T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

          ESAS NO     : 2019 / 315

          KARAR NO : 2019 / 423

          KARAR TR  : 8.7.2019

ÖZET : Davacının icradan satın aldığı aracın muayenesi sırasında kendisinden, önceki yıllara ilişkin muayene gecikme zammı alındığından bahisle uğradığı zarara karşılık davalı şirket tarafından maddi ve manevi tazminat ödenmesi istemiyle açılan davanın;  davalının  kamu kuruluşu niteliği taşımadığı gözetildiğinde ADLİ YARGI YERİNDE çözümlenmesi gerektiği hk.

           

 

K  A  R  A  R

                                                                                                                                                                  

Davacı         : M.Ç.

Davalı          : KYC Taşıt Muayene İstasyonları Yapım ve İşletim A.Ş.

Vekili           : Av. M.A.

          

O L A Y      : Davacı dilekçesinde; Bozkır İcra Müdürlüğünün E:2017/472 sayılı dosyası üzerinden satışı yapılan .... Plaka sayılı aracı 21.03.2018 tarihinde satın aldığını; aracın muayenesi için randevu alarak TÜVTÜRK Karaman şubesine başvuru yaptığını, muayene sırasında aracı icra müdürlüğünden satın aldığına ilişkin evrak olmasına rağmen,  2005 yılı 2.aydan 2014 yılına kadar geçen süre içerisinde yaptırılmayan muayene gecikme zammının kendisinden talep edildiğini;  duruma itirazda bulunduğunu ancak bu bedel ödenmeden muayenenin yapılmayacağı belirtildiğinden 1.257.41TL ödediğini ve muayeneyi yaptırabildiğini; olay nedeniyle maddi ve manevi zarara uğradığını ifade ederek; 1.257,41TL maddi ve 5.000.00TL manevi tazminatın davalıdan tahsili istemiyle adli yargı yerinde dava açmıştır.

BOZKIR ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ; 19.12.2018 gün ve E:2018/81, K:2018/267 sayı ile, “(…)Dava konusu olayda talep edilen miktar KTK 35. Maddede belirtilen gecikme ücretine dolayısıyla idari bir işleme ilişkindir. Temelinde idari işlem ve eylem bulunan davalar idari yargıda çözüme kavuşturulur. Tüm bu açılanan nedenlerle HMK 114/1-b'de belirtilen dava şartının yokluğu sonradan giderilebilecek bir eksiklik olmadığı için davanın yargı yolu bakımından görevsizlik nedeni ile reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;

1-Davacının davasının HMK Madde 114 gereğince, dava konusu, idari yargının görevine girdiğinden davanın YARGI YOLU GÖREVSİZLİĞİ NEDENİYLE REDDİNE(…)” karar vermiş, bu karar istinaf yoluna başvurulmaksızın kesinleşmiştir.

Davacı bu kez aynı istemle idari yargı yerinde dava açmıştır.

KONYA 2.İDARE MAHKEMESİ: 18.2.2019 gün ve E:2019/6 sayı ile, “(…) 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 1. maddesinde,  Kanunun amacının karayollarında can ve mal güvenliği yönünden trafik düzenini sağlayacak ve trafik güvenliğini ilgilendiren tüm konularda alınacak önlemleri belirlemek olduğu; 'Kapsam' başlıklı 2. maddesinde, bu Kanunun trafikle ilgili kuralları, şartları, hak ve yükümlülükleri bunların uygulamasını ve denetlenmesini ilgili kuruluşları ve bunların görev, yetki ve sorumluluk, çalışma usulleri ile diğer hükümleri kapsadığı; 'Araçların muayenesi' başlıklı 34. maddesinde, trafiğe çıkarılacak motorlu araçların teknik şartlara uyup uymadığının ekonomik yapıları da, dikkate alınmak suretiyle belirli zamanlarda muayene edilerek tespit edileceği, motorlu araçların muayenelerinin, yönetmelikte belirtilen süreler içinde yaptırılmasının zorunlu olduğu; 'Muayeneye yetkili kuruluşlar' başlıklı 35. maddesinde, araçların muayenelerinin Ulaştırma Bakanlığına ait muayene istasyonlarında veya bu Bakanlık tarafından işletme yetki belgesi ile yetki verilmesi halinde ise, yetki verilen gerçek veya tüzel kişilere ait muayene istasyonlarında yapılacağı, muayene istasyonlarınca muayene süresi geçirilen araçlar için her ay için muayene ücretinin, yetki verilen gerçek veya tüzelkişi ya da alt işleticiler tarafından % 5 fazlası ile tahsil edileceği, belirtilmiştir.

Öte yandan; 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu'nun 19.01.201 1 günlü Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6099 sayılı Kanun'un 14. maddesiyle değişik 110. maddesinde; "işleteni veya sahibi Devlet ve diğer kamu kuruluşları olan araçların sebebiyet verdiği zararlara ilişkin olanları dahil, bu Kanundan doğan sorumluluk davaları, adli yargıda görülür. Zarar görenin kamu görevlisi olması, bu fıkra hükmünün uygulanmasını önlemez. Hemzemin geçitte meydana gelen tren-trafik kazalarında bu Kanun hükümleri uygulanır. Motorlu araç kazalarından dolayı hukuki sorumluluğa ilişkin davalar, sigortacının merkez veya şubesinin veya sigorta sözleşmesini yapan acentenin bulunduğu yer mahkemelerinden birinde açılabileceği gibi kazanın vuku bulduğu yer mahkemesinde de açılabilir"; Geçici 21.maddesinde ise, "Bu Kanunun 110 uncu maddesinin birinci fıkrasının göreve ilişkin hükmü, yürürlüğe girdiği tarihten önce idari yargıda ve Askeri Yüksek İdare Mahkemesinde açılmış bulunan davalara uygulanmaz." denilmiştir.

Diğer taraftan; Anayasa Mahkemesi 08.12.2011 tarih ve E:2011/124, K:2011/160 sayılı kararı ile; "2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu'nun 110. maddesinin birinci fıkrasında, bu Kanun'dan doğan sorumluluk davalarının adli yargıda görüleceği öngörülmektedir. İtiraz başvurusunda bulunan mahkeme ise idare mahkemesi olup davaya bakmakta görevli ve yetkili mahkeme değildir. Başvurunun Mahkemenin yetkisizliği nedeniyle reddi gerekir." kararına varmıştır.

Dava dosyasının incelenmesinden; davacı tarafından, Bozkır İcra Müdürlüğü'nün E:2017/472 sayılı dosyasından 21.03.2018 tarihinde satın alınan 42 HB 118 plaka sayılı aracın, TÜVTÜRK Konya ili, Selçuklu ilçesinde bulunan muayene istasyonunda yapılan muayenesinde 2005 yılı 2. ayından 2014 yılına kadar geçen süre içerisinde yaptırılmayan muayeneler için muayene gecikme bedeli olarak 1.257,41 TL ödendiği iddia edilerek, kendisinden tahsil edilen 1.257,41 TL muayene gecikme bedeli ile 5.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesi istemiyle açılan davada, 2918 sayılı Kanun'da düzenlenen araçların muayenesi ile araç muayenesinin geçirilmesi nedeniyle tahsil edilen gecikme bedeline ilişkin olduğu, Karayolları Trafik Kanunu'ndan doğan sorumluluk davalarında yer verilen mevzuat hükümleri uyarınca uyuşmazlığın görüm ve çözümü adli yargının görev alanına girdiği sonucuna varılmıştır.

Açıklanan nedenlerle; adli yargının görev alanına giren davada Mahkememizin görevli olmadığına, 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanunun 19. maddesi uyarınca görevli yargı yerinin belirlenmesi için dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesi'ne gönderilmesine, Bozkır Asliye Hukuk Mahkemesi'nin E:2018/81 sayılı dosyasının temin edilerek Uyuşmazlık Mahkemesi'ne gönderilmesine ve dosya incelemesinin bu konuda Uyuşmazlık Mahkemesince karar verilinceye kadar ertelenmesine…” karar vermiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE:

Uyuşmazlık Mahkemesi’nin, Hicabi DURSUN’un Başkanlığında, Üyeler: Şükrü BOZER, Mehmet AKSU, Birol SONER, Süleyman Hilmi AYDIN, Aydemir TUNÇ ve Nurdane TOPUZ'un katılımlarıyla yapılan 8.7.2019 günlü toplantısında:

I-İLK İNCELEME: Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi gereğince yapılan incelemeye göre,  İdare mahkemesince, 2247 sayılı Yasa’nın 19. maddesinde öngörülen şekilde önceki görevsizlik kararına ilişkin dava dosyası temin edilerek Uyuşmazlık Mahkemesine başvurulduğu ve usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından, adli ve idari yargı yerleri arasında doğan görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hâkim Taşkın ÇELİK’in, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Halil İbrahim ÇİFTÇİ ile Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın davada adli yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Dava, davacının icradan satın aldığı aracın muayenesi sırasında kendisinden, önceki yıllara ilişkin muayene gecikme zammı alındığından bahisle uğradığı zarara karşılık davalı KYC Taşıt Muayene İstasyonları Yapım ve İşletim A.Ş. tarafından maddi ve manevi tazminat ödenmesi    istemiyle  açılmıştır.

Görev uyuşmazlığının çözüme kavuşturulması açısından davalı KYC Taşıt Muayene İstasyonları Yapım ve İşletim A.Ş.’nin hukuki yapısı incelendiğinde; Türkiye'de periyodik araç muayenesinde yetkili ve görevli tek kuruluş olarak TÜVTÜRK'ün hizmet verdiği; bu kuruluşun sermaye yapısını Doğuş Grubu, TÜV SÜD ve Bridgepoint isimli üç ortağın oluşturduğu; TÜVTÜRK'ün iş ortakları arasında sayılan davalı KYC Taşıt Muayene İstasyonları Yapım ve İşletim A.Ş.’nin Konya, Karaman, Aksaray, Niğde, Nevşehir, Kırşehir, Afyon, Isparta ve Burdur illerinde toplam 20 istasyon ile araç muayene hizmeti verdiği; KYC'nin ana ortağının Koyuncu Nakliyat Pazarlama ve Tic. A.Ş. olduğu, Şirketin başka alanlarda da faaliyetleri bulunduğu; Şirketin faaliyetlerini, Türk Ticaret Kanunu kapsamında ve özel hukuk tüzel kişisi olarak sürdürdüğü anlaşılmaktadır,

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun “İdari Dava Türleri ve İdari Yargı Yetkisinin Sınırı” başlıklı 2. maddesinin değişik 1 numaralı bendinde:

“a) (Değişik : 8.6.2000-4577/5 md.) İdari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan iptal davaları,

b) İdari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları,

c) (Değişik: 18.12.1999-4492/6 md.) Tahkim yolu öngörülen imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklar hariç, kamu hizmetlerinden birinin yürütülmesi için yapılan her türlü idari sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin davalar” idari dava türleri olarak sayılmış olup; kural olarak, idari yargıda ancak Devlete ve kamu tüzel kişilerine karşı açılan davalara bakılabilir.

Olayda,  davacı tarafından, Bozkır İcra Müdürlüğü'nün E:2017/472 sayılı dosyasından 21.03.2018 tarihinde satın alınan 42 ... 118 plaka sayılı aracın, TÜVTÜRK Konya ili, Selçuklu ilçesinde bulunan ve KYC Taşıt Muayene İstasyonları Yapım ve İşletim A.Ş.’nin işlettiği   muayene istasyonunda yapılan muayenesinde 2005 yılı 2. ayından 2014 yılına kadar geçen süre içerisinde yaptırılmayan muayeneler için muayene gecikme bedeli olarak 1.257,41 TL ödendiği iddia edilerek, kendisinden tahsil edilen 1.257,41 TL muayene gecikme bedeli ile 5.000,00 TL manevi tazminatın, KYC Taşıt Muayene İstasyonları Yapım ve İşletim A.Ş. tarafından tahsili istemiyle adli ve idari yargı yerlerinde dava açıldığı görülmüştür.

Buna göre,  her iki yargı yerinde de kamu kuruluşu niteliği taşımayan KYC Taşıt Muayene İstasyonları Yapım ve İşletim A.Ş.’ne karşı dava açıldığı gözetildiğinde, idari yargı yetkisi kapsamında açılmış bir idari dava bulunduğundan söz etmek olanaksız olduğundan; uyuşmazlığın, özel hukuk hükümlerine göre görüm ve çözümünde adli yargı yerinin görevli olduğu sonucuna varılmıştır.

Belirtilen nedenlerle Konya 2.İdare Mahkemesinin başvurusunun kabulü ile Bozkır Asliye Hukuk Mahkemesinin, 19.12.2018 gün ve E:2018/81, K:2018/267 sayılı görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir.

 

S O N U Ç   : Davanın çözümünde ADLİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Konya 2.İdare Mahkemesinin BAŞVURUSUNUN KABULÜ ile Bozkır Asliye Hukuk Mahkemesinin, 19.12.2018 gün ve E:2018/81, K:2018/267 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 8.7.2019 gününde OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

 

      Başkan                          Üye                                  Üye                                 Üye                    

       Hicabi                         Şükrü                             Mehmet                             Birol        

    DURSUN                    BOZER                            AKSU                            SONER            

 

 

 

                                             Üye                                  Üye                                 Üye                    

                                    Süleyman Hilmi                   Aydemir                          Nurdane           

                            AYDIN                            TUNÇ                            TOPUZ