Hukuk Bölümü         2005/6 E.  ,  2005/25 K.
"İçtihat Metni"Adalet Bakanlığı Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığınca hazırlanmıştır. İzinsiz olarak kopyalanması ve dağıtılması hukuki sorumluluk gerektirir.

Davacı           : O. P.

Davalı            : Hasım gösterilmemiştir.           

            O  L  A  Y       : Davacı, vergisini yatırmak üzere Kelkit Mal Müdürlüğüne yaptığı başvuru sırasında sahibi olduğu araç sürücüsüne trafik zabıtasınca 2918 sayılı Yasanın, 44/1-b. maddesine aykırılık nedeniyle düzenlenen 2.3.2004 tarih ve 83.200.000.- TL. tutarındaki para cezasına ilişkin trafik ceza tutanağından haberdar olmuş ve tutanakta adı geçen sürücüyü tanımadığını, aracının belirtilen tarihte tutanağın düzenlendiği yerde bulunmadığını, tutanakta belirtilen araç ile kendine ait aracın birbirini tutmadığını ileri sürerek anılan cezanın iptali istemiyle, 6.8.2004 tarihinde adli yargı yerinde itirazda bulunmuştur.

            ANKARA ( TRAFİK İŞLERİNE YETKİLİ ) 8. SULH CEZA  MAHKEMESİ; 6.8.2004 gün ve E:2004/651; K:2004/663 Müteferrik sayı ile, itiraza konu ceza tutanağının yüze karşı düzenlendiği, Yargıtay 7. Ceza Dairesinin 25.9.2002 gün ve E:2002/13290; K:2002/12428 sayılı kararı uyarınca 2918 sayılı Yasanın 116. maddesi kapsamında bulunmayan ve ilgilinin imzasını taşıyan yüze karşı düzenlenmiş trafik ceza tutanağına vaki itirazın incelenmesi görevinin idare mahkemesine ait olacağı gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiş, anılan karar temyiz edilmeyerek kesinleşmiştir.

            Davacı, aynı istekle, 20.9.2004 tarihinde idari yargı yerinde dava açmıştır.

            ANKARA 1. İDARE MAHKEMESİ TEK HAKİMİ; 10.12.2004 gün ve E:2004/2841 sayı ile, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 112. maddesinde sürücü belgesinin geri alınması hariç bu Yasada öngörülen cezalara, bu kapsamda para cezalarına ilişkin suçlarla ilgili davalara trafik mahkemelerinde, bunların bulunmadığı yerlerde yetkili kılınan sulh ceza mahkemelerinde bakılacağının öngörülmesi ve aynı Yasanın 44. maddesinin 1-b fıkrasında da, maddede belirtilen yükümlülüklere uyulmaması durumunda uygulanacak para cezası için yetkili mahkemeye itiraz edilebilmesi karşısında, trafik ceza tutanağının iptaline ilişkin bu davanın adli yargının görevine girdiği, ancak adli yargı yerince daha önce görevsizlik kararı verildiği ve kesinleştiğinden bahisle 2247 sayılı Yasanın 19. maddesine göre görevli yargı yerinin belirlenmesi için Uyuşmazlık Mahkemesine başvurulmasına, bu konuda karar verilinceye değin işin incelenmesinin ertelenmesine karar vermiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE : : Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün Cafer ŞAT’ın Başkanlığında Üyeler: M. Lütfü ÜÇKARDEŞLER, Coşkun ÖZTÜRK, Serap AKSOYLU, Esen EROL, Turgut ARIBAL ve Abdullah ARSLAN’ın katılımlarıyla yapılan 4.4.2005 günlü toplantısında;

I- İLK İNCELEME :Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasanın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre, İdare Mahkemesi Tek Hakimince anılan Yasanın 19. maddesinde öngörülen biçimde başvurulduğu ve usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oybirliği ile karar verildi. 

II-ESASIN İNCELENMESİ :Raportör-Hakim Murat H. YURDAKÖK’ün davanın çözümünde idari yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan;

- ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Ahmet BEŞİNCİ ile Danıştay Savcısı Nevzat ÖZGÜR’ün davada idari yargının görevli olduğu yolundaki  yazılı ve sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

            Dava, 2918 sayılı Yasanın 44/1-b. maddesi uyarınca trafik zabıtasınca sürücünün yüzüne karşı düzenlenen para cezasına ilişkin ceza tutanağının iptali isteminden ibarettir.

Uyuşmazlığın esasını, trafik zabıtasınca uygulanan cezalarla ilgili davalara  adli ya da idari yargı yerlerinden hangisinin bakacağı hususu oluşturduğundan, ilgili yasal düzenlemenin ceza uygulamasına ilişkin sistematiğinin incelenmesi gerekmektedir.

            13.10.1983 tarih ve 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu ile getirilen sistemde, karayolları üzerinde yolcuları, yayaları ve trafiği tehlikeye sokan ve suç oluşturan eylemler, esas itibariyle, iki grupta ele alınmış; bir kısmına trafik zabıtasınca para cezası, diğerlerine mahkemelerce hafif para cezası veya bu cezanın yanında hafif hapis cezası, belgelerin geri alınması ve iptali cezası veya işyerlerinin kapatılması cezası verilmesi öngörülmüştür.

İdarenin organları eliyle idari usullere göre uygulanması ve idare hukukunun bir müeyyidesi olması nedeniyle, idari işlem niteliğini taşıyan ve bu yönüyle adli cezalardan ayrılan idari cezaların yargısal denetiminde, kural olarak, idari yargı yerleri görevli bulunmaktadır.

            Ancak, yasa koyucu tarafından, idari cezalara karşı ilgililerin sadece yapılan tespitin gerçeğe aykırılığı ile maddi ağır yanlışlıklar bulunduğunu ileri sürerek yapacakları itirazlarda, haklı neden ve kamu yararı bulunması halinde  adli yargı yerinin görevli kılınması olanaklı olup; bu halde, yetkili mahkemenin adli yargı yeri olduğunun ilgili yasada açıkça belirtilmesi gerekir.

2918 sayılı Yasanın “Adli Kovuşturma ve Cezaların Uygulanması” başlığını taşıyan Dokuzuncu Kısmı, iki ayrı Bölüm halinde düzenlenmiş; “Adli Kovuşturma” başlıklı Birinci Bölümde yer alan 112. maddede, bu Yasadaki suçlarla ilgili davalara bakacak mahkemeler ve yetkileri belirlenmiş olup, anılan maddenin 4550 sayılı Yasayla değişik birinci fıkrasında “Sürücü belgelerinin geçici olarak geri alınması hariç olmak üzere bu Kanundaki; hafif para cezasını veya bununla birlikte hafif hapis cezasını, belgelerin geri alınması ve iptali veya işyerlerinin kapatılması cezasını gerektiren suçlarla ilgili davalara trafik mahkemelerinde, bunların bulunmadığı yerlerde yetki verilen sulh ceza mahkemelerinde bakılır.” hükmüne yer verilmiştir.

“Cezaların Uygulanması” başlıklı İkinci Bölümde yer alan 115. maddede, 116. maddede öngörülen itiraza ilişkin hüküm saklı kalmak üzere, para cezaları ile mahkemelerce verilen ve sadece hafif para cezalarına ilişkin olan hükümlerin kesin olduğu; 116. maddede, trafik kural ve yasaklarına aykırı davranışları belirlenen ve sürücüsü belirlenemeyen araçlara tescil plakalarına göre trafik zabıtasınca tutanak düzenleneceği ve trafik zabıtasının yetkisi dahilindeki para cezalarına karşı araç sahiplerinin cezanın bildiriminden başlayarak yedi gün içinde “yetkili mahkemeye” itiraz edebileceği ve itiraz üzerine verilen kararların kesin olduğu hükme bağlanmıştır.

Bu hükümlerden, 2918 sayılı Yasada öngörülen cezaların büyük ölçüde adli ceza kapsamında düşünülerek Hakim tarafından verilmesi esasının benimsendiği; para cezaları olarak sözü geçen idari cezaların kesin olduğuna işaret edilmek suretiyle bu cezalara karşı itiraz yolunun kapalı tutulduğu; ancak, sadece 116. madde kapsamında bulunan idari para cezası ile ilgili ve sınırlı olarak itirazı incelemekle adli yargının yetkili ve görevli kılındığı anlaşılmaktadır.

Ne var ki; yasakoyucu tarafından, mahkemeler tarafından verilen hafif hapis cezalarının genellikle 647 sayılı Cezaların İnfazı Hakkında Kanunun 4. maddesi gereğince hafif para cezasına çevrildiği; mahkemelerce sanıklar ile tutanak düzenleyen görevlilerin duruşmaya çağrılarak dinlenmesi nedeniyle zaman kaybının doğduğu gerekçesiyle ve Devlet hizmetlerinin süratli, verimli ve ekonomik bir şekilde yürütülmesini sağlamak, mahkemenin iş yükünü azaltmak ve görevlilerin zaman kaybını önlemek amacıyla çıkarılan 3.11.1988  tarih ve 3493 sayılı Yasa ile, bazı yasaların (6831, 1475 ve 2926 sayılı) yanı sıra 2918 sayılı Yasada daha önce mahkemelerce verilmesi öngörülen bir kısım cezalar, idari cezaya dönüştürülmüştür. 3493 sayılı Yasanın 44. maddesi ile yapılan değişiklik sonucunda, cezanın idare tarafından verilmesi esası benimsenmiş; ancak, anılan 3493 sayılı Yasa ile değişikliğe uğrayan 6831, 1475 ve 2926 sayılı Yasalarda da getirilen idari cezalara karşı yapılacak itirazların mercii olarak sulh ceza mahkemeleri gösterilirken, 2918 sayılı Yasada aynı doğrultuda değişiklik yapılmasına karşın, idari cezalara karşı yapılacak itirazların merciini belirten bir hükme yer verilmemiştir.

Buraya kadar yapılan açıklamaların ışığında: 2918 sayılı Yasa’nın 44. maddesinde;

“Sürücü belgesi sahipleri:

a)     İkamet adresi değişikliklerini belgeyi veren kuruluşa otuz gün içinde bildirmek,

b)Araç kullanırken sürücü belgelerini yanlarında bulundurmak ve yetkililerin her isteyişinde göstermek, zorundadırlar.

(Değişik : 21.5.1997- 4262/ 4 md.) Bu madde hükümlerine uymayan sürücüler 3,600,000 lira para cezası ile cezalandırılırlar.”;

            Hükmüne göre olayda, (anılan Yasaya 4199 sayılı Yasa ile eklenen ve 4262 sayılı Yasa ile değişik Ek 3. maddenin birinci fıkrasının “2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunundaki fiiller için, her takvim yılı başından geçerli olmak üzere önceki yılda uygulanan mutlak ceza tutarları, o yıl için Vergi Usul Kanunu hükümleri uyarınca tespit ve ilan olunan yeniden değerleme oranında arttırılır.” hükmü dikkate alınarak,) trafik zabıtasınca uygulama yapılmış olup, bu uygulamanın idari ceza kapsamında bulunması; Yasada idari cezalarla ilgili davalarda (116. maddedeki itiraz yolu hariç) görevli yargı yerini açıkça belli eden bir hükme yer verilmemesi; bu Yasada gösterilen adli cezalara hükmetmekle görevli mahkemeye işaret eden 112. maddeye de herhangi bir atıfta bulunulmamış olması karşısında ve göreve ilişkin genel kurala göre, uyuşmazlığa konu edilen davanın idari yargı yerinde çözümlenmesi gerekeceği açıktır.

            Açıklanan nedenlerle, Ankara 1. İdare Mahkemesi Tek Hakimince verilen görevsizlik kararının kaldırılması gerekmektedir.           

SONUÇ : Davanın çözümünde İDARİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Ankara 1. İdare Mahkemesi Tek Hakiminin BAŞVURUSUNUN REDDİNE, 4.4.2005 gününde OYBİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.