Hukuk Bölümü         2010/22 E.  ,  2010/184 K.
"İçtihat Metni"Adalet Bakanlığı Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığınca hazırlanmıştır. İzinsiz olarak kopyalanması ve dağıtılması hukuki sorumluluk gerektirir.

            Davacı                       : M.K.

            Davalılar                   : 1- Çevre ve Orman Bakanlığı

                                             2- T.T.A.Ş.

            Vekili                         : Av. B.B.K. 

            O L A Y : Çevre ve Orman Bakanlığı Orman Genel Müdürlüğü Artvin Orman Bölge Müdürlüğü’nce Borçka Orman İşletme Müdürlüğü’ne gönderilen 12.5.2009 gün ve 2657 sayılı yazıda, Borçka Orman İşletme Müdürlüğü’nde görevli Orman Muhafaza Memurları O.Ç., Y.K., M.K., H.D. ve A.D.'ın vermiş oldukları 28.4.2009 tarihli 40+40 TL tutarındaki denge tazminatı ile ilgili dilekçelerin incelendiği belirtildikten sonra dilekçe sahiplerine Kurumlarına naklen geçiş yaptıkları tarihte bildirilen dondurulmuş ücretleri dışında denge tazminatlarının ayrıca ödenmesine imkan bulunmadığı belirtilmiştir.

            Davacı, davalı idarenin 5473 sayılı Kanun kapsamında yapılacak ek ödemelere ilişkin 2006/T-17 nolu Tebliği’nin 9. maddesi uyarınca 40+40 TL denge tazminatı ve enflasyon farkı ödemesinin yapılması amacı ile yaptığı başvurunun reddine ilişkin 12.5.2009 gün ve 2657 sayılı işlemin iptaline karar verilmesi istemiyle idari yargı yerinde dava açmıştır.

            Davalı T.T.A.Ş. vekilince birinci savunma dilekçesinde, davanın adli yargının görev alanına girdiği öne sürülerek görev itirazında bulunulmuştur.

            RİZE İDARE MAHKEMESİ; 3.8.2009 gün ve E:2009/287 sayı ile, davacı M.K. tarafından kamu görevlilerinin parasal haklarına ilişkin işlemin iptali istemi ile Çevre ve Orman Bakanlığı ile T.T.A.Ş. Genel Müdürlüğü’ne karşı açılan davada, davalı idarece görev itirazında bulunulduğundan dosya incelenerek itirazın gereğinin görüşüldüğü, 2577 sayılı Yasa’nın 2. maddesinde; idari dava türlerinin, idari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı açılan iptal davaları; idari işlem ve eylemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları; kamu hizmetlerinden birinin yürütülmesi için yapılan her türlü idari sözleşmelerden dolayı açılan davalar olarak sayıldığı; idari yargının idari eylem ve işlemlerin hukuka uygunluğunun denetimini yapmakla görevli olduğunun kurala bağlandığı, idari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan iptal davalarının; idari dava türlerinden biri olduğunun idare hukukunun bilinen ilkelerinden olduğu, idari işlemlerin; idari makamlar tarafından, bir kamu hizmetinin yürütülmesi amacıyla, idare hukukunun kendisine tanıdığı kamu gücünü kullanarak ve tek yanlı iradeyle yapılan kesin ve yürütülmesi zorunlu işlemler olduğu, idarelerin, idare hukuku alanında kamu gücüne ve kudretine dayalı olarak re'sen ve tek yanlı irade açıklaması sonucu tesis etmiş olduğu işlemlerle hukuk alanında yeni durumlar oluşturmakla birlikte bu idari işlemlerin kişilerin hak ve yükümlülüklerini de etkiler niteliklere sahip oldukları, kural olarak bu işlemlerin özel yasal düzenlemeler dışında, idari yargı denetimine tabi tutuldukları, dava dosyanın incelenmesinden; Artvin İl Telekom Müdürlüğü'nde kapsam dışı sözleşmeli personel olarak çalışmaktayken, 4046 sayılı Yasa'nın 22. maddesine göre Artvin Çevre ve Orman İl Müdürlüğü'ne naklen atanan davacının, özelleştirme kapsamında bulunan kurumunda kapsam dışı sözleşmeli personel olarak çalıştığı sürede 5473 sayılı Kanun'la yapılan düzenlemeler çerçevesinde kendisine ödenen ancak naklen atamasında “yer değiştirme suretiyle atamalarda aylık bildiri” formuna yansıtılmadığının Artvin İl Telekom Müdürlüğü'nün 26.1.2009 tarih 0257 sayılı işleminde belirtildiğinin görüldüğü, bu durumda; çalıştığı dönemdeki statüsü itibariyle kamu personeli olan davacı ile dava konusu idari işlemin tesis edildiği tarihte bir kamu kuruluşu olduğu çekişmesiz bulunan T.T.Genel Müdürlüğü arasındaki ilişkinin, kamu gücüne bağlı idare hukuku ilkelerine dayanan ve idare hukuku kurallarıyla düzenlenen bir kamu hukuku ilişkisi olduğu, belirtilen tüm bu hususlar ile birlikte 1.3.1996 tarih ve 22567 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanmış bulunan Uyuşmazlık Mahkemesi'nin 22.1.1996 gün ve E:1995/1, K:1996/1 sayılı kararıyla, özelleştirme kapsamında bulunan kuruluşlarda kapsam dışı statüde sözleşmeli olarak çalışan personelin kurumları ile olan ilişkilerinden doğan anlaşmazlıkların çözüm yerinin idari yargı olduğuna karar verildiği, bu nedenle de dava konusu uyuşmazlığın da 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2. maddesi kapsamında değerlendirilmesi gerektiğinin anlaşıldığı gerekçesiyle davalılardan T.T.Genel Müdürlüğü’nün görev itirazının reddine karar vermiştir.

            Davalı T.T.A.Ş. vekilince süresi içinde verilen dilekçe ile, olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılması istemiyle başvuruda bulunulması üzerine dilekçe, dava dosyası ile birlikte Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderilmiştir.

            YARGITAY CUMHURİYET BAŞSAVCISI : Davacı tarafından davalı idare aleyhine açılan iptal davasında davalı idarenin görev itirazında bulunduğu, bu itirazın reddedilmesi üzerine davalı idare tarafından olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılması talebinde bulunulması nedeniyle dosyanın Başsavcılıklarına gönderildiğinin anlaşıldığı, davacının, Artvin İl Telekom Müdürlüğü’nde kapsam dışı sözleşmeli personel olarak çalışmaktayken 4046 sayılı Yasa'nın 22. maddesi gereğince Artvin Çevre ve Orman İl Müdürlüğü’ne naklen atanması üzerine özelleştirme kapsamında kurumunda kapsam dışı sözleşmeli personel olarak çalıştığı sürede 5473 sayılı Yasa ile yapılan düzenlemeler çerçevesinde kendisine ödenen denge tazminatı, özel hizmet tazminatı ve enflasyon farkının maaş nakil ilmühaberine eklenmesi talebiyle davalı idare aleyhine idari yargı yerinde açılan davada, davalı idarenin görev itirazında bulunduğunun görüldüğü, telekomünikasyon şebekeleri üzerinden sunulan ulusal ve uluslararası ses iletimini ihtiva eden telefon hizmetlerini 31.12.2003 tarihine kadar “tekel” olarak yürütmekle görevli kılınan ve çoğunluk hisseleri kamuya ait bulunan Türk Telekom'un, tekel kapsamında kamu hizmeti yürüten, ancak kuruluş yasasındaki son düzenlemeler ile kendine özgü statüye sahip olan ve sermayesindeki kamu payı %50' nin altına düşünceye kadar kamu kuruluşu niteliğini taşıyan bir kuruluş olduğu, özelleştirme kapsamında bulunan T.T.A.Ş.'deki tamamı Hazineye ait bulunan hisselerden % 55'inin, Bakanlar Kurulu'nun 25.7.2005 tarih ve 2005/9146 sayılı “T.T.Anonim Şirketi (Türk Telekom)'nin % 55 oranındaki Hissesinin Blok Olarak Satışına İlişkin Nihai Devir İşlemlerine Dair Kararın Yürürlüğe Konulması Hakkında Karar”ı uyarınca, 14.11.2005 tarihli Hisse Satış Sözleşmesi ile Ojer Telekomünikasyon A.Ş.'ne satıldığı, Anayasa'nın 128. maddesinde, “Devletin, kamu iktisadi teşebbüsleri ve diğer kamu tüzelkişilerinin genel idare esaslarına göre yürütmekle yükümlü oldukları kamu hizmetlerinin gerektirdiği asli ve sürekli görevler, memurlar ve diğer kamu görevlileri eliyle görülür” hükmünün yer aldığı, 406 sayılı Yasa'nın Ek 29. maddesinin 3.7.2005 tarih ve 5398 sayılı Kanun’la değişik birinci fıkrasında, “Türk Telekom hisselerinin devri sonucu kamu payının yüzde ellinin altına düşmesi durumunda; Türk Telekomda ek 22 nci maddenin (a) bendinin bu Kanunla yürürlükten kaldırılan hükümleri uyarınca belirlenen asli ve sürekli görevlerde çalışmakta olanlar ile 22.1.1990 tarihli ve 399 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye tabi olarak kadrolu veya sözleşmeli personel statüsünde çalışanlar ve kapsam dışı personel, kamu görevlerinden yüzseksen gün aylıksız izinli sayılır. Bu personel belirtilen süre içinde Türk Telekomda çalışmaya devam eder ve hisse devir tarihinden nakli için Devlet Personel Başkanlığına bildirildikleri tarihe kadarki aylık ücret, harcırah, sağlık giderleri, cenaze giderleri ve ölüm yardımı ile diğer mali ve özlük hakları Türk Telekom tarafından karşılanır…” hükmünün yer aldığı, bu duruma göre, davalı Türk Telekom hisselerinin devrinin fiilen gerçekleştiği tarihten sonra davacıyla, davalı şirket arasındaki uyuşmazlık, bir özel hukuk ilişkisi niteliğini taşıdığından; davacının aylık nakil bildirimine denge tazminatı, özel hizmet tazminatı ve enflasyon farkının eklenmesi işleminin, davalı şirketin yetkili organı tarafından tesis edilmesi gereken bir özel hukuk işlemi olduğu, öte yandan, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun “İdari Dava Türleri ve İdari Yargı Yetkisinin Sınırı” başlıklı 2. maddesinin değişik 1 numaralı bendinde: “a) (Değişik : 8.6.2000-4577/5md) İdari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan iptal davaları, b) İdari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları, c) (Değişik: 18.12.1999-4492/6 md.) Tahkim yolu öngörülen imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklar hariç, kamu hizmetlerinden birinin yürütülmesi için yapılan her türlü idari sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin davalar”ın idari dava türleri olarak sayıldığı; kural olarak, idari yargıda ancak Devlete ve kamu tüzel kişilerine karşı açılan davalara bakılabileceği, dolayısıyla, işlemin tesis edildiği tarihte davalı mevkiinde kamu kuruluşu niteliği taşımayan T.T.A.Ş.'nin olması karşısında, davanın T.T.A.Ş. Genel Müdürlüğü’ne yönelik olan kısmının görüm ve çözümünde adli yargı yerinin görevli olduğu, bu nedenlerle 2247 sayılı Kanun'un 10. maddesi uyarınca olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılmasına, dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesi Başkanlığı’na gönderilmesine karar vermiştir.

            Başkanlıkça, 2247 sayılı Yasa’nın 13. maddesine göre Danıştay Başsavcısı’ndan yazılı düşüncesi istenilmiştir.

            DANIŞTAY BAŞSAVCISI; Artvin İl Telekom Müdürlüğü’nde kapsam dışı personel olarak görev yapmakta iken 406 sayılı Yasa’nın Ek-29. maddesi ile 4046 sayılı Yasa’nın 22. maddesine göre adı Devlet Personel Başkanlığı’na bildirilen davacının; Artvin Çevre ve Orman İl Müdürlüğü'ne atanması sırasında düzenlenen maaş nakil ilmühaberindeki net ücret bölümüne, 29.9.2006 tarih ve 26304 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 2006/10971 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla öngörülen %2,32 oranındaki enflasyon farkı ile 8.5.2006 gün ve 2006/T-17 sayılı Yüksek Planlama Kurulu Kararı uyarınca 1.1.2006 tarihinden geçerli olmak üzere ödenen 40+40 YTL denge tazminatının eklenmesi istemiyle yaptığı başvurunun reddine ilişkin işlemin iptali istemiyle Rize İdare Mahkemesinde açtığı davada, davalılardan T.T.A.Ş. Genel Müdürlüğü’nün görev itirazının reddi üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nca olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılmış olmakla dosyanın incelendiği, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 2. maddesinin 1/a fıkrasında, idari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan iptal davalarının, idari dava türleri arasında sayıldığı, 406 sayılı Yasa'nın 3.7.2005 günlü, 5398 sayılı Yasa ile değişik Ek-29. maddesinde; “Türk Telekom hisselerinin devri sonucu kamu payının yüzde ellinin altına düşmesi durumunda; Türk Telekom'da Ek-22. maddenin (a) bendinin bu Kanun'la yürürlükten kaldırılan hükümleri uyarınca belirlenen asli ve sürekli görevlerde çalışmakta olanlar ile 22.1.1990 günlü, 399 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'ye tabi olarak kadrolu veya sözleşmeli personel statüsünde çalışanlar ve kapsam dışı personel, kamu görevlerinden yüzseksen gün aylıksız izinli sayılır. Bu personel belirtilen süre içinde Türk Telekom'da çalışmaya devam eder ve hisse devir tarihinden nakil için Devlet Personel Başkanlığı'na bildirildikleri tarihe kadarki aylık ücret, harcırah, sağlık giderleri, cenaze giderleri ve ölüm yardımı ile diğer mali ve özlük hakları Türk Telekom tarafından karşılanır. Bu fıkrada belirtilen süre içinde nakle tabi personelden Türk Telekom tarafından hizmetine ihtiyaç duyulmayanlar tespit edildikleri tarihten, kendi isteği ile nakil talep edenler ise talep tarihinden itibaren en geç doksan (yüzseksen günlük aylıksız izin süresi aşılmamak kaydıyla ve 15 Ocak 2006 tarihindeki üçüncü fıkraya göre hesaplanan ücretleriyle) gün içinde Türk Telekom tarafından Devlet Personel Başkanlığı'na bildirilir ve bunların aylıksız izinleri bu tarih itibariyle sona erer. Hizmetine ihtiyaç duyulmayan personelin tespiti ve kendi isteği ile nakil talebinde bulunma süresi, hisse devir tarihinden itibaren yüzelli günü aşamaz” hükmünün yer aldığı, aynı maddenin üçüncü fıkrasında, birinci fıkra kapsamına giren personelden, sözleşmeli personel statüsünde çalışanlar ve kapsam dışı personel statüsünde çalışanlar hakkında, 4046 sayılı Kanun'un 22. maddesinin dördüncü ve beşinci fıkrası hükümlerinin uygulanmasında, Devlet Personel Başkanlığı'na bildirildikleri tarihteki unvanlar esas alınarak Yönetim Kurulu'nca 15.4.2004 tarihi itibariyle bu unvana göre belirlenmiş olan ücret ve diğer mali haklarına, bu tarihten Devlet Personel Başkanlığı'na bildirildikleri tarihteki kadro ve pozisyonlarına ilişkin olarak bildirim tarihine kadar geçen süre içinde kamu görevlilerine yapılacak artış, oran ve/veya miktarları uygulanmak suretiyle bulunacak tutarın dikkate alınacağının belirtildiği, özelleştirme kapsamında bulunan T.T.A.Ş.'deki tamamı Hazineye ait bulunan hisselerden %55'inin Bakanlar Kurulu'nun 25.7.2005 günlü, 2005/9146 sayılı kararı uyarınca 14.11.2005 tarihli Hisse Satış Sözleşmesi ile Ojer Telekomünikasyon A.Ş.'ye satıldığı, Türk Telekom A.Ş.'nin bu tarih itibariyle kamu kuruluşu niteliğinin sona erdiği, ancak kanun koyucu, 5398 sayılı Yasa ile 406 sayılı Yasa'da değişiklik yaparak yukarıda getirdiği düzenlemelerle Türk Telekom A.Ş.'nin özelleştirilmesi sonucunda, nakle tabi personele ilişkin uygulamaların 4046 sayılı Kanun'un 22. maddesi ile uyumlu olması amacıyla ve iletişim alanında ulusal ve uluslararası düzeyde oluşabilecek telafisi imkansız aksaklıkların önlenmesi için, işlevsel görevlerde bulunan ve ikamesi kısa sürede imkansız personelin isteklerine bağlı olarak makul bir süre kamu görevlerinden aylıksız izinli sayılarak çalışmalarına olanak sağladığı, kanun koyucunun amacı göz önünde bulundurulduğunda, Ek 29 uncu maddede öngörülen süre içinde yürütülen görevin bir kamu görevi olduğunun kabulü gerektiği, öte yandan, 1.1.2006 tarihinde enflasyon oranında yapılan artıştan sonra, enflasyonun beklenenden yüksek çıkması nedeniyle 2006 yılının ilk altı ayına ilişkin olarak kamu personeline enflasyon oranında yapılan artış ile gerçekleşen enflasyon oranı arasındaki %2,32’lik farkın esasen 1.1.2006 tarihinden itibaren yapılan maaş artışı sırasında ödenmesi gereken bir ödeme olması karşısında, Ocak ayında yapılması gereken söz konusu artışların, enflasyonun başlangıçta yanlış hesaplanması ve idareden kaynaklı gecikme nedeniyle davacının Devlet Personel Başkanlığı’na bildirilmesinden sonra ödenmesinin, maaş nakil ilmuhaberinin düzeltilmesi talebi tarihi itibariyle davacının kamu görevi yürüten kişi olma statüsünü etkilemesinin söz konusu olmadığı, ayrıca 40+40 YTL denge tazminatının da 1.1.2006 tarihi itibariyle ödenmesinin öngörülmüş olması karşısında, söz konusu ödemelerin davacının Telekom’da kamu görevini yürüttüğü döneme ilişkin olduğunun kabulü gerektiği, somut uyuşmazlıkta davacının 399 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'ye tabi olarak Türk Telekom Artvin İl Müdürlüğü'nde sözleşmeli statüde çalışmakta iken yukarıda belirtilen Ek-29. maddenin birinci fıkrası uyarınca hisse devrinin yapıldığı 14.11.2005 tarihinden sonraki 180 gün içinde, (14.4.2006 tarihinde) T.T.A.Ş. tarafından Devlet Personel Başkanlığı'na bildirildiği ve 21.8.2006 tarihinde ilişiğini keserek Artvin Çevre ve Orman İl Müdürlüğü emrinde göreve başladığı, bu süre içinde bulunduğu statü ve yaptığı görev itibariyle kamu görevi yürüttüğü göz önünde bulundurulduğunda 406 sayılı Yasa'nın 5398 sayılı Yasa ile değişik Ek-29. maddesi uygulamasından doğan bu uyuşmazlığın idari yargıda çözümlenmesi gerektiği, nitekim, Danıştay Beşinci Dairesi’nin 17.7.2009 gün ve E:2009/3113, K:2009/4607 sayılı kararında da benzer nitelikteki uyuşmazlığın idari yargıda çözümlenmesi gerektiği gerekçesiyle davayı görev yönünden reddeden mahkeme kararının bozulmuş bulunduğu, bu nedenlerle, 2247 sayılı Kanun’un 13 üncü maddesi uyarınca yapılan başvurunun kabulüne hukuki olanak bulunmadığı yolunda yazılı düşünce vermiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE:

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Ahmet AKYALÇIN’ın Başkanlığında, Üyeler: Mahmut BİLGEN, Erdoğan BUYURGAN, Habibe ÜNAL, Sıddık YILDIZ, Muhittin KARATOPRAK ve Sedat ÇELENLİOĞLU’nun katılımlarıyla yapılan 4.10.2010 günlü toplantısında:

l-İLK İNCELEME: Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre; davalı T.T.A.Ş. vekilinin anılan Yasanın 10/2 maddesinde öngörülen yönteme uygun olarak yaptığı görev itirazının reddedilmesi ve 12/1. maddede belirtilen süre içinde başvuruda bulunması üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı’nca, 10. maddede öngörülen biçimde olumlu görev uyuşmazlığı çıkarıldığı anlaşılmaktadır. Usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığından, görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oybirliği ile karar verildi.

II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim Nurdane TOPUZ’un, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Ahmet BEŞİNCİ’nin davada adli yargının, Danıştay Savcısı Mehmet AKKAYA’nın davada idari yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

            Dava, davalı şirkette 399 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin 2 sayılı cetveline tabi pozisyonda kapsam dışı personel olarak çalışmakta iken 4046 sayılı Yasa’nın 22. maddesi kapsamında Borçka Orman İşletme Müdürlüğü’ne ataması yapılan davacının, davalı idarenin 5473 sayılı Kanun kapsamında yapılacak ek ödemelere ilişkin 2006/T-17 nolu Tebliği’nin 9. maddesi uyarınca 40+40 TL denge tazminatı ve enflasyon farkı ödemesinin yapılması amacı ile yaptığı başvurunun reddine ilişkin Artvin Orman Bölge Müdürlüğü’nün 12.5.2009 gün ve 2657 sayılı işleminin iptaline karar verilmesi istemiyle açılmıştır.

            1953 tarih ve 6145 sayılı Yasa ile, Türkiye Cumhuriyeti Posta, Telgraf ve Telefon İşletmesi kurulmuş; 1924 tarih ve 406 sayılı Telgraf ve Telefon Kanunu’nun 10.6.1994 tarih ve 4000 sayılı Yasa’yla değiştirilen 1. maddesi ile, posta ve telgraf tesis ve işletmesine ilişkin hizmetler, Posta İşletmesi Genel Müdürlüğü’nce (P.İ), telekomünikasyon hizmetleri ise, “T.T.Anonim Şirketi (Şirket)” tarafından yürütülecek şekilde yeniden yapılandırılmıştır.

27.1.2000 tarih ve 4502 sayılı Yasa’nın 1. maddesi ile, 406 sayılı Yasa’nın 1. maddesine eklenen dokuzuncu fıkrada, “Türk Telekom, bu Kanun ve özel hukuk hükümlerine tabi bir anonim şirkettir. Kamu İktisadi Teşebbüslerinin kuruluş, teşkilât ve faaliyetleri ile ilgili mevzuat Türk Telekom’a uygulanmaz. Sadece, Türkiye Büyük Millet Meclisi denetimine ilişkin 2.4.1987 tarihli ve 3346 sayılı Kanunun 9 uncu maddesi hükümleri uygulanır” denilmiş; anılan fıkra hükmü, 12.5.2001 tarih ve 4673 sayılı Yasa’nın 1. maddesi ile değiştirilmiş ve “Türk Telekom, bu Kanun ve özel hukuk hükümlerine tabi bir anonim şirkettir. Bu Kanun hükümleri saklı kalmak üzere, kamu iktisadi teşebbüsleri de dahil, sermayesinin yarısından fazlası kamuya ait olan kamu kurum, kuruluş ve ortaklıklarına uygulanan mevzuat Türk Telekom’a uygulanmaz. Sermayesinin yarısından fazlası kamuda kaldığı sürece, Türkiye Büyük Millet Meclisi denetimine ilişkin 2.4.1987 tarihli ve 3346 sayılı Kanunun 9 uncu maddesi hükümleri uygulanır. 16.7.1965 tarihli ve 697 sayılı Kanun ile milli güvenlik ve kamu düzeniyle sıkıyönetim ve seferberlik hallerinde telekomünikasyon hizmetlerinin yürütülmesine ilişkin özel kanunların hükümleri saklıdır”; Ek 29. maddesinin 3.7.2005 gün ve 5398 sayılı Kanun’un 14. maddesi ile değişik birinci fıkrasında, “Türk Telekom hisselerinin devri sonucu kamu payının yüzde ellinin altına düşmesi durumunda; Türk Telekomda ek 22 nci maddenin (a) bendinin bu Kanunla yürürlükten kaldırılan hükümleri uyarınca belirlenen aslî ve sürekli görevlerde çalışmakta olanlar ile 22.1.1990 tarihli ve 399 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye tâbi olarak kadrolu veya sözleşmeli personel statüsünde çalışanlar ve kapsam dışı personel, kamu görevlerinden yüzseksen gün aylıksız izinli sayılır…” denilmiştir.

Öte yandan; 406 sayılı Yasa’nın 4502 sayılı Yasa ile değişik 2. maddesinin (c) bendinin birinci alt bendinin birinci cümlesinde, “Türk Telekom; telekomünikasyon şebekeleri üzerinden sunulan ulusal ve uluslararası ses iletimini ihtiva eden telefon hizmetlerini, 31.12.2003 tarihine kadar bu Kanun ve görev sözleşmesi çerçevesinde tekel olarak yürütür” denildikten sonra, anılan (c) bendinin birinci alt bendine 12.5.2001 tarih ve 4673 sayılı Yasa ile eklenen üçüncü cümlede, “Ancak, Türk Telekom’daki kamu payı %50’nin altına düştüğünde, Türk Telekom’un tüm tekel hakları 31.12.2003 tarihinden önce de olsa ortadan kalkmış olur” denilmiş; 4502 sayılı Yasa’nın Geçici 3. maddesi ile de T.T.A.Ş., 233 sayılı KHK’nin ekindeki “B-Kamu İktisadi Kuruluşları (KİK)” bölümünde yer alan kuruluşlar listesinden çıkarılmıştır.

Bu düzenlemeler birlikte değerlendirildiğinde, telekomünikasyon şebekeleri üzerinden sunulan ulusal ve uluslararası ses iletimini ihtiva eden telefon hizmetlerini 31.12.2003 tarihine kadar “tekel” olarak yürütmekle görevli kılınan ve çoğunluk hisseleri kamuya ait bulunan Türk Telekom’un, tekel kapsamında kamu hizmeti yürüten, ancak kuruluş yasasındaki son düzenlemeler ile kendine özgü statüye sahip olan ve sermayesindeki kamu payı %50’nin altına düşünceye kadar kamu kuruluşu niteliğini taşıyan bir kuruluş olduğu tartışmasızdır.

Özelleştirme kapsamında bulunan T.T.A.Ş.’deki tamamı Hazineye ait bulunan hisselerden % 55’i, Bakanlar Kurulu’nun 25.7.2005 tarih ve 2005/9146 sayılı   “T.T.  Anonim   Şirketi   (Türk   Telekom)’nin   %  55 Oranındaki Hissesinin Blok Olarak Satışına İlişkin Nihai Devir İşlemlerine Dair Kararın Yürürlüğe Konulması Hakkında Karar”ı uyarınca, 14.11.2005 tarihli Hisse Satış Sözleşmesi ile (6.550.000.000 USD. bedelle) Ojer Telekomünikasyon A.Ş.’ne satılmıştır.

Bu sürece paralel olarak Türk Telekom personelinin durumu incelendiğinde:

            Türk Telekom A.Ş., 4502 sayılı Yasa’nın 29.1.2000 tarih ve 23948 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdiği dikkate alındığında, 29.1.2000 tarihi itibariyle 233 sayılı KHK kapsamı dışında kalmış ve anılan KHK eki cetvellerden çıkarılmış olması nedeniyle,  Uyuşmazlık Mahkemesi Genel Kurulu’nun 22.1.1996 gün ve E:1995/1, K:1996/1 sayılı ve özelleştirme kapsamında bulunan kamu iktisadi  teşebbüslerinde sözleşmeli veya kapsam dışı statüde çalışan personelin kurumları ile olan ilişkilerinden doğan anlaşmazlıkların çözüm yerinin idari yargı olduğu yolundaki İlke Kararı kapsamı dışında değerlendirilmesi gerekmektedir.         

Anılan 4502 sayılı Yasa’nın 13. maddesi ile 406 sayılı Yasa’ya eklenen Ek 22. maddenin (a) bendinde, “a) Personelin statüsü: Telekomünikasyon hizmetlerinin gerektirdiği asli ve sürekli görevler telekomünikasyon alanında sekiz yıl tecrübeye sahip ve en az dört yıllık yüksek öğrenim görmüş bir genel müdür ile kadro, unvan, derece ve sayıları Yönetim Kurulunun önerisi ve Bakanlığın teklifi üzerine bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren yüzseksen  gün içerisinde Bakanlar Kurulu Kararı ile belirlenen kadrolarda istihdam edilen personel  eliyle  yürütülür.  Bu  personel  hakkında  bu  Kanunda  öngörülen   hükümler   saklı kalmak üzere 399 sayılı Kanun Hükmünde Kararname hükümleri uygulanır. Bunların dışında kalan personel iş mevzuatı uyarınca istihdam edilir. İş mevzuatına göre istihdam edilenlere ilişkin kayıt ve şartlar Yönetim Kurulu tarafından tayin olunur” hükmüne yer verilmiş; bu bent hükmü, 4673 ve 5189 sayılı Yasalarla yapılan değişiklikler sonucunda; “a) Personelin statüsü:(Ek ibare: 12.5.2001-4673/6. md.) Türk Telekomdaki kamu payı %50’nin altına düşünceye kadar, Türk Telekom Yönetim Kurulu üyeliklerine atanacaklarda Devlet memurluğuna atanabilme genel şartlarına sahip olma ve en az dört yıllık yüksek öğrenim görme şartları aranır.(Mülga ikinci ve üçüncü cümle: 16.6.2004-5189/12 md.) Bunların dışında kalan personel iş mevzuatı uyarınca istihdam edilir. İş mevzuatına göre istihdam edilenlere ilişkin kayıt ve şartlar Yönetim Kurulu tarafından tayin olunur” hükmünü almış; aynı maddenin (b) bendinin ikinci paragrafında da iş mevzuatına tabi olan Türk Telekom çalışanlarının aylık ücretlerinin kendilerini atamaya yetkili olan Yönetim Kurulu tarafından tespit olunacağı kurala bağlanmıştır.

406 sayılı Yasa’nın anılan Ek 22. maddesi uyarınca, Türk Telekom A.Ş. Genel Müdürlüğü’ne ait asli ve sürekli kadrolar belirlenerek 4.4.2000 tarih ve 24010(Mükerrer) sayılı R.G. de yayımlanan 31.3.2000 tarih ve 2000/331 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ekinde yer alan listede: merkez teşkilatı için 100 ve taşra teşkilatı için 100 (6 Bölge Müdürü, 12 Bölge Müdür Yardımcısı ve 82 İl Telekom Müdürü) kadro ihdas edilmiş; öte yandan, aynı Yasa maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak hazırlanan “T.T.A.Ş. Kapsam Dışı Personel Yönetmeliği” adı altındaki düzenleme, Yönetim Kurulunun 31.8.2000 tarih ve 407 sayılı kararıyla kabul edilmek suretiyle yürürlüğe konulmuştur.

Kanunla, Kurumda görev yapan personelden asli ve sürekli görev yapacak olanları kadro unvanı itibariyle belirlemek konusunda Bakanlar Kurulu'na yetki verildiği açıktır. Bu yetki 4502 sayılı Kanun’un yürürlüğe girdiği 29.1.2000 tarihi ile 5189 sayılı Kanun’un yürürlüğe girdiği 2.7.2004 tarihleri arasında geçerli olmuştur.

Anayasa’nın 128. maddesinde, “Devletin, kamu iktisadî teşebbüsleri ve diğer kamu tüzelkişilerinin genel idare esaslarına göre yürütmekle yükümlü oldukları kamu hizmetlerinin gerektirdiği aslî ve sürekli görevler, memurlar ve diğer kamu görevlileri eliyle görülür” denilmiştir.

406 sayılı Yasa’nın Ek 29. maddesinin 3.7.2005 tarih ve 5398 sayılı Kanun’la değişik birinci fıkrasında, “Türk Telekom hisselerinin devri sonucu kamu payının yüzde ellinin altına düşmesi durumunda; Türk Telekomda ek 22 nci maddenin (a) bendinin bu Kanunla yürürlükten kaldırılan hükümleri uyarınca belirlenen asli ve sürekli görevlerde çalışmakta olanlar ile 22.1.1990 tarihli ve 399 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye tabi olarak kadrolu veya sözleşmeli personel statüsünde çalışanlar ve kapsam dışı personel, kamu görevlerinden yüzseksen gün aylıksız izinli sayılır. Bu personel belirtilen süre içinde Türk Telekomda çalışmaya devam eder ve hisse devir tarihinden nakli için Devlet Personel Başkanlığına bildirildikleri tarihe kadarki aylık ücret, harcırah, sağlık giderleri, cenaze giderleri ve ölüm yardımı ile diğer mali ve özlük hakları Türk Telekom tarafından karşılanır…” denilerek, yasakoyucu tarafından Türk Telekom’da 22.1.1990 tarihli ve 399 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye tabi olarak sözleşmeli personel statüsünde çalışanlar ile kapsam dışı personel, kamu personeli sayılmıştır.

            Olayda, davalı şirkette 399 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin 2 sayılı cetveline tabi pozisyonda kapsam dışı personel olarak çalışmakta iken 4046 sayılı Yasa’nın 22. maddesi kapsamında Borçka Orman İşletme Müdürlüğü’ne ataması yapılan davacının, davalı idarenin 5473 sayılı Kanun kapsamında yapılacak ek ödemelere ilişkin 2006/T-17 nolu Tebliği’nin 9. maddesi uyarınca 40+40 TL denge tazminatı ve enflasyon farkı ödemesinin yapılması amacı ile yaptığı başvurunun reddine ilişkin Artvin Orman Bölge Müdürlüğü’nün  12.5.2009 gün ve 2657 sayılı işleminin iptali istemiyle dava açılmıştır.

            2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun “İdari Dava Türleri ve İdari Yargı Yetkisinin Sınırı” başlıklı 2. maddesinin değişik 1 numaralı bendinde:

            “a) (Değişik : 8.6.2000-4577/5 md.) İdari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan iptal davaları,

            b) İdari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları,

            c) (Değişik : 18.12.1999-4492/6 md.) Tahkim yolu öngörülen imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklar hariç, kamu hizmetlerinden birinin yürütülmesi için yapılan her türlü idari sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin davalar”

            idari dava türleri olarak sayılmış olup; kural olarak, idari yargıda ancak Devlete ve kamu tüzel kişilerine karşı açılan davalara bakılabilir.

            İncelenen uyuşmazlıkta, davalılardan T.T.A.Ş.’nin özel hukuk tüzel kişisi olması karşısında, idari yargı yetkisi kapsamında açılmış bir idari dava bulunduğundan söz etmek olanaksızdır.

            Buna göre,    davalı şirkette 399 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin 2 sayılı cetveline tabi pozisyonda kapsam dışı personel olarak çalışmakta iken 4046 sayılı Yasa’nın 22. maddesi kapsamında Borçka Orman İşletme Müdürlüğü’ne ataması yapılan davacının, davalı idarenin 5473 sayılı Kanun kapsamında yapılacak ek ödemelere ilişkin 2006/T-17 nolu Tebliği’nin 9. maddesi uyarınca 40+40 TL denge tazminatı ve enflasyon farkı ödemesinin yapılması amacı ile yaptığı başvurunun reddine ilişkin Artvin Orman Bölge Müdürlüğü’nün  12.5.2009 gün ve 2657 sayılı işleminin iptali istemiyle açtığı davanın, T.T.A.Ş. yönünden özel hukuk hükümlerine göre görüm ve çözümünde adli yargı yerinin görevli olduğu sonucuna varılmıştır.

Belirtilen nedenlerle, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı’nın başvurusunun kabulü ile davalı T.T.A.Ş. vekilinin görev itirazının reddine ilişkin İdare Mahkemesi kararının kaldırılması gerekmiştir. 

S O N U Ç : Davanın çözümünde ADLİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı’nın BAŞVURUSUNUN KABULÜ ile davalı T.T.A.Ş. vekilinin GÖREV İTİRAZININ REDDİNE ilişkin Rize İdare Mahkemesi’nin 3.8.2009 gün ve E:2009/287 sayılı KARARININ KALDIRILMASINA, 4.10.2010 gününde OYBİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.