T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

 

            ESAS   NO : 2018/595

            KARAR NO : 2018/593

            KARAR TR: 22.10.2018

ÖZET: Kocaeli 1 Nolu T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumundan Ankara Sincan Ceza İnfaz Kurumuna naklinin gerçekleştirilmesi istemiyle yapmış olduğu başvurunun reddine ilişkin Adalet Bakanlığı Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğünün 16.11.2017 tarihli işleminin iptali istemiyle açılan davanın; İDARİ YARGI YERİNDE görülmesi gerektiği hk.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

K A R A R

 

 

 

Davacı     : E.Ş.

Davalı     : Adalet Bakanlığı Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü

 

OLAY   : Davacı dava dilekçesinde özetle; Askeri Yüksek İdare Mahkemesinde görev yapmakta iken KHK ile görevi sona eren davacının; Kocaeli 1 Nolu T. Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumundan Ankara Sincan Ceza İnfaz Kurumuna naklinin gerçekleştirilmesi istemiyle yapmış olduğu başvurunun reddine ilişkin Adalet Bakanlığı Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü'nün 16.11.2017 tarihli ve 35211520-208.01.01-19457/148241 sayılı işleminin; talebi olmadan ve bilgisi dışında Kocaeli 1 Nolu T. Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumuna getirildiğini, tedavisinin yarıda bırakılarak buraya nakledildiğini, ailesiyle görüşme sağlayamadığını ileri sürülerek, işlemin iptali istemiyle adli yargı yerinde dava açmıştır.

KOCAELİ İNFAZ HAKİMLİĞİ: 26.1.2018 gün ve E:2017/6129, K:2018/536 sayı ile, hükümlü başka ceza infaz kuramlarına nakil talebinin reddedildiğini belirterek, Hakimliklerinden talepte bulunduğu; ancak bir ilden başka bir ilde bulunan ceza infaz kurumlarına hükümlülerin ve tutukluların nakli konusunda karar verme yetkisinin Adalet Bakanlığına ait olduğu; Hakimliklerinin görevinin ise, 4675 sayılı Yasada açıklandığı; ceza infaz kuramlarında bulunan hükümlü ve tutukluların, cezaevi idaresinin işlem ve eylemlerine karşı şikayet ve itirazlarını incelemek olduğu; Adalet Bakanlığının işlemleri konusunda Hakimliklerinin karar verme yetkisi bulunmadığı; bu konuda karar verme yetkisinin idari yargı mercilerine ait olduğu; nitekim dosyadaki belgelerden hükümlünün nakil talebinin Adalet Bakanlığınca reddedildiğinin anlaşıldığı; bu nedenlerle hükümlünün talebi konusunda idari yargı mercilerinin görevli olduğu sonucuna varılarak hakimliklerinin görevsizliğine karar verilmiş, bu karara davacı itiraz etmiştir.

Kocaeli 1. Ağır Ceza Mahkemesi: 14.2.2018 gün ve D.İş: 2018/355sayı ile, incelenen evrak kapsamına ve Kocaeli İnfaz Hakimliğinin kararında açıklanan gerekçeye göre, söz konusu kararda usul ve yasaya aykırı bir husus bulunmadığından, itirazın reddine karar vermiş, bu karar kesinleşmiştir.

Davacı aynı istemle idari yargı yerinde dava açmıştır.

ANKARA 3. İDARE MAHKEMESİ: 13.6.2018 gün ve E:2018/1213 sayı ile, davacının Ankara Sincan Ceza İnfaz Kurumuna nakline ilişkin işlemde görevli yargı merciinin İnfaz Hakimliği olduğu görüldüğünden; idari yargının görev alanı içinde bulunmayan uyuşmazlığın adli yargının görev alanı içinde bulunan İnfaz Hakimliğince çözümlenmesi gerektiği sonucuna varıldığı gerekçesiyle;görüm ve çözümü Mahkemelerinin görevinde bulunmayan davada, 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanunun 19. maddesi uyarınca görevli yargı yerinin belirlenmesi için dava dosyasının Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmesine ve görev uyuşmazlığı hakkında bir karar verilinceye kadar dava dosyasının incelenmesinin ertelenmesine karar vermiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE:

Uyuşmazlık Mahkemesi'nin, Hicabi DURSUN’un Başkanlığında, Üyeler: Şükrü BOZER, Mehmet AKSU, Birol SONER, Süleyman Hilmi AYDIN, Aydemir TUNÇ ve Nurdane TOPUZ'un katılımlarıyla yapılan 22.10.2018 günlü toplantısında:

l-İLK İNCELEME: Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre; İdare Mahkemesince, 2247 sayılı Yasa’nın 19. maddesine göre başvuruda bulunulmuş olduğu, idari yargı dosyasının Mahkemece, ekinde adli yargı dosyası ile birlikte Uyuşmazlık Mahkemesi’ne gönderildiği ve usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

  II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim Gülşen AKAR PEHLİVAN’ın, davanın çözümünde idari yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Halil İbrahim ÇİFTÇİ ile Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın davada idari yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Dava, Kocaeli 1 Nolu T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumundan Ankara Sincan Ceza İnfaz Kurumuna naklinin gerçekleştirilmesi istemiyle yapmış olduğu başvurunun reddine ilişkin Adalet Bakanlığı Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğünün 16.11.2017 tarihli işleminin iptali istemiyleaçılmıştır.

Anayasa’nın 125. maddesinin son fıkrasında; “İdare, kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlüdür.” hükmü; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun “İdari dava türleri ve idari yargı yetkisinin sınırı” başlıklı 2.maddesinde, “1. (Değişik: 10/6/1994 - 4001/1 md.) İdari dava türleri şunlardır:

a) (İptal: Ana.Mah.nin 21/9/1995 tarih ve E:1995/27, K:1995/47 sayılı kararı ile; Yeniden Düzenleme: 8/6/2000 - 4577/5 md.) İdarî işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlâl edilenler tarafından açılan iptal davaları,

b) İdari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel haklan doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları,

c) (Değişik: 18/12/1999-4492/6 md.) Tahkim yolu öngörülen imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklar hariç, kamu hizmetlerinden birinin yürütülmesi için yapılan her türlü idari sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin davalar.

2. İdari yargı yetkisi, idari eylem ve işlemlerin hukuka uygunluğunun denetimi ile sınırlıdır. İdari mahkemeler; yerindelik denetimi yapamazlar, yürütme görevinin kanunlarda gösterilen şekil ve esaslara uygun olarak yerine getirilmesini kısıtlayacak, idari eylem ve işlem niteliğinde veya idarenin takdir yetkisini kaldıracak biçimde yargı kararı veremezler.

3. Cumhurbaşkanının doğrudan doğruya yaptığı işlemler idari yargı denetimi dışındadır.” hükmü yer almıştır.

Diğer taraftan; 29.3.1984 kabul tarihli ve 2992 sayılı Adalet Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanunun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabulü Hakkında Kanunun 2. maddesinde: Ceza İnfaz Kurumlarının, kurulması idari görevleri yönünden gözetim ve denetiminin yapılması ve geliştirilmesi Adalet Bakanlığının görevleri arasında sayılmış; Kanunun 11. Maddesinde; “hükümlü ve tutukluların sevk ve nakil işlerini yürütmek” Bakanlığın Anahizmet Birimlerinden birisi olan Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğünün görevleri arasında gösterilmiş;

5275 sayılı “Ceza Ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun”un 53. ve devamı maddelerinde “Hükümlülerin Nakilleri”nin nasıl olacağı ve uygulanacak kurallara yer verilmiş; hükümlülerin, kendi istekleri veya toplu sevk, disiplin, asayiş ve güvenlik, hastalık, eğitim, öğretim, suç ve yargılama yeri nedenleriyle başka bir kuruma nakledilebilecekleri; hükümlülerin kendi istekleri ile bulundukları kurumdan başka kurumlara nakledilebilmeleri için arananan koşulların ve prosedürün ne olduğu; kurumların elverişsiz ve yetersiz kalması, kapsama gücünün aşılması, kullanılamaz hâle gelmesi, asayiş, güvenlik, doğal afet, yangın ve büyük onarım gibi zorunlu nedenlerle başka kurumlara nakledilmeleri gerekli görülen hükümlülerin, yargı çevresi dışında Adalet Bakanlığınca belirlenen ve konumlarına uygun olan diğer kurumlara nakledilebilecekleri hükümlerine yer verilmiş;

Ceza infaz kurumlarının yönetimine, ceza ve güvenlik tedbirlerinin ne şekilde yerine getirileceğine ilişkin usul ve esasları düzenlemek amacıyla ve 1721 sayılı Hapishane ve Tevkifhanelerin İdaresi Hakkında Kanun, 2992 sayılı Adalet Bakanlığının Teşkilât ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabulü Hakkında Kanun, 4301 sayılı Ceza İnfaz Kurumları ile Tutukevleri İşyurtları Kurumunun Kuruluş ve İdaresine İlişkin Kanun, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ve 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunun 121 inci maddesi hükümlerine dayanılarak hazırlanmış olan “Ceza İnfaz Kurumlarının Yönetimi İle Ceza Ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Tüzük”ün 163.madde ile başlayan Sekizinci Kısmında Hükümlülerin Nakilleri hususlarına yer verilmiş; 164.maddenin 3. fıkrasında;hükümlülerin nakil işlemleriyle ilgili esas ve usullerin Bakanlık tarafından belirleneceği ifade edilmiş; Adalet Bakanlığı Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğüncehazırlanan Genelgelerde de,hükümlü ve tutukluların nakil işlemleriyle ilgili usul ve esasların nasıl olacağı gösterilmiştir.

Dosyanın incelenmesinden,Kocaeli 1 Nolu T. Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda bulunan davacı tarafından; talebi olmadan ve bilgisi dışında tedavisi yarıda bırakılarak, Ankaradan Kocaeline getirildiği; ailesiyle görüşme imkanı sağlayamadığı ileri sürülerek, Ankara Sincan Ceza İnfaz Kurumuna naklinin gerçekleştirilmesi talebinin reddine ilişkin işlem üzerine ilk olarak Kocaeli İnfaz Hakimliğine şikayet başvurusunda bulunulduğu, anılan Hakimlik tarafından davacının başvurusunun Adalet Bakanlığı tarafından reddedildiği ve uyuşmazlıkta idari yargı merciilerinin görevli olduğu gerekçesiyle ilk olarak Kocaeli İnfaz Hakimliği tarafından 26.01.2018 tarih ve E:2017/6129, K2018/536 sayılı görevsizlik kararı verildiği, bu karar üzerine idari yargı yerinde dava açıldığı ve idare mahkemesince dosyanın Mahkememize gönderildiği anlaşılmıştır.

Konuya ilişkin mevzuat hükümleri ile somut olay birlikte irdelendiğinde, hükümlülerin yerleştirileceği ceza infaz kurumlarını belirleme görevinin Adalet Bakanlığı Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğüne ait bulunduğu; bu bağlamda hükümlülerin, farklı gerekçeli nakil taleplerinin de aynı birim tarafından değerlendirildiği; davalı idarenin bu görevini bir yargı faaliyeti olarak değil idari işlem veya eylem olarak yürüttüğü; dolayısıyla davacının kalacağı ceza infaz kurumunun belirlenmesi,bu nedenle yapılan nakil işlemleri ile idarenin uygulamalarından kaynaklandığı iddia edilenuyuşmazlığın idari yargı yerince çözümlenmesi gerektiği açıktır.

Bu itibarla,kamu hizmetini yürütmekle görevli kılınmış kamu kurumunun, anılan hizmetin yürütülmesi sırasında tesis ettiği işlemin iptali istemiyle açılan davanın görülmesi ve kamu hizmetinin yöntemince yapılıp yapılmadığının tespitinin, idari yargı yerinin görevine girdiği sonucuna varılmıştır.

Açıklanan nedenlerle davanın görüm ve çözümünde idari yargının görevli olduğu dolayısıyla, Ankara 3. İdare Mahkemesinin 13.6.2018 gün ve E:2018/1213 sayılı başvurusunun reddi gerekmiştir.

 

S O N U Ç : Davanın çözümünde İDARİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Ankara 3. İdare Mahkemesinin 13.6.2018 gün ve E:2018/1213 sayılı BAŞVURUSUNUN REDDİNE, 22.10.2018 gününde OYBİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

 

      Başkan                               Üye                               Üye                              Üye

      Hicabi                              Şükrü                          Mehmet                          Birol      

    DURSUN                           BOZER                         AKSU                          SONER          

 

 

 

 

                                                  Üye                                Üye                              Üye    

                                        Süleyman Hilmi                 Aydemir                        Nurdane

                                              AYDIN                          TUNÇ                          TOPUZ