Hukuk Bölümü         2013/1276 E.  ,  2013/1384 K.
"İçtihat Metni"Adalet Bakanlığı Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığınca hazırlanmıştır. İzinsiz olarak kopyalanması ve dağıtılması hukuki sorumluluk gerektirir.

Davacılar : 1- T. İnşaat Taah. San. ve Tic. Ltd. Şti., 2- M.A.U., 3- H.K.

Vekilleri   : Av. C.T. & Av. A.A. & Av. T.T.

Davalılar  : 1- Tuzla Belediye Başkanlığı

Vekili      : Av. G.G.

                  2- TCDD Genel Müdürlüğü’ne izafeten TCDD 1. Bölge Müdürlüğü

Vekili      : Av. A.A. 

O L A Y  : Davacılar vekili özetle; “Davacılar, dava konusu olan 20 pafta 7122 parsel sayılı taşınmazdaki hak sahipliğine, davacılardan T. İnşaat Şirketinin başından beri maliki olduğu, diğer davacıların ise satın alma yoluyla halef oldukları kadastral 20 pafta 1386 parselin 1988 yılında satın alınmasıyla kavuşmuşlardır.

Ana taşınmaz olan 1386 sayılı kök kadastral parsel ilk başta12.500 m2. iken, hatalı tapu kayıtları sebebiyle 1994 yılında tapu kayıtlarında resen düzeltme yapılmıştır. Malikler tarafından inşaat yapabilmek için kat karşılığı inşaat yaptırılmak üzere 1992 yılında yüklenici SS. En Kalite Konut Yapı Kooperatifi ile anlaşma yapılmış, 1993 yılında 1386 parselde imar durumuna göre yoldan satın almalar ve terkler ile yeni imar parseli olarak 6585 sayılı parsel oluşturulmuş, bu parsel için inşaat ruhsatı alınmıştır. 2005 yılında 6585 parselin bulunduğu alanda ormandan ve hazineden satın alma zorunluluğu ortaya çıkmış ve ilk inşaat ruhsatı iptal edilerek 6585 parsel tekrar 1386 parsel numarasını almıştır. Zorunlu olarak ormanın mülkiyetinde ki 7002 parsel ile hazineye ait 3255 parsel satın alınarak, bunların tevhit işlemi sonucunda 7120 parsel oluşturulmuştur. 2005 yılında Encümen kararı ile bu 7120 nolu parsel üzerinden imar planına göre tevhit, ifraz ve terk folyesi hazırlanmış ve ifraz işlemlerinin sonucuna göre 7124 sayılı parsel imar parseli olarak, dava konusu 7122 parsel ise Devlet Demir Yollarına tahsisli “kamulaştırılacak alan” olarak ifrazen oluşturulmuştur.

İtiraz işlemleri yapıldıktan sonra, müvekkiller, Tuzla, Merkez mevkiinde kâin, 20 pafta, 7122 parsel sayılı ve830,58 m2yüzölçümlü taşınmazın müşterek maliki olarak tapuya tescil edilmişlerdir. Dava konusu 7122 parseli oluşturan ifraz işlemi, davalı Tuzla Bele iye Başkanlığının 21.04.2005 tarihli ve 250 sayılı Encümen karan ile gerçekleştirilmiştir. 7122 parsel, TCDD tarafından kamulaştırılacak alan olarak belirlenip, imar planlarında kamulaştırma inkişaf sahası olarak belirtildiğinden, Tuzla Belediyesi Encümen Kararı ile zorunlu ifraza tabi tutularak830,58 m²alan olarak ayrılmış ve daha sonra kamulaştırılmak üzere artık parsel olarak malikleri adına tapuya tescil edilmiştir: İmar parseli olarak ayrılan diğer 7124 parselde ise kooperatif tarafından yeniden inşaat ruhsatı alınarak şu anda mevcut olan En Kalite Sitesi konutları inşaa edilmiştir. Ancak dava konusu 7122 parsel ise kamulaştırılacak düşüncesiyle kullanılamaz halde bırakılmıştır.

Tuzla Belediyesi tarafından daha sonra bölgenin imar planları yenilenmiş ve demiryolu kamulaştırmasına ihtiyaç olmadığı gerekçesiyle 7122 parselin imar durumu değiştirilerek kamulaştırılacak alandan çıkarılmıştır. Yeni imar planlarında 7122 parsel, artık parsel olduğu ve Y.erli cephe derinliğine sahip olmaması sebebiyle imar parseli olmadığından yeşil alan yapılması gerekirken, ticaret hizmet alanı olarak imar planı fonksiyonu verilmiştir. Böylece Tuzla Belediyesinin kararları ile yapılaşma şartlarını taşımadığından hem kullanılması mümkün olmayan830,58 m2lik bir alan oluşturulmuş, hem de daha sonra kamulaştırma şerhi kaldırılarak bu kullanılamaz haldeki taşınmazın bedelinin ödenmesi imkânsız hale getirilmiştir. Böylece müvekkil malikler zarara uğratılarak mağdur edilmiştir.

Dava konusu 7122 sayılı parsel, yukarıda belirtildiği üzere belediyece kamulaştırma şerhi ve imar durumu gerekçe gösterilerek 7120 parselden ifraz edilmiştir. Bu sebeple, yola terkler yapıldıktan sonra10.861,33 m2alanlı 7120 sayılı imar parselimiz, hem kamulaştırılacak alanda kalıyor denilerek Encümen kararı ile830,58 m2küçültülerek parçalanmış, hem de daha sonra “buranın kamulaştırılmasına ihtiyaç yokmuş biz hata etmişiz” denerek idare tarafından ticaret-hizmet alanına alınmıştır. Ancak dava konusu parsel dar ve uzun bir geometrik yapıda, cephe derinliği olmayan artık bir parça olduğundan, imar parseli olarak kullanılması da mümkün değildir. Davalılar kendi kusurlu işlemleri ile müvekkilleri mağdur etmiş ve830,58 m2alanlı taşınmazı kullanılmaz hale getirmişlerdir. Belediye tarafından hangi gerekçe ile olursa olsun idari bir işlemle taşınmaz üzerindeki mülkiyet hakkının kullanılmaz hale getirilmesi ve değersizleştirilmesi hukuki bir el atmadır. Dava konusu taşınmazın kullanılmaz halde bulunması, imar planı fonksiyonu ne olursa olsun geometrik yapısı sebebiyle imar parseli sayılmamasından kaynaklanmaktadır. İmar parseli olamayacak şekilde uygunsuz bir geometrik yapıya sahip olması da Tuzla Belediyesinin kararlarından kaynaklandığından taşınmaz bedelinin ödenerek müvekkillerin mağduriyetlerinin giderilmesi gerekmektedir.

Davaya konu olan 7122 sayılı parsel Tuzla’nın merkezinde, çok kıymetli bir bölgede yer almakta olup, her türlü belediye hizmetinden faydalanmaktadır. Bu yerde arsanın m2. fiyatı 1.800- 2.000 TL. civarındadır. El atılan kısmın değeri, yargılama safhasında ortaya çıkacak ve toplam bedel böylece belirlenebilecektir. Sonuç itibariyle davacılara ait parsele idari işlemlerle hukuken el atılmış olduğundan bedelinin tahsili için iş bu davayı açmak zaruri olmuştur.”  demek suretiyle, davaya konu Tuzla, merkez mevkiinde kain, 20 pafta, 7122 parsel sayılı taşınmaza hukuken el atılması nedeniyle uğranıldığı iddia olunan 10.000 TL bedelin faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesi istemiyle adli yargı yerinde dava açmıştır.

Davalı Tuzla Belediye Başkanlığı vekili süresi içerisinde sunduğu cevap dilekçesinde özetle, görev itirazında bulunmuştur.

İstanbul Anadolu 6. Asliye Hukuk Mahkemesi: 07.03.2013 gün ve E:2012/862 sayı ile, davalı Tuzla Belediye Başkanlığı vekilinin görev itirazının reddine karar vermiştir.

Davalı Tuzla Belediye Başkanlığı vekilinin, idari yargı yararına olumlu görev uyuşmazlığı çıkartılması yolunda süresi içinde verdiği dilekçe üzerine, dava dosyasının onaylı bir örneği Danıştay Başsavcılığı'na gönderilmiştir.

Danıştay Başsavcısı; İdarelerin 3194 sayılı İmar Kanunu’nun 8'inci maddesi uyarınca tek yanlı irade açıklamaları ile tesis ettikleri, genel ve düzenleyici imar planları ile bu planlara dayanılarak tesis edilen parselasyon, kamulaştırma, ruhsat gibi bireysel işlemler, "idari işlem, bu imar planı uyarınca yapmak zorunda oldukları program ve uygulamaları bunun için gerekli zamanda gerçekleştirmemeleri yani, bu konudaki hareketsizliklerin de, idari eylem niteliği taşıdığını belirterek, davanın 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2'nci maddesinin 1'inci fıkrasının (b) bendinde yer alan "idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları," hükmü gereğince idari yargı yerinde görülmesinin gerektiği belirtilerek, 2247 sayılı Yasa'nın 10'uncu maddesi uyarınca,olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılmasına ve dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmesine karar vermiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE :

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Serdar ÖZGÜLDÜR’ün Başkanlığında, Üyeler: Mustafa AYSAL, Eyüp Sabri BAYDAR, Sıddık YILDIZ, Nurdane TOPUZ, Sedat ÇELENLİOĞLU ve Ayhan AKARSU’nun katılımlarıyla yapılan 30.9.2013 günlü toplantısında:

l-İLK İNCELEME: Başvuru yazısı ve dava dosyası örneği üzerinde 2247 sayılı Yasa'nın 27. maddesi gereğince yapılan incelemeye göre, davalı Tuzla Belediye Başkanlığı vekilinin anılan Yasanın 10/2.maddesinde öngörülen yönteme uygun olarak yaptığı görev itirazının reddedilmesi ve dahi 12/1.maddede belirtilen süre içinde başvuruda bulunması üzerine Danıştay Başsavcısı'nca, davalı Tuzla Belediye Başkanlığı açısından, 10.maddede öngörülen biçimde olumlu görev uyuşmazlığı çıkarıldığı anlaşılmaktadır. Usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim Selim Şamil KAYNAK’ın, davanın çözümünde idari yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı M. BAYHAN ile Danıştay Savcısı M. Ali GÜMÜŞ’ün davada idari yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Dava, davacıların hisseli taşınmazına, imar planında “demiryollarına tahsisli kamulaştırılacak alan” olarak ayrılmak suretiyle kamulaştırmasız el atıldığından bahisle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, şimdilik 10.000 TL’nin faizi ile birlikte davalı idarelerden tahsili istemiyle açılmıştır.

3194 sayılı İmar Kanunu’nun “Planların hazırlanması ve yürürlüğe konulması” başlıklı 8. maddesinde;  “Planların hazırlanmasında ve yürürlüğe konulmasında aşağıda belirtilen esaslara uyulur.

                a) Bölge planları; sosyo - ekonomik gelişme eğilimlerini, yerleşmelerin gelişme potansiyelini, sektörel hedefleri, faaliyetlerin ve alt yapıların dağılımını belirlemek üzere hazırlanacak bölge planlarını, gerekli gördüğü hallerde Devlet Planlama Teşkilatı yapar veya yaptırır.

                b) İmar Planları; Nazım İmar Planı ve Uygulama İmar Planından meydana gelir. Mevcut ise bölge planı ve çevre düzeni plan kararlarına uygunluğu sağlanarak, belediye sınırları içinde kalan yerlerin nazım ve uygulama imar planları ilgili belediyelerce yapılır veya yaptırılır. Belediye meclisince onaylanarak yürürlüğe girer. (Değişik dördüncü cümle: 8/8/2011- KHK-648/21 md.) Bu planlar onay tarihinden itibaren belediye başkanlığınca tespit edilen ilan yerlerinde ve ilgili idarelerin internet sayfalarında bir ay süreyle eş zamanlı olarak ilan edilir. Bir aylık ilan süresi içinde planlara itiraz edilebilir. Belediye başkanlığınca belediye meclisine gönderilen itirazlar ve planları belediye meclisi onbeş gün içinde inceleyerek kesin karara bağlar.

                Belediye ve mücavir alan dışında kalan yerlerde yapılacak planlar valilik veya ilgilisince yapılır veya yaptırılır. Valilikçe uygun görüldüğü takdirde onaylanarak yürürlüğe girer. (Değişik üçüncü cümle: 8/8/2011- KHK-648/21 md.) Onay tarihinden itibaren valilikçe tespit edilen ilan yerinde ve ilgili idarelerin internet sayfalarında bir ay süreyle eş zamanlı olarak ilan edilir. Bir aylık ilan süresi içinde planlara itiraz edilebilir. İtirazlar valiliğe yapılır, valilik itirazları ve planları onbeş gün içerisinde inceleyerek kesin karara bağlar.

                Onaylanmış planlarda yapılacak değişiklikler de yukarıdaki usullere tabidir.

                Kesinleşen imar planlarının bir kopyası, Bakanlığa gönderilir.

                İmar planları alenidir. Bu aleniyeti sağlamak ilgili idarelerin görevidir. Belediye Başkanlığı ve mülki amirlikler, imar planının tamamını veya bir kısmını kopyalar veya kitapçıklar haline getirip çoğaltarak tespit edilecek ücret karşılığında isteyenlere verir.

                c) (Ek: 3/7/2005 - 5403/25 md.) Tarım arazileri, Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanununda belirtilen izinler alınmadan tarımsal amaç dışında kullanılmak üzere plânlanamaz.” hükmüne yer verilmiştir.

Olayda, imar planının uygulaması sonucu, uyuşmazlığa konu parsel 31.03.1986 tasdik tarihli 1/1000 ölçekli Tuzla İmar Planında Devlet Demiryolları Kamulaştırma Alanında kalmakta iken, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığınca 1/5000 ölçekli Tuzla Evliya Çelebi, Yayla, İstasyon ve Cami Mahalleleri Nazım İmar Planında Ticaret ve Hizmet Alanında kaldığı, taşınmaza idarece fiilen el atılmadığı, kamulaştırmasız el atma nedeniyle taşınmazın bedelinin ödenilmesi gerektiğinin iddia edildiği; davanın konusunun, davalı idarece 3194 sayılı Kanunu uyarınca kamu gücü kullanılarak tek yanlı irade ile yapılan imar planlarında yer alan davacının hissedar olduğu taşınmazın bedelinin tazminine ilişkin bulunduğu anlaşılmış olup, belirtilen duruma göre, imar planı ve buna dayalı imar uygulaması sonucunda uğranılan zararın tazminine yönelik bulunan davanın, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2/1-b maddesinde yer alan "İdari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları" kapsamında idari yargı yerince çözümlenmesi gerekmektedir.

Açıklanan nedenlerle, Danıştay Başsavcısı’nın başvurusunun kabulü ile, davalı Tuzla Belediye Başkanlığı vekilinin görev itirazının İstanbul Anadolu 6. Asliye Hukuk Mahkemesince reddine ilişkin kararın kaldırılması gerekmiştir.

SONUÇ     : Davanın çözümünde İDARİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Danıştay Başsavcısı’nın, BAŞVURUSUNUN KABULÜ ile, davalı Tuzla Belediye Başkanlığı vekilinin GÖREV İTİRAZININ REDDİNE İLİŞKİN İstanbul Anadolu 6. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 07.03.2013 gün ve E:2012/862 sayılı KARARININ KALDIRILMASINA, 30.9.2013 gününde OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.