Hukuk Bölümü         2007/260 E.  ,  2007/220 K.
"İçtihat Metni"Adalet Bakanlığı Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığınca hazırlanmıştır. İzinsiz olarak kopyalanması ve dağıtılması hukuki sorumluluk gerektirir.

Davacı           : E.K.

Davalı            : Sosyal Sigortalar Kurumu İstanbul Sigorta Müdürlüğü

OLAY         : Merkez Mah. PTT yanı No:8 Kumburgaz/İstanbul adresinde, Kervansaray Ocakbaşı adlı işletmenin sahibi olan davacı; işyerinin    tescilinin    yapılmasına    ilişkin 23.06.2005 günlü ve 066976 sayılı işlemin ve doğacak tüm cezaların iptali istemiyle idari yargı yerinde dava açmıştır.

İSTANBUL 2. İDARE MAHKEMESİ; 25.1.2006 gün ve  E:2005/2164, K: 2006/70 sayı ile, 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu'nun 134. maddesinde, bu Kanunun uygulanmasından doğan uyuşmazlıkların yetkili iş Mahkemelerinde veya bu davalara bakmakla görevli mahkemelerde görüleceği hükmünün yer aldığı; dava dilekçesinin incelenmesinden; 506 sayılı Kanun uyarınca davacının işyerinin tescilinin yapılmasına ilişkin işlemin ve bu nedenle doğacak tüm cezaların iptali talebiyle davayı açtığının anlaşıldığı,  506 sayılı Yasa'nın 134. maddesi hükmü uyarınca iş Mahkemesine açılması gereken davanın Mahkemelerinin görev alanına girmediği gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiştir.

Davacı bu kez, 23.6.2005/66975 ve 5.7.2005/70839 tarih/sayılı  idari para cezalarının iptaline karar verilmesi istemiyle adli yargı yerinde itirazda bulunmuştur.

BAKIRKÖY 3. SULH CEZA MAHKEMESİ; 26.2.2007 gün ve  D.İŞ E:2006/240 D.İş, K:2007/300 sayı ile, başvuru konusu ile ilgili olarak İstanbul 2. İdare Mahkemesinin 2005/2164 Esas ve 2006/70 Karar sayılı kararı ile görevsizlik kararı verildiğinin dava dilekçesi içeriğinden anlaşıldığı; her ne kadar başvuran tarafından SSK'nın 506 sayılı Kanunun 140. maddesine dayalı olarak uygulanan idari para cezasının iptali istemi ile mahkemelerinde dava açılmış ise de,  506 sayılı Kanunun 5454 sayılı Kanunla değişik 140. maddesinin, Anayasa Mahkemesinin 4.10.2006 gün ve 2006/75 Esas 2006/99 karar sayılı ilamı ile iptal edildiği,  bu konuya ilişkin Danıştay 10. Dairesinin 2006/975-6469 esas ve karar sayılı ilamı da dikkate alındığında, bu iptal kararı ile birlikte 506 sayılı Kanun 140. maddesinden kaynaklı idari para cezalarına itirazların, 5560 sayılı kanunla değişik 5326 sayılı Kanunun 3/a maddesi de dikkate alınarak idari yargı yerinde çözülmesinin gerektiği; bu nedenle yapılan başvurunun görev yönünden reddine ve dosyanın görevli mahkemenin belirlenmesi bakımından Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmesine karar vermiş; bu karar kesinleşmiştir.

            İNCELEME VE GEREKÇE:

            Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Ahmet AKYALÇIN’ın Başkanlığında, Üyeler: Mahmut BİLGEN, Erdoğan BUYURGAN, Habibe ÜNAL, O.Cem ERBÜK, Serdar AKSOY ve Muhittin KARATOPRAK’ın katılımlarıyla yapılan 5.11.2007 günlü toplantısında; Raportör-Hakim Taşkın ÇELİK’in, 2247 sayılı Yasada öngörülen koşulları taşımayan  başvurunun reddi gerektiği yolundaki raporu ve dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Ayla SONGÖR ile Danıştay Savcısı Gülen AYDINOĞLU’nun, başvurunun reddi gerektiğine ilişkin  sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre;

Uyuşmazlık Mahkemesi Genel Kurulunun 11.7.1988 günlü, E:1988/1, K:1988/1 sayılı İlke Kararında, “2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanunun bütünüyle incelenip değerlendirilmesinden, bu Kanunun uygulanması yönünden 2 nci maddesinin ikinci fıkrasında yer alan, ‘ceza uyuşmazlıkları’ ibaresinden, savcının ya da şahsi davacının talebi ile başlayan yargılaması sonunda sanığın mahkumiyetine ya da beraatine hükmedilebilecek davalarda, askeri ve adli ceza mahkemeleri arasında çıkan görev ve hüküm uyuşmazlıklarının anlaşılması, bunun dışında kalan tüm görev uyuşmazlıklarının ‘hukuk uyuşmazlığı’ sayılması gerektiği sonucuna varılmaktadır. Uygulanması idari organlara bırakılan cezalar, adli nitelikte olmadığından, bunlar hakkında yapılan itirazlar ya da açılan davalar ‘ceza davası’ olarak nitelendirilemezler. İdari niteliklerinden dolayı bu davalara ilişkin görev ve hüküm uyuşmazlıklarının Uyuşmazlık Mahkemesinin Hukuk Bölümünde incelenip çözümlenmesi gerektiği...” açıkça belirtilmiştir. Bu durum göz önüne alındığında, olay bölümünde yazılı başvuru konusu görev uyuşmazlığının Hukuk Bölümünde incelenmesi gerektiği kuşkusuzdur.

2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanun’un 19. maddesinde, “Adli, idari, askeri yargı mercilerinden birisinin kesin veya kesinleşmiş görevsizlik kararı üzerine kendisine gelen bir davayı incelemeye başlayan veya incelemekte olan bir yargı mercii davada görevsizlik kararı veren merciin görevli olduğu kanısına varırsa, gerekçeli bir karar ile görevli merciin belirtilmesi için Uyuşmazlık Mahkemesine başvurur ve elindeki işin incelenmesini Uyuşmazlık Mahkemesinin karar vermesine değin erteler. (Değişik:21/1/1982-2592/6 md.)Mahkemenin gerekçeli kararı, dava dosyası ile birlikte Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilir” denilmiştir. Aynı Yasanın 27. maddesinde ise, Uyuşmazlık Mahkemesinin, uyuşmazlık çıkarmaya veya görev uyuşmazlıklarına ilişkin istemleri önce şekil ve süre açısından inceleyeceği; yöntemine uymayan veya süresi içinde ileri sürülmemiş istemleri reddedeceği kuralına yer verilmektedir.

Sulh Ceza Mahkemesi dosyasından, İdare Mahkemesince verilen görevsizlik kararının kesinleşip kesinleşmediği ve açılan davanın konusu tam olarak anlaşılamadığından, Başkanlığımızca, 28.6.2007 gün ve E:2007/260 sayılı yazı ile, İstanbul 2.İdare Mahkemesi’nden, 25.1.2006 gün ve  E:2005/2164, K: 2006/70 sayılı dava dosyasının gönderilmesinin istenilmesi üzerine, adı geçen Mahkemece gönderilen 17.7.2007 gün ve E:2005/2164 sayılı yazıda; söz konusu dosyanın temyiz istemi nedeniyle Danıştay Başkanlığına gönderildiği, dolayısıyla kesinleşmediği bildirilmiştir.

Bu durumda,  görev uyuşmazlığına konu edilen İstanbul 2. İdare Mahkemesi’nin görevsizlik kararı kesinleşmediğinden, 2247 sayılı Yasa’nın 19. maddesinde öngörülen koşullar gerçekleşmemiştir.

Açıklanan nedenlerle, 2247 sayılı Yasa’nın 19. maddesinde öngörülen koşulları taşımayan başvurunun, aynı Yasanın 27. maddesi uyarınca reddi gerekmiştir.

SONUÇ    : 2247 sayılı Yasa’nın 19. maddesinde öngörülen koşulları taşımayan BAŞVURUNUN, aynı Yasanın 27. maddesi uyarınca REDDİNE, 5.11.2007 gününde OYBİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.