T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

         

            ESAS   NO : 2018/469

            KARAR NO : 2018/594

            KARAR TR: 22.10.2018

ÖZET: Davacıların taşınmazının yanında bulunan yolda 2014 yılı Aralık ayından 2015 yılı Şubat ayına kadar yapılan su hattı çalışmaları sırasında yolda açılan kanallardan çıkarılan taş, toprak ve hafriyatın taşınmazlarına dökülmesi sonucunda fındık ağaçlarında meydana gelen zararın tazmini istemiyle açılan davanın, ADLİ YARGI YERİNDE çözümlenmesi gerektiği hk.

 

 

 

 

 

 

 

                                   K ARAR                                             

Davacılar : 1-Z.S.

                                2-B.S.

Davalı   : Ordu Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü                

Vekili       : Av. P.K.

                                         

O L A Y: Davacılardava dilekçesinde özetle; davacıların müşterek malik oldukları Ordu İli, Ulubey İlçesi, Karakoca Mahallesinde bulunan 159 ada, 125 parsel sayılı tapuya kayıtlı 16.006.94 m2'lık fındık bahçesi ve çalılık vasıflı taşınmaz ile 161 ada 1 parsel sayılı tapuya kayıtlı 17.632,13 m2'li fındık bahçesi kargir ev vasıflı taşınmazların sınırında bulunan yolda 2014 yılı Aralık ayından 2015 yılının Şubat ayına kadar olan dönemde yaklaşık üç ay boyunca aralıklarla davalı idarenin kendi ve taşeron ekipleri tarafından su borusu geçirmek üzere çalışma yaptığını, boruları geçirmek için yola çeşitli kanalların açıldığını; kanaldan çıkan taş, toprak ve harfiyatın büyük bir kısmının taşınmazlarına zarar verecek biçimde bahçelerine döküldüğünü, 16 adet fındık ocağının ve tel kazıklarının bir kısmının devrilerek toprak altında kalmasıyla meyilli kısımlarda ise yuvarlanan taşlardan fındık ocaklarında dal kırılmasına neden olduğunu; fındık mahsulü yönünden uzun süre mahsul alınamamasına neden olduğunu ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 2.880,00-TL maddi zararın tazmini istemiyle adli yargı yerinde dava açmıştır.

ORDU 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ: 17.4.2017 gün ve E:2016/510, K: 2017/243 sayı ile, idarenin hizmet kusuruna yönelik davalarının tam yargı davası olarak idari yargı merciinde görülmesi gerektiğinden 2577 sayılı yasanın 2/B maddesi gereğince dava dilekçesinin görev yönünden reddine ve mahkemelerinin görevsizliğine karar vermiş, bu karar kesinleşmiştir.

Davacılar bu kez aynı istemle idari yargı yerinde dava açmıştır.

ORDU İDARE MAHKEMESİ: 18.5.2018 gün ve E:2018/88 sayı ile, davacıların taşınmazlarının yanında bulunan yolda 2014 yılı Aralık ayından 2015 yılı Şubat ayına kadar yapılan su hattı çalışmaları sırasında davacının taşınmazlarında meydana geldiği iddia olunan zararların haksız fiilden kaynaklanmış olduğu ve uyuşmazlığın "haksız fiil" esaslarına ilişkin olarak çözümlenmesi gerektiği kanaatine ulaşıldığından, idarenin ayni bir hakka müdahalesinin hukuka uygunluğunun yargısal denetimi işin esasını teşkil etmekte olup, taşınmaza yapılan müdahalenin önlenmesi ve haksız fiilden kaynaklanan zararların tazmini davasının, özel hukuk hükümlerine göre görüm ve çözümünde adli yargının görevli olduğu sonucuna varıldığı gerekçesiyle, 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyiş Hakkında Kanunun 19. maddesi uyarınca Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmesine, Uyuşmazlık Mahkemesince bir karar verilinceye kadar yargılamanın ertelenmesine karar vermiştir.  

İNCELEME VE GEREKÇE:

Uyuşmazlık Mahkemesi'nin, Hicabi DURSUN’un Başkanlığında, Üyeler: Şükrü BOZER, Mehmet AKSU, Birol SONER, Süleyman Hilmi AYDIN, Aydemir TUNÇ ve Nurdane TOPUZ'un katılımlarıyla yapılan 22.10.2018 günlü toplantısında:

l-İLK İNCELEME: Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre; İdare Mahkemesince, idari yargı dosyası ile birlikte adli yargı dosyası da temin edilmek sureti ile 2247 sayılı Yasa’nın 19. maddesinde öngörülen şekilde başvurulduğu ve usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından, adli ve idari yargı yerleri arasında doğan görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim Gülşen AKAR PEHLİVAN’ın, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Halil İbrahim ÇİFTÇİ'nin davada adli yargının, Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın ise davada idari yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Dava, davacıların taşınmazının yanında bulunan yolda 2014 yılı Aralık ayından 2015 yılı Şubat ayına kadar yapılan su hattı çalışmaları sırasında yolda açılan kanallardan çıkarılan taş, toprak ve hafriyatın taşınmazlarına dökülmesi sonucunda fındık ağaçlarında meydana gelen zararın tazmini istemine ilişkindir.

İdarenin yürütmekle yükümlü bulunduğu kamu hizmetine ilişkin olarak uygulamaya koyduğu plan ve projeye göre meydana getirdiği yol, kanal, baraj, su yolları, su şebekesi gibi tesislerin kurulması, işletilmesi ve bakımı sırasında kişilere verdiği zararların tazmini istemiyle açılacak davaların görüm ve çözümünün, idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları muhtel olanlar tarafından açılacak tam yargı davaları kapsamında yargısal denetim yapan idari yargı yerine ait olduğu; idarece herhangi bir ayni hakka müdahalede bulunulduğu, özel mülkiyete konu taşınmaza kamulaştırmasız el atıldığı veya plan ve projeye aykırı iş görüldüğü iddiasıyla açılacak müdahalenin men’i ve meydana gelen zararın tazmini davalarının ise, mülkiyete tecavüzün önlenmesine ve haksız fiillere ilişkin özel hukuk hükümlerine göre adli yargı yerinde çözümleneceği, yerleşik yargısal içtihatlarla kabul edilmiş bulunmaktadır.

Nitekim yukarıda belirtilen genel kabul doğrultusundaki Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulunun 11.2.1959 günlü, E:1958/17, K:1959/15 sayılı kararının III. bölümünde,“İstimlaksız el atma halinde amme teşekkülü İstimlak Kanununa uygun hareket etmeden ferdin malını elinden almış olması sebebiyle kanunsuz bir harekette bulunmuş durumdadır. Ve bu bakımdan dava Medeni Kanun hükümlerine giren mülkiyete tecavüzün önlenmesi veya haksız fiil neticesinde meydana gelen zararın tazmini davasıdır. Ve bu bakımdan adliye mahkemesinin vazifesi içindedir.

Bundan başka, bir amme teşekkülü tarafından bir tesisin yaptırılması sırasında Devlet malı olmayan yerlerden toprak alınması veya böyle yerlere toprak veya moloz yığılması neticesinde meydana gelen zararların tazmini davası da başkasının malına amme teşekkülünün dilediği gibi el atma hakkı bulunmadığı ve plan ve projelere ve şartnamelere başkasının malına ihtiyaca göre el atılabilmesini gerektirecek esaslar konulamayacağı cihetle, haksız fiilden doğan bir tazminat davası sayılır.

Yapılan işlerin plan veya projeye aykırı olarak yapılması hali de idari karara aykırı bir hareket bulunması itibariyle yine idari kararın tatbiki olan bir fiil sayılamaz ve bu bakımdan bu iddia ile açılmış bir dava haksız fiilden doğan bir davadan ibaret olacaktır.

Bu bentte anılan davalar, içtihadı birleştirme kararının dışında kaldıklarından kararın bunlara şümulü yoktur” denilmektedir.

Dosyanın incelenmesinden, davacının Ordu İli, Ulubey İlçesi, Karakoca Mahallesinde kain Ada 159, Parsel 125'de tapuya kayıtlı 16.006,94 m2'lik fındık bahçesi ve çalılık vasıflı taşınmaz ile aynı yer Ada: 161, Parsel: 1'de tapuya kayıtlı 17.632,13 m2.’lik fındık bahçesi kargir ev vasıflı ve dava konusu taşınmazların 1/2 hisseli malikleri oldukları, Ordu 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2015/67 D.İş sayılı tespit dosyasında bulunan fen bilirkişisinin 06/05/2015 tarihli raporunda davalı kurum tarafından söz konusu taşınmazların sınırında bulunan yoldan 2014 yılı Aralık ayından 2015 yılı Şubat ayına kadar içme suyu borusu geçirmek üzere çalışma yapıldığı, bu çalışmalar esnasında yolda yaklaşık bir metre genişliğinde 2-4 metre derinliğinde kanal açıldığı, açılan kanaldan çıkan taş, toprak ve hafriyatın büyük bir kısmının taşınmazlarına dökülerek onaltı adet fındık ocağının ve tel kazıklarının bir kısmının devrilerek toprak altında kalmasıyla ve meyilli kısımlarda ise yuvarlanan taşlardan fındık ocaklarında dal kırılması şeklinde zarar verilmesiyle fındık mahsulü yönünden uzun süre mahsul alınamayacağına neden oldukları; davalı kurum aleyhinde adli yargı yerinde zarar tespiti yapıldığı dolayısıyla taşınmazlarına zarar verildiğini ileri sürerek, zararın verildiği tarih itibariyle işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili istemiyle dava açıldığı anlaşılmıştır.

Karayolundaki su borusu yapımı sırasında mülkiyeti davacılara ait taşınmazlara, davalı idare tarafından, plan ve proje kapsamı haricinde, hafriyat dökülmek suretiyle taşınmazların yapısının bozulduğu iddiasıyla meydana gelen zararın tazmini söz konusu olduğundan,davanın haksız fiilden doğan bir tazminat davası sayılacağı kuşkusuzdur.

Belirtilen duruma ve davanın niteliğine göre, idarenin ayni bir hakka müdahalesinin hukuka uygunluğunun yargısal denetimi işin esasını teşkil etmekte olup, açılan dava ile bir idari tasarrufun iptalinin ya da böyle bir tasarruf nedeniyle uğranılan zararın tazmininin istenilmemiş bulunması karşısında, haksız fiilden doğan zararların tazmini davasının, özel hukuk hükümlerine göre görüm ve çözümünde adli yargı yeri görevli bulunmaktadır.

Açıklanan nedenlerle, davanın görüm ve çözümünde adli yargı yeri görevli olduğundan,Ordu İdare Mahkemesinin başvurusunun kabulü ile Ordu 1. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen 17.4.2017 gün ve E:2016/510, K:2017/243 sayılı görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir.

 

S O N U Ç : Davanın çözümünde ADLİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle  Ordu İdare Mahkemesinin BAŞVURUSUNUN KABULÜ ileOrdu 1. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen 17.4.2017 gün ve E:2016/510, K:2017/243 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 22.10.2018 gününde OYBİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

      Başkan                               Üye                               Üye                              Üye

      Hicabi                              Şükrü                          Mehmet                          Birol      

    DURSUN                           BOZER                         AKSU                          SONER          

 

 

                                                  Üye                                Üye                              Üye    

                                        Süleyman Hilmi                 Aydemir                        Nurdane

                                              AYDIN                          TUNÇ                          TOPUZ