T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

     HUKUK BÖLÜMÜ

     ESAS      NO : 2016/120

     KARAR  NO : 2016/164

     KARAR  TR  : 14.03.2016

ÖZET : Kasko Sigortalı aracın hasara uğraması sebebiyle ödenen sigorta  tazminatına ilişkin olarak  davalılar aleyhine İcra Müdürlüğünde icra takibi yapıldığı ve davalılarca itiraz edildiğinden bahisle; İcra Müdürlüğünü dosyasına vaki itirazın iptali ile takibin devamına, 4.684,00 TL hasar bedelinin, ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili istemiyle ve İcra ve İflas Kanunu’nun 67. maddesine göre açılan itirazın iptali davasının, ADLİ YARGI YERİNDE çözümlenmesi gerektiği hk.

 

 

 

 

K  A  R  A  R

 

 

Davacı             : E. Sigorta A.Ş.

Vekilleri          : Av. A.F.

Davalılar         : 1-Avcılar Belediye Başkanlığı

Vekili              : Av. T.B.

                          2- İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı

Vekili              : Av. E.A.

 

O L A Y         : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili E. Sigorta A.Ş. tarafından Kasko Sigortası ile sigortalı Sebahattin Altıntaş'ın maliki bulunduğu 34 VE 8946 plakalı aracın davalıların sorumluluğunda bulunan yolda yapılan çalışma sırasında gereken uyarı ve işaretlemenin yapılmaması sonucu hasara uğradığını, işbu olay sebebiyle, müvekkili şirketin eksper marifetiyle hasar tespiti yaptırarak sigortalı ilgilisine 9.367,00 TL sigorta tazminatı ödediğini, davalıların cadde/ sokak vs. bulunan yol çalışmalarında ve işbu yerlerdeki trafiğin akışına uygun düzenleme yapma sorumluğu bulunduğundan, yolların bakım ve onarımından sorumlu olması dolayısıyla, müvekkili şirketçe kendisine rücu edilebileceği tespiti yapıldığını, hasar nedeniyle davalıların, kusursuz-tehlike sorumluluk esaslarınca ve sonra üçüncü şahıslara zarar vermemesi için gerekli önlemin alınmaması dolayısıyla kusuru ve sorumluluğunun mevcut olduğunu, davalılar aleyhine İstanbul 23. İcra Müdürlüğünün 2013/30545 esas sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığını ve davalılarca itiraz edildiğini beyanla İstanbul 23.İcra Müdürlüğünün 2013/30545 esas sayılı dosyasına vaki itirazın iptali ile takibin devamına, 4.684,00 TL hasar bedelinin, ödeme tarihi olan 04/04/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili istemiyle adli yargı yerinde dava açmıştır.

İSTANBUL 14. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ: 16.9.2014 gün, E:2014/111, K:2014/398 sayı ile; davalı Belediye Başkanlıklarının hizmet kusurunun varlığı söz konusu olup, olay idari karar ve eylemlerden doğan zararlar niteliğinde bulunduğundan, zararın ödetilmesi isteklerinin 11.2.1959 günlü ve 17/15 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararının 2.bendi hükmünce tam yargı davasının konusunu oluşturacağı, bu davaların ise 2577 sayılı idari yargılama usulü kanunun 2.maddesi hükmünce idari yargı yerinde açılması gerekeceği gerekçesiyle, HMK’nun 114/1-b ve 115/1-2. maddeleri uyarınca Yargı yolu dava şartlarından olup, mahkemece davanın her safhasında resen gözetilmesi gerektiği, bu nedenle mahkemelerince dava dilekçesinin yargı yolu bakımından reddine karar vermiş, taraflarca temyiz talebinde bulunulmaması üzerine karar kesinleşmiştir.

Davacı vekili bahse konu trafik kazası sebebiyle uğranıldığını belirttiği maddi zararın davalı idareden rücuen tazmini istemiyle bu kez idari yargı yerinde dava açmıştır.

İSTANBUL 3. İDARE MAHKEMESİ: 19.6.2015 gün ve E:2014/2252, K:2015/1227 sayı ile; 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 110. maddesinde yapılan değişiklik uyarınca bu Kanundan doğan sorumluluk davalarının Adli Yargı Yerinde görüleceği gerekçesiyle, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasasının 15/1-a maddesi hükmü uyarınca davanın görev yönünden reddine karar vermiş, bu karara davalılar vekilleri tarafından itiraz edilmiştir.

İstanbul Bölge İdare Mahkemesi Dördüncü Kurul: 9.9.2015 gün ve E.2015/21162, K:2015/15514 sayı ile, itiraz konusu İdare Mahkemesi kararında Kanunda sayılan bozma nedenlerinin bulunmadığı anlaşıldığından ve itiraz dilekçesinde ileri sürülen iddialar da söz konusu kararın bozulmasını sağlayacak nitelikte görülmediğinden itirazın reddine, kararın onanmasına karar vermiş; bu karara karşı davalılar vekilleri karar düzeltme talebinde bulunmuşlardır.

İstanbul Bölge İdare Mahkemesi Dördüncü Kurul: 12.1.2016 gün ve E.2015/1749, K:2016/40 sayı ile, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 54. maddesinde yazılı sebeplerden birinin varlığı ile mümkün olacağı, karar düzeltme dilekçesinde ileri sürülen sebepler bunlardan hiçbirine uymadığından yerinde bulunmayan istemin reddine karar vermiş, bu karar kesinleşmiştir.

Davacı vekili, idari ve adli yargı yerlerince verilmiş olan görevsizlik kararları nedeniyle oluştuğunu ileri sürdüğü olumsuz görev uyuşmazlığının giderilmesi istemiyle başvuruda bulunmuştur.

İNCELEME VE GEREKÇE : Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Serdar ÖZGÜLDÜR’ün Başkanlığında, Üyeler: Ali ÇOLAK, Yusuf Ziyaattin CENİK, Alaittin Ali ÖĞÜŞ, Süleyman Hilmi AYDIN, Mehmet AKBULUT ve Yüksel DOĞAN’ın katılımlarıyla yapılan 14.03.2016 günlü toplantısında:

l-İLK İNCELEME: Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27.maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre; 2247 sayılı Yasa’nın 14.maddesinde öngörülen biçimde, idari yargı ile adli yargı arasında olumsuz görev uyuşmazlığı doğduğu, davacı vekilinin istemi üzerine, adli yargı kararının kesinleşme şerhli örneği ile birlikte son görevsizlik kararını veren mahkemece dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesi’ne gönderildiği ve usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

I-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim Gülşen AKAR PEHLİVAN’ın, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ve Raportör-Hakim Taşkın ÇELİK’in sözlü açıklamaları ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Uğurtan ALTUN ile Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın davada adli yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Dava, E. Sigorta A.Ş. tarafından Kasko Sigortası ile sigortalı Sebahattin Altıntaş'ın maliki bulunduğu 34 VE 8946 plakalı aracın davalıların sorumluluğunda bulunan yolda yapılan çalışma sırasında gereken uyarı ve işaretlemenin yapılmaması sonucu hasara uğradığını, işbu olay sebebiyle, müvekkili şirketin eksper marifetiyle hasar tespiti yaptırarak sigortalı ilgilisine 9.367,00 TL sigorta tazminatı ödediğini, davalıların cadde/ sokak vs. bulunan yol çalışmalarında ve işbu yerlerdeki trafiğin akışına uygun düzenleme yapma sorumluğu bulunduğundan, yolların bakım ve onarımından sorumlu olması dolayısıyla, müvekkili şirketçe kendisine rücu edilebileceği tespiti yapıldığını, hasar nedeniyle davalıların, kusursuz-tehlike sorumluluk esaslarınca ve sonra üçüncü şahıslara zarar vermemesi için gerekli önlemin alınmaması dolayısıyla kusuru ve sorumluluğunun mevcut olduğunu, davalılar aleyhine İstanbul 23. İcra Müdürlüğünün 2013/30545 esas sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığını ve davalılarca itiraz edildiğini beyanla İstanbul 23.İcra Müdürlüğünün 2013/30545 esas sayılı dosyasına vaki itirazın iptali ile takibin devamına, 4.684,00 TL hasar bedelinin, ödeme tarihi olan 04/04/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili istemiyle açılmıştır.  

2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun “İlamsız takip” başlıklı Üçüncü Bap, 42-49. maddelerinde takip yöntemleri gösterilmiş; değişik 58. maddesinde, takip talebinin icra dairesine yazı ile veya sözlü olarak veya elektronik ortamda yapılacağına işaret edilmiş; değişik 60. maddesine göre, takip talebi üzerine icra müdürünce ödeme emri düzenleneceği ve 62-65. maddelerde itiraza ilişkin hükümlere yer verilmiş olup, değişik 66. maddede, süresi içinde yapılan itirazın takibi durduracağı kurala bağlanmıştır.

İtiraz nedeniyle takibin durması üzerine alacaklıya, itirazın iptali için Yasada iki yola başvurma olanağı tanınmış olup, bunlardan birincisi, 67. maddeye göre mahkemeye başvurmak, ikincisi ise 68, ek 68/a ve ek 68/b maddelerine göre tetkik merciinden itirazın kaldırılmasını istemektir.

İncelenen uyuşmazlıkta alacaklı konumundaki davacı tarafından, değişik 67. maddeye göre mahkemeye başvurmak suretiyle itirazın iptali davası açılmıştır.

Söz konusu 67. Madde (Değişik: 18/2/1965 - 538/37 md.), “(Değişik birinci fıkra: 17/7/2003-4949/15 md.) Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.

(Değişik: 9/11/1988 - 3494/1 md.) Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde kırkından aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.

İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır.

(Mülga dördüncü fıkra: 17/7/2003-4949/103 md.)

Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır” hükümlerini taşımaktadır.

Anılan Yasanın değişik 1. maddesinin birinci fıkrasında, “Her asliye mahkemesinin yargı çevresinde yeteri kadar icra dairesi bulunur” denilmekte olup, yukarıda hükmü yazılı 67. maddede sözü edilen “mahkeme” ile, icra dairesinin bulunduğu yargı çevresi bakımından bağlı olduğu asliye mahkemesinin anlaşılması ve takip hukukuna özgü bulunan itirazın iptali davasının asliye mahkemesinde görülmesi gerektiği açıktır.

Öte yandan, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun “İdari Dava Türleri ve İdari Yargı Yetkisinin Sınırı” başlıklı 2. maddesinde, idari dava türleri: a)İdari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan iptal davaları, b)İdari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları, c)Tahkim yolu öngörülen imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklar hariç, kamu hizmetlerinden birinin yürütülmesi için yapılan her türlü idari sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin davalar olarak sayılmıştır.

Bu duruma göre, İcra ve İflas Kanunu’nun değişik 67. maddesine göre açılan itirazın iptali davasının görüm ve çözümünde adli yargı yerinin görevli olduğu sonucuna varılmıştır.

Açıklanan nedenlerle, İstanbul 14. Asliye Hukuk Mahkemesinin 16.9.2014 gün, E:2014/111, K:2014/398 sayılı görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir.

S O N U Ç      : Davanın çözümünde ADLİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle İstanbul 14. Asliye Hukuk Mahkemesinin 16.9.2014 gün, E:2014/111, K:2014/398 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 14.03.2016 gününde OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

 

Başkan

Serdar

ÖZGÜLDÜR

 

 

 

Üye

Ali

ÇOLAK

 

 

 

Üye

Süleyman Hilmi

AYDIN

Üye

Yusuf Ziyaattin

CENİK

 

 

 

Üye

Mehmet

AKBULUT

Üye

Alaittin Ali

ÖĞÜŞ

 

 

 

Üye

 Yüksel

 DOĞAN