Hukuk Bölümü Hüküm Uyuşmazlığı Olmadığına Dair         2000/42 E.  ,  2001/2 K.
"İçtihat Metni"Adalet Bakanlığı Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığınca hazırlanmıştır. İzinsiz olarak kopyalanması ve dağıtılması hukuki sorumluluk gerektirir.

             Hüküm Uyuşmazlığının Giderilmesini İsteyen (Davacılar ):K.K. ve R.T. 

            Karşı Taraf ( Davalılar)                   :1- Ulukışla Belediye Başkanlığı 

                                                                        2-Şeyhömerli Köyü Muhtarlığı 

                                                                        Vekili  : Av. M.İ. 

                                                                        3- Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü 

                                                                        Vekili  :Av. F.A. 

OLAY : 1) Konya İli, Ereğli İlçesi, Çayhan Kasabası halkından olan davacılar, Çayhan-Koçpınar Mevkiinde bulunan ve kadimden beri içme ve sulama suyu olarak kullandıkları kaynak suyuna yapılan müdahalelerin önlenmesi istemiyle, Ulukışla Belediye Başkanlığı aleyhine 6.9.1993 günlü ve Şeyhömerli Köyü Muhtarlığı aleyhine de 18.9.1994 günlü dilekçelerle, adli yargı yerinde dava açmışlardır.

ULUKIŞLA ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ; 2.6.1995 gün ve E: 1993/153, K: 1995/146 sayı ile, Şeyhömerli Köyü aleyhine 1994/175 esas sayılı dosyada açılan dava bu dosya ile birleştirildikten sonra yapılan yargılama sonunda: mahallinde bilirkişi incelemeli keşif yapılarak alınan raporlara, davacı tanıklarının ifadelerine ve tüm dosya kapsamına göre; dava konusu suyun kaynağının davalılardan Şeyhömerli Köyü tüzel kişiliği tarafından 27.6.1994 gününde kamulaştırılan arazinin içinde kaldığı; dava konusu sudan davacıların uzun zamandır faydalandıkları; dosya içinde bulunan Ulukışla Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 1993/43 D.İş. sayılı kararı ile, sözkonusu suyun Ulukışla Belediyesi tarafından götürülmek istenildiğinin tespit edildiği; dosyada bulunan bilirkişi raporunda, davalı Şeyhömerli Köyünün içme suyu ihtiyacını karşılamak amacıyla Katrandere mevkiinde Köy Hizmetlerince sondaj açılarak su çıkarıldığının belirtildiği; davaya konu suyun genel su niteliğinde olduğu ve genel sulardan, kadim ya da öncelikli kullanım hakları engellenmemek koşuluyla, faydalı ihtiyaçların giderilmesi için herkesin faydalanabileceği; olayda, davacılar adına kadim hakkının doğduğu, buna karşılık davalı köyün su ihtiyaçlarını karşılamak için başka yerde Köy Hizmetlerince sondaj açıldığının anlaşıldığı gerekçesiyle, davanın kabulüne ve davalılar Ulukışla Belediyesi ile Şeyhömerli Köyünün dava konusu suya müdahalelerinin önlenmesine karar vermiş; bu karar, YARGITAY 3. HUKUK DAİRESİ'nin 9.10.1995 günlü, E: 1995/10859, K: 1995/11037 sayılı kararıyla onanmak ve karar düzeltme isteği de aynı DAİRE'ce 21.12.1995 gün ve E: 1995/14321, K: 1995/14769 sayı ile reddedilmek suretiyle kesinleşmiştir.

Şeyhömerli Köyü Muhtarlığınca, Ulukışla İcra Müdürlüğünün ilama dayalı su teslimine dair kararının iptali istemiyle İcra Müdürlüğü ile alacaklılar aleyhine, 3.4.1997 gününde tetkik mercii nezdinde şikayette bulunulmuştur. ULUKIŞLA İCRA TETKİK MERCİİ HAKİMLİĞİ; 4.6.1998 gün ve E: 1997/2, K: 1998/6 sayı ile, Ulukışla Asliye Hukuk Mahkemesi'nin E: 1993/153, K: 1995/146 sayılı dosyasının incelenmesinden, suyun davacılara verildiğinin ve kararın Yargıtay'ca da onanarak kesinleştiğinin ve Ulukışla İcra Müdürlüğünün 1996/3 sayılı dosyasında da bu ilamın icraya konularak karşı tarafa teslim edildiğinin anlaşıldığı; şikayetin, icra ve İflas dairelerince İcra İflas Kanunu ve diğer kanunlardaki takip hukukuna ilişkin hükümlerin yanlış uygulanması halinde sözkonusu olabileceği; olayda, İcra Dairesince kesinleşmiş ilamın infaz edildiği; icra dairelerinin, kesinleşmiş ilama rağmen işin esasını mahkeme ve hakim gibi değerlendirip karar verme yetkilerinin olmadığı gerekçesiyle, İcra Müdürlüğünün davalı sıfatı olmadığından hakkında açılan davanın husumet yönünden reddi ile diğer davalılara karşı şikayet talebinin reddine karar vermiş, bu karar, YARGITAY 12. HUKUK DAİRESİ'nin 27.10.1998 günlü, E: 1998/11552, K: 1998/11650 sayılı kararıyla onanmak ve karar düzeltme isteği de aynı DAİRE'ce 15.2.1999 gün ve E: 1999/860, K: 1999/1292 sayı ile reddedilmek suretiyle kesinleşmiştir.

2) Aynı davacılar ve arkadaşları tarafından, Koçpınar kaynağının idarece Şeyhömerli Köyüne içmesuyu olarak tahsisine ilişkin 14.2.1997 gün ve 1997/3 sayılı tahsis kararının iptali istemiyle Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü aleyhine 14.4.1997 gününde idari yargı yerinde dava açılmış; Şeyhömerli Köyü Muhtarlığının davalı yanında davaya katılma isteği kabul edilmiştir. KONYA İDARE MAHKEMESİ; 18.6.1998 gün ve E: 1997/344, K: 1998/679 sayı ile, mahallinde yapılan bilirkişi incelemeli keşif sonucunda düzenlenen raporda, gerek mezra ahalisinin gerekse Şeyhömerli Köyünün sulamada kullanabilecekleri suyun bulunmadığının, bugünkü su ihtiyaçları bakımından ise mezra ahalisinin içme suyu ihtiyacının bugün ve gelecekte yeterli olmasına karşılık, köy için bugün yeterli olmakla birlikte gelecekte eksiklik durumunun saptandığı; davacı tarafın bilirkişi raporuna itirazlarının yerinde görülmediği; öte yandan, daha önce aynı yerde mahkemece yapılmış bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen raporda da bu davada düzenlenen rapordaki sonuçlara paralel veriler elde edildiği, ancak ölçümlerin farklı zamanlarda yapılmış olması nedeniyle elde edilen değerlerdeki farklılığın doğal bulunduğu; mevsimlik ve geçici olarak mezrada konaklayan ahalinin su ihtiyacını mevcut olanaklarla gidermesinin gerektiği; bu nedenle, mevcut haliyle gerek mezra ahalisinin gerekse köyün içmesuyu ihtiyaçlarını bugün için karşılayan kaynaktan, idari teşkilat içinde yerleşim birimi olarak kabul edilen köyün içmesuyu ihtiyacı için tahsis yapılmasında hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar vermiş; bu karar, DANIŞTAY SEKİZİNCİ DAİRESİ'nin 9.2.1999 günlü, E: 1998/5260, K: 1999/344 sayılı kararıyla onanmak ve karar düzeltme isteği de aynı DAİRE'ce 7.3.2000 gün ve E: 1999/2259, K: 2000/2046 sayı ile reddedilmek suretiyle kesinleşmiştir. UYUŞMAZLIK MAHKEMESİNDEN İSTEK: Davacılardan Kadir Koçpınar ve Recai Tatlısu tarafından, tarafları aynı olan adli ve idari yargı kararları arasında çelişki bulunduğu ve adli yargı yerince kendilerine tanınmış bir hakkın ellerinden alınması nedeniyle hakkın yerine getirilmesine engel teşkil eden hüküm uyuşmazlığı doğduğu ileri sürülerek giderilmesi istemiyle, 12.5.2000 gününde mahkeme kaydına giren dilekçe ile Uyuşmazlık Mahkemesi'ne başvuruda bulunulmuştur.

Bu dilekçeyi alan Ulukışla Asliye Hukuk Mahkemesi'nce, 2247 sayılı Yasa'nın 15. maddesinde öngörüldüğü üzere dava dosyaları ile birlikte gönderilmesi gerekirken yalnızca başvuru dilekçesinin gönderilmiş olması nedeniyle, dava dosyaları, ilgili mahkemelerden Başkanlık yazıları ile getirtilerek incelemeye alınmıştır.

Başkanlıkça, 2247 sayılı Yasa'nın 24 ve 16. maddelerine göre ilgili Başsavcılardan yazılı düşünceleri istenilmiştir.

YARGITAY CUMHURİYET BAŞSAVCISININ DÜŞÜNCESİNİN ÖZETİ; 2247 sayılı Yasa'nın 24. maddesinde belirtilen hüküm uyuşmazlığının oluşabilmesi için iki farklı yargı mercii tarafından verilmiş aynı konuya ve sebebe ilişkin, taraflarından en az biri aynı olan kararlar nedeniyle hakkın yerine getirilmesinin olanaksız bulunması gerektiği; dosyaya konu olan kararlarda taraflardan biri aynı olmakla birlikte, konuları ve sebeplerinin birbirinden farklı olduğu; adli yargı yerinde açılan davada, sözkonusu suyun eskiden beri davacılar tarafından kullanılması nedeniyle bu suya davalılarca yapılan müdahalenin men edildiği; idari yargı yerinde ise, Köy Hizmetlerince oluşturulan İçmesuyu Memba Tahsis Komisyonu tarafından sözkonusu suyun Şeyhömerli Köyüne içmesuyu olarak tahsis edilmesine ilişkin işleme karşı açılan dava olup, yargılama sonunda tahsis kararının hukuka uygun bulunduğu, kararlardan birinin yapılan müdahaleye diğerinin ise tahsis işlemine ilişkin olduğu; kaldıki, tahsis işleminin adli yargı kararından sonra tesis edildiği; bu durumda, konuları ve sebepleri farklı olan davalarda verilen kararlar arasında çelişki bulunduğundan sözedilemeyeceğinden, olayda hakkın yerine getirilmesinin de olanaksız olmadığı; bu nedenlerle, 2247 sayılı Yasa'nın 24. maddesinde öngörülen koşulları taşımayan başvurunun reddi gerektiği yolundadır.

DANIŞTAY BAŞSAVCISININ DÜŞÜNCESİNİN ÖZETİ: 2247 sayılı Yasa'nın 24. maddesine göre, hüküm uyuşmazlığının varlığı için kararların aynı konu ve sebebe ilişkin olması ve taraflardan en az biri aynı olan bu kararlar arasındaki çelişki nedeniyle hakkın yerine getirilmesinin de olanaksız bulunması gerektiği; olayda, Ulukışla Asliye Hukuk Mahkemesi'nin kesinleşen kararıyla davalıların suya müdahalelerinin men edildiği ve İcra Dairesince buna göre gerçekleştirilen infaz üzerine davalı Köy Muhtarlığınca Tetkik Merciine yapılan şikayetin reddedildiği ve bunun da kesinleştiği; aynı davacıların, sözkonusu su kaynağından Şeyhömerli Köyüne içmesuyu tahsisine ilişkin işlemin iptali istemiyle açılan davanın Konya İdare Mahkemesi'nce hukuka aykırı bulunmadığı gerekçesiyle reddedildiği; bu durum karşısında, sözü edilen davalarda taraflardan en az biri aynı ise de, adli ve idari yargı yerlerinde açılan davaların konuları ve sebeplerinin farklı olması ve kararlar arasında çelişki bulunmaması nedeniyle hakkın yerine getirilmesini olanaksız kılan bir durumun varlığından sözedilemeyeceği; belirtilen nedenlerle, Yasa'da öngörülen koşulları taşımayan başvurunun reddi gerekeceği yolundadır. İNCELEME VE GEREKÇE: Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümünün, Ali HÜNER'in Başkanlığında, Üyeler: Mahir Ersin GERMEÇ, Dr. Mustafa KILIÇOĞLU, Bekir AKSOYLU, Mustafa BİRDEN, Ertuğrul TAKA ve Turgut ARIBAL'ın katılımlarıyla yapılan 26.2.2001 günlü toplantısında, Raportör-Hakim İsa YEĞENOĞLU'nun 2247 sayılı Yasada öngörülen koşulları taşımayan başvurunun reddi gerektiği yolundaki raporu ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı ile Danıştay Başsavcısının başvurunun reddi gerektiğine ilişkin düşünce yazıları ve dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Mustafa EKİNCİ ile Danıştay Savcısı Emin Celalettin ÖZKAN'ın başvurunun reddi gerektiğine ilişkin yazılı düşünceler doğrultusundaki açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

USULE İLİŞKİN İNCELEME:

2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanun'un 24. maddesinin 2592 sayılı Kanun'la değişik birinci fıkrasında, "1 nci maddede gösterilen yargı mercilerinden en az ikisi tarafından, görevle ilgili olmaksızın kesin olarak verilmiş veya kesinleşmiş aynı konuya ve sebebe ilişkin, taraflarından en az biri aynı olan ve kararlar arasındaki çelişki yüzünden hakkın yerine getirilmesi olanaksız bulunan hallerde hüküm uyuşmazlığının varlığı kabul edilir." hükmü yer almaktadır.

Anılan hükme göre, hüküm uyuşmazlığının varlığı için:

a) Uyuşmazlık yaratan hükümlerin, adli, idari veya askeri yargı mercilerinden en az ikisi tarafından verilmesi,

b) Konu, dava sebebi ve taraflardan en az birinin aynı olması,

c) Her iki kararın da kesinleşmiş olması,

d) Kararlarda davanın esasının hükme bağlanması,

e) Kararlar arasındaki çelişki nedeniyle hakkın yerine getirilmesinin olanaksız bulunması koşullarının birlikte gerçekleşmesi aranmaktadır. Hüküm uyuşmazlığı bulunduğu ileri sürülen kararların incelenmesinden: ortada, adli ve idari yargı yerlerince verilmiş ve kesinleşmiş kararlar bulunduğu; her iki kararda da davaların esasının hükme bağlandığı anlaşılmaktadır.

Yapılan başvuruda İcra Tetkik Mercii kararından da sözedilmiş ise de; bu karar, esasa ilişkin olmayıp, ilamın infazı sırasında takip hukukuna ilişkin usul kurallarının uygulanmasından ibaret bulunduğundan, incelememiz dışında kalmaktadır.

Her iki yargı merciinde dava açanlar arasında bulunmaları nedeniyle Uyuşmazlık Mahkemesi'ne başvuran davacılar yönünden, uyuşmazlığa konu edilen davalarda taraflardan en az birinin aynı olması koşulu gerçekleşmiştir. Olayda, davacıların kadim su haklarının bulunduğunu ileri sürdükleri kaynak suyuna Şeyhömerli Köyü Muhtarlığınca (ve Ulukışla Belediyesince) yapılan müdahalenin önlenmesi istemiyle ULUKIŞLA ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ'nde açtıkları dava sonunda; davacıların genel su üzerinde kadim haklarının bulunduğu gerekçesiyle suya vaki müdahalenin menine karar verilmiş olup, gerek davanın açıldığı gerekse kararın verildiği sırada idarece tesis edilmiş bir tahsis kararı bulunmamaktadır.

Adli yargı kararı kesinleşip gerekleri yerine getirildikten 1 yıl sonra, idarece kaynak suyundan Şeyhömerli Köyüne içmesuyu tahsis edilmesi üzerine, aynı davacılar tarafından yasaya aykırı olduğu ileri sürülerek tahsis kararının iptali İstemiyle KONYA İDARE MAHKEMESİ'ne açılan dava sonunda: davacıların aralarında bulunduğu mezra halkının içmesuyu ihtiyacını gidermekte oldukları dikkate alınarak köy yerleşim biriminin içmesuyu ihtiyacı için idarece yapılan tahsiste hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle dava reddedilmiştir.

Buna göre, ayni bir hakka dayanılarak haksız müdahalenin önlenmesi sonucunu doğuran dava ile Köy Hizmetlerince kuruluş yasasına aykırı olarak tesis edildiği iddiasıyla su kaynağından Şeyhömerli Köyüne içmesuyu tahsisi yolundaki işlemin iptaline yönelik olarak açılan idari davanın sebep ve konularının farklı olduğu görülmektedir. Öte yandan, Devletin hüküm ve tasarrufu altında sayılan genel sular, özel mülkiyete konu edilemezler. Bu sulardan, ihtiyacı oranında fakat kadim ve öncelikli kullanmaya ilişkin haklar ihlal edilmeden herkesin yararlanma hakkı bulunmaktadır.

Bu açıklamaya göre kararları inceleyecek olursak: adli yargı yerinde, davacıların kadim su hakları gözetilerek yasal bir dayanağı olmayan ve bu nedenle haksız bulunan müdahalenin önlenmesine karar verilmiş olup; idari yargı yerinde, yasa ile bu konuda görevli ve yetkili kılınan idarece genel sudan köy yerleşim biriminin içmesuyu ihtiyacının giderilmesi amacıyla yapılan tahsisin, alınan bilirkişi raporuna göre mezra halkının o gün için ve gelecekteki içmesuyu ihtiyacını aynı havzadan doğan kaynaktan temin ettiği dikkate alınmak ve kadim su haklarının ihlal edilmediği ve kamu yararı bulunduğu gözetilmek suretiyle hukuka uygun bulunmuş olması karşısında, uyuşmazlığa konu edilen kararların çeliştiğinden bahsedilemeyeceği gibi, böyle bir durumda hakkın yerine getirilmesinin olanaksızlığından da sözedilemez.

Belirtilen duruma göre ve olayda, konu ve dava sebeplerinin aynı olması ve hakkın yerine getirilmesinin olanaksız bulunması koşulları gerçekleşmediğinden başvurunun reddi gerekmektedir.

SONUÇ : Hüküm uyuşmazlığının varlığı için 2247 sayılı Yasa'nın 24. maddesinde öngörülen koşullar birlikte gerçekleşmediğinden BAŞVURUNUN REDDİNE, 26.2.2001 gününde KESİN OLARAK OYBİRLİĞİ İLE karar verildi.