T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

            HUKUK BÖLÜMÜ

            ESAS NO       : 2015 / 808

            KARAR NO : 2015 / 862

            KARAR TR   : 28.12.2015

 

ÖZET: Davacı tarafından, dava dışı borçlu hakkında Gaziantep 2.İcra Müdürlüğü’nün dosyasında başlatılan takip sırasında, dava dışı takip borçlusuna ait olup davalı nezdinde bulunan alacak miktarının, davalı kurumun hatalı işlemi nedeni ile yine aynı takip borçlusu hakkında yürütülen Adana 1. İcra Müdürlüğü’nün icra dosyasına gönderilmesi nedeni ile davacının uğradığı zararın, davalıdan tazmini istemi ile açılan davanın; ortada icra işlemleri bakımından bir hatanın olmaması ve davalı kurum görevlilerinin hatalı işlem tesisinin sözkonusu olması karşısında, 2577 sayılı Kanun’un 2/1. Maddesi gereğince İDARİ YARGI YERİNDE görülmesi gerektiği hk.

 

 

K  A  R  A  R

 

            Davacı             : S. Ecza Deposu A.Ş.

            Vekili              : Av.O.Ş.

Davalı             : Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı

Vekilleri          : Av.F.T.                          (Adli Yargıda)

                          Av. Ö.E.                        (İdari Yargıda)

 

O L A Y         : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; takip konusu Gaziantep 2. İcra Müdürlüğü 'nün 2010/4992 esas sayılı dosyaya ilişkin olarak davalı kurumun Kahramanmaraş SGK İl Müdürlüğü 'ne yazılan 18/04/2011 tarihli müzekkerelerinde borçlu Şenel Kayıran 'in son borç bakiyesinin 90.000,00 TL olarak bildirildiğini, bu 90.000,00 TL 'nin kesilmesine başlanıldığını, ancak bakiye bitmeden kesinti yapılmasına son verildiğini, nedeni sorulduğunda sehven Adana 1. İcra Müdürlüğünün 2009/1025 esas sayılı dosyasına paranın gönderildiği ve bu dosyada tekrar istendiğinin bildirildiğini, davalı kurumun yazışmalarından anlaşılacağı üzere borçlunun eczane kapatma tarihi olan 11/07/2011 tarihinden doğmuş olan alacağı olduğu hususunda herhangi bir tereddüt bulunmadığını, davalı kurum elemanlarının görevlerini ihmal ederek alacaklı oldukları icra dosyasına gönderilmesi gereken kesintileri icra dairesine göndermeyerek sehven başka daireye gönderdiklerini, bu durumun düzeltilmesinin müzekkerelerle defalarca istenilmesine rağmen düzeltilmediğini belirterek; 23.934,77 TL 'nin davalı kurum elemanlarınca başka icra dairesine gönderildiği 05/12/2011 tarihinden itibaren işleyecek merkez bankası reeskont faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesi istemiyle adli yargı yerinde dava açılmıştır.  

Gaziantep 6.Asliye Hukuk Mahkemesi: 16.05.2013 gün ve 2012/657 Esas, 2013/289 Karar sayılı kararı ile; “...Tüm dosya kapsamı kül halinde incelendiğinde; açılan davada davalı kurum elemanlarının hizmet kusuru nedeniyle davacının alacağı icra dosyasına yapılan kesintiyi yanlışlıkla başka bir icra dosyasına göndermelerinden kaynaklandığı, kamu çalışanlarının idarenin iş ve eylemlerini yerine getirirken meydana gelen zarardan idarenin sorumlu tutulduğu davalarda idari yargının görevli olduğu, bu nedenle mahkememizin görevsizliğine karar vermek gerektiği anlaşılmış” denilmek sureti ile açılan davada idari yargı görevli olduğundan bahisle görevsizlik kararı vermiş, verilen karar davacı vekiline 13.06.2013 tarihinde, davalı vekiline 18.06.2013 tarihinde tebliğ edilmiş, tarafların kararı temyiz etmemesi üzerine 04.07.2013 tarihinde kesinleşmiş, karara bu şekilde şerh edilmiştir.

Davacı aynı istemle bu kez aynı taleplerle idari yargı yerinde dava açmıştır.

Gaziantep 1.İdare Mahkemesi; 29.07.2013 gün, 2013/1282 Esas, 2013/1319 Karar sayılı kararında” Dosyanın incelenmesinden; davacı şirketin alacaklı olduğu icra dosyasına gönderilmesi gereken kesintilerin Gaziantep İcra Dairesine gönderilmeyerek başka bir icra dairesine gönderildiğinden bahisle 23.934,77 TL alacağın ödenmesine karar verilmesi istemiyle açılan davada söz konusu kesintilerin dayanağının ve davalı idarenin hangi birimi tarafından başka bir icra dairesine gönderildiğinin açıkça belirtilmediği, dava dilekçesinin içeriğinde belirtilen işlemler ve/veya yazıların örnekleri ile Gaziantep 6. Asliye Hukuk Mahkemesince E:2012/657 sayılı dosyada verilen görevsizlik kararının bir örneğinin dava dilekçesine eklenmediği görüldüğünden dava dilekçesi usule uygun bulunmamıştır.” şeklindeki gerekçesi ile  2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 3.maddesi hükmüne uygun olmayan dava dilekçesinin, anılan Kanun’un 15.maddesinin 1.fıkrasının (d) bendi gereğince bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren (30) gün içinde 3.maddeye uygun şekilde düzenlenerek belirtilen eksiklikler giderilip, davanın konusu doğru ve açık bir şekilde ortaya konulduktan sonra harç alınmaksızın yeniden dava açılmakta serbest olunmak üzere reddine karar vermiş, davacı vekili tarafından, dilekçenin iadesine ilişkin kararda belirtilen eksiklikler giderilmek sureti ile yeniden Mahkemeye müracaat edilmiştir.

Gaziantep 1.İdare Mahkemesi: 27.11.2013 gün ve 2013/1560 Esas, 2013/1731 Karar sayılı kararı ile; Bu durumda, dava konusu uyuşmazlığın görüm ve çözümünde, yukarıda yer verilen mevzuat hükmü uyarınca, tazminat talebine gerekçe gösterilen işlemi tesis eden ve hizmeti yürütmekte olan Kahramanmaraş Sosyal Güvenlik Kurumu İl Müdürlüğü'nün bulunduğu yerdeki Kahramanmaraş idare Mahkemesinin yetkili olduğu sonucuna ulaşılmıştır.”şeklindeki gerekçesi ile 2577 sayılı Kanunun 15.maddesinin 1/a bendi uyarınca davanın yetki yönünden reddine, dava dosyasının yetkili Kahramanmaraş İdare Mahkemesi’ne gönderilmesine karar vermiştir.

Kahramanmaraş İdare Mahkemesi: 04.12.2014 gün ve 2014/63 Esas, 2014/1688 Karar sayılı kararı ile; “Dosyanın incelenmesinden, davacı şirket tarafından Şenel Kayıran isimli şahıs hakkında Gaziantep 2. İcra Müdürlüğü'nün 2010/4992 esas numaralı dosyası ile takip yürütüldüğü, bu kapsamda şahsın almakta olduğu ilaç bedelleri dahil bütün alacaklarına haciz konulmuş olduğu, bakılmakta olan davanın ise Kahramanmaraş Sosyal Güvenlik Kurumu İl Müdürlüğü'nce şahsa ilişkin 23.934,77-TL lik ödemenin bahse konu icra dosyasına yapılması gerekirken, davacının borçlusu olan Şenel Kayıran isimli şahıs hakkında yürütülen başka bir icra dosyasına (Adana 1. İcra Müdürlüğü 2009/1025 Esas sayılı dosyaya) ödeme yapılmak suretiyle zarara sebebiyet verildiğinden bahisle anılan tutarın yasal faizi ile birlikte tazminine karar verilmesi istemiyle açıldığı anlaşılmaktadır.

İdare hukuku kuralları içinde, kamu hizmetinin yürütülmesi amacıyla, kamu gücü kullanılarak tesis edilen idari işlemler ile aynı amaçlarla gerçekleşen idari eylemler ve idari sözleşmelerden doğan uyuşmazlıkların görüm ve çözümü idari yargının görev alanına girmektedir.

Uyuşmazlık, alacaklı davacının, kendisine borçlu olan Şenel Kayıran isimli şahıs hakkında Gaziantep 2. İcra Müdürlüğü'nün 2010/49992 esas numaralı dosyası ile yürüttüğü icra takibinde borçlunun davalı idare bünyesinde bulunan hak ve alacaklarının haczi için ilgili icra müdürlüğünce gönderilen haciz müzekkerelerinin/ihbarnamelerinin davalı idarece gereğinin yerine getirilmemek suretiyle alacağın tahsiline engel olunduğundan bahisle uğranıldığı ileri sürülen zararın tazmini isteminden kaynaklanmış olup, idarenin borçlunun alacağından kesinti yapmasıyla ilgili meydana gelebilecek yükümlülüğü İcra ve İflas Kanunundan doğan bir sorumluluk olup, söz konusu yükümlülüğünün İcra İflas Kanununun konuya ilişkin hükümlerinde ( 83.ve 89. maddelerinde) ayrıntılı ve açık bir şekilde düzenlendiği, ilgili icra müdürlüğünce gönderilen haciz müzekkerelerinin ve ihbarnamelerinin gereğinin yerine getirilmemesi suretiyle alacağın tahsiline engel olunması sonucu meydana geldiği ileri sürülen idari bir işlem veya eylemden doğmayan, yukarıda yer verilen özel kanun hükümlerinin uygulanmasından ve özel hukuk hükümlerine tabi zararın tazmininden kaynaklanan uyuşmazlığın görüm ve çözümü adli yargının görev alanına girmektedir.”şeklindeki gerekçesi ile davanın 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasasının 14/6. maddesi doğrultusunda aynı yasanın 15/1-a. maddesi hükmü uyarınca görev yönünden reddine karar vermiş, verilen karara davacı vekili tarafından itiraz edilmiştir.

: 10.06.2015 gün ve 2015/2009 Esas, 2015/2133 Karar sayılı kararı ile kararın onanmasına Gaziantep Bölge İdare Mahkemesi hükmetmiş, verilen karar davacı vekiline 15.07.2015 tarihinde, davalı vekiline 07.07.2015 tarihinde tebliğ edilmiş olup, yasal süresi içinde karar düzeltme yoluna  başvurulmaksızın kesinleşmiştir.

Davacı vekili, idari ve adli yargı yerlerince verilen görevsizlik kararları nedeniyle oluşan olumsuz görev uyuşmazlığının giderilmesi istemiyle başvuruda bulunmuştur.

İNCELEME VE GEREKÇE :

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Serdar ÖZGÜLDÜR’ün Başkanlığında, Üyeler: Ali ÇOLAK, Yusuf Ziyaattin CENİK, Alaittin Ali ÖĞÜŞ, Süleyman Hilmi AYDIN, Mehmet AKBULUT ve Yüksel DOĞAN’ın katılımlarıyla yapılan 28.12.2015 günlü toplantısında:

l-İLK İNCELEME: Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27.maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre; adli ve idari yargı yerleri arasında 2247 sayılı yasa’nın 14.maddesinde öngörülen biçimde olumsuz görev uyuşmazlığı doğduğu, davacının istemi üzerine, idari yargı dosyasının, son görevsizlik kararını veren mahkemece, adli yargı dosyası da temin edilmek suretiyle Uyuşmazlık Mahkemesi’ne gönderildiği ve usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim Birgül YİĞİT’in, davanın çözümünde idari  yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Uğurtan ALTUN ile Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın davada idari yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Dava, davacı  tarafından Gaziantep 2.İcra Müdürlüğü’nün 2010/4992 Esas sayılı dosyası ile başlatılan takip sonucu borçlusu Şenel Kayıran isimli şahsın davalı idareden almakta olduğu ilaç bedellerine haciz konulması nedeniyle kendilerine ödenmesi gereken 23.934,77 TL’lik ödemenin, Kahramanmaraş Sosyal Güvenlik Kurumu İl Müdürlüğü tarafından sehven Adana 1. İcra Müdürlüğü’nün 2009/1025 sayılı icra dosyasına  gönderilmesi sureti ile  oluşan zararın  05/12/2011 tarihinden itibaren işleyecek merkez bankası reeskont faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesi istemiyle açılmıştır.

2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 83. Maddesinde; “ (Değişik madde: 03/07/1940 - 3890/1 md.)

Maaşlar, tahsisat ve her nevi ücretler, intifa hakları ve hasılatı, ilama müstenit olmayan nafakalar, tekaüt maaşları, sigortalar veya tekaüt sandıkları tarafından tahsis edilen iratlar, borçlu ve ailesinin geçinmeleri için icra memurunca lüzumlu olarak takdir edilen miktar tenzil edildikten sonra haczolunabilir.

 (Değişik fıkra: 12/04/1968 - 1045/1 md.) Ancak haczolunacak miktar bunların dörtte birinden az olamaz. Birden fazla haciz var ise sıraya konur. Sırada önde olan haczin kesintisi bitmedikçe sonraki haciz için kesintiye geçilemez.” şeklindeki düzenleme ile her nevi ücrete haciz kapsamında el konulabileceği hükme bağlanmıştır.

Aynı Kanunun ‘Alacaklar ve Üçüncü Şahıs Elinde Haczedilen Mallar Hakkın’ başlıklı 89. Maddesinde; “Hamiline ait olmayan veya cirosu kabil bir senetle müstenit bulunmayan alacak veya sair bir talep hakkı veya borçlunun üçüncü şahıs elindeki taşınır bir malı haczedilirse icra memuru; borçlu olan hakiki veya hükmi şahsa bundan böyle borcunu ancak icra dairesine ödeyebileceğini ve takip borçlusuna yapılan ödemenin muteber olmadığını veya malı elinde bulunduran üçüncü şahsa bundan böyle taşınır malı ancak icra dairesine teslim edebileceğini, malı takip borçlusuna vermemesini, aksi takdirde malın bedelini icra dairesine ödemek zorunda kalacağını bildirir (Haciz ihbarnamesi).Bu haciz ihbarnamesinde, ayrıca 2,3 ve 4 üncü fıkra hükümleri de üçüncü şahsa bildirilir.

Üçüncü şahıs; borcu olmadığı veya malın yedinde bulunmadığı veya haciz ihbarnamesinin tebliğinden önce borç ödenmiş veya mal istihlak edilmiş veya kusuru olmaksızın telef olmuş veya malın borçluya ait olmadığı veya malın kendisine rehnedilmiş olduğu veya alacak borçluya veya emrettiği yere verilmiş olduğu gibi bir iddiada ise, keyfiyeti, haciz ihbarnamesinin kendisine tebliğinden itibaren yedi gün içinde icra dairesine yazılı veya sözlü olarak bildirmeye mecburdur.

(Değişik fıkra: 17/07/2003 - 4949 S.K./22. md.) Üçüncü şahıs, haciz ihbarnamesinin kendisine tebliğinden itibaren yedi gün içinde itiraz etmezse, mal yedinde veya borç zimmetinde sayılır ve kendisine gönderilen haciz ihbarnamesine süresinde itiraz etmediği, bu nedenle de malın yedinde veya borcun zimmetinde sayıldığı ikinci bir ihbarname ile bildirilir. Bu ikinci ihbarnamede ayrıca, üçüncü şahsın ihbarnamenin kendisine tebliğinden itibaren yedi gün içinde ikinci fıkrada belirtilen sebeplerle itirazda bulunması, itirazda bulunmadığı takdirde zimmetinde sayılan borcu icra dairesine ödemesi veya yedinde sayılan malı icra dairesine teslim etmesi istenir. İkinci ihbarnameye süresi içinde itiraz etmeyen ve zimmetinde sayılan borcu icra dairesine ödemeyen veya yedinde sayılan malı icra dairesine teslim etmeyen üçüncü şahsa onbeş gün içinde parayı icra dairesine ödemesi veya yedinde sayılan malı teslim etmesi yahut bu süre içinde menfi tespit davası açması, aksi takdirde zimmetinde sayılan borcu ödemeye veya yedinde sayılan malı teslime zorlanacağı bildirilir. Bu bildirimi alan üçüncü şahıs, icra takibinin yapıldığı veya yerleşim yerinin bulunduğu yer mahkemesinde süresi içinde menfi tespit davası açtığına dair belgeyi bildirimin yapıldığı tarihten itibaren yirmi gün içinde ilgili icra dairesine teslim ettiği takdirde, hakkında yürütülen cebri icra işlemleri menfi tespit davası sonunda verilen kararın kesinleşmesine kadar durur. Bu süre içinde 106 ncı maddede belirtilen süreler işlemez. Bu davada üçüncü şahıs, takip borçlusuna borçlu olmadığını veya malın takip borçlusuna ait olmadığını ispat etmeye mecburdur. Üçüncü şahıs açtığı bu davayı kaybederse, mahkemece, dava konusu şeyin (Değişik ibare: 02/07/2012-6352 S.K./18.md.) yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere bir tazminata mahkum edilir. Bu fıkraya göre açılacak menfi tespit davaları maktu harca tabidir.

Üçüncü şahıs, haciz ihbarnamesine müddeti içinde itiraz ederse, alacaklı, üçüncü şahsın verdiği cevabın aksini icra mahkemesinde *1* ispat ederek üçüncü şahsın 338 inci maddenin 1 inci fıkrası hükmüne göre cezalandırılmasını ve ayrıca tazminata mahkum edilmesini isteyebilir. İcra mahkemesi *1* , tazminat hakkındaki davayı genel hükümlere göre halleder.

Üçüncü şahıs, kusuru olmaksızın bir mani sebebiyle müddeti içinde haciz ihbarnamesine itiraz etmediği takdirde 65 inci madde hükmü uygulanır. (Değişik cümle: 17/07/2003 - 4949 S.K./22. md.) Her halde üçüncü şahıs, borçlu ile kötü niyetli alacaklıya karşı dava açarak ödemek zorunda kaldığı paranın veya teslim ettiği malın iadesini isteyebilir.

Malın teslimi mümkün olmazsa, alacaklı icra mahkemesine *1* müracaatla değerini üçüncü şahsa ödetmek hakkını haizdir.

(Değişik fıkra :02/07/2012-6352 S.K./18.md.) Haciz ihbarnamesi, borçlunun hak ve alacaklarının bulunabileceği bir tüzel kişinin veya müessesenin şubesine veya tüm şubelerini kapsayacak şekilde merkezine tebliğ edilir. Haciz ihbarnamesinin tebliğ edildiği merkez, tüm şubeleri veya birimlerini kapsayacak şekilde beyanda bulunmakla yükümlüdür.

Üçüncü şahsın beyanı hiçbir harç ve resme tabi değildir.

Bu madde hükmü, memuriyeti hasebiyle hakikate muhalif beyanda bulunan memurlar hakkında da uygulanır.” şeklindeki düzenleme ile, borçlunun 3 kişi yed ve zilyetliğinde olan mal ve alacaklarına ne şekilde haciz konulacağı, haciz konulması üzerine 3. Kişi tarafından hangi usul ve esaslarla alacak veya malın teslim edileceği hususlarına yer verilmiştir.

2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun “Şikayet ve Şartlar” başlıklı 16. maddesinde; “Kanunun hallini mahkemeye bıraktığı hususlar müstesna olmak üzere İcra ve İflas dairelerinin yaptığı muameleler hakkında kanuna muhalif olmasından veya hadiseye uygun bulunmamasından dolayı icra mahkemesine şikayet olunabilir. Şikayet bu muamelelerin öğrenildiği tarihten yedi gün içinde yapılır. Bir hakkın yerine getirilmemesinden veya sebepsiz sürüncemede bırakılmasından dolayı her zaman şikayet olunabilir.” hükmü yer almaktadır.

Şikayet üzerine yapılacak muameleler”  başlıklı 17. maddesinde de, “Şikayet tetkik merciince, kabul edilirse şikayet olunan muamele ya bozulur, yahut düzeltilir. Memurun sebepsiz yapmadığı veya geciktirdiği işlerin icrası emrolunur.” hükmü yer almaktadır.

“Tetkik mercii” başlıklı 4. maddesinde de:  “İcra ve iflâs dairelerinin muamelelerine karşı yapılan şikâyetlerle itirazların incelenmesi icra tetkik mercii hâkimi yahut kanun gereğince bu görev kendisine verilmiş olan hâkim tarafından yapılır. İş durumunun gerekli kıldığı yerlerde Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun olumlu görüşü ile Adalet Bakanlığınca icra tetkik merciinin birden fazla dairesi kurulabilir. Bu durumda icra tetkik mercii daireleri numaralandırılır. İcra tetkik merciinin birden fazla dairesi bulunan yerlerde iş dağılımı ve buna ilişkin esaslar, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunca belirlenir. Her icra tetkik mercii hâkimi, kendisine Adlî Yargı Adalet Komisyonu Başkanlığınca dönüşümlü olarak bağlanan icra ve iflâs dairelerinin muamelelerine yönelik şikâyetleri ve itirazları inceler, bu dairelerin gözetim ve denetimlerini yapar, idarî işlerine bakar. İcra yetkisini haiz sulh mahkemelerinin muamelelerine karşı vuku bulacak şikayet ve itirazların tetkik mercii o mahkemenin hâkimidir.” denilmiştir.

Dosya kapsamında yapılan inceleme neticesinde; davacı tarafından dava dışı Şenel Kayıran’ın davacıya olan borcu nedeni ile Gaziantep Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 26.03.2010 gün ve 2010/519 Esas, 2010/519 Karar sayılı kararı ile borçlunun gerek kendi ve gerekse 3. Kişilerin elindeki taşınır taşınmaz malları ile hak ve alacakları üzerine ihtiyati haciz konulmasına karar verildiği, bu karara müteakip  Gaziantep 2. İcra Müdürlüğü tarafından davalı kuruma yazılan 28.03.2010 tarihli müzekkere ile İİK 355. Maddesi gereğince haczin tatbik edilmesini talep ettiği, 28.06.2010 tarihinde davacı tarafından Gaziantep 2. İcra Müdürlüğü’ne takip talebinde bulunulduğu ve Gaziantep 2. İcra Müdürlüğü’nün 2010/4992 esas sayılı ( takip dosyasında sehven 4192 yazıldığı, doğru esas numarasının 2010/4992 olduğu İcra Dairesi’ne yazılan müzekkere neticesinde Mahkememize verilen 18.12.2015 gün ve 2010/4992 esas sayılı cevaptan tespit edilmiştir.)  dosyasında kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip başlatıldığı, takip kapsamında  dava dışı Şenel Kayıran’ın 3. Kişilerin elindeki hak ve borçlarına 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 89. Maddesi gereğince haciz konulduğu anlaşılmaktadır.

Devam eden takip sırasında, Gaziantep 2. İcra Müdürlüğü tarafından ,dava dışı Şenel Kayıran’ın kurum yedinde bulunup dosya kapsamında haciz konulan ilaç bedeli tutarının  Mayıs, Haziran ve Temmuz aylarına ilişkin kesintilerin takip dosyasına gönderilmemesi nedeni ile davalı kuruma 20.07.2010 gün ve 2010/4992 esas sayılı müzekkerenin yazıldığı, davalı Kurum tarafından verilen  23.07.2010 tarihli ilk cevapta  yazıya istinaden dava dışı Şenel Kayıran’ın  kurum nezdindeki alacağından 7335,69 TL kesinti yapıldığı, bundan sonraki hak edişlerden  kesinti yapılarak icra dosyasına  gönderileceğinin bildirildiği; bunun üzerine  Gaziantep 2. İcra Müdürlüğü tarafından davalı kuruma 12.11.2010 tarihinde tekrar müzekkere yazıldığı ve  dosyaya konu takip kapsamında haczin 26.03.2010 tarihinde konulduğu ve 18.07.2010 tarihinde kesinleştiği, bu nedenle  2010/4992 esas sayılı takip kapsamındaki borç bitmeden  üçüncü kişilerin haciz işlemlerinin bu dosyadan sonraya alınması gerektiği belirtilerek konunun tekit edildiği anlaşılmıştır. Sonrasında Gaziantep 2. İcra Müdürlüğü’nün 20.01.2011 gün ve 2010/4992 esas sayılı yazısında dava dışı Şenel Kayıran’ın bakiye kalan 122.619,42 TL borcu nedeni ile kurum nezdindeki alacaklarının kesintisine devam edileceğinin bildirildiği görülmüştür. Davalı kurum tarafından yazılan bu müzekkereler gereğince  işlem tesis edilmemesi üzerine davalı kuruma 08.04.2011 tarih ve 2010/4992 esas sayılı müzekkerenin gönderildiği ve yazı akıbetlerinin sorulduğu, davalı kurum tarafından verilen 05.12.2011 gün ve 22.050.132 sayılı yazıda aynen, “Dosya geliş sırasına göre daha gende olan Adana l.İcra Müdürlüğünde kayıtlı 2009/1025 nolu dosyaya sistemsel arızadan kaynaklanan bir aksaklık nedeniyle  23934,77 TL sehven ödenmiş olup ilgili tutarın  tekrar Müdürlüğünüz dosyasına aktarılması için Adana 1 İcra Müdürlüğü’ne 02.06.2011 tarih l1824442 sayılı yazıyla durum bildirilmiştir” denildiği anlaşılmıştır.  Zira Davalı kurum tarafından Adana 1. İcra Müdürlüğü’ne gönderilen 02.06.2011 gün ve 11824442 esas sayılı müzekkerede aynen “Müdürlüğümüzde 18460375 anlaşma numarası ile borçlu Şenci Kayıran’ın Gaziantep 2.icra müdürlüğü 2010/4992 Esas sayılı ve  müdürlüğünüzün 2009/1025 Esas sayılı, dosyalara borcu bulunmakladır. 2010/4992 Esas numaralı Gaziantep 2 İcra müdürlüsüne ait olan 1.sıradaki borcunun sistemden kaynaklanan hata nedeni ile sehven Müdürlüğünüzün2010/1025 Esas sayılı dosyasına  23934,77 TL aktarılmıştır./Bu nedenle esasen 2010/4992 Esas numaralı dosya öncelikli sırada olmasına rağmen ve  Kalen 102.421,10 T.L. kalan bakiyesi bulunmasına rağmen 2010/1025 Esas aktarılan 23.934.77 TL’nin Gaziantep 2. İcra müdürlüğünün 2010/4992 Esas sayılı dosyasına yatırılması hususunu bilgilerinize arz ederim”  denilmek sureti ile   sehven yapılan işlemin iadesinin gerektiği bildirilmiştir. Bu kapsamda Adana 1. İcra Müdürlüğü’nün 2009/1025 esas sayılı takip dosyası UYAP ortamında incelemeye açtırılmış, ancak  dosya kapsamında Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı  ile yapılan herhangi bir yazışmaya rastlanmamıştır.

Tüm bu tespitler ve yasal mevzuat çerçevesinde dava dosyası incelendiğinde, davacı tarafından, dava dışı Şenel Kayıran’ın kendisine olan borcu nedeni ile başlattığı takip sırasında, davalı nezdinde bulunan alacaklarına 2004 sayılı İİK’nun 83 ve 89. Maddeleri gereğince haciz koydurduğu ve haciz tarihi itibari ile 1. Sırada alacaklı olduğu, davalı kurum nezdinde bulunan alacağın 7000 TL’lik kesiminin davacının başlattığı 2010/4992 esas sayılı dosyaya ödendiği ancak sonrasında ödenmesi gereken 23.934,77 TL’nin sehven aynı borçlu için başka bir alacaklı tarafından başlatılıp Adana 1. İcra Müdürlüğü’nün 2009/1025 esasında devam eden icra dosyasına ödendiği, davacının da yapılan bu hatalı işlem nedeni ile uğradığı zararın tazmini istemi ile Gaziantep 6.Asliye Hukuk Mahkemesi’nde dava açtığı Mahkemenin 16.05.2013 gün ve 2012/657 Esas, 2013/289 Karar sayılı kararı ile davada idari yargının görevli olduğunu belirterek davanın görev yönünden reddine karar verdiği ve kararın temyiz edilmeksizin kesinleştiği, davacının bunun üzerine aynı istemlerle idari yargıda dava açtığı, Kahramanmaraş İdare Mahkemesi’nin 04.12.2014 gün ve 2014/63 Esas, 2014/1688 Karar sayılı kararı ile davanın 2004 sayılı İİK’nun 16. Maddesi gereğince adli yargıda görülmesi gerektiğini belirterek davanın görev nedeni ile reddine karar verdiği, kararın Gaziantep Bölge İdare Mahkemesi’nin 10.06.2015 gün ve 2015/2009 Esas, 2015/2133 Karar sayılı kararı ile onandığı ve karar düzeltme yoluna başvurulmaksızın kesinleştiği, davacının adli ve idari yargı içinde aynı konu ve taraflara ilişkin olarak verilen karşılıklı görevsizlik kararları nedeni ile oluşan olumsuz görev uyuşmazlığının giderilmesi istemi ile Mahkememize müracaat ettiği anlaşılmıştır.

Yukarıda incelenen yasal mevzuat ve davaya konu dosyada ortaya konulan tespitler ışığında, davacının davasının dayanağını, davalı Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı tarafından yapılan ve  davalı kurumun 05.12.2011 gün ve 22.050.132 sayılı  ve 02.06.2011 gün ve 11824442 esas sayılı müzekkere içerikleri ile sübuta eren yanlış işleminden kaynaklandığı, ortada 2004 sayılı İİK’nun 16. Maddesinde belirtildiği şekilde, İcra ve İflas dairelerinin yaptığı kanuna muhalif veya hadiseye uygun bulunmayan bir işlemin söz konusu olmadığı, bu itibarla davanın 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 2/1. Maddesinde düzenlenen idari işlem ve eylemlerden kaynaklanan zararın tazmini istemi kapsamında idari yargıda görülmesi gerektiği sonucuna ulaşılmıştır.

Ayrıca her ne kadar Kahramanmaraş İdare Mahkemesi görevsizlik kararında; “Uyuşmazlık, alacaklı davacının, kendisine borçlu olan Şenel Kayıran isimli şahıs hakkında Gaziantep 2. İcra Müdürlüğü'nün 2010/49992 esas numaralı dosyası ile yürüttüğü icra takibinde borçlunun davalı idare bünyesinde bulunan hak ve alacaklarının haczi için ilgili icra müdürlüğünce gönderilen haciz müzekkerelerinin/ihbarnamelerinin davalı idarece gereğinin yerine getirilmemek suretiyle alacağın tahsiline engel olunduğundan bahisle uğranıldığı ileri sürülen zararın tazmini isteminden kaynaklanmış olup, idarenin borçlunun alacağından kesinti yapmasıyla ilgili meydana gelebilecek yükümlülüğü İcra ve İflas Kanunundan doğan bir sorumluluk olup, söz konusu yükümlülüğünün İcra İflas Kanununun konuya ilişkin hükümlerinde ( 83.ve 89. maddelerinde) ayrıntılı ve açık bir şekilde düzenlendiği, “ iddia edilmiş ise de, 2004 sayılı Kanun kapsamında üçüncü kişilerin ya da  yedinde  borçlunun hak ve alacağını bulunduranların  yükümlülüklerine yer verilmiş olması, bu kişiler hakkında 2004 sayılı Kanun’un 16. Maddesinin uygulanacağı sonucunu doğurmamaktadır. Nitekim 2004 sayılı Kanun’un 16. Maddesinde açıkça icra müdürlüğünün hatalı işlem ve eylemlerinden doğan sorumluluk  ve görevli mahkeme düzenlenmiş olup, dava konusu olayda icra müdürlüğünün değil, borçluya ait alacağı yedinde bulunduran  davalı idarenin hatalı işleminden kaynaklanan bir zarar söz konusudur.  Bu durum ise 2004 sayılı Kanun’un 355 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir.

Buna göre 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun  Maaş ve Ücretlerin Kesilmesi Usulü başlıklı 355. Maddesinde; “Devlet işlerinde veya hususi müesseselerde bulunan borçlu memur veya müstahdemlerin maaş ve ücretlerinden kesilmesi için icra dairelerinden yapılacak tebligatın kanuni muhatapları haczin icra edildiğini ve borçlunun maaş ve ücreti miktarını nihayet bir hafta içinde bildirmeğe ve borç bitinceye kadar icra dairesinin tebligatı mucibince haczolunan miktarı tevkif edip hemen daireye göndermeğe mecburdurlar./Memurun maaş, ücret veya memuriyetinde yahut başka bir şubeden maaş almağı mucip olacak surette vuku bulacak tebeddülleri ve hizmetine nihayet verildiği takdirde bu keyfiyeti de mal memuru veya daire amiri yahut hususi müesseselerin kanuni muhatapları derhal icra dairesine bildirmeğe ve ikinci halde haciz muamelesinden o şube veya amirini haberdar etmeğe mecburdur.” denilmek sureti ile borçlunun devlet  kurum ve kuruluşları nezdinde bulunan hak ve alacaklarının  ne şekilde haczedileceği, ilgili kurum ve kuruluşun haciz işlemi üzerine yerine getirmesi gereken yükümlülükler düzenlendiği, Aynı Kanun’un ‘Yukarıdaki maddeye riayet etmeyenler hakkında Hükümler’ başlıklı 356. Maddesinde; “ Yukarıdaki madde hükümlerine riayet etmemiş olanların kesmedikleri veya ilk vasıta ile göndermedikleri para ayrıca mahkemeden hüküm alınmasına hacet kalmaksızın icra dairesince maaşlarından veya sair mallarından alınır./ Bunların borçluya kanun hükümleri dairesinde rücu hakkı vardır. Yukarki madde hükümlerine riayet etmeyen her hangi bir memur veya amir hakkında istenecek malumatın icra dairesine hemen verilmesi bunların mensup olduğu dairenin vazifesidir.” denilmek sureti ile, icra müdürlüğünün talebi üzerine yedinde borçluya ait ücret veya maaş bulunan kurumların, icra müdürlüğünün talebi doğrultusunda işlem tesis etmekle mükellef oldukları, aksi durumda ilgili borç, borçluya rucu hakkı saklı kalmak kaydı ile suiistimal gösteren memurların maaşlarından ve mallarından tahsil edileceğinin düzenlendiği, Aynı Kanun’un ‘Cumhuriyet Savcılığı’nca Takip’ başlıklı 357. Maddesinde; “İcra dairesince kanuna göre yapılan tebliğ ve emirleri derhal yapmağa ve neticesini geciktirmeksizin icra dairesine bildirmeğe alakadarlar mecburdur. Makbul sebep haricinde tebliğ ve emirleri yapmayanlar hakkında ait olduğu dairece tahkikatı evveliyeye hacet kalmaksızın Cumhuriyet Savcılığınca doğrudan doğruya takibat yapılır.”  denilmek sureti ile, 355. Madde gereğince yedinde bulunan  borçluya ait maaş ve ücret hakkında, icra müdürlüğünün talebi üzerine gerekli işlemleri yerine getirmeyen   memur veya amirler  hakkında Cumhuriyet Savcılığı tarafından soruşturma başlatılabileceği düzenlenmiştir.  Görüldüğü üzere, yedinde borçluya ait alacak bulunup, icra müdürlüğünün talebi doğrultusunda gereğini yerine getirmeyenler hakkında genel hükümler çerçevesinde işlem tesis edileceği belirtilmiş, 2004 sayılı Kanun’un 16. Maddesine herhangi bir atıf yapılmamıştır. Buradan hareketle, Kahramanmaraş İdare Mahkemesi’nin, davaya konu işlemelerin 2004 sayılı Yasa’nın 83 ve 89. Maddeleri gereğince davalı idareye yüklenmiş olması sebebi ile davanın adli yargıda görülmesi gerektiğine dair gerekçesine itibar edilmesi mümkün olmamıştır.

Ayrıca her ne kadar, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 89/4 fıkrasında “Üçüncü şahıs, haciz ihbarnamesine müddeti içinde itiraz ederse, alacaklı, üçüncü şahsın verdiği cevabın aksini icra mahkemesinde *1* ispat ederek üçüncü şahsın 338 inci maddenin 1 inci fıkrası hükmüne göre cezalandırılmasını ve ayrıca tazminata mahkum edilmesini isteyebilir. İcra mahkemesi *1* , tazminat hakkındaki davayı genel hükümlere göre halleder.” denilmek sureti ile 89. Madde kapsamında haciz konulan 3. Kişinin yedindeki mallara ilişkin itirazlar ve bu itirazlar nedeni ile açılacak ceza ve tazminat davalarında icra mahkemelerinin görevli olduğu belirtilmiş ise de, dava konusu olayda borçlunun alacağını elinde bulunduran davalı kurumun, haciz ihbarnamesine ilişkin bir itirazının bulunmadığı ve davanın bu kapsamda açılmadığı, tam aksine davanın gereği kabul edilen haciz ihbarnamesi kapsamında yapılan ödemelerin sehven başka bir icra dairesine gönderilmesinden kaynaklandığı, bu itibarla davanın 2004 sayılı İİK’nun 89/4. Maddesi kapsamında değerlendirilmesinin de mümkün olmadığı sonucuna ulaşılmıştır.

Açıklanan nedenlerle, davanın görüm ve çözümünde idari yargı yeri görevli olduğundan, Kahramanmaraş İdare Mahkemesinin 04.12.2014 gün ve 2014/63 Esas, 2014/1688 Karar sayılı görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir.

 

S O N U Ç      : Davanın çözümünde İDARİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Kahramanmaraş İdare Mahkemesinin 04.12.2014 gün ve 2014/63 Esas, 2014/1688 Karar sayılı  GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 28.12.2015 gününde OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

 

 

Başkan

Serdar

ÖZGÜLDÜR

 

 

 

Üye

Ali

ÇOLAK

 

 

 

 

 

Üye

Süleyman Hilmi

AYDIN

Üye

Yusuf Ziyaattin

CENİK

 

 

 

 

 

Üye

Mehmet

AKBULUT

Üye

Alaittin Ali

ÖĞÜŞ

 

 

 

 

 

Üye

Yüksel

DOĞAN