Hukuk Bölümü         2007/489 E.  ,  2007/351 K.
"İçtihat Metni"Adalet Bakanlığı Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığınca hazırlanmıştır. İzinsiz olarak kopyalanması ve dağıtılması hukuki sorumluluk gerektirir.

 

 Davacı                       : S.A

Vekili                          : Av. H.K.”

Davalı                         : Kurupelit Belediye Başkanlığı

 O L A Y                     : Kurupelit Belediye Encümeni’nin 15.3.2006 gün ve 2006/20 sayılı kararı ile, 3194 sayılı İmar Yasası’nın 42. maddesine göre para cezası verilmesine, yasalara aykırı olarak  yapılan kısımların yıkılarak ortadan kaldırılması ve tecavüzün kaldırılması için bina sahiplerine 1 ay süre verilmesine karar verilmiştir.

Davacı vekili, bu işlemin ve 4.3.3006 günlü durdurma emrinin iptali istemiyle idari yargı yerinde dava açmıştır.

SAMSUN İDARE MAHKEMESİ ; 3.5.2006 gün ve E: 2006/1983, K: 2006/1253 sayı ile, davanın, davacının hissedarı olduğu Samsun, Kurupelit mevkii, 8364 ada, 3 parsel sayılı taşınmaz üzerinde yer alan binada izin almadan çatı ve onarım yapıldığının tespitine istinaden, 715,00 YTL idari para cezası verilmesine ve yasalara aykırı olarak yapılan kısımlarının yıkımı yönünde tesis edilen 15.3.2006 gün ve 2006/20 sayılı Encümen kararının ve 4.3.2006 tarihli durdurma emrinin iptali istemiyle açıldığı, 2577 sayılı idari Yargılama Usulü Kanunu'nun 3, 5, 14 ve 15. maddelerinden söz ederek, uyuşmazlık konusu olayda, idari para cezası verilmesine ilişkin işlemin adli yargının, yıkıma ilişkin işlemin idari yargının görev alanında olması nedeniyle, farklı yargı alanını ilgilendiren işlemler arasında maddi veya hukuki yönden bağlılık bulunmadığından, idari para cezasına karşı ayrı yıkım ve durdurma emrine karşı ayrı dava açılması gerekirken tek dilekçe ile dava açılmasının anılan Yasanın 5. maddesine aykırılık teşkil ettiği gibi, iptali talep edilen 4.3.2006 tarihli durdurma emrinin dava dilekçesine eklenmemesinin 2577 sayılı Yasa'nın 3. maddesine aykırılık teşkil ettiği sonuç ve kanaatine varıldığı gerekçesiyle 2577 sayılı idari Yargılama Usulü Kanunu'nun 3. ve 5. maddesi hükümlerine uygun bulunmayan dava dilekçesinin aynı Kanun'un 15. maddesinin 1/d bendi uyarınca bu kararın bildirim tarihinden itibaren otuz gün içinde belirtilen noksanlar tamamlanmak ve ayrı ayrı dilekçeler verilmek suretiyle yeniden dava açılmak üzere reddine karar vermiştir.

Davacı vekili, bu kez, söz konusu idari para cezasına karşı adli yargı yerinde itirazda bulunmuştur.

SAMSUN 3. SULH CEZA MAHKEMESİ; 9.8.2007 gün ve D. İş E:2006/196, D. İş K: 2006/196 sayı ile, itiraz eden vekili itiraz dilekçesinde özetle; müvekkilinin Samsun Kurupelit mevkii 8364 ada 3 parsel sayılı taşınmaz üzerinde yer alan binada izin almadan çatı onarımı yaptığından bahisle Kurupelit Belediyesi Encümeni tarafından 15.3.2006 tarih, 2006/20 sayılı idari para cezası kesildiğini, çatı onarımı için gerekli iznin ise Kurupelit Belediyesi’nden talep edilmesine karşın, izin verilmediğini, belediyenin çatı onarımını müvekkilinin şüyulu olan arsa sahiplerinin izninin alınmadığı gerekçesi ile engellediğini, kaldı ki çatı onarımının Medeni Kanun hükümlerince olağan ve acil işlerden olduğu ve gayrimenkulün ekonomik değerini korumaya yönelik işlemlerden bulunduğunu, ayrıca Kurupelit Belediyesi kurulmadan özel parselasyonla alınan ve mücavir alan durumunda olan taşınmazına müvekkilin 1990 tarihinde yığma bir bina yaptırdığını, müvekkilinin taşınmazının komşu Mehmet Tan'ın taşınmazına tecavüzlü hale getirildiğini, müvekkilinin tecavüzlü bahçe duvarını kaldırmadığından dolayı kendisine çatı onarımı izni verilmediğini, ruhsat alınmadığı taktirde yıkım kararı alınması yoluna gidildiğini, bu durumda alınan yıkım kararının ve müvekkili hakkında uygulanan idari para cezasının hukuka aykırı bulunduğunu, bu hususta Samsun İdare Mahkemesi’ne 2006/1983 Esas sayılı dosyası ile açtığı davanın idari para cezası yönünden görevli mahkemenin Sulh Ceza Mahkemesi olduğu belirtilerek görev yönünden reddedildiği, bu sebeple idari para cezasının iptaline ilişkin davayı Mahkemelerine açtıklarını, yıkım işleminin iptali talebi ile Samsun İdare Mahkemesi’ne açtıkları 2006/3047 Esas sayılı dosyasının derdest olduğu, müvekkili hakkında davalı Belediyece kesilen idari para cezasının iptaline karar verilmesini talep ve dava ettiği anlaşılıyor ise de; 5326 sayılı Kanun’un 27/8. maddesinde; idari yaptırım kararının verildiği işlem kapsamında aynı kişi ile ilgili olarak idari yargının görev alanına giren kararlarında verilmiş olması halinde idari yaptırım kararlarına ilişkin hukuka aykırılık iddialarının bu işlemin iptali ile birlikte idari yargı merciinde görüleceği hususunun belirtildiği, somut olayda aynı konuda davacı vekilince Samsun İdare Mahkemesi’ne 2006/3047 Esas sayılı dava dosyası ile ilgili Belediyece alınan 15.3.2006 tarih, 2006/20 Encümen kararının iptali talebi ile açılan ve 10.4.2007 tarihinde red ile sonuçlanan dava ile Mahkemelerinde dava konusu edilen idari para cezasının iptaline yönelik davanın bağlantılı olduğu, bu durumda Mahkemelerinde açılan idari para cezasına yönelik iptal davasının da K.K'nun 27/8 maddesi gereğince bu yargı merciinde görülmesi gerektiği düşünüldüğünden Kabahatler Kanunu’nun 27/8 maddesi delaletiyle 28/1-b maddesi gereğince başvurunun, Mahkemelerinin görev alanına girmemesi  sebebiyle  reddine  karar  vermek  gerektiği sonucuna varıldığı gerekçesiyle Kabahatler Kanunu’nun 5560 sayılı Kanun ile değişik 27/8 maddesi delaletiyle 28/1-b maddesi gereğince  Mahkemelerinin görev alanına girmemesi sebebiyle görevsizlik kararı vererek, görevli mahkemenin idare mahkemesi olduğuna, Samsun İdare Mahkemesi ile Mahkemeleri arasında olumsuz görev uyuşmazlığı çıktığı anlaşıldığından 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanun’un 15. maddesi gereğince uyuşmazlığın giderilmesi için dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesi’ne gönderilmesine karar vermiş; bu karar, temyiz edilmeyerek kesinleşmiştir.

            İNCELEME VE GEREKÇE :

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Ahmet AKYALÇIN’ın Başkanlığında, Üyeler: Mahmut BİLGEN, Ramazan TUNÇ, Habibe ÜNAL, O. Cem ERBÜK, Muhittin KARATOPRAK ve Gürbüz GÜMÜŞAY’ın katılımlarıyla yapılan 03.12.2007 günlü toplantısında; Raportör-Hakim Nurdane TOPUZ’un 2247 sayılı Yasa’da öngörülen koşulları taşımayan başvurunun reddi gerektiği yolundaki raporu ve dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Ayla SONGÖR ile Danıştay Savcısı Gülen AYDINOĞLU’nun başvurunun reddi gerektiği yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ :

Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre;

Uyuşmazlık Mahkemesi Genel Kurulunun 11.7.1988 günlü, E:1988/1, K:1988/1 sayılı İlke Kararında, “2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanunun bütünüyle incelenip değerlendirilmesinden, bu Kanunun uygulanması yönünden 2 nci maddesinin ikinci fıkrasında yer alan, ‘ceza uyuşmazlıkları’ ibaresinden, savcının ya da şahsi davacının talebi ile başlayan yargılaması sonunda sanığın mahkumiyetine ya da beraatine hükmedilebilecek davalarda, askeri ve adli ceza mahkemeleri arasında çıkan görev ve hüküm uyuşmazlıklarının anlaşılması, bunun dışında kalan tüm görev uyuşmazlıklarının ‘hukuk uyuşmazlığı’ sayılması gerektiği sonucuna varılmaktadır. Uygulanması idari organlara bırakılan cezalar, adli nitelikte olmadığından, bunlar hakkında yapılan itirazlar ya da açılan davalar ‘ceza davası’ olarak nitelendirilemezler. İdari niteliklerinden dolayı bu davalara ilişkin görev ve hüküm uyuşmazlıklarının Uyuşmazlık Mahkemesinin Hukuk Bölümünde incelenip çözümlenmesi gerektiği...” açıkça belirtilmiştir. Bu durum göz önüne alındığında, olay bölümünde yazılı başvuru konusu görev uyuşmazlığının Hukuk Bölümünde incelenmesi gerektiği kuşkusuzdur.

2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanun’un 19. maddesinde, “Adli, idari, askeri yargı mercilerinden birisinin kesin veya kesinleşmiş görevsizlik kararı üzerine kendisine gelen bir davayı incelemeye başlayan veya incelemekte olan bir yargı mercii davada görevsizlik kararı veren merciin görevli olduğu kanısına varırsa, gerekçeli bir karar ile görevli merciin belirtilmesi için Uyuşmazlık Mahkemesine başvurur ve elindeki işin incelenmesini Uyuşmazlık Mahkemesinin karar vermesine değin erteler. (Değişik:21.1.1982-2592/6 md.)Mahkemenin gerekçeli kararı, dava dosyası ile birlikte Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilir” denilmiştir. Aynı Yasanın 27. maddesinde ise, Uyuşmazlık Mahkemesinin, uyuşmazlık çıkarmaya veya görev uyuşmazlıklarına ilişkin istemleri önce şekil ve süre açısından inceleyeceği; yöntemine uymayan veya süresi içinde ileri sürülmemiş istemleri reddedeceği kuralına yer verilmektedir.

Sulh Ceza Mahkemesince, görevsizlik kararı verilerek, görevli mahkemenin İdare Mahkemesi olduğuna, Samsun İdare Mahkemesi ile Mahkemeleri arasında olumsuz görev uyuşmazlığı çıktığı anlaşıldığından, 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanun’un 15. maddesi gereğince uyuşmazlığın giderilmesi için dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesi’ne gönderilmesine karar verilmiş ise de; İdare Mahkemesi kararı, görevsizlik kararı olmayıp, uyuşmazlık konusu olayda, idari para cezası verilmesine ilişkin işlemin adli yargının, yıkıma ilişkin işlemin idari yargının görev alanında olması nedeniyle, farklı yargı alanını ilgilendiren işlemler arasında maddi veya hukuki yönden bağlılık bulunmadığından, idari para cezasına karşı ayrı yıkım ve durdurma emrine karşı ayrı dava açılması gerekirken tek dilekçe ile dava açılmasının 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 5. maddesine aykırılık teşkil ettiği gibi, iptali talep edilen 4.3.2006 tarihli durdurma emrinin dava dilekçesine eklenmemesinin 2577 sayılı Yasa'nın 3. maddesine aykırılık teşkil ettiği sonuç ve kanaatine varıldığı gerekçesiyle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 3. ve 5. maddesi hükümlerine uygun bulunmayan dava dilekçesinin aynı Kanun'un 15. maddesinin 1/d bendi uyarınca bu kararın bildirim tarihinden itibaren otuz gün içinde belirtilen noksanlar tamamlanmak ve ayrı ayrı dilekçeler verilmek suretiyle yeniden dava açılmak üzere reddine ilişkindir. Kısacası, olumsuz görev uyuşmazlığı doğmasına neden olacak şekilde idari yargı yerince verilmiş bir görevsizlik kararı bulunmamaktadır.

Açıklanan nedenlerle, 2247 sayılı Yasa’nın 19. maddesinde öngörülen koşulu taşımayan başvurunun, aynı Yasanın 27. maddesi uyarınca reddi gerekmiştir.

 SONUÇ    : 2247 sayılı Yasa’nın 19. maddesinde öngörülen koşulları taşımayan BAŞVURUNUN, aynı Yasanın 27. maddesi uyarınca REDDİNE, 03.12.2007 gününde OYBİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.