T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

           CEZA BÖLÜMÜ

           ESAS      NO   : 2016/7

           KARAR  NO   : 2016/8

           KARAR  TR    : 6.6.2016

 

ÖZET: 2247 sayılı Yasa’nın 1 ve 14. madde-sinde belirtilen koşullar oluşmadığından, (Asliye Ceza Mahkemesinin görevsizlik kararı kesinleşmediğinden) aynı Yasa'nın 27. maddesi uyarınca yöntemine uygun bulunmayan BAŞVURUNUN REDDİNE karar verilme-sinin gerektiği hk.                                                                                                                                                                    

 

 

 

 

 

 

K A R A R

 

 

 

            Davacı             : K.H.

            Ölen                : C. M.

            Sanık               : İ. A.

 

OLAY            : 7. Kolordu Komutanlığı Askeri Savcılığının 1.12.2014 gün ve E: 2014/364, K:2014/93 sayılı  görevsizlik  kararı ile; Şanlıurfa/Birecik-Bilekli 20. Zh.Tug. 3. Hd. A. 2. Hd.Tb. 7. Hd.Bl.Komutanlığına  bağlı  Ko­nak  Hd. Krk. Komutanlığı  emrinde  görevli sanık P.Çvş. İ. A.’nın, aynı Komutanlık  emrinde  görevli  P.Uzm.Çvş. R. Ü. ve P.Er S. P. ile birlikte 15.4.2014 günü saat: 23.00 sıralarında, Suriye’den Türkiye’ye geçmeye çalışan yaklaşık 20-25 kişilik bir gruba Ani Müdahale Mangası olarak müdahale ettiği, bu kapsamda öncelikle “DUR” ihtarı yapıldığı ancak sınır hattı­na doğru yaklaşmakta olan kalabalık grubun söz konusu ihtara uymaması üzerine,  P.Uzm.Çvş. R. Ü.'ın havaya doğru uyarı atışı yapması hususunda sanığa emir verdiği, sanığın da kendisine  ait “532095” seri numaralı G-3 piyade tüfeğini iki  kez ateşlediği, ancak bahsi geçen grubun sınır tellerine doğru yaklaşmaya devam etmesi ve Suriye tarafından silah sesleri gelmesi üzerine sanığın  silahını bir kez daha ateşlediği, C. M.’in ölüm nedeninin  uzak atış mesafesinden yapılmış olan bir adet ateşli silah yarasından kaynaklandığının tespit edildiği, olay yerinden alınan bir adet boş kovanın yapılan incelemesi sonucunda, söz konusu kovanın sanığa ait  G-3 piyade tüfeğinden atılmış olduğunun anlaşıldığı, böylece sınır ihlali sırasında olaya müdahale eden ve bu nedenle eylemini görevin icrası sırasında gerçekleştirmiş olduğu hususunda tereddüt bulunmayan sanığın  “Görevin ifası sırasında sınırın aşılması suretiyle bir kişinin ölümüne sebebiyet vermek” suçunu işlediği, bu suçun da   askeri bir suç olmadığı gibi askeri bir suça da bağlı bulunmadığı, yüklenen eylemin as­kerlik hizmet ve görevleri sırasında  gerçekleşmiş olmasına rağmen sanığın 9.5.2014 tarihinde terhis edilmiş olması nedeniyle asker kişi sıfatının sona erdiği ve bu sebeple Askeri Mahkemede yargılanmasını gerektiren ilgilinin kesilmesi nedeniyle yürütülecek olan soruşturma ve kovuşturma yapma görevinin adli yargı makamlarına ait olduğu gerekçesiyle  görevsizlik kararı ile  soruşturma dosyasının  Birecik Cumhu­riyet Başsavcılığına gönderilmesine  karar verilmiş;

 

Birecik Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 23.3.2015 gün ve E: 2015/150, K:2015/149 sayılı  iddianamesiyle; sanığın yüklenen eylemi,  komutanının muhtemel saldırıyı veya kanuna muhalif hareketi önlemeye yönelik çabası içerisinde verdiği “havaya ateş et” emrinin gereği olarak yerine getirdiği, bunun sonrasında taksirle ölüme sebebiyet verdiği, taksirli ölümü meydana getiren fiilin sanığın emri yerine getirme çabası içerisinde kast olmaksızın gerçekleştiğinin anlaşıldığı belirtilerek,  sanığın eylemine uyan Türk Ceza Kanunu’nun 85/1 ve  27/1. maddeleri uyarınca cezalandırılması istemiyle kamu davası açılmıştır.

 

BİRECİK ASLİYE CEZA MAHKEMESİ: 7.5.2015 gün ve E:2015/222, K:2015/355 sayıyla; sanığın  suç tarihinde asker kişi olduğu, yüklenen suçun da  askerlik hizmet ve görevleri sırasında  işlendiği ve askeri suç olduğu, sanığın terhis olmasının durumu değiştirmeyeceği belirtilerek, sanığı  yargılama  görevinin  askeri  yargı yerine ait olduğu gerekçesiyle, itiraz yolu açık olmak üzere görevsizlik  kararı vermiş,  dava dosyası, 7. Kolordu Komutanlığı Askeri    Mahkemesi’ne gönderilmiştir.

 

             7.  KOLORDU KOMUTANLIĞI ASKERİ MAHKEMESİ; 31.12.2015 gün ve E:2015/660, 2015/1112 sayıyla; sanığa yüklenen  “taksirle ölüme neden olma”  suçunun askeri bir suç olmadığı askeri bir suça da bağlı bulunmadığı, sanığın 9.5.2014 tarihinde terhis edilmiş olması nedeniyle asker  kişi sıfatının sona erdiği ve bu sebeple Askeri Mahkemede yargılanmasını gerektiren ilgilinin kesildiği açıklanarak, sanığı yargılama görevinin adli  yargı  yerine  ait  olduğu gerekçesiyle  görevsizlik kararı vermiş, kararın temyiz edilmeyerek kesinleşmesi üzerine, dava dosyası, 7. Kolordu Komutanlığı Askeri  Savcılığı’nca, Mahkememize gönderilmiştir.

 

İNCELEME VE GEREKÇE: Uyuşmazlık Mahkemesi Ceza Bölümünün, Nuri NECİPOĞLU’nun Başkanlığında, Üyeler; Şuayip ŞEN, Kenan YUMUŞAK, Osman ATALAY, Yusuf Tamer ÇETİN, Mehmet AVCIOĞLU ve Sevilay TEMİZYÜREK BATIR’ın katılımlarıyla yapılan 6.6.2016 günlü toplantısında, Raportör-Hâkim G. Fatma BÜYÜKEREN’in, başvurunun reddi yolundaki raporu ve dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Halil İbrahim ÇİFTÇİ ile Askeri Yargıtay Başsavcı Yardımcısı Mehmet YAYLA’nın başvurunun reddine ilişkin sözlü açıklamaları dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

 

Dosyanın incelenmesinde, adli yargı yerince verilen görevsizlik kararının itiraz yolu açık olmak üzere verildiği anlaşılmıştır.

 

5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 34. maddesi ikinci fıkrasında, “Kararlarda, başvurulabilecek  kanun yolu, süresi, mercii ve şekilleri belirtilir” denilmiş, 223. maddesinin onuncu fıkrasında, “Adli yargı dışındaki bir yargı merciine yönelik görevsizlik kararı kanun yolu bakımından hüküm sayılır”  düzenlemesi yer almış, 232. maddesinin altıncı fıkrasında ise, “Hüküm fıkrasında, 223 üncü maddeye göre verilen kararın ne olduğunun, uygulanan kanun maddelerinin, verilen ceza miktarının, kanun yollarına başvurma ve tazminat isteme olanağının bulunup bulunmadığının, başvuru olanağı varsa süresi ve merciinin tereddüde yer vermeyecek şekilde açıkça gösterilmesi gerekir” hükmüne yer verilmiştir.

 

2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş Ve İşleyişi Hakkında Kanun’un “Olumsuz görev uyuşmazlığı” başlığı altında düzenlenen 14. maddesinde, “Olumsuz görev uyuşmazlığının bulunduğunun  ileri sürülebilmesi için adli, idari veya askeri yargı mercilerinden en az ikisinin tarafları, konusu ve sebebi aynı olan davada kendilerini görevsiz görmeleri ve bu yolda verdikleri kararların kesin veya kesinleşmiş olması gerekir” denilmektedir.

 

Uyuşmazlığın incelenebilmesi için, 2247 sayılı Yasa’nın 1 ve 14. maddeleri uyarınca, yargı yerlerince verilen kararların kesin veya kesinleşmiş olması gerekmektedir. Ceza Muhakemesi Kanunu’nun  223. maddesinin onuncu fıkrası hükmü uyarınca yargı yolunu değiştirmeye yönelik görevsizlik kararlarının temyize tabi oldukları kuşkusuzdur. Böylece, başvuracağı kanun yolu, süresi, mercii yasaya uygun olarak gösterilmeyen kararın kesinleşmesinden söz edilmesine olanak yoktur. Bu nedenle, sanığa yukarıda açıklanan haklarını belirtir nitelikte tebligat yapılarak temyiz süresinin beklenmesi, görevsizlik kararı kesinleştikten sonra dosyanın Mahkememize gönderilmesi gerekmektedir.

 

Açıklanan nedenlerle, Birecik Asliye  Ceza Mahkemesi’nce verilen görevsizlik kararının kesinleşmemiş olması nedeniyle, 2247 sayılı Yasa'nın 1 ve 14. maddesinde belirtilen koşullar oluşmadığından, aynı Yasa'nın 27. maddesi uyarınca yöntemine uygun bulunmayan başvurunun reddine karar  verilmesi gerekmiştir.

 

SONUÇ : 2247 sayılı Yasa'nın 1 ve 14. maddesinde belirtilen koşullar oluşmadığından, aynı Yasa'nın 27. maddesi uyarınca yöntemine uygun bulunmayan BAŞVURUNUN REDDİNE, 6.6.2016 günü  OYBİRLİĞİ  İLE  KESİN OLARAK karar verildi.

 

 

             Başkan

Nuri NECİPOĞLU

 

 

 

 

 

 

 

 

Üye

Şuayip ŞEN

 

                           

 

 

 

 

 

 

 

 

Üye

Yusuf Tamer ÇETİN

Üye

Kenan YUMUŞAK

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Üye

Mehmet AVCIOĞLU      

 

Üye

Osman ATALAY

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Üye

Sevilay TEMİZYÜREK BATIR