T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

            HUKUK BÖLÜMÜ

            ESAS NO       : 2016 / 664

            KARAR NO  : 2016 / 680

            KARAR TR   : 26.12.2016

ÖZET : Davalı Şirkette çalışırken Kurumun özelleştirilmesi nedeniyle kamu kurumuna nakledilen davacının, maaş nakil bildiriminin ilgili mevzuata uygun düzenlenmemesi nedeniyle uğradığı parasal kaybın giderilmesi istemiyle açtığı davanın, ADLİ YARGI YERİNDE çözümlenmesi gerektiği hk.

 

                                                          

 

 

K  A  R  A  R

 

 

            Davacı             : Ö.U.

Vekili              : Av. A.T.

Davalı             : Türk Telekomünikasyon A.Ş.

Vekili              : Av. Ş.K.P.

 

O L A Y          : Davacı vekili dava  dilekçesinde özetle; müvekkilinin  Türk Telekomünikasyon A.Ş.’de çalışmakta iken, davalı kurumun özelleştirilmesi üzerine,  21.09.2010 tarihinde Manavgat Kaymakamlığı İMKB Ticaret Meslek Lisesi Müdürlüğü’ne atamasının yapıldığını ve burada göreve başladığını; ancak nakil sırasında düzenlenen maaş nakil ilmühaberinin eksik ve hatalı düzenlendiğini belirterek; maaş nakil ilmühaberinin eksik ve hatalı düzenlenmesi nedeniyle davacıya ödenmesi gereken 288,00 TL tutarındaki ek ödemenin nakil ücretine eklenmesi ve mahrum kalınan parasal hakların şimdilik 500,00 TL’sinin tazmini, davacının bildirim tarihindeki ünvanına göre davalı şirketten almış olduğu ücret ve ücrete eklenmesi gereken ek ödeme dahil diğer alacak kalemleri toplamının 2.163,48 TL olarak, ayrıca 673,08 TL tutarında 112 günlük ikramiye tutarının sabit bir değer olarak eklenmesi sureti ile maaş nakil ilmühaberinde belirtilen ücretin 3.124,57 TL olarak tespiti ve Devlet Personel Başkanlığı’na bildirilmesi gerektiğinin tespiti ve davacının 21.09.2010 tarihinden itibaren eksik ücret alması nedeni ile  uğradığı zarar bedeli olarak fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 500,00 TL’nin 21.09.2010 tarihinden itibaren bankaların mevduata uyguladığı en yüksek faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesi istemi ile 18.09.2015 tarihinde adli yargı yerinde dava açmıştır.

ANKARA 40. İŞ MAHKEMESİ: 27.06.2016 gün ve 2016/919 Esas, 2016/278 Karar  sayı ile aynen ‘‘…Uyuşmazlık Mahkemesinin bu gibi davalarda bu güne kadar verdiği kararlarda adli yargının görevli olduğu kabul edilmektedir. Ancak mahkememiz temyiz merci olan 22 H.D. nin bir örneği dosyaya ibraz edilen en son içtihatında Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 24/02/2011 tarih, 2015/55-205 sayılı kararma atıf yapılmak suretiyle bu davada uyuşmazlığın çözüm yerinin idari yargı olduğu kabul edilmiştir. Atıf yapılan kararda imtiyaz sözleşmesi ile kamu hizmetini yürütmekle görevli ve yetkili kılınan, kimi kamusal ayrıcalık ve yükümlülüklere tabi olan ve kamu kuramlarına nakil hakkı bulunan personel ile ilgili olarak bazı kamusal görevler yüklenen davalı şirketin belirtilen görevleri kapsamında tesis ettiği işlemler idari işler niteliğinde olduğundan bu işlemlerden kaynaklanan uyuşmazlıklarda idari yargının görevli olduğu kabul edilmektedir. Bu karardan sonra alman ve bir örneği dosyada bulunan Hukuk Genel Kurulu'nun 2014/9-1559 2015/2649 sayılı içtihatında da, davalı şirket tarafından kamuya nakil edilen personelle ilgili 406 sayılı Kanun hükümleri uyarınca tesis edilecek maaş nakil ilmühaberi düzenlenmesi, personel ilişiğinin kesilmesi gibi işlemlerin idare hukuku alanında sonuç doğurması ve ilgili personelin nakledilecekleri kurumdaki statülerini özlük ve parasal haklarını belirlemesi itibariyle idari işlem niteliğinde oldukları ve bu sebeple bu işlemlerden doğan uyuşmazlıklarda idari yargının görevli olduğu kabul edilmiştir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun uyuşmazlık konusunda ortaya çıkan içtihadına göre adli yargı yolunun caiz olmadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda davanın usulden reddine karar verilmesi gerekmektedir…’’ şeklindeki gerekçesi ile davanın görev yönünden reddine karar vermiş, bu karar  taraflarca temyiz edilmeksizin kesinleşmiştir.

Davacı vekili, naklin yapıldığı yıl içerisinde almış olduğu ikramiyeler sütununun boş bırakılması ve naklin yapıldığı yılda almış olduğu ücret yerine daha düşük bir ücret yazılması şeklinde hatalı düzenlenen maaş nakil ilmühaberinin iptali ve davacının kamuda çalışmaya başladığı tarihten itibaren eksik ödeme nedeniyle uğradığı zararın bilirkişi marifetiyle hesaplanarak tazmin edilmesi istemiyle bu kez idari yargı yerinde dava açmıştır.

ANKARA 7. İDARE MAHKEMESİ: 09.09.2016 gün ve 2016/3445 Esas sayılı kararı ile özetle; dava konusu uyuşmazlıkta davalının özle hukuk tüzel kişisi olması karşısında idari yargı yetkisi kapsamında açılmış bir idari dava bulunduğundan söz edilmesinin olanaksız olduğu, davanın görüm ve çözümünde adli yargı yerinin görevli olduğunu, Uyuşmazlık Mahkemesi’nin benzer olaylara ilişkin olarak verdiği 05.07.2010 tarih ve E:2010/56, K:2010/157 sayılı; 09.02.2012 tarih ve E:2012/8, K:2012/67 sayılı kararlarının da bu yönde olduğunu  gerekçe göstererek, 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanun’un 19. maddesi hükümleri uyarınca görevli yargı merciinin belirlenmesi için dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesi’ne gönderilmesine, Uyuşmazlık Mahkemesi’nce karar verilinceye kadar dava dosyasının incelenmesinin ertelenmesine karar vermiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE :

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Nuri NECİPOĞLU’nun Başkanlığında, Üyeler: Ali ÇOLAK, Yusuf Ziyaattin CENİK, Alaittin Ali ÖĞÜŞ, Süleyman Hilmi AYDIN, Mehmet AKBULUT ve Yüksel DOĞAN’ın katılımlarıyla yapılan 26.12.2016 günlü toplantısında:

l-İLK İNCELEME: Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre; İdare Mahkemesince, 2247 sayılı Yasa’nın 19. maddesine göre başvuruda bulunulmuş olduğu, idari yargı dosyasının Mahkemece, ekinde adli yargı dosyası ile birlikte Uyuşmazlık Mahkemesi’ne gönderildiği, adli yargı dosyasının kesinleşmesine ilişkin evrakta açıklık bulunmadığı saptanıp adli yargı dosyasının kesinleşme şerhi temin edilmiş olmakla, usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim Sinem USTA’nın, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Halil İbrahim ÇİFTÇİ ile Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın davada adli yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Dava, Türk Telekomünikasyon  A.Ş.'de kapsam dışı personel olarak çalışmakta iken kurumun özelleştirilmesi nedeni ile başka kuruma atanan davacının, nakil sırasında hatalı düzenlenen maaş nakil ilmühaberinin düzeltilmesi ve 21.09.2010 tarihi itibariyle maaş nakil ilmühaberinde belirtilmeyen ücret, ücrete eklenmesi gereken farkların ve 12 günlük ikramiye tutarının bilirkişi marifetiyle hesaplanarak uğradığı  zararın faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesi istemiyle açılmıştır.

Telekomünikasyon şebekeleri üzerinden sunulan ulusal ve uluslararası ses iletimini ihtiva eden telefon hizmetlerini 31.12.2003 tarihine kadar “tekel” olarak yürütmekle görevli kılınan ve çoğunluk hisseleri kamuya ait bulunan Türk Telekomünikasyon A.Ş.’nin, tekel kapsamında kamu hizmeti yürüten, kuruluş yasasındaki son düzenlemeler ile kendine özgü statüye sahip olan ve sermayesindeki kamu payı %50’nin altına düşünceye kadar kamu kuruluşu niteliğini taşıyan bir kuruluş olduğu tartışmasızdır.

Ancak, özelleştirme kapsamında bulunan Türk Telekomünikasyon A.Ş.’deki tamamı Hazineye ait bulunan hisselerden % 55’i, 14.11.2005 tarihli Hisse Satış Sözleşmesi ile Oger Telekomünikasyon Anonim Şirketine satılmıştır.

Olayda, davalının hisse devir (14.11.2005) tarihinde davalı kuruluşta çalışmakta iken 406 sayılı Yasa'nın Ek-29. maddesi ile 4046 sayılı Yasa'nın 22. maddesine göre adı Devlet Personel Başkanlığına bildirilen ve sonrasında kamu kurumu emrine atanan davacının vekili tarafından; maaş nakil bildiriminin yeniden düzenlenmesi istemiyle 12.03.2015 tarihinde dava açılmıştır.

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun “İdari Dava Türleri ve İdari Yargı Yetkisinin Sınırı” başlıklı 2. maddesinin değişik 1 numaralı bendinde:

“a) (Değişik : 8.6.2000-4577/5 md.) İdari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan iptal davaları,

b) İdari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları,

c) (Değişik: 18.12.1999-4492/6 md.) Tahkim yolu öngörülen imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklar hariç, kamu hizmetlerinden birinin yürütülmesi için yapılan her türlü idari sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin davalar” idari dava türleri olarak sayılmış olup; kural olarak, idari yargıda ancak Devlete ve kamu tüzel kişilerine karşı açılan davalara bakılabilir.

Buna göre, dava açıldığı tarihte davalı mevkiinde kamu kuruluşu niteliği taşımayan Türk Telekomünikasyon A.Ş.'nin olması karşısında, idari yargı yetkisi kapsamında açılmış bir idari dava bulunduğundan söz etmek olanaksız olduğundan; uyuşmazlığın, özel hukuk hükümlerine göre görüm ve çözümünde adli yargı yerinin görevli olduğu sonucuna varılmıştır.

Belirtilen nedenlerle, Ankara 7. İdare Mahkemesi’nin başvurusunun kabulü ile Ankara 40. İş Mahkemesi’nin 27.06.2016 tarih ve 2016/919 Esas, 2016/278 Karar sayılı görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir.

 

S O N U Ç  : Davanın çözümünde ADLİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Ankara 7. İdare Mahkemesi’nin BAŞVURUSUNUN KABULÜ ile Ankara 40. İş Mahkemesi’nin 27.06.2016 tarih ve 2016/919 Esas, 2016/278 Karar sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 26.12.2016  gününde OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

 

Başkan

Nuri

NECİPOĞLU

 

 

 

Üye

Ali

ÇOLAK

 

 

 

 

 

Üye

Süleyman Hilmi

AYDIN

Üye

Yusuf Ziyaattin

CENİK

 

 

 

 

 

Üye

Mehmet

AKBULUT

Üye

Alaittin Ali

ÖĞÜŞ

 

 

 

 

 

Üye

Yüksel

DOĞAN