Hukuk Bölümü 2006/325 E., 2007/51 K.

  • OLUMLU GÖREV UYUŞMAZLIĞI ÇIKARMA
  • 5216 S. BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ KANUNU [ Madde 7 ]
  • 2247 S. UYUŞMAZLIK MAHKEMESİNİN KURULUŞ VE İŞLEYİŞİ HAK... [ Madde 10 ]
  • 2247 S. UYUŞMAZLIK MAHKEMESİNİN KURULUŞ VE İŞLEYİŞİ HAK... [ Madde 13 ]
  • 2247 S. UYUŞMAZLIK MAHKEMESİNİN KURULUŞ VE İŞLEYİŞİ HAK... [ Madde 27 ]
  • 2918 S. KARAYOLLARI TRAFİK KANUNU [ Madde 90 ]
  • 2918 S. KARAYOLLARI TRAFİK KANUNU [ Madde 106 ]
  • "İçtihat Metni"

    O L A Y : Davacı vekili, davalı idareye verdiği 28.11.2005 günlü dilekçesinde, Emine Aktan'ın 18.9.2005 tarihinde saat 15.00 civarında içinde bulunduğu Bursa Büyükşehir Belediyesi'ne ait 16 YA 689 plakalı ön kapısı açık vaziyette hareket halinde olan otobüsten ineceği sırada otobüsün ani fren yapması sonucu açık olan ön kapıdan düştüğünü, bu düşme sonucu müvekkilinde bazı hasarlar meydana geldiğini ileri sürerek Emine Aktan'ın kendisi için 75.000.-YTL maddi ve 65.000.-YTL manevi, eşi için 10.000.-YTL manevi tazminat verilmesini istemiştir.

    Davalı idare, 15.12.2005 gün ve 37619 sayılı işlemi ile, Emine Aktan'ın 18.09.2005 tarihli olayda, İnegöl Çarşısı önündeki yolcu durağında indirme-bindirme işlemi yürüten araçta, kurallara aykırı hareket etmek suretiyle ön kapıdan inmek istemesi sonucu otobüse binen yolcuların kargaşaya yol açtığını ve neticesinde yaralanma meydana geldiğini, öncelikle, 2918 sayılı Trafik Kanunu ve Uygulama Yönetmeliğinde tanzim olunan hükümler uyarınca, yolcuların da uymakla yükümlü olduğu hususların, yükümlülüklerin derc edildiğini, Emine Aktan'ın bu kurallara aykırı hareket ettiğini, kendilerine kusur izafe edilmesinin yasal olmadığını, uğranılan maddi kayıp ve tedavi masraflarının aracın sigortalı olduğu İhlas Sigorta'dan da talep edebileceğini, izah edilen hususlar dahilinde talebin yerine getirilmesinin yasal düzenlemeler nedeniyle mümkün olmadığını, davacı vekiline bildirmiştir.

    Bunun üzerine, davacı vekili, kazada tam hizmet kusuru olduğunu ileri sürdüğü davalı idare aleyhine, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla, olay tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte Emine Aktan'ın kendisi için 40.000.-YTL maddi ve 20.000.-YTL manevi, eşi için 15.000.-YTL manevi tazminata hükmedilmesi istemiyle 20.12.2005 tarihinde idari yargı yerinde dava açmıştır.

    Davalı idare vekilince, birinci savunma dilekçesinde, olayın Borçlar Kanunu ve 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu'na dayalı haksız fiil, görevli yargı merciinin de adli yargı olduğu, bu nedenle, hizmet kusuruna dayalı olarak ikame olunan tazminat talepli tam yargı davasının görülmesinin yasal olarak mümkün bulunmadığı ileri sürülerek görev itirazında bulunulmuştur.

    Davacı vekili, olayda hizmetin kötü işlediğini, ayrıca hizmetin işleyişinde hata ve aksaklık olduğunun da tartışmasız bulunduğunu, bu nedenle, davanın idari yargıda görülmesi gerektiğini, kamuya tahsis edilmiş otobüste otobüs şoförünün ağır ihmal ve kusuru ile müvekkilinin ağır şekilde yaralandığını, bu haksız fiil olarak nitelendirilse dahi görüleceği yargı yerinin idari yargı olduğunu, kamu hizmetini alan müvekkilinin bu hizmet sırasında hizmet veren kurum tarafından ve bu kurumun dikkatsizliği nedeni ile zarara uğradığını, bu nedenle, görev itirazının yerinde olmadığını ileri sürmüştür.

    BURSA 3. İDARE MAHKEMESİ; 16.05.2006 gün ve E:2005/2198 sayı ile, Emine Aktan ve Zihni Aktan vekili tarafından, davacılardan Emine Aktan'ın 18.9.2005 tarihinde saat 15.00 sıralarında Bursa Büyükşehir Belediyesi'ne ait 16 YA 689 plakalı otobüste yolculuğu sırasında inmek için yaptığı ikaz üzerine şoförün yaptığı ani fren sonucu açık olan ön kapıdan yuvarlanarak aşağıya düşmesi nedeniyle uğranıldığı öne sürülen zararlar karşılığı davacılardan Emine Aktan için 40.000,00.-YTL maddi ve 20.000,00.-YTL manevi, eşi ve diğer davacı Zihni Aktan için de 15.000,00.-YTL manevi tazminata olay tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte hükmedilmesi istemiyle Bursa Büyükşehir Belediye Başkanlığı'na karşı açılan davada, davalı idarece savunma dilekçesinde, 18.9.2005 tarihinde meydana gelen olayın Borçlar Kanunu ve Karayolları Trafik Kanunu'na dayalı haksız fiil olduğu ve hizmet kusuruna dayalı olarak açılan bu davanın görüm ve çözümünde adli yargı yerlerinin görevli bulunduğu ileri sürülerek görev itirazında bulunulduğunun anlaşıldığı, Anayasa'nın 125. maddesinin son fıkrasında, idarenin kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü olduğunun kurala bağlandığı; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2/1-b maddesinde, idari eylem ve işlemlerden dolayı hakları ihlal edilenler tarafından açılan tam yargı davalarının, idari dava türleri arasında sayıldığı, öte yandan, 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu'nun 7/p maddesinde, "Büyükşehir içindeki toplu taşıma hizmetlerini yürütmek ve bu amaçla gerekli tesisleri kurmak, kurdurmak, işletmek veya işlettirmek, Büyükşehir sınırları içindeki kara ve denizde taksi ve servis araçları dahil toplu taşıma araçlarına ruhsat vermek" Büyükşehir belediyesinin görev, yetki ve sorumlulukları arasında sayıldığı, olayda, davacılardan Emine Aktan'ın 18.9.2005 tarihinde saat 15.00 sıralarında Bursa Büyükşehir Belediyesi'ne ait 16 YA 689 plakalı otobüste yolculuğu sırasında inmek için yaptığı ikaz üzerine şoförün yaptığı ani fren sonucu açık olan ön kapıdan yuvarlanarak aşağıya düşmesi nedeniyle uğranıldığı öne sürülen zararların tazmini istemiyle görülmekte olan davanın açıldığının anlaşıldığı, ileri sürülen nedenlere göre uyuşmazlığın çözümü kamu hizmetinin yöntemine ve hukuka uygun olarak yürütülüp yürütülmediğinin, hizmet kusuru veya başka nedenle idarenin sorumluluğu bulunup bulunmadığının saptanmasını gerektirdiği, bu hususların saptanmasının ise idare hukuku ilkelerine göre yapılabileceğinden, 2577 sayılı Yasa'nın 2/1-b maddesi kapsamında bulunan tam yargı davasının görüm ve çözümünde idari yargı yerlerinin görevli olduğu, ayrıca, Anayasa'nın 129. maddesinin 5. bendinde yer alan "Memurlar ve diğer kamu görevlililerinin yetkilerini kullanırken işledikleri kusurlardan doğan tazminat davaları, kendilerine rücu edilmek kaydıyla ve kanunun gösterdiği şekil ve şartlara uygun olarak, ancak idare aleyhine açılabilir." kuralı ve kamu görevlilerinin görevlerini yerine getirirken mevzuatın, üstlenilen ödevin ve yürütülen hizmetin kural, usul ve gereklerine aykırı olarak, kendilerine izafe edilebilecek boyutta ve biçimde, ancak yine de resmi yetki, görev ve olanaklarından yararlanarak onları kullanarak hareket ettikleri, bu nedenle de idaresiyle bütünleştiği, idaresinden ayrılmasını önleyen ve engelleyen görev kusurlarının, sonuç olarak hizmetin yürütülmesi sırasında ortaya çıktığından, idare yönünden de "hizmet kusuru" nu oluşturduğu dikkate alındığında, zararı doğurduğu belirtilen olayın, kamu görevlisi olan otobüs şoförünün kişisel kusurundan kaynaklanıp kaynaklanmamasının da, Bursa Büyükşehir Belediyesi aleyhine idari yargı yerinde tam yargı davası açılmasına engel oluşturmayacağı, diğer taraftan, davanın belediye aleyhine işletenin sorumluluğu nedeniyle değil, hizmet kusuruna dayalı olarak açıldığının da dosyanın incelenmesinden anlaşıldığı, bu durumda, davacılardan Emine Aktan'ın 18.9.2005 tarihinde saat 15.00 sıralarında Bursa Büyükşehir Belediyesi'ne ait 16 YA 689 plakalı otobüste yolculuğu sırasında inmek için yaptığı ikaz üzerine şoförün yaptığı ani fren sonucu açık olan ön kapıdan yuvarlanarak aşağıya düşmesi nedeniyle uğranıldığı ileri sürülen zararların hizmet kusurundan dolayı kusur ve sorumluluk oranına göre idarece giderilmesi istemiyle Bursa Büyükşehir Belediye Başkanlığı aleyhine açılan davada, olayda kamu hizmetinin yöntemine ve hukuka uygun olarak yürütülüp yürütülmediğinin, zararın doğumunda hizmet kusuru veya başka nedenle idarenin sorumluluğu bulunup bulunmadığının idare hukuku ilkelerine göre saptanması gerekeceğinden, 2577 sayılı Yasa'nın 2/1-b maddesinde sayılan tam yargı davası kapsamında bulunan davanın görüm ve çözümünde idari yargı yerlerinin, dolayısıyla Mahkemelerinin görevli bulunduğu sonucuna varıldığı, davanın görüm ve çözümünde idari yargının görevli olması nedeniyle davalı idarenin görev itirazının reddine, uyuşmazlığı çözmeye Mahkemelerinin görevli olduğuna karar vermiştir.

    Davalı idare vekilinin, haksız fiile ilişkin bütün davaların adli yargıda görüldüğünü, trafik kazalarının da haksız fiil kapsamında yer aldığını ileri sürerek olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılması yolundaki 7.6.2006 günlü dilekçesi üzerine, dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderilmiştir.

    YARGITAY CUMHURİYET BAŞSAVCISI :

    Davacı Emine Aktan ve Zihni Aktan vekili tarafından, davalı Bursa Büyükşehir Belediye Başkanlığı aleyhine Bursa 3. İdare Mahkemesi'nde açılan 2005/2198 Esas sayılı tazminat davasında, davalı Bursa Büyükşehir Belediye Başkanlığı'nın adli yargı yerinin görevli olduğu iddiasıyla görev itirazında bulunduğu, bu itirazının reddedilmesi üzerine davalı idarenin olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılması talebi nedeniyle dosyanın Başsavcılıklarına gönderildiğinin anlaşıldığı, davacılardan Emine Aktan'ın olay günü bindiği belediye otobüsünden inmek için yaptığı ikaz üzerine belediye otobüs şoförünün yaptığı ani fren sonucu açık olan ön kapıdan yuvarlanarak aşağıya düşmesi nedeniyle uğradığı maddi ve manevi zararın tazminini, eşi olan diğer davacı Zihni Aktan'ın ise, eşinin uğradığı zarar nedeniyle manevi tazminat talebinde bulunduğu, 5126 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu'nun 7/f maddesinde "Büyükşehir ulaşım ana plânını yapmak veya yaptırmak ve uygulamak; ulaşım ve toplu taşıma hizmetlerini plânlamak ve koordinasyonu sağlamak; kara, deniz, su ve demiryolu üzerinde işletilen her türlü servis ve toplu taşıma araçları ile taksi sayılarını, bilet ücret ve tarifelerini, zaman ve güzergâhlarını belirlemek; durak yerleri ile karayolu, yol, cadde, sokak, meydan ve benzeri yerler üzerinde araç park yerlerini tespit etmek ve işletmek, işlettirmek veya kiraya vermek; kanunların belediyelere verdiği trafik düzenlemesinin gerektirdiği bütün işleri yürütmek" ve 7/p maddesinde, "Büyükşehir içindeki toplu taşıma hizmetlerini yürütmek ve bu amaçla gerekli tesisleri kurmak, kurdurmak, işletmek veya işlettirmek, büyükşehir sınırları içindeki kara ve denizde taksi ve servis araçları dahil toplu taşıma araçlarına ruhsat vermek" Büyükşehir Belediyesinin görev, yetki ve sorumlulukları arasında sayıldığı, olayda, zarar görenin yolcu olması, davalı idarenin ise taşıyıcı sıfatının olması karşısında taraflar arasındaki ilişkinin taşıma sözleşmesine dayanan bir özel hukuk ilişkisi olduğu, idarenin karlılık ve verimlilik ilkeleri doğrultusunda ticari alanda yürüttüğü taşımacılık faaliyetinin de özel hukuk hükümlerine tabi olduğunun açık bulunduğu, belirtilen bu durum karşısında, idarece yürütülen faaliyetin ve taraflar arasındaki hukuki ilişkinin niteliği göz önüne alındığında, olayda idari bir eylem ya da işlemden doğmuş bir zararın söz konusu olmadığı, yolcunun uğradığı zarardan dolayı taşıyıcının tazmin yükümlülüğünün saptanmasına ilişkin bulunan davanın özel hukuk hükümlerine göre görüm ve çözümünde adli yargı görevli olduğundan, Bursa 3. İdare Mahkemesi'nin görevlilik kararının kaldırılmasının icap ettiği gerekçesiyle 2247 sayılı Kanun'un 10 ve 13. maddeleri gereğince olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılmasına karar vermiştir.

    Başkanlıkça, 2247 sayılı Yasa'nın 13. maddesinin 3. fıkrasına göre Danıştay Başsavcısı'nın da yazılı düşüncesi istenilmiştir.

    DANIŞTAY BAŞSAVCISI :

    Bursa Büyükşehir Belediyesi'ne ait olup seyir halindeyken duran otobüsün açık olan ön kapısından düşen yolcunun kafa travması geçirmesi nedeniyle uğranılan zararların tazmini istemiyle Bursa 3. İdare Mahkemesi'nde açılan davada, davalının görev itirazının reddi üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nca olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılmış olmakla dosyanın incelendiği, 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu'nun 7/p maddesinde, "Büyükşehir içindeki toplu taşıma hizmetlerini yürütmek ve bu amaçla gerekli tesisleri kurmak, kurdurmak, işletmek veya işlettirmek, Büyükşehir sınırları içindeki kara ve denizde taksi ve servis araçları dahil toplu taşıma araçlarına ruhsat vermek" Büyükşehir Belediyesinin görev, yetki ve sorumlulukları arasında sayıldığı, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu'nun "işletilen ve araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibinin hukuki sorumluluğu" başlıklı 85. maddesinin değişik birinci fıkrasında, "Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar" hükmüne, değişik beşinci fıkrasında, "işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur" hükmüne, 90. maddesinde, "Maddi tazminatın biçimi ve kapsamı ile manevi tazminat konularında Borçlar Kanununun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır" hükmüne, "Devlete ve Kamu Kuruluşlarına Ait Araçlar "başlıklı 106. maddesinde de, Genel bütçeye dahil dairelerle katma bütçeli idarelere, il özel idarelerine ve belediyelere, kamu iktisadi teşebbüslerine ve kamu kuruluşlarına ait motorlu araçların sebep oldukları zararlardan dolayı, bu Kanunun işletenin hukuki sorumluluğuna ilişkin hükümleri uygulanır" hükmüne yer verildiği, bu hükümlere göre, 106. maddede sayılan kamu kurum ve kuruluşlarının, sahip oldukları araçların sebep olduğu zararlardan dolayı idare hukuku kurallarına değil, bu Yasada düzenlenen "işleten ve araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibinin hukuki sorumluluğu" çerçevesinde Borçlar Kanunu'nun haksız fiillere ilişkin hükümlerine tabi kılındığı, bu suretle 2918 sayılı Yasa ile, bu Yasada tanımlanan araçların işletilmesinden doğan zararların tazmini konusunda araç sahibinin özel yada kamu tüzel kişisi olması bakımından bir farklılık gözetilmeyerek kamu kurum ve kuruluşlarının da özel hukuk tüzel kişileri gibi aynı esaslara göre sorumlu olduklarının kabul edildiği, hal böyle olmakla, belediyeye ait otobüsün trafik kural ve gereklerine tabi olarak seyir halinde iken durduğu sırada neden olduğu zararların tazmini istemiyle açılan davanın, işletenin hukuki sorumluluğu çerçevesinde özel hukuk hükümlerine göre adli yargı yerinde çözümlenmesi gerektiği sonucuna varıldığı, bu nedenle, 2247 sayılı Kanun'un 13 üncü maddesi uyarınca yapılan başvurunun kabulü gerektiği yolunda yazılı düşünce vermiştir.

    İNCELEME VE GEREKÇE:

    Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü'nün, Ahmet AKYALÇIN'ın Başkanlığında, Üyeler: M. Lütfü ÜÇKARDEŞLER, Coşkun ÖZTÜRK, Serap AKSOYLU, Esen EROL, Abdullah ARSLAN ve Levent ÖZÇELİK'in katılımlarıyla yapılan 02.04.2007 günlü toplantısında;

    I-İLK İNCELEME : Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa'nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre; davalı idare vekilinin anılan Yasanın 10. maddesinde öngörülen yönteme uygun olarak yaptığı görev itirazının reddedilmesi ve 12. maddede belirtilen süre içinde başvuruda bulunması üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı'nca 10. maddede öngörülen biçimde olumlu görev uyuşmazlığı çıkarıldığı anlaşıldığından ve usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oybirliği ile karar verildi.

    II-ESASIN İNCELENMESİ : Raportör-Hakim Nurdane TOPUZ'un, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Ayla SONGÖR ile Danıştay Savcısı Gülen AYDINOĞLU'nun, davada adli yargının görevli olduğu yolundaki yazılı ve sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

    Dava, Emine Aktan'ın içinde bulunduğu Bursa Büyükşehir Belediyesi'ne ait ön kapısı açık vaziyette hareket halinde olan otobüsten ineceği sırada otobüsün ani fren yapması sonucu açık olan ön kapıdan düşmesi sonucu bazı hasarlar meydana geldiği ileri sürülerek Emine Aktan'ın kendisi ve eşi için maddi ve manevi tazminata hükmedilmesi istemiyle açılmıştır.

    5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu'nun 7. maddesinin (f) bendinde, "büyükşehir ulaşım ana plânını yapmak veya yaptırmak ve uygulamak; ulaşım ve toplu taşıma hizmetlerini plânlamak ve koordinasyonu sağlamak; kara, deniz, su ve demiryolu üzerinde işletilen her türlü servis ve toplu taşıma araçları ile taksi sayılarını, bilet ücret ve tarifelerini, zaman ve güzergâhlarını belirlemek; durak yerleri ile karayolu, yol, cadde, sokak, meydan ve benzeri yerler üzerinde araç park yerlerini tespit etmek ve işletmek, işlettirmek veya kiraya vermek; kanunların belediyelere verdiği trafik düzenlemesinin gerektirdiği bütün işleri yürütmek", (p) bendinde ise, "büyükşehir içindeki toplu taşıma hizmetlerini yürütmek ve bu amaçla gerekli tesisleri kurmak, kurdurmak, işletmek veya işlettirmek, büyükşehir sınırları içindeki kara ve denizde taksi ve servis araçları dahil toplu taşıma araçlarına ruhsat vermek" büyükşehir belediyesinin görev, yetki ve sorumlulukları arasında sayılmıştır.

    Öte yandan, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu'nun, trafik kazalarına ilişkin yedinci kısmını izleyen hukuki sorumluluk ve sigorta hakkındaki sekizinci kısmının, "İşleten ve araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibinin hukuki sorumluluğu" başlıklı 85. maddesinin, değişik birinci fıkrası, "Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar" ve değişik beşinci fıkrası, "işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur" hükümlerini taşımakta; bu bölümün sonunda yer alan, 90. maddesinde, "Maddi tazminatın biçimi ve kapsamı ile manevi tazminat konularında Borçlar Kanununun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır" denilmekte; aynı kısmın "Özel Durumlar" başlıklı üçüncü bölümünde Devlete ve kamu kuruluşlarına ait araçların durumunu düzenleyen değişik 106. maddesinde ise, "Genel bütçeye dahil dairelerle katma bütçeli idarelere, il özel idarelerine ve belediyelere, kamu iktisadi teşebbüslerine ve kamu kuruluşlarına ait motorlu araçların sebep oldukları zararlardan dolayı, bu Kanunun işletenin hukuki sorumluluğuna ilişkin hükümleri uygulanır" hükmüne yer verilmektedir.

    Anılan hükümlerin incelenmesinden, 106. maddede sayılan kamu kurum ve kuruluşlarının, sahip oldukları motorlu araçların sebep olduğu zararlardan dolayı idare hukuku kurallarına değil, bu Yasada düzenlenen " işleten ve araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibinin hukuki sorumluluğu" çerçevesinde Borçlar Kanunu'nun haksız fiillere ilişkin hükümlerine tabi kılındığı; bu suretle 2918 sayılı Yasa'da, motorlu aracın işletilmesinden doğan zararların tazmini konusunda, motorlu aracın sahibinin özel ya da kamu tüzel kişisi olması bakımından bir farklılık gözetilmeyerek işaret edilen kamu kurum ve kuruluşlarının da özel hukuk tüzel kişileri gibi aynı esaslara göre sorumlu olduklarının kabul edildiği anlaşılmaktadır.

    2918 sayılı Yasa'nın anılan açık hükümleri karşısında, kamu idaresine ait motorlu aracın, trafik kural ve gereklerine tabi olarak karayolunda seyir halinde iken neden olduğu zararların tazmini istemiyle açılan davanın, işletenin hukuki sorumluluğu çerçevesinde özel hukuk hükümlerine göre adli yargı yerinde çözümlenmesinin gerektiği kuşkusuzdur.

    Açıklanan nedenlerle, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca 2247 sayılı Yasa'nın 10. maddesine göre yapılan başvurunun kabulü ile İdare Mahkemesi'nin görevlilik kararının kaldırılması gerekmiştir.

    SONUÇ: Davanın çözümünde ADLİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca 2247 sayılı Yasa'nın 10. maddesine göre yapılan BAŞVURUNUN KABULÜ ile Bursa 3. İdare Mahkemesi'nce verilen 16.05.2006 gün ve E:2005/2198 sayılı GÖREVLİLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 02.04.2007 gününde OYBİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.