T.C.

    UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

 

ESAS NO         : 2020/151

KARAR NO    : 2020/93

KARAR TR     : 24.02.2020

ÖZET: İdari ve adli yargı yerlerince, tarafları, konusu ve sebebi aynı olan dava sebebiyle verilmiş iki ayrı görevsizlik kararı bulunmadığı, bu nedenle 2247 sayılı Yasa’nın 14. maddesinde belirtilen biçimde olumsuz  görev uyuşmazlığının oluşmadığı anlaşıldığından, aynı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yöntemine uygun bulunmayan BAŞVURUNUN REDDİ gerektiği hk.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

K  A  R  A  R

 

 

Davacı             :Türk Telekomünikasyon A.Ş.

Vekili              : Av. N.B.

Davalı             : Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı

Vekili              : Av. G.K.A.

 

O L A Y: Ankara İli, Çankaya İlçesi, Karapınar Mahallesi, 1163, 1164 ve 1165. caddeler üzerindeki deplase işi için cadde asfaltı ve stabilize zeminin tahrip edildiğinden bahisle, davacı adına Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı, Fen İşleri Dairesi Başkanlığı Alt Yapı Koordinasyon Merkezi (Aykome) Şube Müdürlüğünce, Aykome Yönetmeliğinin 5. maddesi  gereğince toplam olarak 61.032,22 TL zemin tahrip bedeli belirlenmiş,  23.12.2014 gün ve 35209, 35210, 14.01.2015 gün ve ….-300-1549 sayılı yazılar ile yasal süre  içinde ödenmesi gerektiği  davacıya  bildirilmiştir.

Davacı vekili, idari para cezasının iptali istemiyle idari yargı yerinde dava açmıştır.

Ankara 15. İdare Mahkemesi,  davanın esasını inceleyerek dava konusu işlemin iptaline karar vermiş, karara davalı vekili tarafından itiraz edilmesi üzerine, Ankara Bölge İdare Mahkemesi 9. İdari Dava Dairesi 17.03.2017 gün ve E:2017/173, K:2017/181 sayılı kararı ile, davanın, görüm ve çözümünün adli yargıya ait olduğu nedeniyle görev yönünden reddi gerekirken, uyuşmazlığın esası hakkında karar verilmesinde hukuka uygunluk bulunmadığı gerekçesiyle kararın kaldırılmasına, yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın Mahkemesine iadesine karar vermiştir.

ANKARA 15. İDARE MAHKEMESİ 11.05.2017 gün ve E:2017/1181, K:2017/1257 sayı ile, 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu, 5393 sayılı Belediye Kanunu ve 2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanununun ilgili maddelerine göre hazırlanan Ankara Büyükşehir Belediyesi Alt Yapı Koordinasyon Merkezi Müeyyideler Yönetmeliği uyarınca verilen para cezalarına karşı yapılacak itiraz konusunda görevli yargı yerini belirleyen bir hükme, gerek Yönetmelikte gerekse anılan Kanunlarda yer verilmediği, bu durumda 5326 sayılı Kabahatler Kanunu’nun ilgili hükümleri uyarınca davanın çözümünün adli yargı yerine ait olduğu gerekçesiyle davanın görev yönünden reddine karar vermiş, verilen karar itiraz edilmeden kesinleşmiştir.

Davacı vekili, bu kez, aynı istemle adli yargı yerine başvuruda bulunmuştur.

ANKARA 4. SULH CEZA HAKİMLİĞİ: 19.01.2018 gün ve D.İş:2017/4946 sayı ile, itiraza konu uyuşmazlığın hukuki ihtilaf olduğu, Kabahatler Kanunu’na tabi olmayıp hukuk mahkemelerinin görev alanına girdiğinin anlaşıldığı gerekçesiyle başvurunun görev yönünden reddine karar vermiş, davacı vekili tarafından yapılan itiraz, Ankara 5. Sulh Ceza Hakimliğince kesin olmak üzere reddedilmiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE:

Uyuşmazlık Mahkemesinin Hicabi DURSUN’un başkanlığında, Üyeler Şükrü BOZER, Mehmet AKSU, Birol SONER, Aydemir TUNÇ, Nurdane TOPUZ ve Ahmet ARSLAN’ın katılımlarıyla yapılan 24.02.2020 tarihli toplantısında, Raportör – Hâkim Gülten Fatma BÜYÜKEREN’in, başvurunun reddi yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili  Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Halil İbrahim ÇİFTÇİ ile Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın davada başvurunun reddi gerektiği yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre;

Uyuşmazlık Mahkemesi’nin görev ve yetkileri, 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 158. maddesi ile 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesi’nin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanun’un 1. maddesinde açıkça gösterilmiş, Mahkeme adli ve idari yargı mercileri arasındaki görev ve hüküm uyuşmazlıklarını kesin olarak çözmeye yetkili kılınmıştır.

2247 sayılı Yasa’nın 14. maddesinde, “Olumsuz görev uyuşmazlığının bulunduğunun ileri sürülebilmesi için adli ve idari yargı mercilerinin tarafları, konusu ve sebebi aynı olan davada kendilerini görevsiz görmeleri ve bu yolda verdikleri kararların kesin veya kesinleşmiş olması gerekir.

Bu uyuşmazlığın giderilmesi istemi, ancak davanın taraflarınca ileri sürülebilir”, 19. maddesinde, “Adli ve idari yargı mercilerinden birisinin kesin veya kesinleşmiş görevsizlik kararı üzerine  kendisine gelen bir davayı incelemeye başlayan veya incelemekte olan bir yargı mercii davada  görevsizlik kararı veren merciin görevli olduğu kanısına varırsa, gerekçeli bir karar ile görevli merciin belirtilmesi için Uyuşmazlık Mahkemesine başvurur ve elindeki işin incelenmesini Uyuşmazlık Mahkemesinin karar vermesine değin erteler.

(Değişik ikinci fıkra: 23/7/2008 – 5791/9 md.) Yargı merciince, önceki görevsizlik kararına ilişkin dava dosyası da temin edilerek, gerekçeli başvuru kararı ile birlikte dava dosyaları Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilir” denilmiştir. Aynı Yasanın 27. maddesinde ise, Uyuşmazlık Mahkemesinin, uyuşmazlık çıkarmaya veya görev uyuşmazlıklarına ilişkin istemleri önce şekil ve süre açısından inceleyeceği; yöntemine uymayan veya süresi içinde ileri sürülmemiş istemleri reddedeceği kuralına yer verilmiştir.

Dosyanın incelenmesinden, davacı vekilinin, davacı adına verilen para cezasının iptali istemiyle idari yargı yerinde açtığı davada,  Ankara 15. İdare Mahkemesi’nce davanın çözümünün adli yargı yerine ait olduğu gerekçesiyle davanın görev yönünden reddine ilişkin olarak verilen karar ile, aynı istemle Ankara 4. Sulh Ceza Hakimliğine yapılan başvuru sonucunda verilen başvurunun görev yönünden reddine ilişkin karar arasında oluştuğunu ileri sürdüğü olumsuz görev uyuşmazlığının çözümlenmesi için dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesi’ne gönderilmesi talebini içeren dilekçesi üzerine, dava dosyasının,  Ankara 4. Sulh Ceza Hakimliğince idari yargı yerince verilen kararlar temin edilmek suretiyle Uyuşmazlık Mahkemesi’ne gönderildiği anlaşılmıştır.  

Ancak, somut olayda, para cezasının iptali istemiyle idari yargı yerinde açılan davada, Ankara 15. İdare Mahkemesinin 11.05.2017 gün ve E:2017/1181, K:2017/1257 sayılı kararıyla; aynı istemle adli yargı yerine yapılan başvuruda,  Ankara 4. Sulh Ceza Hâkimliğince verilen 19.01.2018 gün ve D.İş:2017/4946 sayılı kararlar incelendiğinde; Ankara 15. İdare Mahkemesince verilen kararın,  davanın çözümünün adli yargı yerine ait olduğu gerekçesiyle verilen,  davanın görev yönünden reddine ilişkin bir karar olmasına karşılık, Ankara 4. Sulh Ceza Hâkimliğince verilmiş kararın, yargı yolunu değiştirmeye yönelik bir görevsizlik kararı olmadığı, kararın gerekçesinde, başvuruya konu uyuşmazlığın  hukuki ihtilaf olduğu, Kabahatler Kanunu’na tabi olmayıp hukuk mahkemelerinin görev alanına girdiği gerekçesiyle aynı yargı düzeni içinde yer alan hukuk mahkemelerinin görevli olduğu gerekçesiyle verilmiş bir görev yönünden red kararı olduğu, diğer yargı kolunun görevli olduğu yolunda verilen bir  görevsizlik kararı olmadığı görülmüştür. 

 

 

 

Davacı vekilinin, 2247 sayılı Kanun’un 14. maddesi uyarınca Uyuşmazlık Mahkemesi’ne başvurabilmesi için, adli ve idari yargı yerince aynı konuda verilmiş kesin veya kesinleşmiş bir yargı yolu uyuşmazlığına ilişkin yargı yolunu değiştirmeye yönelik görevsizlik kararları bulunması gerektiği açıktır. Oysa olayda, adli yargı yerince davacı hakkında aynı konuya ilişkin olarak verilmiş yargı yolunu değiştirmeye yönelik bir görevsizlik kararı bulunmadığı anlaşılmıştır.

Bu durumda, idari ve adli yargı yerlerince, tarafları, konusu ve sebebi aynı olan dava sebebiyle yargı yolu uyuşmazlığına ilişkin olarak verilmiş iki ayrı görevsizlik kararı bulunmadığından, 2247 sayılı Yasa’nın 14. maddesinde belirtilen biçimde olumsuz görev uyuşmazlığının oluşmadığı anlaşıldığından, aynı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yöntemine uygun bulunmayan başvurunun reddine karar verilmesi gerekmiştir.

 

S O N U Ç: 2247 sayılı Yasa’nın 14. maddesinde belirtilen biçimde olumsuz görev uyuşmazlığının bulunmadığı anlaşıldığından, aynı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yöntemine uygun bulunmayan BAŞVURUNUN REDDİNE, 24.02.2020 gününde OYBİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

 

 

Başkan

Hicabi

DURSUN

Üye

Şükrü

BOZER

Üye

Mehmet

AKSU

Üye

Birol

SONER

 

 

 

 

 

 

Üye

Aydemir

TUNÇ

Üye

Nurdane

TOPUZ

Üye

Ahmet

ARSLAN