T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

            HUKUK BÖLÜMÜ

            ESAS NO      : 2015 / 432

            KARAR NO : 2015 / 438

            KARAR TR  : 1.6.2015

ÖZET : T.C. Hava Kuvvetleri Komutanlığı’na bağlı 2.Ana Jet Üs Komutanlığı’na özürlü kontenjanından alınarak devlet memuru olan ve halen Türk Silahlı Kuvvetlerine bağlı Çamlıca Özel Bakım Merkezinde “yardımcı hizmetler” sınıfında sivil memur (yaşlı bakıcısı) olarak görev yapan davacının, branş değişikliği talebinin reddine ilişkin Genelkurmay Başkanlığı’nca verilen işlemin iptali istemiyle açılan davanın ASKERİ YÜKSEK İDARE MAHKEMESİNDE çözümlenmesi gerektiği hk.

 

K  A  R  A  R

 

Davacı            : D. A.            (Sivil Memur)

Vekilleri          : Av. S.A.& Av. S. B.

Davalı             : Milli Savunma Bakanlığı

Vekili            : Av. B.E. B.

 

O L A Y          : Davacı vekili dava dilekçesinde; “Müvekkilimiz D. A., Türkiye Cumhuriyeti Hava Kuvvetleri Komutanlığı’na bağlı 2. Ana Jet Üs Komutanlığı “Özürlü” kontenjanından açıktan atama yapılarak devlet memurluğu görevine başlamıştır.

Müvekkilimiz görme özründen ötürü ÖZÜRLÜ kadrosu ile göreve başlamış bir devlet memurudur. Müvekkilimiz, göreve başladığı 1999 yılından itibaren Türk Silahlı Kuvvetleri Çamlıca Özel Bakım Merkezinde “Yardımcı Hizmetler Sınıfı-Bulaşıkçı” branşı dahil çeşitli görevlerde bulunmuştur. Ancak Yardımcı Hizmetler Sınıfı (Bulaşıkçı) branşında görev yaparken çalışma ortamının şartlarının müvekkilimizin özrüne sebep olan rahatsızlığını daha da ilerlettiği ortaya çıkmıştır.

Bu sebeple müvekkilimiz, GATA Haydarpaşa Eğitim Hastanesi Komutanlığı Göz Hastalıkları Polikliniğinden aldığı 04/03/2014 tarih ve 3303 numaralı raporla birlikte 10/06/2013 tarihinde intibak ataması talebinde bulunmuştur.

Bu talep doğrultusunda müvekkilimiz halen görev yapmakta olduğu Türkiye Cumhuriyeti Genelkurmay Başkanlığı’nın 26702250-1250-113743-13/Per.İşl.D.Svl.Me. ve İşçi Ş.(11) Per nolu, 05/12/2013 tarihli, İntibak Ataması ile Türk Silahlı Kuvvetleri Çamlıca 216 Yataklı Özel Bakım Merkezinde “Hizmetli(Yaşlı Bakıcısı)” branşında görevlendirilmiştir.

Müvekkilimiz bu görevlendirilmeye de itirazda bulunmuş ve T.C. Genelkurmay Başkanlığı GATA Haydarpaşa Eğitim Hastanesi Komutanlığı Rapor önbildirim belgesi ile birlikte özür durumu ve yukarıda sunduğumuz raporları da delil göstererek tekrar sınıf ve/veya branş değişikliği talebinde bulunmuştur.

Müvekkilimiz D.A.’ın bu son talebi idarenin PER:26702250-1280/1296-14/Per.İşl.D.Svl.Me. Ve İşçi Ş.(11)12582496 sayılı ve 12/05/2014 tarihli cevabi işlemi ile reddedilmiştir. Müvekkilimize ise söz konusu red cevabı 03/07/2014 tarihinde tebliğ edilmiştir.

Yukarıda izah ettiğimiz üzere idarenin söz konusu işlemi kanuna ve hukuka aykırıdır. Söz konusu işlem idarenin keyfî olarak yerine getirdiği bir işlemdir.

Yukarıda izah ettiğimiz ve sayın mahkemece tespit edilecek sebeplerden ötürü davalı idarece kabul edilebilir ve geçerli hiçbir sebep gösterilmeksizin, Müvekkilim hakkında ilgili idarece verilen PER:26702250-1280/1296-14/Per.İşl.D.Svl.Me. ve İşçi Ş.(11)/12582496 sayılı ve 12/05/2014 tarihli işleminin öncelikle yürütülmesinin durdurulmasını ve iptaline karar verilmesi için işbu bu davanın açılması zarureti hasıl olmuştur.

SONUÇ VE İSTEM: Yukarıda açıklanan sebeplerle,

İlgili idarece verilen PER:26702250-l280/l296-14/Per.İşl.D.Svl.Me. ve İşçi Ş.(11)/12582496 sayılı ve 12/05/2014 tarihli red cevabı işleminin öncelikle yürütülmesinin durdurulmasını,

Tamamen hukuka aykırı, hukuki dayanaktan mahrum ve geçerli hiçbir gerekçe gösterilmeksizin tesis edilen söz konusu idari işlemin iptaline,

Yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davalı idare üzerinde bırakılmasına karar verilmesini saygılarımızla arz ve talep ederiz.” demek suretiyle idari yargı yerinde dava açmıştır.

Davalı Milli Savunma Bakanlığı vekili süresi içerisinde sunduğu cevap dilekçesinde özetle, görev itirazında bulunmuştur.

 

İstanbul 2. İdare Mahkemesi: 14.11.2014 gün ve E:2014/1723 sayı ile; “Anayasanın 157. maddesinde, Askeri Yüksek idare Mahkemesinin, askeri olmayan makamlarca tesis edilmiş olsa bile, asker kişileri ilgilendiren ve askeri hizmete ilişkin idari işlem ve eylemlerden doğan uyuşmazlıkların yargı denetimini yapan ilk ve son derece mahkemesi olduğu; ancak askerlik yükümlülüğünden doğan uyuşmazlıklarda ilgilinin asker kişi olması şartının aranmayacağı belirtilmiş; 20.7.1972 tarih ve 1602 sayılı Yasanın 25.12.1981 tarih ve 2568 sayılı Yasa ile değişik 20. maddesinde de aynı hüküm yer almıştır. Buna göre, Askeri Yüksek İdare Mahkemesinin bir davaya bakabilmesi için dava konusu idari işlemin "asker kişiyi ilgilendirmesi" ve "askeri hizmete ilişkin bulunması" koşullarının birlikte gerçekleşmesi gerekmektedir.

Bir idari işlemin, "askeri hizmete ilişkin" olup olmadığının saptanabilmesi için öncelikle işlemin konusuna bakılmalıdır. Eğer idari işlem; askeri gereklere, askeri usul ve yönteme ve askeri hizmete göre tesis edilmiş ise bu işlemin askeri hizmete ilişkin olduğu kabul edilmelidir. Daha açık bir ifadeyle, askeri hizmete ilişkin idari işlemler, idarenin bir asker kişinin askeri yeterlik ve yeteneklerinin, tutum ve davranışlarının, askeri geçmişinin, asker kişi olmaktan kaynaklanan hak ve ödevlerinin; askerlik hizmetinin amacı, askeri görev yerlerinin özellikleri, askeri kural ve gerekler gözönünde tutularak değerlendirilmesi sonucunda tesis edilen işlemlerdir.

Dosyanın incelenmesinden, T.C. Hava Kuvvetleri Komutanlığı'na bağlı 2.Ana Jet Us Komutanlığı'na özürlü kontenjanından alınarak devlet memuru olan ve halen Türk Silahlı Kuvvetlerine bağlı Çamlıca Özel Bakım Merkezi'nde "yardımcı hizmetler" sınıfında sivil memur (yaşlı bakıcısı) olarak görev yapan davacının sağlık sebepleri ile yaptığı branş değişikliği talebinin davalı idarece talep edilen görevlerin sınav ve eğitim şartına tabi olduğu gerekçesiyle reddedilmesi üzerine bakılan davanın açıldığı anlaşılmış olup, her ne kadar davacının asker kişi sayılmasında bir ihtilaf bulunmasa da yaptığı işin askeri hizmete ilişkin olmadığı açık olup, davanın görüm ve çözümünün, genel idari yargının görevinde olduğu sonucuna ulaşılmıştır.” demek suretiyle davalı idare vekilinin görev itirazının reddine karar vermiştir.

Davalı Milli Savunma Bakanlığı vekilinin olumlu görev uyuşmazlığı çıkartılması yolunda süresi içinde verdiği dilekçe üzerine, dava dosyasının onaylı bir örneği Askeri Yüksek İdare Mahkemesi Başsavcılığı'na gönderilmiştir.

            Askeri Yüksek İdare Mahkemesi Başsavcısı; “Davanın konusu, TSK bünyesinde, GATA Haydarpaşa Eğitim Hastanesinde) Yardımcı Hizmetler Sınıfında (Yaşlı Bakıcısı) Devlet memuru olarak görevli olan davacının branş değişikliği talebinin idarece reddedilmesi işleminin iptali istemidir.

Askeri Yüksek İdare Mahkemesinin görev alanı, Anayasanın 157. maddesindeki düzenlemeye paralel olarak, 1602 sayılı AYİM Kanununun 20. maddesinde, “Askeri Yüksek İdare Mahkemesi, Türk Milleti adına; askeri olmayan makamlarca tesis edilmiş olsa bile, asker kişileri ilgilendiren ve askeri hizmete ilişkin idari işlem ve eylemlerden doğan uyuşmazlıkların ilk ve son derece mahkemesi olarak yargı denetimini ve diğer kanunlarda gösterilen, görevleri yapar. Ancak, askerlik yükümlülüğünden doğan uyuşmazlıklarda; ilgilinin asker kişi olması şartı aranmaz. Bu Kanunun uygulanmasında asker kişiden maksat; Türk Silahlı Kuvvetlerinde görevli bulunan veya hizmetten ayrılmış olan subay, askeri memur, astsubay, askeri öğrenci, uzman jandarma, uzman erbaş, sözleşmeli erbaş ve er, erbaş ve erler ile sivil memurlardır. ” şeklinde ve 21 .maddesinde de; “20 nci maddede belirtilen kişileri ilgilendiren ve askeri hizmete ilişkin idari işlem ve eylemlerden dolayı; yetki, sebep, şekil, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından bahisle menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılacak iptal davaları, aynı idari işlem ve eylemlerin haklarını ihlal etmesi halinde açılacak tam yargı davaları, doğrudan doğruya ve kesin olarak Askeri Yüksek İdare Mahkemesinde çözümlenir ve karara bağlanır.” şeklinde düzenlenmiştir.

Davacının Türk Silahlı Kuvvetlerinde görevli bir Devlet memuru olarak 1602 sayılı Kanunun 20/2. maddesine göre asker kişi sıfatını taşıdığı; keza, davanın konusunu teşkil eden ve askeri hizmetin gerekleri dikkate alınarak tesis edildiği anlaşılan (TSK’da görevli Devlet memurlarının sınıf ve branşlarının, sınıf ve branşlara personel seçiminde aranacak niteliklerin, sınıf ve branşlardaki personel ihtiyacının belirlenmesinde, askeri hizmetin gerekleri belirleyici olmaktadır.), davacının branş değişikliği talebinin reddedilmesi işleminin askeri hizmete ilişkin bir idari işlem olduğunda da tereddüt bulunmadığı; dolayısıyla, Anayasanın 157, 1602 sayılı Kanunun 20 ve 21. maddelerine göre işbu davanın Askeri Yüksek İdare Mahkemesinin görev alanı içerisinde olduğu anlaşılmaktadır.

İstanbul 2.İdare Mahkemesinin görevlilik kararında, “davacının yaptığı işin askeri hizmete ilişkin olmaması” mezkur karara gerekçe gösterilmişse de; TSK’da görevli tüm personelin ifa ettikleri görevlerin askeri hizmetin bir parçasını teşkil ettiği, bu görevlerin TSK dışındaki kurumlarda sivil şahıslar tarafından da ifa ediliyor olmasının bu gerçeği değiştirmeyeceği değerlendirildiğinden; mezkur gerekçe haklı görülmemiştir.

Yukarıda açıklanan nedenlerle; 2247 sayılı Kanunun 10, 12 ve 13. maddeleri gereğince İstanbul 2.İdare Mahkemesinin 14.11.2014 tarih ve 2014/1723 Esas sayılı GÖREVLİLİK KARARININ KALDIRILMASINA, mevzu davada ASKERİ YÜKSEK İDARE MAHKEMESİNİN GÖREVLİ OLDUĞUNA KARAR VERİLMESİ ARZ OLUNUR.” şeklinde yazılı düşünce vermiştir.

 

İNCELEME VE GEREKÇE :

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Serdar ÖZGÜLDÜR’ün Başkanlığında, Üyeler: Eyüp Sabri BAYDAR, Ali ÇOLAK, Nurdane TOPUZ, Alaittin Ali ÖĞÜŞ, Ayhan AKARSU ve Mehmet AKBULUT’un katılımlarıyla yapılan 1.6.2015 günlü toplantısında:

l-İLK İNCELEME: Başvuru yazısı ve dava dosyası örneği üzerinde 2247 sayılı Yasa'nın 27. maddesi gereğince yapılan incelemeye göre, davalı Milli Savunma Bakanlığı vekilinin anılan Yasanın 10/2.maddesinde öngörülen yönteme uygun olarak yaptığı görev itirazının reddedilmesi ve dahi 12/1.maddede belirtilen süre içinde başvuruda bulunması üzerine Askeri Yüksek İdare Mahkemesi Başsavcısı'nca, davalı Milli Savunma Bakanlığı açısından, 10.maddede öngörülen biçimde, olumlu görev uyuşmazlığı çıkarıldığı anlaşılmaktadır.

II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim Selim Şamil KAYNAK’ın, davanın çözümünde askeri yüksek idare mahkemesinin görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Danıştay Savcısı Yakup BAL ile AYİM Savcısı Halit ÜNKAZAN’ın davada askeri yüksek idare mahkemesinin görevli olduğu yolundaki yazılı ve sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

            Dava, T.C. Hava Kuvvetleri Komutanlığı’na bağlı 2.Ana Jet Üs Komutanlığı’na özürlü kontenjanından alınarak devlet memuru olan ve halen Türk Silahlı Kuvvetlerine bağlı Çamlıca Özel Bakım Merkezinde “yardımcı hizmetler” sınıfında sivil memur (yaşlı bakıcısı) olarak görev yapan davacının, branş değişikliği talebinin reddine ilişkin Genelkurmay Başkanlığı’nın 12.05.2014 tarih ve 12582416 sayılı işlemin iptali istemiyle açılmıştır.

            Dosya kapsamında yapılan incelemede; davacının, 16.08.1999 tarihinde Hava Kuvvetleri Komutanlığı emrinde “Bulaşıkçı” olarak göreve başladığı, sonrasında 27 Nisan 2001 tarihinde özürlü kontenjanından alınarak Genelkurmay Başkanlığı bağlısı GATA Haydarpaşa Eğitim Hastanesi Komutanlığına atandığı, 10 Haziran 2013 tarihli dilekçesi ile branş değişikliği için başvurduğu ve GATA Haydarpaşa Eğitim Hastanesi Komutanlığı Göz Hastalıkları Polikliniğinden almış olduğu 10.06.2013 tarih ve 3303 numaralı sağlık kurulu raporunda “Yardımcı Hizmetler Sınıfında branş değişikliği yapılması uygundur” kararı doğrultusunda eğitim durumuna uygun olan ve yine Yardımcı Hizmetler Sınıfında yer alan “Yaşlı bakıcısı” unvanına intibak atamasının yapıldığı, daha sonra 25 Mart 2014 tarihli dilekçesi ile daha önce almış olduğu rapora dayanarak sınıf değişikliği talebinde bulunarak “Santral Operatörü” veya “Resepsiyon Görevlisi” kadrosuna atama talebinde bulunduğu, bu talep üzerine Genelkurmay Başkanlığı’nın 12.05.2014 tarih ve 12582496 sayılı cevabi yazısı ile personelin yardımcı hizmetler sınıfından genel idare hizmetleri sınıfında bir göreve atandırılabilmesi için sınava girerek başarılı olması gerektiğini belirterek davacının bu şartları taşımadığından bahisle sınıf ve unvan talebi değişikliğinin uygun görülmediğinin belirtildiği anlaşılmıştır. 

657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun, “Memurların bir kurumdan diğerine nakilleri” başlıklı 74.maddesinde; “ (Değişik: 30/5/1974 - KHK/12; Değiştirilerek kabul: 15/5/1975 - 1897/1 md.)

Memurların bu Kanuna tabi kurumlar arasında, kurumların muvafakati ile kazanılmış hak dereceleri üzerinden veya 68 inci maddedeki esaslar çerçevesinde derece yükselmesi suretiyle, bulundukları sınıftan veya öğrenim durumları itibariyle girebilecekleri sınıftan, bir kadroya nakilleri mümkündür. Kazanılmış hak derecelerinin altındaki derecelere atanabilmeleri için ise atanacakları kadro derecesi ile kazanılmış hak dereceleri arasındaki farkın 3 dereceden çok olmaması ve memurların isteği de şarttır.

Aşağı dereceye atananların 68 inci maddede yazılı süre kaydı aranmaksızın eski derecelerine tekrar atanmaları caizdir.

Kazanılmış hak derecelerinden aşağı derecelere atananların aylık derece ve kademeleri genel hükümlere göre tespit edilmekle beraber, atandıkları bu derecelerde geçirdikleri süreler (kesenek ve karşılık farklarının kendileri tarafından her ay T.C. Emekli Sandığına gönderilmesini kabul etmeleri şartıyla) emeklilik yönünden eski derecelerinde değerlendirilir.

 13/12/1960 tarihli ve 160 sayılı Kanunun 4 üncü maddesi kapsamına giren kurumlarla bu Kanuna tabi kurumlar arasındaki nakillerde de yukarıdaki hükümler uygulanır. Aynı kanunun 4 üncü maddesi kapsamına giren kurumlarda çalışıp 657 sayılı Kanuna tabi olmayan personelden, hizmete giriş dereceleri 36 ncı madde ile tespit edilen giriş derecelerinin üzerinde olanların ilk ilerleme ve yükselmeleri için kanuni bekleme sürelerine yukarıda yazılı dereceler arasındaki sürelere tekabül eden süre kadar ilave edilir.” hükmüne yer verilmiştir.        

            26.02.2010 gün, 27505 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Millî Savunma Bakanlığı, Genelkurmay Başkanlığı Ve Kuvvet Komutanlıklarında Görevli Devlet Memurlarının Yer Değiştirme Suretiyle Atanmalarına İlişkin Yönetmeliğin ‘’ Amaç ‘’ başlıklı 1.maddesinde; ‘’ (1) Bu Yönetmeliğin amacı; Millî Savunma Bakanlığı, Genelkurmay Başkanlığı ve Kuvvet Komutanlıklarının Karargâhları ile bağlı birlik, kurum ve kuruluşlarında görevli Devlet memurlarının yer değiştirme suretiyle atanmalarının usul ve esaslarını belirlemektir.’’ hükmü yer almakta olup,

Yer Değiştirme Suretiyle Atamanın temel ilkelerini düzenleyen 5.maddesinde; ‘’ (1) Yer değiştirme suretiyle atamalarda esas alınacak temel ilkeler şunlardır;

a) Bu Yönetmelik kapsamındaki Devlet memurları için hizmet alanlarındaki görevin sürekliliği esastır.

b) Yer değiştirme sureti ile atamalarda,  atanmak istenilen hizmet bölgesi ve alanındaki kadro imkânları ile ayrılmak istenen yerdeki hizmet ihtiyacı öncelikle dikkate alınır.

c) Kurumun hizmet ihtiyacı nedeniyle hizmet bölgelerindeki zorunlu çalışma sürelerine bakılmaksızın belirli bir süre görev yapmak üzere sürekli görevle atama yapılabilir.

ç) Hizmet ihtiyacı nedeniyle yapılacak atamalarda, görevin özelliğine göre hizmet bölgeleri ve alanları arasında memurların adil ve dengeli dağılımının sağlanması esastır.

d) Atama isteklerinin değerlendirilmesinde birlik komutanı veya kurum amirlerinin görüşleri de dikkate alınır.

e) Atanacak memurun asaletinin onaylanmış olması gerekir. ‘’ hükümleri yer almakta olup, davacının ataması da, anılan Yönetmeliğin 5/1-b maddesinde belirtilen “hizmet alanındaki kadro imkanları” nın elvermemesi (davacının talebinin hizmet sınıfı değişikliğini gerektirmesi ve sınav yapılması zorunluluğu bulunması) gerekçesiyle yapılmamış; işlem tesis edilirken de askeri hizmetin gerekleri dikkate alınarak yapılan bir değerlendirmeyle sonuca gidilmiştir.

            Öte yandan; Anayasa’nın 157. maddesinde, Askeri Yüksek İdare Mahkemesi’nin askeri olmayan makamlarca tesis edilmiş olsa bile, asker kişileri ilgilendiren ve askeri hizmete ilişkin idari işlem ve eylemlerden doğan uyuşmazlıkların yargı denetimini yapan ilk ve son derece mahkemesi olduğu; ancak askerlik yükümlülüğünden doğan uyuşmazlıklarda ilgilinin asker kişi olması şartının aranmayacağı belirtilmiş; 20.7.1972 tarih ve 1602 sayılı Yasa’nın 25.12.1981 tarih ve 2568 sayılı Yasa ile değişik 20. maddesinde de aynı hüküm yer almıştır.

            Askeri Yüksek İdare Mahkemesi’nin bir davaya bakabilmesi için dava konusu idari işlemin “asker kişiyi ilgilendirmesi” ve “askeri hizmete ilişkin bulunması” koşullarının birlikte gerçekleşmesi gerekmektedir.

            1602 sayılı Yasa’nın değişik 20. maddesinde, Türk Silahlı Kuvvetlerinde görevli bulunan veya hizmetten ayrılmış olan, subay, askeri memur, astsubay, askeri öğrenci uzman çavuş, uzman jandarma çavuş, erbaş ve erler ile sivil memurlar asker kişi sayılmaktadır.

            Anılan Yasa’nın değişik 21. maddesinin birinci fıkrasında “20 nci maddede belirtilen kişileri ilgilendiren ve askeri hizmete ilişkin idari işlem ve eylemlerden dolayı; yetki, sebep, şekil, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından bahisle menfaatleri ihlâl edilenler tarafından açılacak iptal davaları, aynı idari işlem ve eylemlerin haklarını ihlal etmesi halinde açılacak tam yargı davaları, doğrudan doğruya ve kesin olarak Askeri Yüksek İdare Mahkemesinde çözümlenir ve karara bağlanır.” denilmiştir.

            Bu bağlamda, davacının 1602 sayılı Yasa’nın 20. maddesinde belirtilen asker kişi sayılanlardan olan sivil memur olması karşısında dava konusu işlemin asker kişiyi ilgilendirdiği tartışmasızdır.

            Dava konusu işlemin askeri hizmete ilişkin olup olmadığına gelince:

            İdari işlemin, görevli yargı yerinin tespiti yönünden “askeri hizmete ilişkin” olup olmadığının saptanabilmesi için işlemin konusuna bakılması gerekmektedir. Eğer idari işlem askeri gereklere, askeri usul ve yönteme ve askeri hizmete göre tesis edilmiş ise, bu işlemin askeri hizmete ilişkin olduğu kabul edilmelidir. Daha açık bir ifadeyle, askeri hizmete ilişkin idari işlemler; idarenin bir asker kişinin askeri yeterlik ve yeteneklerinin, tutum ve davranışlarının, askeri geçmişinin, asker kişi olmaktan kaynaklanan hak ve ödevlerinin; askerlik hizmetinin amacı, askeri görev yerlerinin özellikleri, askeri kural ve gerekler göz önünde tutularak değerlendirilmesi sonucunda tesis edilen işlemlerdir. İşlem, askeri olmayan bir makam tarafından tesis edilmiş olsa bile durum değişmemekte, menfaati ihlal edilen asker kişinin açtığı davanın Askeri Yüksek İdare Mahkemesi’nde görülmesi gerekmektedir.

            Bu yasal düzenlemeler ve kabuller ışığında olaya bakıldığında; davalı idare tarafından tesis edilen ve TSK da görevli sivil memur statüsündeki davacının sınıf ve branş değişikliği talebinin (halen bulunduğu yardımcı hizmetler sınıfındaki “yaşlı bakıcısı” branşından, genel idare hizmetleri sınıfındaki “santral operatörü” veya “resepsiyon görevlisi” branşına geçirilme istemi) reddedilmesinin, askeri görev yerlerinin özellikleri, askeri kural ve gerekler göz önünde tutularak askeri hizmet gereklerine göre vücut bulduğu anlaşıldığından; bu işlemin yargısal denetimi sırasında da anılan hususların dikkate alınması gerekliliği karşısında, davacı hakkında tesis edilen idari işlemin askeri hizmete ilişkin olduğunun kabulü gerekmektedir.   

            Belirtilen durumlara göre ve olayda Anayasa’nın 157. ve 1602 sayılı Yasa’nın 20. maddelerinde öngörülen, idari işlemin asker kişi ilgilendirmesi ve askeri hizmete ilişkin bulunması koşulları birlikte gerçekleştiğinden, davanın görüm ve çözümü Askeri Yüksek İdare Mahkemesi’nin görevine girmektedir.

Açıklanan nedenlerle, AYİM Başsavcısı’nın başvurusunun kabulü ile, davalı Milli Savunma Bakanlığı vekilinin görev itirazının İstanbul 2. İdare Mahkemesince reddine ilişkin kararın kaldırılması gerekmiştir.

 

S O N U Ç      : Davanın çözümünde ASKERİ YÜKSEK İDARE MAHKEMESİNİN görevli olduğuna, bu nedenle AYİM Başsavcısının BAŞVURUSUNUN KABULÜ ile, davalı Milli Savunma Bakanlığı vekilinin GÖREV İTİRAZININ REDDİNE İLİŞKİN İstanbul 2.İdare Mahkemesince verilen 14.11.2014 gün ve E:2014/1723 sayılı KARARININ KALDIRILMASINA, 1.6.2015 gününde OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

Başkan

Serdar

ÖZGÜLDÜR

 

Üye

Eyüp Sabri

BAYDAR

 

 

Üye

Alaittin Ali

ÖĞÜŞ

Üye

Ali

ÇOLAK

 

 

Üye

Ayhan

AKARSU

Üye

Nurdane

TOPUZ

 

 

Üye

Mehmet

AKBULUT