ek 29. maddesi; "Türk Telekom hisselerinin devri sonucu kamu payının yüzde ellinin altına düşmesi durumunda; Türk Telekom’ da ek 22 nci maddenin (a) bendinin bu Kanunla yürürlükten kaldırılan hükümleri uyarınca belirlenen aslî ve sürekli görevlerde çalışmakta olanlar ile 22.1.1990 tarihli ve 399 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye tâbi olarak kadrolu veya sözleşmeli personel statüsünde çalışanlar ve kapsam dışı personel, kamu görevlerinden yüzseksen gün aylıksız izinli sayılır. Bu personel belirtilen süre içinde Türk Telekom’ da çalışmaya devam eder ve hisse devir tarihinden nakil için Devlet Personel Başkanlığına bildirildikleri tarihe kadarki aylık ücret, harcırah, sağlık giderleri cenaze giderleri ve ölüm yardı- mı ile diğer malî ve özlük hakları Türk Telekom tarafından karşılanır. Bu fıkrada belirtilen süre içinde nakle tâbi personelden Türk Telekom tarafından hizmetine ihtiyaç duyulmayanlar tespit edildikleri tarihten, kendi isteği ile nakil talep edenler ise talep tarihinden itibaren en geç doksan (yüzseksen günlük aylıksız izin süresi aşılmamak kaydıyla ve 15 Ocak 2006 tarihindeki üçüncü fıkraya göre hesaplanan ücretleriyle) gün içinde Türk Telekom tarafından Devlet Personel Başkanlığına bildirilir ve bunların aylıksız izinleri bu tarih itibarıyla sona erer. Hizmetine ihtiyaç duyulmayan personelin tespiti ve kendi isteği ile nakil talebinde bulunma süresi, hisse devir tarihinden itibaren yüzelli günü aşamaz. Bu fıkranın birinci cümlesinde sayılanlardan aylıksız iznin bitiminden sonra Türk Telekomun tâbi bulunduğu mevzuata ve bu fıkraya istinaden akdedilen sözleşmeye göre çalışmaya devam edenlerden hisse devir tarihinden itibaren en geç beş yıl içinde iş sözleşmesi herhangi bir nedenle sona erenler, bu madde hükümlerine göre işlem yapılmak üzere iş sözleşmesinin sona erdiği tarihten itibaren otuz gün içinde sözleşmenin sona erdiği yılın 15 Ocak tarihindeki üçüncü fıkraya göre hesaplanan ücretleriyle Devlet Personel Başkanlığına bildirilir ve bunların bildirim tarihine kadar geçen süre içindeki aylık ücret, harcırah, sağlık giderleri, cenaze giderleri ve ölüm yardımı ile diğer malî ve özlük haklan Türk Telekom tarafından karşılanır." hükmünü ihtiva etmektedir.

Dosyanın incelenmesinden; davacının, davalı şirketin özelleştirilmesinden sonra çalışmaya devam ettiği, başka kurum ve kuruluşlara nakledilmek üzere 28.08.2010 tarihinde Devlet Personel Başkanlığına bildirildiği, Devlet Personel Başkanlığına bildirilirken maaş nakil ilmühaberinde ikramiye sütunu bulunmasına rağmen, bu sütunun boş bırakılarak ikramiye ve ilave tediye alacağının ücrete eklenmediği, maaş nakil ilmühaberine eklenmeyen ikramiye ve ilave tediye alacağının 1 aya denk düşen miktarının tespit edilerek maaş nakil ilmühaberinin yeniden düzenlenmesine ve Devlet Personel Başkanlığına bildirilmesine karar verilmesi istemiyle Amasya İş Mahkemesince davanın kabul edildiği, davalı Türk Telekomünikasyon A.Ş.'nin istinaf talebi üzerine, Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi'nin idari yargının görevli olduğundan bahisle, 06.12.2017 tarih ve E.2017/2184, K.2017/2321 sayılı kararı ile ilk derece mahkemesi kararını kaldırdığı, Amasya İş Mahkemesi tarafından verilen 02.03.2018 tarih ve E.2018/6, K.2018/82 sayılı görevsizlik kararının kesinleşmesi üzerine bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.

Yukarıda yer alan mevzuat hükümlerinin değerlendirilmesinden, idari yargıda ancak Devlete ve kamu tüzel kişilerine karşı dava açılabilecektir.

Olayda, Türk Telekom A.Ş.'nin hisse devir (14.11.2005) tarihinde görev yapmakta iken 406 sayılı Kanunun Ek 29. maddesi ile 4046 sayılı Kanun'un 22. maddesine göre diğer kamu kurum ve kuruluşlarına naklinin yapılması için adı Devlet Personel Başkanlığına bildirilen ve bir kamu kurumu emrine ataması yapılan davacı tarafından, eksik düzenlenen maaş nakil ilmühaberinin iptali ile maaş nakil ilmühaberine eklenmediği iddia olunan ikramiye ve ilave tediye alacaklarına karşılık net 564,21-TL'nin eklenmesi suretiyle yeniden düzenlenecek maaş nakil ilmühaberinin Devlet Personel Başkanlığı'na bildirilmesine karar verilmesi istemiyle bakılan davanın açıldığı anlaşılmıştır.

Yukarıda yer alan mevzuat hükümlerine göre, idari yargıda ancak Devlete ve kamu tüzel kişilerine karşı dava açılabileceği hususu açıktır.

Dava konusu olayda ise, davalı Türk Telekom A.Ş.'nin kamu kuruluşu niteliği taşımaması karşısında, idari yargı yetkisi kapsamında açılmış bir dava bulunduğundan söz etmek olanaksızdır.

Buna göre, kamu kuruluşu niteliği taşımayan Türk Telekom A.Ş. aleyhine açılan iş bu davanın, özel hukuk hükümlerine göre görüm ve çözümünde adli yargı yerinin görevli olduğu sonucuna varılmıştır.

Bu durumda, özel hukuk hükümlerine tabi olan Türk Telekomünikasyon A.Ş. aleyhine açılan bu davanın adli yargı yerinde çözümlenmesi gerektiği sonucuna ulaşıldığından, Amasya İş Hukuk Mahkemesince E:2018/6, K:2018/82 sayılı dosya kapsamında verilen görev ret kararının kaldırılması için dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesi'ne gönderilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.

Açıklanan nedenlerle adli yargının görev alanına giren davanın 2577 sayılı Yasanın 14/3-a ve 15/1-a maddeleri uyarınca görev yönünden reddi gerektiğinden, 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanunun 19. maddesi uyarınca önceki görevsizlik kararına ilişkin dava dosyası (Amasya İş Mahkemesinden temin edildikten sonra) ile birlikte dava dosyalarının, görevli yargı yerinin belirlenmesi için Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmesine ve dosya incelemesinin bu konuda Uyuşmazlık Mahkemesi'nce karar verilinceye kadar ertelenmesine” karar vererek 06/06/2018 gün ve 20180756 esas sayılı yazı ile Mahkememize başvurmuş, başvuru 18/06/2018 tarihinde kayıt altına alınmıştır

İNCELEME VE GEREKÇE :

Uyuşmazlık Mahkemesi’nin, Başkan Hicabi DURSUN, Üyeler; Şükrü BOZER, Mehmet AKSU, Birol SONER, Süleyman Hilmi AYDIN Aydemir TUNÇ ve Turgay Tuncay VARLI’nın katılımlarıyla yapılan 24.09.2018 günlü toplantısında:

I-İLK İNCELEME:  

Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre; İdare Mahkemesince, 2247 sayılı Yasa’nın 19. maddesine göre başvuruda bulunulmuş olduğu, idari yargı dosyasının Mahkemece, ekinde adli yargı dosyası ile birlikte Uyuşmazlık Mahkemesi’ne gönderildiği ve usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hâkim Engin SELİMOĞLU’nun, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Halil İbrahim ÇİFTÇİ ile Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın davada adli yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Dava, davalı şirkette görev yapmakta iken, 406 sayılı Yasa'nın Ek-29. maddesi ile 4046 sayılı Yasa'nın 22. maddesine göre Kamu Kurumu emrine atanan davacı tarafından; maaş nakil ilmühaberinde yer verilmeyen eksik ödemeye karşılık gelen aylık 564,21 TL’ nın yasal faiziyle birlikte tazmini istemiyle açılmıştır.

Telekomünikasyon şebekeleri üzerinden sunulan ulusal ve uluslararası ses iletimini ihtiva eden telefon hizmetlerini 31.12.2003 tarihine kadar “tekel” olarak yürütmekle görevli kılınan ve çoğunluk hisseleri kamuya ait bulunan Türk Telekom’un, tekel kapsamında kamu hizmeti yürüten, ancak kuruluş yasasındaki son düzenlemeler ile kendine özgü statüye sahip olan ve sermayesindeki kamu payı %50’nin altına düşünceye kadar kamu kuruluşu niteliğini taşıyan bir kuruluş olduğu tartışmasızdır.

Ancak, özelleştirme kapsamında bulunan Türk Telekomünikasyon A.Ş.’deki tamamı Hazineye ait bulunan hisselerden % 55’i, 14.11.2005 tarihli Hisse Satış Sözleşmesi ile Oger Telekomünikasyon Anonim Şirketine satılmıştır.

Olayda, hisse devir (14.11.2005) tarihinde davalı şirket nezdinde çalışmakta iken 406 sayılı Yasa'nın Ek-29. maddesi ile 4046 sayılı Yasa'nın 22. maddesine göre adı Devlet Personel Başkanlığına bildirilen ve sonrasında kamu kurumu emrine atanan davacı tarafından; maaş nakil ilmühaberinin düzeltilmesi ve parasal hakların giderilmesi istemiyle dava açılmıştır.

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun “İdari Dava Türleri ve İdari Yargı Yetkisinin Sınırı” başlıklı 2. maddesinin değişik 1 numaralı bendinde:

a) (Değişik : 8.6.2000-4577/5 md.) İdari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan iptal davaları,

b) İdari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları,

c) (Değişik: 18.12.1999-4492/6 md.) Tahkim yolu öngörülen imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklar hariç, kamu hizmetlerinden birinin yürütülmesi için yapılan her türlü idari sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin davalar” idari dava türleri olarak sayılmış olup; kural olarak, idari yargıda ancak Devlete ve kamu tüzel kişilerine karşı açılan davalara bakılabilir.

Buna göre, maaş nakil bildirimi düzenleme ve dava tarihlerinde davalı mevkiinde kamu kuruluşu niteliği taşımayan Türk Telekomünikasyon A.Ş.' nin olması karşısında, idari yargı yetkisi kapsamında açılmış bir idari davadan söz etmek imkânı bulunmadığından;  uyuşmazlığın, özel hukuk hükümlerine göre görüm ve çözümünde adli yargı yerinin görevli olduğu sonucuna varılmıştır.

Belirtilen nedenlerle, Samsun 2. İdare Mahkemesinin başvurusunun kabulüyle, Amasya İş Mahkemesince verilen 02.03.2018 gün ve E:2018/6 K:2018/82 sayılı görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir.

           

S O N U Ç  : Davanın çözümünde ADLİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle  Samsun 2. İdare Mahkemesinin BAŞVURUSUNUN KABULÜ  ile Amasya İş Mahkemesince verilen 02.03.2018 gün ve E:2018/6 K:2018/82 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 24.09.2018 gününde OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

 

  Başkan

Hicabi 

DURSUN

 

Üye

Şükrü

BOZER

 

 

 

Üye

Mehmet

AKSU

 

Üye

Birol

SONER

 

 

 

 

Üye

Süleyman Hilmi

AYDIN

 

Üye

Aydemir

TUNÇ

Üye

Turgay Tuncay Varlı