T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

 

            ESAS   NO : 2018 / 849

            KARAR NO : 2018 / 873

            KARAR TR: 24.12.2018

ÖZET : Tutuklu davacının, Tekirdağ 2 nolu F Tipi Ceza İnfaz Kurumuna nakledilmesine yönelik Adalet Bakanlığı Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğünün işleminin iptali istemiyle açılan davanın, İDARİYARGI YERİNDE çözümlenmesi gerektiği hk.

 

 

K A R A R

 

          Davacı                           : G.A.

          Davalı                           : Adalet Bakanlığı

          Vekili                             : Av. K.K.Ş.

 

          O L A Y                        : Davacı özetle; İstanbul İli, Silivri Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda tutuklu bulunmakta iken, 07.10.2017 tarihinde Tekirdağ 2 nolu F Tipi Ceza İnfaz Kurumuna nakledilmesine yönelik Adalet Bakanlığı Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğünün 29.09.2017 tarih ve 77204178 - 207.04.02/12813/121629 sayılı işleminin iptali istemiyle İnfaz Hâkimliğine müracaat etmiştir.

          SİLİVRİ 1. İNFAZ HÂKİMLİĞİ : 21/12/2017 gün, E:2017/6343, K:2017/7022 sayı ile " 5275 Sayılı yasanın Zorunlu nedenlerle nakil madde 56.- (1) "Kurumların elverişsiz ve yetersiz kalması, kapsama gücünün aşılması, kullanılamaz hâle gelmesi, asayiş, güvenlik, doğal afet, yangın ve büyük onarım gibi zorunlu nedenlerle başka kurumlara nakledilmeleri gerekli görülen hükümlüler, yargı çevresi dışında Adalet Bakanlığınca belirlenen ve konumlarına uygun olan diğer kurumlara nakledilebilirler." şeklinde düzenlendiği,

          Tüm dosya kapsamına göre her ne kadar tutuklu 01/11/2017 tarihli dilekçesinde; 07/10/2017 tarihinde tarafına herhangi bir gerekçe sunulmadan ve bilgi verilmeden Silivri Kapalı Ceza İnfaz Kurumundan Tekirdağ 2 Nolu F Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumuna nakil edilmesine itiraz etmiş ise de; yukarıda anılan kanun maddesi gereği "Zorunlu Nedenle" nakledilmiş olup, il içi veya il dışı nakillerde Cezaevi İdaresinin işlem veya tasarrufunun söz konusu olmaması nedeniyle başvurusu hakimliğimiz görevini kapsamadığı” gerekçesiyle esasa girmeden dilekçenin reddine karar vermiş, itiraz edilen karar Silivri Ağır Ceza Mahkemesinin 22/01/2018 tarih,2018/111 değişik iş sayılı red kararıyla kesinleşmiştir.

          Davacı bu kez aynı taleple idari yargı yerinde dava açmıştır.

          ANKARA 8. İDARE MAHKEMESİ : 02.11.2018 gün ve E:2018/1934,sayı ile “4675 sayılı İnfaz Hâkimliği Kanunu'nun 1. maddesinde, "Bu Kanunun amacı, infaz hâkimliklerinin kuruluş, görev, çalışma esas ve usullerini düzenlemektir.

          Bu Kanun, ceza infaz kurumlan ve tutukevlerinde bulunan hükümlü ve tutuklular hakkında yapılan işlemler veya bunlarla ilgili faaliyetlere yönelik şikâyetleri incelemek, karara bağlamak ve kanunlarla verilen diğer görevleri yerine getirmek üzere kurulan infaz hâkimliklerine ilişkin hükümleri kapsar." hükmü, 4. maddesinde; "İnfaz hâkimliklerinin görevleri şunlardır:

          1. Hükümlü ve tutukluların ceza infaz kurumları ve tutukevlerine kabul edilmeleri, yerleştirilmeleri, barındırılmaları, ısıtılmaları ve giydirilmeleri, beslenmeleri, temizliklerinin sağlanması, bedensel ve ruhsal sağlıklarının korunması amacıyla muayene ve tedavilerinin yaptırılması, dışarıyla ilişkileri, çalıştırılmaları gibi işlem veya faaliyetlere ilişkin şikâyetleri incelemek ve karara bağlamak.

          2. Hükümlülerin cezalarının infazı, müşahedeye tâbi tutulmaları, açık cezaevlerine ayrılmaları, izin, sevk, nakil ve tahliyeleri; tutukluların sevk ve tahliyeleri gibi işlem veya faaliyetlere ilişkin şikâyetleri incelemek ve karara bağlamak.

          3. Hükümlü ve tutuklular hakkında alman disiplin tedbirleri ve verilen disiplin cezalarının kanun, tüzük veya yönetmelik hükümleri ile genelgelere aykırı olduğu iddiasıyla yapılan şikâyetleri incelemek ve karara bağlamak.

          4. Ceza infaz kurumlan ve tutukevleri izleme kurullarının kendi yetki alanlarına giren ceza infaz kurumlan ve tutukevlerindeki tespitleri ile ilgili olarak düzenleyip intikal ettirdikleri raporları inceleyerek, varsa şikâyet niteliğindeki konular hakkında karar vermek.

          5. Kanunlarla verilen diğer görevleri yapmak.

          Kanunlarda başka bir yargı merciine bırakılan konulara ilişkin hükümler saklıdır." hükmü, 6. maddesinde ise; "... İnfaz hâkiminin kararlarına karşı şikâyetçi veya ilgili Cumhuriyet savcısı tarafından, tebliğden itibaren bir hafta içinde Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu hükümlerine göre acele itiraz yoluna gidilebilir.

          İtiraz, infaz hâkimliğinin kurulduğu yer ağır ceza mahkemesine, ağır ceza mahkemesinin birden fazla dairesinin bulunması halinde (2) numaralı daireye yapılır. İnfaz hâkimi aynı zamanda bu mahkemenin üyesi olduğu takdirde itirazla ilgili karara katılamaz." hükmü düzenlenmiştir.

          Dava dosyasının incelenmesinden, İstanbul İli, Silivri Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda tutuklu bulunmakta iken 07.10.2017 tarihinde Tekirdağ 2 nolu F Tipi Ceza İnfaz Kurumuna nakledilmesine yönelik Adalet Bakanlığı Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğünün 29.09.2017 tarih ve 77204178 - 207.04.02/12813/121629 sayılı işleminin iptali istemiyle bakılan davanın açıldığı, davacı tarafından ilk olarak 07.10.2017 tarihinde Tekirdağ 2 nolu F Tipi Ceza İnfaz Kurumuna nakledilmesine yönelik Silivri İnfaz Hâkimliğinin 2017/6443 sayılı dosyasında itiraz yoluna gidildiği, anılan Mahkeme'nin 21.12.2017 tarih ve E:2017/6343, K:2017/7022 sayılı kararında özetle: "...davacının "Zorunlu Nedenle" nakledildiği, il içi ve il dışı nakillerde Cezaevi İdaresinin işlem veya tasarrufunun söz konusu olmaması nedeniyle başvurusunun İnfaz Hâkimliğinin görevini kapsamadığından tutuklu davacının 01.11.2017 tarihli dilekçesinin esasa girmeden reddine” karan verildiği, söz konusu karara yapılan itirazın Silivri Ağır Ceza Mahkemesi'nin 22.01.2018 tarih ve 2018/111 değişik iş numaralı kararıyla reddedildiği, Silivri İnfaz Hâkimliğinin 21.12.2017 tarih ve E:2017/6343, K:2017/7022 sayılı kararında her ne kadar görevli Mahkeme değerlendirilmesi yapılmadığı ve idari yargı yoluna başvurunun öngörülmediği görülmekte ise de, Mahkemece "...başvurunun İnfaz Hâkimliğinin görevini kapsamadığından tutuklu davacının 01.11.2017 tarihli dilekçesinin esasa girmeden reddine" şeklinde verilen kararın, davanın görev yönünden reddine ilişkin karar niteliğinde olduğu anlaşılmaktadır.

          Yukarıda yazılı mevzuat hükümlerinin incelenmesinden Ceza infaz Kurumunda tutuklu bulunan davacının başka Ceza infaz Kurumuna nakline ilişkin işlemlere karşı yapılan şikayetlerin, ister Cezaevi İdaresinin işlem veya tasarrufu olsun, isterse Bakanlık işlemi olsun, iki farklı durumda da "İnfaz Hâkimliklerince" incelenerek karara bağlanacağı ve şikayet üzerine "İnfaz Hâkimliklerince" verilen kararlara karşı yapılacak itirazların da ilgili Ağır Ceza Mahkemelerine yapılacağı, bakılan ihtilafın adli yargı merciinde (İnfaz Hâkimliğinde) görülüp çözülmesi gerektiği sonucuna varılmış olup, görevli merciin belirtilmesi için dava dosyasının Uyuşmazlık Mahkemesi'ne gönderilmesi gerekmektedir.

          Açıklanan nedenlerle, görüm ve çözümü idari yargının görevinde bulunmayan davada 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanun'un 19.maddesi uyarınca görevli yargı yerinin belirlenmesi için iş bu dava dosyası ile Silivri İnfaz Hâkimliğinin E:2017/5343 esasına kayıtlı dava dosyasının Uyuşmazlık Mahkemesi'ne gönderilmesine" karar vererek her iki dava dosyasını 21/11/2018 gün, 2018/1934 esas sayılı üst yazı ile mahkememize göndermiş, başvuru 29/11/2018 günü kayıt altına alınmıştır.

          İNCELEME VE GEREKÇE :

          Uyuşmazlık Mahkemesi’nin, Başkan Hicabi DURSUN, Üyeler: Şükrü BOZER, Mehmet AKSU, Birol SONER, Süleyman Hilmi AYDIN, Aydemir TUNÇ ve Nurdane TOPUZ'un katılımlarıyla yapılan 24.12.2018 günlü toplantısında:

          l-İLK İNCELEME :

          Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre; İdare Mahkemesince, 2247 sayılı Yasa’nın 19. maddesine göre başvuruda bulunulmuş olduğu, idari yargı dosyasının Mahkemece, ekinde adli yargı dosyası ile birlikte Uyuşmazlık Mahkemesi’ne gönderildiği ve usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

          II-ESASIN İNCELENMESİ : Raportör-Hakim Engin SELİMOĞLU’nun, davanın çözümünde idari yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Halil İbrahim ÇİFTÇİ ile Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın davada idari yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

          Dava, tutuklu olarak Silivri Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda bulunan davacının, Tekirdağ 2 nolu F Tipi Ceza İnfaz Kurumuna nakledilmesine yönelik Adalet Bakanlığı Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğünün 29.09.2017 gün, 77204178 - 207.04.02/12813/121629 sayılı işleminin iptali istemiyle açılmıştır.

          Konuya ilişkin mevzuat incelendiğinde;

          5275 sayılı Ceza Ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunun:

          Hükümlülerin Nakilleri başlığı altındaki 9. Bölümünde yer alan "Nakiller" başlıklı 53. Maddesi; "Hükümlüler, kendi istekleri veya toplu sevk, disiplin, asayiş ve güvenlik, hastalık, eğitim, öğretim, suç ve yargılama yeri nedenleriyle başka bir kuruma nakledilebilirler"

          4675 sayılı İnfaz Hâkimliği Kanununun:

          İnfaz hâkimliklerinin görevleri başlıklı 4. Maddesi; "İnfaz hâkimliklerinin görevleri şunlardır :...2. Hükümlülerin cezalarının infazı, müşahadeye tâbi tutulmaları, açık cezaevlerine ayrılmaları, izin, sevk, nakil ve tahliyeleri; tutukluların sevk ve tahliyeleri gibi işlem veya faaliyetlere ilişkin şikâyetleri incelemek ve karara bağlamak...

          Kanunlarda başka bir yargı merciine bırakılan konulara ilişkin hükümler saklıdır."

          Hükümlerini içermektedir.

          Ayrıca, Anayasa’nın 125. maddesinin son fıkrasında; “İdare, kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlüdür.” hükmü,

          2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun “İdari dava türleri ve idari yargı yetkisinin sınırı” başlıklı 2.maddesinde, “1. (Değişik: 10/6/1994 - 4001/1 md.) İdari dava türleri şunlardır:

          a) (İptal: Ana.Mah.nin 21/9/1995 tarih ve E:1995/27, K:1995/47 sayılı kararı ile; Yeniden Düzenleme: 8/6/2000 - 4577/5 md.) İdarî işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlâl edilenler tarafından açılan iptal davaları,

          b) İdari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel haklan doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları,

          c) (Değişik: 18/12/1999-4492/6 md.) Tahkim yolu öngörülen imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklar hariç, kamu hizmetlerinden birinin yürütülmesi için yapılan her türlü idari sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin davalar.

          2. İdari yargı yetkisi, idari eylem ve işlemlerin hukuka uygunluğunun denetimi ile sınırlıdır. İdari mahkemeler; yerindelik denetimi yapamazlar, yürütme görevinin kanunlarda gösterilen şekil ve esaslara uygun olarak yerine getirilmesini kısıtlayacak, idari eylem ve işlem niteliğinde veya idarenin takdir yetkisini kaldıracak biçimde yargı kararı veremezler.

          3. Cumhurbaşkanının doğrudan doğruya yaptığı işlemler idari yargı denetimi dışındadır.”

          Hükümleri yer almıştır.

          Yukarıda yer alan mevzuatın irdelenmesinden, 5275 sayılı Kanunun hükümlülerin nakline cevaz verdiği, tutukluların nakli ile ilgili herhangi bir düzenleme getirmediği görülmektedir. Buna paralel olarak da 4675 sayılı Kanunda infaz hâkimliklerinin görevleri arasında hükümlülerin nakillerine ilişkin şikâyetlere bakmak yer almış, tutukluların nakilleri konusu kanun içeriğinde yer almamıştır. Buna karşın tutuklu nakillerinin Bakanlık Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğünün 05/06/2015 tarih ve 2015-685 sayılı 167 no'lu genelgenin 22/6 maddesi uyarınca yapıldığı anlaşılmaktadır.

          Buna göre; İnfaz Hâkimliklerinin tutuklu nakillerine ilişkin şikâyetleri karara bağlama yetkileri bulunmamaktadır.

          Konuya ilişkin mevzuat hükümleri ile somut olay birlikte irdelendiğinde, hükümlülerin (olayımızda tutuklunun) yerleştirileceği ceza infaz kurumlarını belirleme görevinin Adalet Bakanlığı Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğüne ait bulunduğu; bu bağlamda farklı gerekçeli nakil taleplerinin de aynı birim tarafından değerlendirildiği; davalı idarenin bu görevini bir yargı faaliyeti olarak değil idari işlem veya eylem olarak yürüttüğü; Bakanlık işleminin iptali istemiyle açılan davanın görüm ve çözümünün 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 2 nci maddesinin 1 inci fıkrasının (a) bendi hükmü uyarınca idari yargı yerinin görev alanına girdiği açıktır.

          Açıklanan nedenlerle, Ankara 8. İdare Mahkemesinin başvurusunun reddine karar verilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.

 

          S O N U Ç : Davanın çözümünde İDARİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle, Ankara 8. İdare Mahkemesinin BAŞVURUSUNUN REDDİNE, 24.12.2018 gününde OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

 

      Başkan                               Üye                               Üye                              Üye

      Hicabi                              Şükrü                          Mehmet                          Birol      

    DURSUN                           BOZER                         AKSU                          SONER          

 

 

 

 

                                                  Üye                                Üye                              Üye    

                                        Süleyman Hilmi                 Aydemir                        Nurdane

                                              AYDIN                          TUNÇ                          TOPUZ