T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

            HUKUK BÖLÜMÜ

            ESAS NO       : 2017 / 466

            KARAR NO  : 2017 / 663

            KARAR TR   : 27.11.2017

ÖZET : Davalı Şirkette çalışırken Kurumun özelleştirilmesi nedeniyle kamu kurumuna nakledilen davacının, maaş nakil bildiriminin ilgili mevzuata uygun düzenlenmemesi nedeniyle uğradığı parasal kaybın giderilmesi istemiyle açtığı davanın, ADLİ YARGI YERİNDE çözümlenmesi gerektiği hk.

 

 

                                                          

 

K  A  R  A  R

 

Davacı          : A. K.

Vekili            : Av. B.Y.

Davalı           : Türk Telekomünikasyon A.Ş.

Vekili            : Av. S.T. S.

 

O L A Y        : Davalı Şirkette görev yapmakta iken, 406 sayılı Yasanın Ek-29. maddesi ile 4046 sayılı Yasanın 22. maddesine göre adı Devlet Personel Başkanlığına bildirilen davacı daha sonra 17.1.2011 tarihinde kamu kurumu bünyesinde göreve başlamıştır.

Davacı vekili, müvekkilinin davalı kuruluştan ayrıldığı tarih itibariyle bir aya denk düşen ve istikrarlı bir şekilde ödenen 571,01 TL ikramiyenin, taraflar arasında akdedilen sözleşme gereğince ve 4046 Yasanın 22/5 uyarınca sabit değer olarak maaş nakil ilmühaberindeki ücrete eklenerek Devlet Personel Başkanlığına bildirimin yapılması gerektiği halde, maaş nakil ilmühaberinde yer almaması ve ikramiye sütununun boş bırakılarak eksik bildirim yapılması sebebi ile Devlet Personel Başkanlığına bildirim tarihindeki maaş nakil ilmühaberine, bildirime esas çıplak net maaşının yanında, sabit değer olarak 571,01 TL ikramiye ücretinin de eklenmesi gerektiğinin tespiti ve iş bu belgenin yeniden düzenlenerek Devlet Personel Başkanlığına bildirimin yapılması gerektiğinin tespiti ve müvekkiline, ayrılış tarihinden itibaren iş bu ikramiye ücretinin de eklenerek aylık maaşının ödenmesi gerektiğinin tespiti istemiyle 6.1.2016 tarihinde adli yargı yerinde dava açmıştır.

ANKARA 1.İŞ MAHKEMESİ: 27.4.2016 gün ve E:2016/7, K:2016/214 sayı ile, “(…)  Devlet Personel Dairesi Başkanlığına sunulan maaş nakil ilmühaberinin düzenlenmesindeki eksik bildirimlere dayalı yanlışlığın düzeltilmesi ve buna dayalı oluşacak eksik ücretlerin tespitine dair davada, Yargıtay 22 HD nin istikrar kazanmış, uyuşmazlık mahkemesi sonrası uyulması zorunlu karar gereği, adli yargının görevli oluşu, Uyuşmazlık Mahkemesine gitmeyen ve direnme imkanı da olmayan göreve dair kararlarının birlikte değerlendirilmesinde, taraflar arasındaki ihtilafın, Devlet Personel Dairesi Başkanlığına gönderilecek maaş nakil ilmühaberinde ücretin eksik gösterildiği ve bunun düzeltilmesi ihtilafı hususlarında, itibar edilen, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 07/04/2011 tarih 2011/55-205 sayılı kararı ile sözleşmeli veya kadrolu görevlerde çalışan personelin nakillerine kadar geçen süreye ilişkin olarak maaş nakil hakkı düzenlenmesi ve ilişiğin kesilmesi gibi bazı görevlerin, kanun ile düzenlendiği ve bu işlemlerin idari hukuk açısından sonuçlar doğurduğu ve ilgili personelin nakledileceği kurumdaki statüleri ile özlük ve parasal haklarını da belirlediği, böyle bir imtiyaz sözleşmesi ile kamu hizmetini yürütmekle, görevli ve yetkili kılınması sebebi ile diğer özel hukuk kişilerinden farklı olarak kimi kamusal ayrıcalıklara ve yükümlülüklere tabi olarak, 406 sayılı kanun hükümleri ile kamu kurumlarına nakil hakkı bulunan personel ile ilgili olarak, bazı kamusal görevleri de yüklenen davalı şirketin belirtilen görevleri kapsamında tesis ettiği işlemlerin idari işlem niteliğinde kabulü gerekip, bu işlemlerden kaynaklanan uyuşmazlıkların da idari yargının görevinde bulunduğunun kabulü gerekmekle, taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözüm yerinin idari yargı olduğu anlaşılmakla, yargı yolunun caiz oluşunun da dava şartı olması, dava şartının yokluğu sebebi ile de davanın usulden reddi gerektiği kanaat ve kararına varılmakla, aşağıdaki hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM:

Yukarıda açıklanan nedenlerle;

1-6100 sayılı HMK'nın 114/1-b ve 115/2 maddesine göre yargı yolunun caiz olmaması, görevli yargı yolunun idari yargı olması nedeniyle DAVANIN USULDEN REDDİNE…” karar vermiş, bu karar temyiz edilmeksizin kesinleşmiştir.

Davacı vekili bu kez, Kamu kurumuna nakil olunan, 2. Tip sözleşmesi feshedilen ve mevzuat gereği 17.01.2011 tarihinde davalı nezdinde çalışmasına son verilerek başka kamu kurumuna nakil edilen müvekkilinin “yer değiştirme sureti ile atamalarda aylık bildirim” adı ile düzenlenen nakil ilmühaberinde belirtilen ücreti üzerine, ayrılış tarihi itibari ile ödenmesinde istikrar kazanılan 571,07 TL ikramiyenin sabit bir değer olarak eklenerek maaş nakil ilmühaberinin yeniden düzenlenmesi istemiyle idari yargı yerinde dava açmıştır.

ANKARA 16.İDARE MAHKEMESİ: 12.8.2016 gün ve E:2016/3151, K:2016/2146 sayı ile, “(…) T. C. Anayasası’nın 125. maddesinde; “İdarenin her türlü eylem ve işlemlerine karşı yargı yolu açıktır. Kamu hizmetleri ile ilgili imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinde bunlardan doğan uyuşmazlıkların milli veya milletlerarası tahkim yoluyla çözümlenebilmesi öngörülmektedir...” hükmü yer almıştır.

2576 sayılı Bölge İdare Mahkemeleri İdare Mahkemeleri ve Vergi Mahkemelerinin Kuruluşu ve Görevleri Hakkında Kanunun 5. maddesinde İdare mahkemeleri, vergi mahkemelerinin görevine giren davalarla ilk derecede Danıştay’da çözümlenecek olanlar dışındaki:

a) İptal davalarını,

b) Tam yargı davalarını,

c) (Değişik: 8/6/2000 - 4577/2 md.) Tahkim yolu öngörülen imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklar hariç, kamu hizmetlerinden birinin yürütülmesi için yapılan idari sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin davaları,

d) Diğer kanunlarla verilen işleri, çözümler.

2) Özel Kanunlarda Danıştayın görevli olduğu belirtilen ve İdari Yargılama Usulü Kanunu ile idare mahkemelerinin görevli kılınmış bulunduğu davaları çözümler” hükmüne, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 2. maddesinin 1. fıkrasında; “İdari dava türleri şunlardır:

a) İdari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan iptal davaları,

b) İdari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları,

c) Tahkim yolu öngörülen imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklar hariç, kamu hizmetlerinden birinin yürütülmesi için yapılan her türlü idari sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin davalardır” hükmüne yer verilmiştir.

Dosyanın incelenmesinden, davacı tarafından, davalı Şirkette çalışırken Kurumun özelleştirilmesi nedeniyle başka kuruma nakledilen davacının, maaş nakil bildiriminin ilgili mevzuata uygun düzenlenmemesi nedeniyle uğradığı parasal kaybın giderilmesine ve maaş nakil ilmühaberinin yeniden düzenlenmesine karar verilmesi mahkememizden istenilmiş ise de, iptali istenilen işlemin tesis edildiği ve dava açıldığı tarihte davalı mevkiinde kamu kuruluşu niteliği taşımayan Türk Telekomünikasyon A.Ş.'nin olması karşısında, idari yargı yetkisi kapsamında açılmış bir idari dava bulunduğundan söz etmek olanaksız olduğundan; uyuşmazlığın, özel hukuk hükümlerine göre görüm ve çözümünde adli yargı yerinin görevli olduğu sonucuna varılmıştır.

Nitekim Uyuşmazlık Mahkemesinin 01.04.2014 gün ve E:2014/301, K:2014/343 sayılı kararı da aynı doğrultudadır.

Açıklanan nedenlerle davanın 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasasının 15/1-a maddesi hükmü uyarınca görev yönünden reddine…” karar vermiş, bu karar temyiz edilmeksizin kesinleşmiştir.

 

 

İNCELEME VE GEREKÇE :

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Nuri NECİPOĞLU’nun Başkanlığında, Üyeler: Şükrü BOZER, Mehmet AKSU, Ahmet Tevfik ERGİNBAY, Alaittin Ali ÖĞÜŞ, Süleyman Hilmi AYDIN ve Turgay Tuncay VARLI’nın katılımlarıyla yapılan 27.11.2017 günlü toplantısında:

I-İLK İNCELEME: Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi gereğince yapılan incelemeye göre, adli ve idari yargı yerleri arasında 2247 sayılı Yasa’nın 14. maddesinde öngörülen biçimde olumsuz görev uyuşmazlığı doğduğu, idari yargı dosyasının 15. maddede belirtilen yönteme uygun olarak davacı vekilinin istemi üzerine son görevsizlik kararını veren mahkemece, ekinde adli yargı dosyası ile birlikte Uyuşmazlık Mahkemesi’ne gönderildiği ve usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim Taşkın ÇELİK’in, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Halil İbrahim ÇİFTÇİ ile Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın davada adli yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Dava, davalı şirkette görev yapmakta iken, 406 sayılı Yasa'nın Ek-29. maddesi ile 4046 sayılı Yasa'nın 22. maddesine göre adı Devlet Personel Başkanlığına bildirilen, sonrasında Kamu Kurumu emrine atanan davacı tarafından; “yer değiştirme sureti ile atamalarda aylık bildirim” adı ile düzenlenen nakil ilmühaberinde belirtilen ücreti üzerine,  ayrılış tarihi itibari ile 571,07 TL ikramiyenin sabit bir değer olarak eklenerek maaş nakil ilmühaberinin yeniden düzenlenmesi istemiyle açılmıştır.

Telekomünikasyon şebekeleri üzerinden sunulan ulusal ve uluslararası ses iletimini ihtiva eden telefon hizmetlerini 31.12.2003 tarihine kadar “tekel” olarak yürütmekle görevli kılınan ve çoğunluk hisseleri kamuya ait bulunan Türk Telekomünikasyon A.Ş.’nin, tekel kapsamında kamu hizmeti yürüten, kuruluş yasasındaki son düzenlemeler ile kendine özgü statüye sahip olan ve sermayesindeki kamu payı %50’nin altına düşünceye kadar kamu kuruluşu niteliğini taşıyan bir kuruluş olduğu tartışmasızdır.

Ancak, özelleştirme kapsamında bulunan Türk Telekomünikasyon A.Ş.’deki tamamı Hazineye ait bulunan hisselerden % 55’i, 14.11.2005 tarihli Hisse Satış Sözleşmesi ile Oger Telekomünikasyon Anonim Şirketine satılmıştır.

Olayda, davalının hisse devir (14.11.2005) tarihinde davalı kuruluşta çalışmakta iken 406 sayılı Yasa'nın Ek-29. maddesi ile 4046 sayılı Yasa'nın 22. maddesine göre adı Devlet Personel Başkanlığına bildirilen ve sonrasında kamu kurumu emrine atanan davacının vekili tarafından; müvekkilinin “yer değiştirme sureti ile atamalarda aylık bildirim” adı ile düzenlenen nakil ilmühaberinde belirtilen ücreti üzerine, ayrılış tarihi itibari ile ödenmesinde istikrar kazanılan 571,07 TL ikramiyenin sabit bir değer olarak eklenerek maaş nakil ilmühaberinin yeniden düzenlenmesi istemiyle 6.1.2016 tarihinde dava açılmıştır.

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun “İdari Dava Türleri ve İdari Yargı Yetkisinin Sınırı” başlıklı 2. maddesinin değişik 1 numaralı bendinde:

“a) (Değişik : 8.6.2000-4577/5 md.) İdari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan iptal davaları,

b) İdari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları,

c) (Değişik: 18.12.1999-4492/6 md.) Tahkim yolu öngörülen imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklar hariç, kamu hizmetlerinden birinin yürütülmesi için yapılan her türlü idari sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin davalar” idari dava türleri olarak sayılmış olup; kural olarak, idari yargıda ancak Devlete ve kamu tüzel kişilerine karşı açılan davalara bakılabilir.

Buna göre, dava açıldığı tarihte davalı mevkiinde kamu kuruluşu niteliği taşımayan Türk Telekomünikasyon A.Ş.'nin olması karşısında, idari yargı yetkisi kapsamında açılmış bir idari dava bulunduğundan söz etmek olanaksız olduğundan; uyuşmazlığın, özel hukuk hükümlerine göre görüm ve çözümünde adli yargı yerinin görevli olduğu sonucuna varılmıştır.

Belirtilen nedenlerle, Ankara 1.İş Mahkemesinin 27.4.2016 gün ve E:2016/7, K:2016/214 sayılı görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir.

 

S O N U Ç  : Davanın çözümünde ADLİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Ankara 1.İş Mahkemesinin 27.4.2016 gün ve E:2016/7, K:2016/214 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 27.11.2017 gününde OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

 

Başkan

Nuri

NECİPOĞLU

 

 

 

Üye

Şükrü

BOZER

 

 

 

 

Üye

Alaittin Ali

ÖĞÜŞ

Üye

Mehmet

AKSU

 

 

 

 

Üye

Süleyman Hilmi

AYDIN

Üye

Ahmet Tevfik

ERGİNBAY

 

 

 

 

Üye

Turgay Tuncay

VARLI