T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

          HUKUK BÖLÜMÜ

          ESAS    NO   : 2014 / 732

          KARAR NO    : 2014 / 787

          KARAR TR     : 14.7.2014

 

        

ÖZET : Davacı tarafından, dava dışı ilk maliğe 2981 sayılı Yasa kapsamında verilen tapu tahsis belgesinin sağladığı haklara dayalı olarak, dava konusu taşınmazdan düzenleme ortaklık payı düşüldükten sonra kalan kısmının kendi adına tescili istemi ile açılan davanın, İDARİ YARGI YERİNDE çözümlenmesi gerektiği hk.

 

 

 

K  A  R  A  R

 

Davacı           : İ.D.

Vekili              : Av. M.Ş.

            Davalı            : Maliye Hazinesine İzafeten İstanbul Muhakemat Müdürlüğü              

            Vekili              : Av. S.B.

 

            O  L  A  Y       :  Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; mülkiyeti halen davalı adına kayıtlı bulunan Kağıthane ilçesi, Seyrantepe mahallesi, eski:Cesur sokak, yeni:Gönen sokak no:1 adresinde bulunan  ve tapunun eski: 20 pafta, 2301 parsel, yeni:E-121 pafta, 7637 ada, 31 parsel sayılı arsanın 243,24 m² lik kısmının 2805 ve 2981 sayılı yasa hükümleri uyarınca müvekkili bayii Nahide Mutlu’ya tahsis edilmiş olduğunu, 11.11.1985 tarih ve 2/6753 numaralı tapu tahsis belgesi tanzim edilmiş olduğunu, dava konusu arsa üzerinde tahsis sahibi tarafından inşa edilmiş ve 2981 sayılı yasanın 8.maddesi uyarınca tespit ve değerlendirme işlemi yapılmış olan yapı bulunduğunu, tahsis sahibi Nahide Mutlu’nun tapu tahsis belgesinden doğan kişisel haklarını ve yapı üzerindeki zilyetliğini Beşiktaş 5.Noterliği’nin 24.07.1987 tarih ve 26731 yevmiye numaralı satış vaadi sözleşmesi ile Temel Başaran’a devretmiş olduğunu, Temel Başaran’ın da devraldığı haklarını Beyoğlu 23.Noterliği’nin 12.07.1993 tarih ve 37552 yevmiye numaralı satış vaadi sözleşmesi ile müvekkili İ.D.’ya devretmiş olduğunu, taşınmazın bulunduğu mahalde ıslah imar plan çalışması yapılmış ve arsanın müstakil imar parseli olarak belirlenmiş olduğunu, 1989 yılında tasdik edilerek yürürlüğe giren ıslah imar planının halen geçerliliğini muhafaza ettiğini, taşınmazın arsa bedelinin 2981/3290 sayılı yasanın 9.maddesi hükmü gereğince tespit edildiğini fakat bu konuda idare tarafından bildirim yapılmadığı için ödenemediğini, Yargıtay kararları uyarınca tespit edilecek arsa bedelini Mahkemeler veznesine depo etmeye amade olduklarını, dava konusu taşınmazın tapusunun müvekkiline devri için kanunda belirtilmiş olan tüm şartların yerine getirilmiş olduğunu, buna rağmen davalı idarenin taşınmazın tapusunu uzun yıllardır müvekkile devretmekten imtina ettiğini belirterek; yasa hükümleri uyarınca müvekkile tahsis edilmiş olan Kağıthane, Seyrantepe mahallesi eski: 20 pafta, 2301 parsel sayılı yeni: Kağıthane, Seyrantepe mahallesi 7637 ada, 31 parsel sayılı taşınmazın, halen davalı idare adına olan tapu kaydının Yargıtay içtihatları uyarınca Düzenleme Ortaklık payı belirlenerek iptaline, taşınmazın Düzenleme Ortaklık Payı kesildikten sonra kalan kısmının müvekkil adına tesciline karar verilmesi istemiyle adli yargıda dava açmıştır.

Davalı Maliye Hazinesi adına İstanbul Muhakemat Müdürlüğü vekilince süresi içerisinde verilen cevap dilekçesinde özetle, davada idari yargının görevli olduğu ileri sürülerek görev itirazında bulunulmuştur.

İstanbul 18. Asliye Hukuk Mahkemesi; 13.03.2014 gün ve 2012/631 Esas sayılı kararı ile, davalı Maliye Hazinesi adına İstanbul Muhakemat Müdürlüğü vekilinin görev itirazının reddine karar vermiştir.

Davalı Maliye Hazinesi adına İstanbul Muhakemat Müdürlüğü vekili 14.03.2014 tarihli dilekçesi ile görevlilik kararının kaldırılmasını talep etmiş, İstanbul 18.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 24.04.2014 tarih ve 2012/631 Esas sayılı kararı ile; davalı vekilinin görevlilik kararının kaldırılması talebinin reddine, dava dosyasının onaylı bir örneğinin Danıştay Başsavcılığı’na gönderilmesine karar vermiştir.

Danıştay Başsavcısı; “2981 sayılı İmar ve Gecekondu Mevzuatına Aykırı Yapılara Uygulanacak Bazı İşlemler ve 6785 sayılı İmar Kanununun Bir Maddesinin Değiştirilmesi Hakkında Kanunun tespit ve değerlendirme işlemleri başlıklı 8. maddesinde tespit kapsamına, temel inşaatı tamamlanmış veya sömel betonları dökülmüş olmak kaydı ile hazine, belediye, il özel idarelerine ait veya Vakıflar Genel Müdürlüğünün idare etmekte olduğu arsa veya arazilerdeki inşaatına Kanunun 14.maddesinin (f) fıkrasındaki tarihlerden önce başlanmış mesken, kısmen işyeri ve konut olarak kullanılan veya evvelce konut olarak kullanılıp sonra işyerine çevrilen gecekondular ile imar mevzuatına, ruhsat ve eklerine aykırı tüm yapıların dahil olduğu hükme bağlanmıştır. Aynı Yasanın 10. maddesinde, bu Kanun hükümlerine göre, hazine, belediye, il özel idaresine ait veya Vakıflar Genel Müdürlüğünün idare ettiği arsa veya araziler üzerinde, gecekondu sahiplerince yapılmış yapıların, 12. madde hükümlerine göre tespit ettirildikten sonra, kayıt maliki kamu kuruluşunca bu yerin hak sahibine tahsis edileceği ve bu tahsisin yapıldığının tapu sicilinin beyanlar hanesinde gösterilerek ilgilisine "Tapu Tahsis Belgesi" verileceği; tapu tahsis belgesinin, ıslah imar planı veya kadastro planları yapıldıktan sonra hak sahiplerine verilecek tapuya esas teşkil edeceği, hak sahibi olmadığı halde tapu verilen kişilerin tapularının resen iptal edileceği; aynı Yasanın 13. Maddesinin 1. fıkrası (b) bendinde; hazine, belediye, il özel idarelerine ait veya Vakıflar Genel Müdürlüğünün idaresinde olan veya bu Kanun uyarınca mülkiyetlerine geçen arsa veya araziler üzerinde ıslah imar planları ile meydana getirilen imar parselleri içinde hak sahiplerine, yapılarının işgal ettiği arazi de dikkate alınarak ıslah imar planında getirilen ölçülere uygun şekilde arsa veya hisse tahsis edileceği; gecekondusu muhafaza edilemeyen hak sahiplerine aynı bölgede veya diğer gecekondu ıslah veya önleme bölgesinden başka bir arsa veya hisse verileceği; aynı maddenin 2. fıkrasında da, bulundukları yerde korunamayan gecekondu sahiplerinden hak sahibi sıfatı taşıyanlara, bir gecekondu önleme veya ıslah bölgesinde veya yakın bölgelerde yapılmış ıslah imar planı içinde meydana gelen boş imar parsellerinin müstakil, hisseli veya kat mülkiyeti esasına göre verileceği hükme bağlanmış; 14. maddesinde ise bu kanun hükümlerinden yararlanamayacak olan yapılar ayrıntılı olarak düzenlenmiştir.

Anılan yasa hükümlerine göre, idarenin, hak sahibi olduğu saptanan kişilere tapu vermek, şartları taşımayanların tapularını resen iptal etmek konusundaki yetkisi idari nitelik taşıyan  uygulama işlemlerinin doğrudan bir sonucu olarak kullanılmakta ve bu yolla kurulan mülkiyet de Medeni Kanun hükümleri dışında idari bir işlemin icrası niteliğini taşımaktadır.

Dava dilekçesine göre, mülkiyeti hazineye ait taşınmaz üzerinde Nahide Mutlu tarafından yapılan gecekondu nedeniyle imar affı başvurusunda bulunulması üzerine tapu tahsis belgesinin düzenlendiği, izleyen süreçte gecekondunun ziyetliğinin 12.07.1993 tarihinde satış vaadi sözleşmesi ile davacıya devredildiği, arsa bedelinin idarenin bildirim yapmaması nedeniyle ödenemediği, davacı tarafından 2981 sayılı Yasa'da öngörülen koşulları sağlamasına karşın imar planı sonrasında alanda yapılan parselasyon işlemi ile gecekondunun bulunduğu yerde oluşturulan parselin tapusunun kendisine verilmediği iddiasıyla bakılan davanın açıldığı anlaşılmıştır.

Davalı idare tarafından ise, imar affı başvurusunda bulunulduğu tarih itibariyle tek katlı olan gecekondunun yerine 5 katlı bina yapıldığı,  tapu tahsis belgesine esas gecekondunun yıkılarak yerine yenisinin yapılması halinde hak sahibi olunamayacağı, ayrıca gecekondunun ilk malikinin başvuru sırasında "arsasının olduğu" yolunda beyanının bulunduğu, dolayısıyla gecekonduyu sonradan satın alan şahsın ilk malikin Yasa'da öngörülen hak sahipliği koşullarının sağlamaması nedeniyle de hak sahibi olmadığı ileri sürülmektedir.

Bu durumda, davacının dava açmaktaki asıl amacı, taşınmazın Medeni Kanun hükümleri uyarınca adına tescilini sağlamak değil, 2981 sayılı Yasa'da öngörülen hak sahipliği hükümleri uyarınca tapu tahsis belgesine dayalı olarak taşınmazın tescilinin gerçekleştirilmesi olduğundan, davacının talebinin 2981 sayılı Yasada öngörülen hak sahipliği esaslarına uygun olup olmadığının belirlenmesinden kaynaklanan uyuşmazlığın çözümünde İdari Yargı yerleri görevli bulunmaktadır.” şeklindeki gerekçesi ile 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanun'un 10'uncu maddesi uyarınca olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılmasına ve dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesi'ne gönderilmesine karar vermiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE :

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Serdar ÖZGÜLDÜR’ün Başkanlığında, Üyeler: Eyüp Sabri BAYDAR, Ali ÇOLAK, Nurdane TOPUZ, Alaittin Ali ÖĞÜŞ, Ayhan AKARSU, Mehmet AKBULUT ’un katılımlarıyla yapılan 14.7.2014 günlü toplantısında:

Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre, davalı Maliye Hazinesi adına İstanbul Muhakemat Müdürlüğü vekilinin anılan Yasanın 10. maddesinde öngörülen yönteme uygun olarak yaptığı görev itirazının reddedilmesi ve dahi 12. maddede belirtilen süre içinde başvuruda bulunması üzerine, Danıştay Başsavcısı’nca davalı Maliye Hazinesi adına İstanbul Muhakemat Müdürlüğü bakımından 10. maddede öngörülen biçimde olumlu görev uyuşmazlığı çıkarıldığı anlaşıldığından ve usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim Birgül YİĞİT’in, davanın çözümünde idari yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Mehmet BAYHAN ve Danıştay Savcısı Mehmet Ali GÜMÜŞ’ün davada idari yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Dava, kendisine 2981 sayılı Yasa uyarınca tapu tahsis belgesi verilen dava dışı ilk malik Nahide Mutlu isimli kişiden taşınmazı satın alan Temel Başaran’ın, taşınmazı 12.07.1993 tarihinde davacı İ.D.’ya satması sonucu hak sahibi olduğunu iddia eden davacı tarafından, dava konusu taşınmazın tapu kaydının Düzenleme Ortaklık payı belirlenerek iptali ile taşınmazın Düzenleme Ortaklık Payı kesildikten sonra kalan kısmının davacı adına tesciline karar verilmesi istemi ile açılmıştır.

Davacı vekilinin dava dilekçesinde, dava dışı ilk malik Nahide Mutlu’ya 2981 sayılı Yasa kapsamında verilen tapu tahsis belgesinin sağladığı haklara dayalı olarak, dava konusu taşınmazın müvekkili adına tesciline karar verilmesini istediği görülmekle, uyuşmazlığın 2981 sayılı Yasa çerçevesinde incelenmesi ve değerlendirilmesi gerektiği sonucuna ulaşılmıştır.

Uyuşmazlığa konu işlemin tesis edildiği ve davanın açıldığı tarih itibariyle yürürlükte bulunan 2981 sayılı İmar ve Gecekondu Mevzuatına Aykırı Yapılara Uygulanacak Bazı İşlemler ve 6785 sayılı İmar Kanununun Bir Maddesinin Değiştirilmesi Hakkında Kanun, imar ve gecekondu mevzuatına aykırı olarak inşa edilmiş ve inşa halindeki bütün yapılar hakkında uygulanacak işlemleri düzenlemek ve bu işlemlere dair müracaat, tespit, değerlendirme, uygulama ve duyuru esaslarını ve ilgili diğer hususları belirlemek amacını taşımakta olup, valilik veya belediyelerce yetki ve sorumluluk alanlarında ıslah imar düzenlemeleri yapılmak suretiyle, yeniden gecekondu yapılmasının önlenmesi için temin edilecek arsaların ve muhafazası mümkün görülen gecekonduların Yasa’da öngörülen usul ve esaslara göre hak sahipliği belirlenen kişilere verilmesine olanak sağlamıştır.    

Nitekim, anılan Yasa’nın “Tapu Verme” başlıklı 3290 sayılı Yasa ile değişik 10. maddesinin (a) bendi, “Bu Kanun hükümlerine göre hazine, belediye, il özel idaresine ait veya Vakıflar Genel Müdürlüğünün idare ettiği arsa veya araziler üzerinde, gecekondu sahiplerince yapılmış yapılar, 12 nci madde hükümlerine göre tespit ettirildikten sonra, kayıt maliki kamu kuruluşunca bu yer hak sahibine tahsis edilir ve bu tahsisin yapıldığı tapu sicilinin beyanlar hanesinde gösterilerek ilgilisine “Tapu Tahsis Belgesi” verilir. Tapu tahsis belgesi, ıslah imar planı veya kadastro planları yapıldıktan sonra hak sahiplerine verilecek tapuya esas teşkil eder.(Ek: 18/5/1987-3366/4 md.) Ancak ıslah imar planı veya kadastro planları ile belirlenen alanlarda tapu tahsis belgesi yerine hak sahiplerine doğrudan tapuları verilebilir” denilmektedir.

Buna göre, Yasa’da öngörülen usul ve koşullara uygunluğu saptananlara hak sahipliği ölçütüne dayalı olarak arsa veya hisse tahsis edilmekte ve gerekli düzenlemeler tamamlandıktan sonra da, yapılmış olan tahsis esas alınarak idarece hak sahiplerine tapu verilmektedir.

2981 sayılı Yasa hükümlerine göre,  idarenin hak sahiplerine "tapu vermek" ya da 10. maddesinin b bendinde belirtildiği gibi hak sahibi olmadıkları anlaşı­lanlara verilmiş olan "tapuları resen iptal etmek" şeklindeki bu yetkilerini idari nitelik taşıyan uygulama işlemlerinin doğrudan bir sonucu olarak kullanması ve ayrıca bu şekilde kurulan mülkiyet, Medeni Kanun hükümleri dışında ve özel bir kanun hükmü gereğince idari tescile dayandığı gibi tapuya yapılan tescilin de, bu idari işlemin icrası niteliğinde olması karşısında, uyuşmazlığın sözü edilen uygu­lama işlemlerinin dayanağı olan yasal düzenleme çerçevesinde çözümlenmesi gere­keceği açıktır.

Davacı vekili dava dilekçesinde, 2981 sayılı yasanın aradığı tüm koşulların oluştuğunu, buna karşın tapu verilmesi gerektiği halde verilmediğini belirterek,  dava dışı  ilk malik Nahide Mutlu isimli kişiye tahsis edilen yerin tapusunun, bu kişiden taşınmazı satın alan Temel Başaran’dan taşınmazı müvekkilinin satın alması nedeni ile, söz konusu yerin belediye adına olan tapu kaydının iptali ve davacı adına tescili amacıyla dava açtığını belirtmiştir.

Dosya kapsamında yapılan inceleme neticesinde, 2301 parselde bulunan Şişli İlçesi, Seyrantepe Mahallesi, Cesur Sokak Kapı No: 23 olan adresteki gecekondu için dava dışı Nahide Mutlu’ya 09.06.1987 tarihinde Tapu Tahsis belgesi verildiği, Nahide Mutlu’nun Beşiktaş 5. Noterliği’nin 24.07.1987 gün ve 26731 yevmiye numaralı işlemi ile bu taşınmazı Temel Başaran isimli kişiye sattığı, Temel Başaran’ın da Beyoğlu 23. Noterliği’nin 12.07.1993 gün ve 37552 yevmiye numaralı işlemi ile bu taşınmazı davacı İ.D.’ya sattığı, imar uygulaması sırasında bu parselin 7637 Ada 31 parsel olarak Maliye Hazinesi adına tapu kaydının oluşturulduğunu, bunun üzerine davacı, taşınmazın kendisinden satın alındığı kişilerin 2981 sayılı Yasa’dan kaynaklanan haklarına selef olduğunu belirterek,  dava konusu taşınmazın tapusunun iptali ile kendi adına tesciline karar verilmesi için dava açtığı anlaşılmıştır.

İstanbul Valiliği Defterdarlık Avrupa Yakası Milli Emsal Dairesi Başkanlığı’nın 30.01.2013 gün ve 4673 sayılı yazısında;  dava konusu 2301 parsel sayılı taşınmazın imar uygulaması neticesinde 7637 Ada 31 Parsel numarası ile 253.00 m² olarak Maliye Hazinesi adına tescil edildiğini, taşınmazın 1/1000 ölçekli ıslah imar planında konut alanında kaldığını, taşınmazın fiiliyatta tamamının İ.D. isimli kişi tarafından bodrum dört katlı betonarme bina yapılmak sureti ile konut olarak kullanıldığının tespit edildiğini, dava konusu parsele ilişkin ilk malik Nahide Mutlu’nun dosyasının incelenmesinde; davacının 2805 sayılı yasa uyarınca yaptığı müracaat sırasında arsası olduğunu belirttiğini ve 2000.00 TL lik ödemenin Çeliktepe Mahallesi No: 2’de bulunan gecekondusuna münhasır olduğunun saptandığını, bu itibarla Nahide Mutlu’nun 2981 sayılı Kanun’un 13/a maddesinde belirtilen koşulları taşımadığını belirterek, davanın reddi gerektiği yönünde görüş bildirdiği anlaşılmıştır. Bu itibarla ilk malik Nahide Mutlu’nun biri 1987 tarihinde 2981 sayılı Yasa uyarınca Şişli İlçesi, Seyrantepe Mahallesi, Cesur Sokak Kapı No: 23 olan adresteki gecekonduya ilişkin ve diğeri 1983 tarihinde 2805 sayılı Yasa uyarınca Çeliktepe Mahallesi Kenan Sokak No: 2 adresindeki gecekonduya ilişkin olmak üzere 2 adet başvurusunun olduğu; davacının 1987 tarihinde 2981 sayılı Yasa uyarınca Şişli İlçesi, Seyrantepe Mahallesi, Cesur Sokak Kapı No: 23 olan adresteki gecekonduya ilişkin olarak verilen tapu tahsis belgesinde dayandığı, davacının davasının bu belgenin 2981 sayılı yasa çerçevesinde geçerli olup olmadığı incelemesini gerektirdiği anlaşılmıştır.

 Bu duruma göre, davacının taşınmaz üzerindeki iddiası, gayrimenkul mülkiyetinin iktisap yollarına ilişkin Medeni Kanun hükümlerine değil, 2981 sayılı Yasa’da öngörülen hak sahipliği esasına dayandığı, hak sahipliğinin tespiti ve geri alınmasının idari usul ve esaslar çerçevesinde belirlendiği göz önüne alındığında, uyuşmazlığa konu işlemin tesis edildiği ve davanın açıldığı tarih itibariyle yürürlükte bulunan 2981 sayılı Yasa’ya dayanılarak açılan tapu iptali ve tescil davasının görüm ve çözümü idari yargı yerinin görevine girmektedir.

2981 sayılı Yasa gereğince verilen tapu tahsis belgesinin,  davacı adına olmamakla birlikte; davacıya, taşınmazın mülkiyetini adına tescil hakkı verip vermeyeceği hususunun da yine 2981 sayılı Yasa çerçevesinde idari yargı yerinde incelenmesi gerektiği açıktır.

Açıklanan nedenlerle, Danıştay Başsavcısı’nca yapılan başvurunun kabulü ile, davalı Maliye Hazinesi adına İstanbul Muhakemat Müdürlüğü vekilinin görev itirazının İstanbul 18. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce reddine ilişkin kararın kaldırılması gerekmiştir.

 

S O N U Ç     : Davanın çözümünde İDARİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Danıştay Başsavcısı’nca yapılan BAŞVURUNUN KABULÜ ile, davalı Maliye Hazinesi adına İstanbul Muhakemat Müdürlüğü vekilinin GÖREV İTİRAZININ REDDİNE İLİŞKİN İstanbul 18. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 13.03.2014 gün ve 2012/631 Esas sayılı KARARININ KALDIRILMASINA, 14.7.2014 gününde OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

 

Başkan

            Serdar 

      ÖZGÜLDÜR

Üye

Eyüp Sabri 

BAYDAR

 

 

 

 

Üye

Alaittin Ali

ÖĞÜŞ

 

     Üye

                 Ali

             ÇOLAK

 

 

 

 

Üye

Ayhan

AKARSU                     

Üye

Nurdane

TOPUZ

 

 

 

 

Üye

Mehmet

AKBULUT