Hukuk Bölümü         2002/25 E.  ,  2002/24 K.
"İçtihat Metni"Adalet Bakanlığı Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığınca hazırlanmıştır. İzinsiz olarak kopyalanması ve dağıtılması hukuki sorumluluk gerektirir.

Davacı           :Türk Telekomünikasyon A.Ş.

Vekili              :Av. H.T., Av. A.Z.

Davalı          :Atatürk Havalimanı Giriş Gümrük Müdürlüğü

Vekili              :Hazine Av. E.E., Av. S.G.

                       O  L  A  Y       : Davacı Şirket vekilince, teşekkül adına tahakkuk ettirilen 2.637.800.- TL. gümrük vergi farkı ile 303.002.-TL. KDV. cezalarının kaldırılması istemiyle,23.8.1995 gününde adli yargı yerinde itirazda bulunulmuştur.

            BAKIRKÖY 3. ASLİYE CEZA MAHKEMESİ’ nce, 23.5.1997 gün ve E: 1995/1317,     K:1997/527 sayı ile, muteriz Şirketin Gümrük Kanunu’nun 148. maddesi kapsamındaki kuruluşlardan olmadığı gerekçesiyle itirazın reddine karar verilmiş ise de, davacı vekilinin temyizi üzerine YARGITAY 7. CEZA DAİRESİ’ nin 5.3.1999 gün ve 1999/513-1744 sayı ile, “Sanık sıfatı ile muteriz vekiline son söz hakkı verilmeyerek CYUY’nun 251. maddesine muhalefet edilmesi,...” yönünden bozulmuş; BAKIRKÖY 3. ASLİYE CEZA MAHKEMESİ’ nce 15.12.1999 gün ve 1999/ 609- 1324 sayı ile, anılan bozma kararına uyulmak ve usulüne uygun yargılama yapılmak suretiyle itirazın reddine karar verilmiş olup, davacı vekilinin temyizi üzerine YARGITAY 7. CEZA DAİRESİ’ nin 9.5.2001 gün ve 2001/ 6523- 8292 sayılı ve “Hükümden sonra 4.11.1999 günlü Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 4458 sayılı Gümrük Kanunu hükümleri uyarınca görev hususunun değerlendirilmesinin gerekmesi, Bozmayı gerektirmiş...” yolundaki kararıyla anılan Mahkeme kararı bozulmuş olup, bu karar üzerine BAKIRKÖY 3. ASLİYE CEZA MAHKEMESİ’ nce, 22.11.2001 gün ve 2001/1151-2611 sayı ile, Yargıtay incelemesi sırasında 4.11.1999 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 4458 sayılı Gümrük Kanunu’nun 242. maddesi gereğince gümrük cezalarına ilişkin itirazların idari yargı mercilerinde çözümleneceğinin belirlendiği gerekçesiyle, Mahkemenin görevsizliğine, dosyanın görevli ve yetkili İstanbul Bölge İdare Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

             İSTANBUL 5. İDARE MAHKEMESİ; 28.12.2001 gün ve E:2001/1674, K:2001/1528 sayı ile, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 9.maddesinde, çözümlenmesi Danıştay’ın, idare ve vergi mahkemelerinin görevlerine girdiği halde, adli veya askeri yargı yerlerine açılmış bulunan davaların görev noktasından reddi halinde, bu husustaki kararların kesinleşmesini izleyen günden itibaren otuz gün içinde görevli mahkemede dava açılabileceğinin 3. maddesinde ise, idari davaların Danıştay, idare ve vergi mahkemeleri başkanlıklarına hitaben yazılmış dilekçelerle açılacağının öngörüldüğü; bu hükümlere göre, adli yargı yerinde açılmış ve idari yargı merciilerinin görevli olması nedeniyle görevsizlik kararı verilmesi üzerine ilgililerin adli yargı yerinden dosyanın idari yargı mercilerine gönderilmesini istemeleri ve adli yargı mercilerinin de dosyayı idari yargı mercilerine göndermesinin mümkün bulunmadığından bahisle ve kesinleşmeden itibaren 2577 sayılı Yasa uyarınca usulüne uygun olarak tanzim olunmuş dilekçe ile dava açılmadığı gerekçesiyle, usul hükümlerine aykırı olarak gönderilen dosyanın esas kaydının kapatılarak Mahkemesine geri gönderilmesine karar vermiştir.

            Bunun üzerine Bakırköy 3. Asliye Ceza Hakimliğince, olumsuz görev uyuşmazlığı doğduğundan bahisle dava dosyası gereği için Uyuşmazlık Mahkemesi’ne gönderilmiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE  : Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Samia AKBULUT’un Başkanlığında, Üyeler: Dr. Mustafa KILIÇOĞLU, Ümran SAYIŞ, Bekir AKSOYLU, Ayla ALKIVILCIM, Ertuğrul TAKA ve Turgut ARIBAL’ın katılımlarıyla yapılan 27.5.2002 günlü toplantısında, Raportör-Hakim İsa YEĞENOĞLU’nun 2247 sayılı Yasada öngörülen koşulları taşımayan başvurunun reddi gerektiği yolundaki raporu ve dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Mustafa EKİNCİ ile Danıştay Savcısı Emin Celalettin ÖZKAN’ın  başvurunun reddi gerektiğine ilişkin  açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

USULE İLİŞKİN İNCELEME :

            Uyuşmazlık Mahkemesi Genel Kurulunun 13.10.1988 tarih ve 19958 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 11.7.1988 günlü, E:1988/1, K:1988/1 sayılı “ Ceza uygulamasına ilişkin idari kararlar nedeniyle açılan davalarla ilgili görev uyuşmazlıklarının Uyuşmazlık Mahkemesinin Hukuk Bölümünde görüşülüp çözümlenmesi gerektiği hakkında” ilke kararında da ifade olunduğu üzere, kanunun öngördüğü bir ceza idarenin bir organı eliyle uygulanabiliyorsa bu genel ceza hukukunun değil, idare hukukunun bir müeyyidesidir. Bu tür cezalar, uygulama alanı itibariyle, idarenin kamu düzeninin sağlanması ve korunması görev ve yükümlülüğünün yerine getirilmesi amacına yönelik bir hukuki müeyyide niteliğini taşımakta olup; idari ceza uygulaması, konusu olan suçun niteliği, uygulayan merci ve uygulanan usul ile hukuki sonuçları itibariyle adli ceza uygulamasından farklılık göstermekte ve hukuki müeyyideler, esasen gerçek anlamda bir ceza sayılmamaktadırlar.

            Hukuk uyuşmazlıklarında, görevli veya yetkili olmayan mahkemeye açılan davanın görev veya yetki yönünden reddedilerek dava dosyasının görevli veya yetkili mahkemeye gönderilmesi ancak aynı yargı düzeni içinde yer alan mahkemeler arasında olanaklı olup; bu hususa ilişkin H.M.U.K’nun 27. maddesiyle İ.Y.U.K.’nun 15. maddesinin 1. fıkrası (a) bendinin ikinci cümlesinde yer alan “görev” kuralları, aynı yargı düzeni içindeki mahkemelerin işbölümü esasına ilişkin düzenlemelerdir. Oysa yargı yolunu değiştiren görevsizlik kararı verilmesi durumunda , görevli olduğundan bahisle farklı bir yargı düzeninde yer alan mahkemeye dava dosyasının gönderilebilmesine olanak tanıyan bir düzenleme bulunmamaktadır.

            Göreve ilişkin kararın, işbölümü esasına göre veya yargı yolu bakımından verilmiş olması farklı sonuçlar doğurmaktadır. Şöyle ki; işbölümü esasına göre verilen görevsizlik kararı sonucu dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesi durumunda; dava başvuru tarihi itibariyle görevli mahkemede  açılmış sayılmaktadır. Yargı yolunu değiştiren görevsizlik kararı verilmesi durumunda ise; görevli olduğu işaret edilen yargı yerinde, bu yargı yerinin uyguladığı usul kurallarına uygun olarak yeniden dava açılması zorunlu bulunmaktadır.

            Olay kısmında belirtildiği üzere, adli yargı yerince yargı yolu bakımından görevsizlik kararı verilerek dava dosyasının görevli olduğu işaret edilen idari yargı yerine gönderilmesi üzerine, bu yargı yerince, İ.Y.U.K.’nun 3 ve 9. maddelerinde öngörülen usule uygun şekilde Mahkemelerinde açılmış bir dava bulunmadığı nedeniyle adli yargı yerine ait dava dosyasının Mahkemesine iade edilmiş olması, yukarıda yapılan tespite uygun düşmektedir.

            2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş Ve İşleyişi Hakkında Kanunun 14. maddesine göre; olumsuz görev uyuşmazlığının bulunduğunun ileri sürülebilmesi için adli, idari veya askeri yargı mercilerinden en az ikisinin tarafları, konusu ve sebebi aynı olan davada kendilerini görevsiz görmeleri ve bu yolda verdikleri kararın kesin veya kesinleşmiş olması gerekmekte; bu uyuşmazlığın giderilmesi istemi ise, hukuk uyuşmazlıklarında ancak davanın taraflarınca ileri sürülebilmektedir. Aynı Yasanın 27. maddesinde ise, Uyuşmazlık Mahkemesinin, uyuşmazlık çıkarmaya veya görev uyuşmazlıklarına ilişkin istemleri önce şekil ve süre açısından inceleyeceği; yöntemine uymayan veya süresi içinde ileri sürülmemiş istemleri reddedeceği kuralına yer verilmektedir.

            Olayda, Bakırköy 3. Asliye Ceza Mahkemesince verilmiş bir görevsizlik kararı bulunmakta ise de; İstanbul 5. İdare Mahkemesinin kararı, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 3 ve 9. maddelerinde öngörülen usul ve yönteme uygun şekilde dava açılmadığı nedeniyle dosyanın Mahkemesine iadesi yolunda olup, ortada olumsuz görev uyuşmazlığı doğmasına neden olacak şekilde idari yargı yerince göreve ilişkin olarak verilmiş bir karar bulunmamaktadır.

Diğer taraftan, olumsuz görev uyuşmazlığının bulunması halinde, 2247 sayılı Yasa’nın 14. maddesine göre bu uyuşmazlığın giderilmesi istemi, hukuk uyuşmazlıklarında ancak davanın taraflarınca ileri sürülebileceğinden, yargı yerlerince anılan 14. madde kapsamında oluşan olumsuz görev uyuşmazlığının giderilmesi için re’sen Uyuşmazlık Mahkemesi’ne başvurulabilmesine olanak bulunmadığını da belirtmek gerekir.

            Belirtilen nedenlerle, 2247 sayılı Yasanın 14. maddesinde öngörülen koşulları taşımayan  ve yöntemine uygun bulunmayan başvurunun anılan Yasanın 27. maddesi uyarınca reddi gerekmektedir.

             SONUÇ         : 2247 sayılı Yasa’nın 14. maddesinde öngörülen koşulları taşımayan BAŞVURUNUN, aynı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca REDDİNE, 27.5.2002 gününde KESİN OLARAK OYBİRLİĞİ İLE karar verildi.