T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

           

            ESAS NO      : 2019 / 882

            KARAR NO  : 2020 / 34

            KARAR TR   : 27.1.2020

ÖZET :  Borçlunun icra takibine yaptığı itirazın iptali ile takip konusu alacağın devamına karar verilmesi istemiyle açılan davanın, ADLİ YARGI YERİNDE görülmesi gerektiği hk.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

K  A  R  A  R

 

Davacı           : A. Sigorta A.Ş.

Vekilleri         : Av. G. G., Av.S.A.

Davalı            : Kartal Belediye Başkanlığı

Vekili              : Av.H.D.

 

O L A Y       : Davacı vekili dilekçesinde; müvekkil şirketin trafik kazasından doğan rücuen tazminat alacağının sağlanması amacıyla İstanbul Anadolu 2. İcra Müdürlüğü’nün 2013/9895 E. sayılı dosyası ile davalı/borçlu aleyhine icra takibi başlatıldığını, bu takibe davalı/borçlu tarafından itiraz edildiğini, davalının/borçlunun işbu itirazının haksız ve dayanaksız olduğunu, dava dışı Oktay Yılmaz’a ait 07 … 868 plakalı motorsikletin müvekkil şirket nezdinde sigortalı olduğunu, bu aracın, davalı Kartal Belediye Başkanlığı’nın yaptığı kazı çalışması sebebiyle açılmış olan çukura tekerleklerinin düşmesi sonucu maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, bu kazanın oluşumunda yolda çalışma yapıp gerekli tedbirleri almayan davalı idarenin sorumlu olduğundan bahisle;  davalının (borçlunun) haksız ve hukuki dayanaktan-yoksun itirazının iptali ve takibin devamına karar verilmesi istemiyle adli yargı yerinde dava açmıştır.

İSTANBUL ANADOLU 2.ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ: 4.4.2016 gün ve E:2014/346, K:2016/105 sayı ile, “(…) Yargılama aşamasında İstanbul Anadolu 2. İcra Müd 2013/9895 Esas sayılı takip dosyası getirtilerek incelendiğinde; alacaklı Allianz Sigorta A.Ş vekili tarafından borçlu Kartal Belediye Başkanlığı aleyhine 28/06/2013 tarihinde müvekkili nezdinde Kasko sigortalı bulunan 07 JJ 868 plaka sayılı aracın Esentepe Mah İnönü Caddesi üzerinde D-100 güney yan yol istikametine seyir halinde iken yoldaki kazı çalışması sırasında oluşmuş çukura tekerleklerin düşmesi sonucu hasarlanması nedeniyle müvekkili tarafından takip dışı sigortalısına ödenen toplam 5137,72 TL asıl alacak ile 130 TL işlemiş yasal faiz alacağının tahsili talebi ile başlatılmış ilamsız icra takibine dair olduğu, örnek no 7 sayılı ödeme emrinin borçluya 12/11/2013 tarihinde tebliğ edildiği borçlu vekilinin 14/11/2013 tarihli dilekçesi ile alacağın aslına ve ferilerine itiraz ettiğini bildirdiği görülmüştür.

Davalı vekilinin yargı yolu itirazı nedeniyle dosya incelendiğinde; dava dilekçesinde alacağın davalı idarenin hizmet alanında bulunan Esentepe Mah İnönü Caddesi üzerinde kazı çalışması nedeniyle açılmış olan çukura sigortalı aracın tekerleklerinin düşmesi nedeniyle meydana geldiği bildirildiğinden, kazı çalışması davalı idare tarafından yürütüldüğünden- yerine getirildiğinden, düzenlenen 28/06/2013 tarihli maddi hasarlı trafik kazası tespit tutanağı ile kazanın meydana geldiği yer tespit edildiğinden, bu durumda davalı idarenin hizmet kusuru niteliğindeki eylemi sonucu meydana gelen zarara dayalı olan davaya konu uyuşmazlığın 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasasının 2/1-b maddesi gereğince çözüm yerinin idari yargı yeri olduğu sabit olduğundan, HMK nun 114-( 1 b) maddesi gereğince yargı yolu dava şartı olup, HMK nun 115-( 1) maddesi gereğince mahkeme dava şartlarının mevcut olup olmadığını davanın her aşamasında kendiliğinden araştırmakla yükümlü olduğundan, davalı vekilin davadaki yargı yolu itirazının doğru ve yerinde olduğu anlaşılmakla aşağıdaki şekilde hüküm verilmiştir.

HÜKÜM: Yukarıda izah olunan nedenlerle;

1 -Dava dilekçesinin HMK 1141/1-b-maddesi gereğince yargı yönünden reddine…” karar vermiş, temyiz yoluna gidilmesi üzerine Yargıtay 17.Hukuk Dairesi: 19.6.2019 gün ve E:2017/2562, K:2019/7824 sayı ile, dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı gerekçesiyle, davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun bulunan hükmün onanmasına karar vermiş ve Mahkeme kararı kesinleşmiştir.

Davacı vekili bu kez, müvekkili şirketin, dava dışı sigortalısına ödemiş olduğu 5.137,72 TL tutarındaki hasar tazminatının ödeme tarihi olan 25.07.2013 itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı idareden tahsili istemiyle idari yargı yerinde dava açmıştır.

İSTANBUL 6.İDARE MAHKEMESİ: 24.10.2019 gün ve E:2019/2035 sayı ile, “(…) 2918 sayılı Yasanın 19.1.2011 tarihinde yürürlüğe giren 110. maddesi ile Anayasa Mahkemesi’nin 26/12/2013 tarih ve E.2013/68, K.2013/165 sayılı kararı gözetildiğinde, bahsi geçen Kanun maddesinin karayollarında, can ve mal güvenliği yönünden trafik düzeninin sağlanarak trafik güvenliğini ilgilendiren tüm konularda alınacak önlemleri kapsadığı ve Kanunun, trafikle ilgili kuralları, şartları, hak ve yükümlülükleri, bunların uygulanmasını ve denetlenmesini, ilgili kuruluşları ve bunların görev yetki ve sorumlulukları ile, çalışma usullerini kapsadığı, dolayısıyla oluşan trafik kazası nedeniyle açılacak sorumluluk davalarının görüm ve çözümünde adli yargının görevli olduğu; meydana gelen zararın tazmini istemiyle açılan bu davanın da adli yargı yerinde çözümlenmesi gerektiği sonucuna varıldığından, işin gereği düşünüldü;

2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluşu ve İşleyişi Hakkında Kanunun 19. maddesinde;

"Adli, idari, askeri yargı mercilerinden birisinin kesin veya kesinleşmiş görevsizlik kararı üzerine kendisine gelen bir davayı incelemeye başlayan veya incelemekte olan bir yargı mercii davada görevsizlik kararı veren merciin görevli olduğu kanısına varırsa, gerekçeli bir karar ile görevli merciin belirtilmesi için Uyuşmazlık Mahkemesine başvurur ve elindeki işin incelenmesini Uyuşmazlık Mahkemesinin karar vermesine değin erteler.

Yargı merciince, önceki görevsizlik kararına ilişkin dava dosyası da temin edilerek, gerekçeli başvuru kararı ile birlikte dava dosyaları Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilir. "

hükmüne yer verilmiş olup, anılan düzenleme kapsamında dava dosyası ile birlikte İstanbul Anadolu 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin E:2014/346 sayılı dosyasının da mahkemesinden temin edilerek, her iki dosyanın birlikte Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmesine…”karar vermiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE:

Uyuşmazlık Mahkemesi’nin, Hicabi DURSUN’un Başkanlığında, Üyeler: Şükrü BOZER, Mehmet AKSU, Birol SONER, Aydemir TUNÇ, Nurdane TOPUZ ve Ahmet ARSLAN'ın katılımlarıyla yapılan 27.1.2020 günlü toplantısında:

I-İLK İNCELEME: Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre; İdare Mahkemesince, 2247 sayılı Yasa’nın 19. maddesine göre başvuruda bulunulmuş olduğu, Yasa’nın 14. maddesine göre olumsuz görev uyuşmazlığı bulunduğunun ileri sürülebilmesi için davanın “tarafları, konusu ve sebebinin aynı” olması koşulunun öngörülmüş bulunması karşısında, adli ve idari yargı yerleri arasında görev uyuşmazlığının doğduğu;  öte yandan; adli yargı yerinde aynı somut olay nedeniyle itirazın iptali ve takibin devamı;  idari yargı yerinde ise tazminat istemiyle dava konusu oluşturulmuş ise de; ikinci davanın, ilk davada verilen karar doğrultusunda oluşturulduğu ve  “itirazın iptali ve takibin devamı” istemi yönünden görev uyuşmazlığının doğduğu kanaatine varıldığından ve sonuçta usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından, adli ve idari yargı yerleri arasında doğan görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hâkim Taşkın ÇELİK’in, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Halil İbrahim ÇİFTÇİ ile Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın davada adli yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Dava, borçlunun icra takibine yaptığı itirazın iptali ile takip konusu alacağın devamına karar verilmesi istemiyle açılmıştır.

2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun “İlamsız takip” başlıklı Üçüncü Bap, 42-49. maddelerinde takip yöntemleri gösterilmiş; değişik 58. maddesinde, takip talebinin icra dairesine yazı ile veya sözlü olarak veya elektronik ortamda yapılacağına işaret edilmiş; değişik 60. maddesine göre, takip talebi üzerine icra müdürünce ödeme emri düzenleneceği ve 62-65. maddelerde itiraza ilişkin hükümlere yer verilmiş olup, değişik 66. maddede, süresi içinde yapılan itirazın takibi durduracağı kurala bağlanmıştır.

İtiraz nedeniyle takibin durması üzerine alacaklıya, itirazın iptali için Yasada iki yola başvurma olanağı tanınmış olup, bunlardan birincisi, 67. maddeye göre mahkemeye başvurmak, ikincisi ise 68, ek 68/a ve ek 68/b maddelerine göre tetkik merciinden itirazın kaldırılmasını istemektir.

İncelenen uyuşmazlıkta alacaklı konumundaki davacı tarafından, değişik 67. maddeye göre mahkemeye başvurmak suretiyle itirazın iptali davası açılmıştır.

Söz konusu 67. Madde (Değişik: 18/2/1965 - 538/37 md.), “(Değişik birinci fıkra: 17/7/2003-4949/15 md.) Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.

(Değişik: 9/11/1988 - 3494/1 md.) Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde kırkından aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.

İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır.

(Mülga dördüncü fıkra: 17/7/2003-4949/103 md.)

Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır” hükümlerini taşımaktadır.

Anılan Yasanın değişik 1. maddesinin birinci fıkrasında, “Her asliye mahkemesinin yargı çevresinde yeteri kadar icra dairesi bulunur” denilmekte olup, yukarıda hükmü yazılı 67. maddede sözü edilen “mahkeme” ile, icra dairesinin bulunduğu yargı çevresi bakımından bağlı olduğu asliye mahkemesinin anlaşılması ve takip hukukuna özgü bulunan itirazın iptali davasının asliye mahkemesinde görülmesi gerektiği açıktır.

Öte yandan, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun “İdari Dava Türleri ve İdari Yargı Yetkisinin Sınırı” başlıklı 2. maddesinde, idari dava türleri: a)İdari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan iptal davaları, b)İdari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları, c)Tahkim yolu öngörülen imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklar hariç, kamu hizmetlerinden birinin yürütülmesi için yapılan her türlü idari sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin davalar olarak sayılmıştır.

Bu duruma göre, İcra ve İflas Kanunu’nun değişik 67. maddesine göre açılan itirazın iptali davasının görüm ve çözümünde adli yargı yerinin görevli olduğu sonucuna varılmıştır.

Açıklanan nedenlerle, davanın görüm ve çözümünde adli yargı yeri görevli olduğundan, İstanbul 6.İdare Mahkemesinin başvurusunun kabulü ile İstanbul Anadolu 2.Asliye Hukuk Mahkemesinin 4.4.2016 gün ve E:2014/346, K:2016/105 sayılı görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir.

 

S O N U Ç   : Davanın çözümünde ADLİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle İstanbul 6.İdare Mahkemesinin BAŞVURUSUNUN KABULÜ ile İstanbul Anadolu 2.Asliye Hukuk Mahkemesinin 4.4.2016 gün ve E:2014/346, K:2016/105 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 27.1.2020 gününde OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

 

      Başkan                          Üye                                  Üye                                 Üye                    

       Hicabi                         Şükrü                             Mehmet                             Birol        

    DURSUN                   BOZER                            AKSU                             SONER            

 

 

 

                                            Üye                                  Üye                                  Üye                    

                                        Aydemir                           Nurdane                            Ahmet

                            TUNÇ                             TOPUZ                          ARSLAN