T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

           CEZA BÖLÜMÜ

           ESAS     NO  : 2017/15

           KARAR NO  : 2017/15

           KARAR TR   : 20.03.2017

 

ÖZET: 2247 sayılı Yasa’nın 1 ve 14. mad-desinde belirtilen koşullar oluşmadığından, (Asliye Ceza Mahkemesinin görevsizlik kararı kesinleşmediğinden) aynı Yasa'nın 27. maddesi uyarınca yöntemine uygun bulunmayan BAŞVURUNUN REDDİNE  karar verilme-sinin gerektiği hk.                                                                                                                                  

 

 

 

 

 

K A R A R

 

 

            Davacı            : K.H. 

Sanık               : İ.D.

                          

OLAY            : Polatlı Topçu Okulu Gösteri ve Tatb. A. Atış ve Tatb. Tb. Komutanlığı emrinde  görevli sanık Top. Er  İ.D.’ın, 27.8.2010 günü,  görev yaptığı askeri birlikten firar ettiği ve Matrix Play Station isimli oyun salonunda bulunduğunun ihbar edilmesi üzerine olay yerine giden emniyet mensupları tarafından yapılan kimlik kontrolünde, görevli polis memurlarına E.E.isimli şahsa ait kimlik belgesini ibraz ederek görevli polis memurlarına kimliği ile alakalı yalan beyanda bulunduğu, böylece askeri birliğinden kaçan sanığın yakalanmamak için başkasına ait kimlik kullandığının  anlaşıldığı,  bu eylemin başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması suçunu oluşturduğu ileri sürülerek, sanığın eylemine uyan Türk Ceza Kanunu’nun  268. maddesi delaletiyle aynı Kanun’un 267/1. maddesi uyarınca cezalandırılması  istemiyle Van Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 30.11.2010  gün ve E:2010/5372, K:2010/2759 sayılı iddianamesiyle kamu davası açılmıştır.

 

Van 2. Sulh Ceza Mahkemesi,  21.12.2012 gün ve E:2010/1534, K:2012/814 sayı ile, sanığın eyleminin Türk Ceza Kanunu’nun  268. maddesinde düzenlenen  suçu oluşturabileceği, sanığın, iddianamede tarif edilen ve yüklenen eylemine uyan suç tipini ve görevli mahkemeyi, delil değerlendirilmesi yapmaksızın açık ve net bir şekilde belirlemenin mümkün olduğu hallerde yargılamanın görevli mahkemece yapılmasının, usul ekonomisi ve 5271 sayılı Kanun gereği olduğu, ancak bu belirlemenin delil takdiri, tartışılması ve değerlendirilmesi sureti ile yapılmasının gerekli olduğu hallerde  yargılamanın, sanığın eylemine uyması muhtemel suç tipleri açısından yüksek dereceli mahkemede yapılmasının  gerektiği,  bu nedenle sanığın üzerine atılı eylemine uyan suç tiplerini değerlendirme ve takdir etme görevinin Asliye Ceza Mahkemesine ait olduğu, ayrıca Türk Ceza Kanunu’nun  267. maddesinde, “bir yıldan dört yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır” denildiği, bu bağlamda sanığa atılı suç yönünden 5235 sayılı Kanun’un 10 ve 11. maddeleri uyarınca kanunda öngörülen ceza üst sınırının iki yıldan fazla olması nedeniyle asliye ceza mahkemesinin görevli olduğunun  anlaşıldığı gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiş, itiraz edilmeyen karar kesinleşerek, dava  dosyası Van 5. Asliye Ceza Mahkemesine gönderilmiştir.

 

VAN 5. ASLİYE CEZA MAHKEMESİ: 8.12.2015 gün ve E:2014/130, K:2015/642 sayı ile, sanığın eyleminin 1632 sayılı Askeri  Ceza Kanunu’nun  81. maddesinde düzenlenen  suça uyduğu, eylemin bu suçu oluşturup oluşturmayacağının  tespiti, delillerin takdir ve değerlendirme görevinin askeri yargı yerine ait olduğu gerekçesiyle itiraz yolu açık olmak üzere görevsizlik kararı vermiş, dava dosyası, Jandarma Asayiş Kolordu Komutanlığı Askeri Mahkemesi’ne gönderilmiştir.

 

Jandarma Asayiş Kolordu Komutanlığı Askeri Mahkemesi, 9.3.2016 gün ve E:2016/157, K:2016/208 sayı ile, 27.8.2010 tarihi itibariyle sanık hakkında açılan kamu davasında yargılama yetkisinin Kara Kuvvetleri Komutanlığı Askeri Mahkemesinde olduğu gerekçesiyle yetkisizlik kararı vermiştir.

 

KARA KUVVETLERİ KOMUTANLIĞI ASKERİ MAHKEMESİ: 29.11.2016 gün ve E:2016/308, K:2016/251 sayı ile, yapılan yargılama sonucunda sanığa yüklenen eylemin Türk Ceza Kanunu’nun  268. maddesinde yer alan başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması suçunu oluşturduğu, bu suçun da askeri bir suç olmadığı, asker kişiler aleyhine veya askeri hizmet veya görevleri ile ilgili olarak işlenmediği, bu nedenle sanığı yargılama  görevinin  adli yargı yerine ait olduğu gerekçesiyle  görevsizlik kararı vermiş, kararın temyiz edilmeyerek kesinleşmesi üzerine, dava dosyası,  Kara Kuvvetleri Komutanlığı Askeri Savcılığı’nca, Mahkememize gönderilmiştir.

 

İNCELEME VE GEREKÇE: Uyuşmazlık Mahkemesi Ceza Bölümünün, Nuri NECİP-OĞLU’nun Başkanlığında, Üyeler; Kenan YUMUŞAK, Osman ATALAY, Gökhan KARABURUN, Mehmet AVCIOĞLU, Sevilay TEMİZYÜREK BATIR, Remzi İĞREK’in katılımlarıyla yapılan 20.03.2017 günlü toplantısında; Raportör-Hâkim G. Fatma BÜYÜKEREN’in, başvurunun reddi yolundaki raporu ve dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Halil İbrahim ÇİFTÇİ ile Askeri Yargıtay Başsavcı Yardımcısı Mehmet Ali KOCABAY’ın, başvurunun reddine ilişkin yazılı ve sözlü açıklamaları dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

 

            Dosyanın incelenmesinde, adli yargı yerince verilen görevsizlik kararının itiraz yolu açık olmak üzere verildiği anlaşılmıştır.

 

            5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 34. maddesi ikinci fıkrasında, “Kararlarda, başvurulabilecek  kanun yolu, süresi, mercii ve şekilleri belirtilir” denilmiş, 223. maddesinin onuncu fıkrasında, “Adli yargı dışındaki bir yargı merciine yönelik görevsizlik kararı kanun yolu bakımından hüküm sayılır”  düzenlemesi yer almış, 232. maddesinin altıncı fıkrasında ise, “Hüküm fıkrasında, 223 üncü maddeye göre verilen kararın ne olduğunun, uygulanan kanun maddelerinin, verilen ceza miktarının, kanun yollarına başvurma ve tazminat isteme olanağının bulunup bulunmadığının, başvuru olanağı varsa süresi ve merciinin tereddüde yer vermeyecek şekilde açıkça gösterilmesi gerekir” hükmüne yer verilmiştir.

 

           2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş Ve İşleyişi Hakkında Kanun’un “Olumsuz görev uyuşmazlığı” başlığı altında düzenlenen 14. maddesinde, “Olumsuz görev uyuşmazlığının bulunduğunun  ileri sürülebilmesi için adli, idari veya askeri yargı mercilerinden en az ikisinin tarafları, konusu ve sebebi aynı olan davada kendilerini görevsiz görmeleri ve bu yolda verdikleri kararların kesin veya kesinleşmiş olması gerekir” denilmektedir.

 

           Uyuşmazlığın incelenebilmesi için, 2247 sayılı Yasa’nın 1 ve 14. maddeleri uyarınca, yargı yerlerince verilen kararların kesin veya kesinleşmiş olması gerekmektedir. Ceza Muhakemesi Kanunu’nun  223. maddesinin onuncu fıkrası hükmü uyarınca yargı yolunu değiştirmeye yönelik görevsizlik kararlarının temyize tabi oldukları kuşkusuzdur. Böylece, başvuracağı kanun yolu, süresi, mercii yasaya uygun olarak gösterilmeyen kararın kesinleşmesinden söz edilmesine olanak yoktur. Bu nedenle, sanığa yukarıda açıklanan haklarını belirtir nitelikte tebligat yapılarak temyiz süresinin beklenmesi, görevsizlik kararı kesinleştikten sonra dosyanın Mahkememize gönderilmesi gerek-mektedir.

 

Açıklanan nedenlerle, Van 5. Asliye Ceza Mahkemesi’nce verilen görevsizlik kararının kesinleşmemiş olması nedeniyle, 2247 sayılı Yasa’nın 1 ve 14. maddesinde belirtilen koşullar oluşmadığından, aynı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yöntemine uygun bulunmayan başvurunun reddine karar verilmesi gerekmiştir.

 

SONUÇ : 2247 sayılı Yasa’nın 1 ve 14. maddesinde belirtilen koşullar oluşmadığından, aynı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yöntemine uygun bulunmayan BAŞVURUNUN REDDİNE 20.03.2017 günü  OYBİRLİĞİ  İLE  KESİN OLARAK karar verildi.

 

 

           Başkan

Nuri NECİPOĞLU

 

 

 

 

 

 

 

 

Üye

Kenan YUMUŞAK

 

                           

 

 

 

 

 

 

 

Üye

Mehmet AVCIOĞLU      

 

Üye

Osman ATALAY

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Üye

Sevilay TEMİZYÜREK BATIR

Üye

Gökhan KARABURUN

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Üye

Remzi İĞREK