Hukuk Bölümü 2007/492 E., 2007/354 K.

"İçtihat Metni"

Samsun Atakum Belediye Encümeni'nin 14.2.2006 gün ve 27 sayılı kararı ile, davacı adına 3194 sayılı Yasa'nın 42. maddesi uyarınca para cezası verilmesine, kararın ilgiliye tebliğ tarihinden itibaren 1 ay içerisinde ruhsat alınmadığı takdirde, aynı Yasanın 32. maddesi uyarınca inşaatın yıktırılmasına karar verilmiştir.

Davacı vekili, bu işlemin iptali istemiyle idari yargı yerinde dava açmıştır.

SAMSUN İDARE MAHKEMESİ; 3.5.2006 gün ve E: 2006/2155, K: 2006/1232 sayı ile, davanın, Samsun ili, Merkez ilçesi, Kamalı Köyü 2 pafta, 1549 parselde kayıtlı taşınmazın üzerinde davacının İmar Kanunu'na aykırı olarak inşaat yaptığından bahisle İmar Kanunu' nun 42. maddesi uyarınca para cezası ile aynı Kanun'un 32. maddesi uyarınca inşaatın yıkılmasına ilişkin 14.2.2006 gün ve 27 sayılı işlemin iptali istemiyle açıldığı, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 4001 sayılı Kanun'la değişik 5. ve 15. maddelerinden söz ederek, dosyanın incelenmesinden; 5326 sayılı Kabahatler Kanunu uyarınca, 1.6.2005 tarihinden itibaren idari para cezasını gerektiren fiil ve haller "Kabahat" olarak nitelendirildiğinden ve kabahat teşkil eden eylem nedeniyle uygulanacak idari para cezalarına karşı da itiraz merciinin sulh ceza mahkemesi olması nedeniyle yargılaması farklı yargı kollarına ait olan idari para cezası ve 3194 sayılı Yasa'nın 32. maddesi uyarınca inşaatın yıktırılmasına ilişkin işlemlere karşı aralarında hukuki bir bağlılık bulunmadığından aynı dilekçe ile dava açılmasında yukarıda aktarılan Kanun hükmü uyarınca yasal isabet bulunmadığı sonucuna ulaşıldığı gerekçesiyle dava dilekçesinin, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 15. maddesi'nin 1. bendi (d) fıkrası gereğince bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren 30 gün içinde 5. maddeye uygun şekilde düzenlenerek yeniden dava açılmak üzere reddine karar vermiştir.

Davacı vekili, bu kez, söz konusu idari para cezasına karşı adli yargı yerinde itirazda bulunmuştur.

SAMSUN 3. SULH CEZA MAHKEMESİ; 9.8.2007 gün ve D.İş E:2006/189, D.İş K: 2006/189 sayı ile, itiraz eden vekili itiraz dilekçesinde özetle; müvekkilinin Samsun Merkez Kamalı Köyü'nde şahsına ait arazi üzerinde inşaat yaptığını, bu konuda müvekkilinin yasal izinleri alarak işlem tesis ettiğini, yeni Belediye Yasası çerçevesinde Kamalı Köyü idare sınırlarının mahalle olarak kabul edilerek Atakum Belediyesi Başkanlığı'na devredildiğini, devir sonrasında Belediye Başkanlığınca müvekkilinin yapmış olduğu inşaatın kaçak bina statüsünde kabul edilerek 14.2.2006 tarih 28 sayılı Belediye Encümen kararı ile idari para cezası kesildiğini, ayrıca bir ay süre içerisinde ruhsat alınmadığı taktirde yıkım kararı alınması yoluna gidildiğini, verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, zira, müvekkilinin inşaatını Kamalı Köyü'nün henüz belediye mücavir alanı dışında iken bitirdiğini, müvekkilinin Köy Muhtarlığından izin aldığını, bu durumda alınan yıkım kararının ve müvekkili hakkında uygulanan idari para cezasının hukuka aykırı bulunduğunu, bu hususta Samsun İdare Mahkemesi'ne 2006/2155 Esas sayılı dosyası ile açtığı davanın idari para cezası yönünden görevli mahkemenin sulh ceza mahkemesi olduğu belirtilerek görev yönünden reddedildiğini, bu sebeple idari para cezasının iptaline ilişkin davayı Mahkemelerinde açtıklarını, yıkım kararının iptali talebi ile Samsun İdare Mahkemesi'ne açtıkları 2006/3092 Esas sayılı dosyanın ise derdest olduğunu, müvekkili hakkında davalı Belediyece kesilen idari para cezasının iptaline karar verilmesini talep ve dava ettiği anlaşılıyor ise de; 5326 sayılı Kanun'un 27/8. maddesinde; idari yaptırım kararının verildiği işlem kapsamında aynı kişi ile ilgili olarak idari yargının görev alanına giren kararlarında verilmiş olması halinde idari yaptırım kararlarına ilişkin hukuka aykırılık iddialarının bu işlemin iptali ile birlikte idari yargı merciinde görüleceği hususunun belirtildiği, somut olayda aynı konuda davacı vekilince Samsun İdare Mahkemesi'ne 2006/3092 Esas sayılı dava dosyası ile ilgili Belediyece alınan 14.2.2006 tarih 28 sayılı yıkım kararının iptali talebi ile açılan dava ile Mahkemelerinde dava konusu edilen idari para cezasının iptaline yönelik davaların bağlantılı olduğu, bu durumda, Mahkemelerinde açılan idari para cezasına yönelik iptal davasının da K.K.'nın 27/8 maddesi gereğince bu yargı merciinde görülmesi gerektiği düşünüldüğünden, Kabahatler Kanunu'nun 27/8 maddesi delaletiyle 28/1-b maddesi gereğince başvurunun Mahkemelerinin görev alanına girmemesi sebebiyle reddine karar vermek gerektiği sonucuna varıldığı gerekçesiyle görevsizlik kararı vererek, görevli mahkemenin idare mahkemesi olduğuna, Samsun İdare Mahkemesi ile Mahkemeleri arasında olumsuz görev uyuşmazlığı çıktığı anlaşıldığından, 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi hakkında Kanun'un 15. maddesi gereğince uyuşmazlığın giderilmesi için dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesi'ne gönderilmesine karar vermiş; bu karar, temyiz edilmeyerek kesinleşmiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE :

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü'nün, Ahmet AKYALÇIN'ın Başkanlığında, Üyeler: Mahmut BİLGEN, Ramazan TUNÇ, Habibe ÜNAL, O. Cem ERBÜK, Muhittin KARATOPRAK ve Gürbüz GÜMÜŞAY'ın katılımlarıyla yapılan 3.12.2007 günlü toplantısında; Raportör-Hakim Nurdane TOPUZ'un 2247 sayılı Yasa'da öngörülen koşulları taşımayan başvurunun reddi gerektiği yolundaki raporu ve dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Ayla SONGÖR ile Danıştay Savcısı Gülen AYDINOĞLU'nun başvurunun reddi gerektiği yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa'nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre;

Uyuşmazlık Mahkemesi Genel Kurulunun 11.7.1988 günlü, E:1988/1, K:1988/1 sayılı İlke Kararında, "2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanunun bütünüyle incelenip değerlendirilmesinden, bu Kanunun uygulanması yönünden 2 nci maddesinin ikinci fıkrasında yer alan, 'ceza uyuşmazlıkları' ibaresinden, savcının ya da şahsi davacının talebi ile başlayan yargılaması sonunda sanığın mahkumiyetine ya da beraatine hükmedilebilecek davalarda, askeri ve adli ceza mahkemeleri arasında çıkan görev ve hüküm uyuşmazlıklarının anlaşılması, bunun dışında kalan tüm görev uyuşmazlıklarının 'hukuk uyuşmazlığı' sayılması gerektiği sonucuna varılmaktadır. Uygulanması idari organlara bırakılan cezalar, adli nitelikte olmadığından, bunlar hakkında yapılan itirazlar ya da açılan davalar 'ceza davası' olarak nitelendirilemezler. İdari niteliklerinden dolayı bu davalara ilişkin görev ve hüküm uyuşmazlıklarının Uyuşmazlık Mahkemesinin Hukuk Bölümünde incelenip çözümlenmesi gerektiği..." açıkça belirtilmiştir. Bu durum göz önüne alındığında, olay bölümünde yazılı başvuru konusu görev uyuşmazlığının Hukuk Bölümünde incelenmesi gerektiği kuşkusuzdur.

2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanun'un 19. maddesinde, "Adli, idari, askeri yargı mercilerinden birisinin kesin veya kesinleşmiş görevsizlik kararı üzerine kendisine gelen bir davayı incelemeye başlayan veya incelemekte olan bir yargı mercii davada görevsizlik kararı veren merciin görevli olduğu kanısına varırsa, gerekçeli bir karar ile görevli merciin belirtilmesi için Uyuşmazlık Mahkemesine başvurur ve elindeki işin incelenmesini Uyuşmazlık Mahkemesinin karar vermesine değin erteler. (Değişik:21.1.1982-2592/6 md.) Mahkemenin gerekçeli kararı, dava dosyası ile birlikte Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilir" denilmiştir. Aynı Yasanın 27. maddesinde ise, Uyuşmazlık Mahkemesinin, uyuşmazlık çıkarmaya veya görev uyuşmazlıklarına ilişkin istemleri önce şekil ve süre açısından inceleyeceği; yöntemine uymayan veya süresi içinde ileri sürülmemiş istemleri reddedeceği kuralına yer verilmektedir.

Sulh Ceza Mahkemesince, görevsizlik kararı verilerek, görevli mahkemenin idare mahkemesi olduğuna, Samsun İdare Mahkemesi ile Mahkemeleri arasında olumsuz görev uyuşmazlığı çıktığı anlaşıldığından, 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanun'un 15. maddesi gereğince uyuşmazlığın giderilmesi için dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesi'ne gönderilmesine karar verilmiş ise de; İdare Mahkemesi kararı, görevsizlik kararı olmayıp, kabahat teşkil eden eylem nedeniyle uygulanacak idari para cezalarına karşı itiraz merciinin Sulh Ceza Mahkemesi olması nedeniyle yargılaması farklı yargı kollarına ait olan idari para cezası ve 3194 sayılı Yasa'nın 32. maddesi uyarınca inşaatın yıktırılmasına ilişkin işlemlere karşı aralarında hukuki bir bağlılık bulunmadığından, aynı dilekçe ile dava açılmasında yasal isabet bulunmadığı sonucuna ulaşıldığı gerekçesiyle dava dilekçesinin, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 15. maddesi'nin 1. bendi (d) fıkrası gereğince bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren 30 gün içinde 5. maddeye uygun şekilde düzenlenerek yeniden dava açılmak üzere reddine ilişkindir. Kısacası, olumsuz görev uyuşmazlığı doğmasına neden olacak şekilde idari yargı yerince verilmiş bir görevsizlik kararı bulunmamaktadır.

Açıklanan nedenlerle, 2247 sayılı Yasa'nın 19. maddesinde öngörülen koşulu taşımayan başvurunun, aynı Yasanın 27. maddesi uyarınca reddi gerekmiştir.

SONUÇ: 2247 sayılı Yasa'nın 19.maddesinde öngörülen koşulları taşımayan BAŞVURUNUN, aynı Yasanın 27. maddesi uyarınca REDDİNE, 03.12.2007 gününde OYBİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.